Töre Sivrioğlu, Sidar Gündüzalp – Sovyet Arkeolojisi Üzerine Denemeler 1 (2023)

Soğuk Savaş koşulları yüzünden Dünya, Sovyetler Birliği’nde arkeolojinin gelişimi hakkında bilgi sahibi olamadı.

Sovyet arkeolojisine dönük ön yargılar, Sovyetlerde bilim değil ideoloji üretildiği, tartışma ortamı ve farklı ekollerin bulunmadığı gibi algıların oluşmasına sebep oldu.

Oysa Sovyetlerde farklı arkeolojik yaklaşımlar sürekli rekabet halinde olduğu gibi arkeoloji alanında büyük teknik sıçramalar yaşanıyordu.

Arkeolojinin define avcılığından ayrılıp, antik çağların toplumsal yapısını anlamaya yönelik bir çabaya dönüşmesinde Sovyet arkeolojisinin öncü bir rolü vardı ve bu rol G. Childe ekolü sayesinde Batı arkeolojisinde de etkili olmuştu.

Tarihte ilk kez Sovyet arkeologları kral mezarları, saraylar ve anıtsal yapıların yanı sıra halk tabakalarının, köylülerin, göçebelerin, kölelerin nasıl yaşadıklarını da ortaya çıkarmaya çalışan yeni bir kazı anlayışı geliştirmişlerdi.

Ören yerlerinin havadan fotoğraflanması, arkeolojik nesnelerin korunması veya tarihlendirilmesi için kimya, fizik gibi disiplinlere başvurulması, arkeologların farklı disiplinlerden bilim insanlarıyla ilk kez birlikte çalışmaya başlamaları Sovyet arkeolojisinin bilim dünyasına getirdiği yeniliklerden bazılarıdır.

Seri olarak yayınlanması planlanan bu çalışmada, Sovyet arkeolojisinin arkeoloji, paleografi, epigrafi ve Eski Çağ tarihçiliği gibi disiplinlere katkıları, artıları eksikleriyle Türkiye’de ilk olarak masaya yatırılmaktadır.

  • Künye: Töre Sivrioğlu, Sidar Gündüzalp – Sovyet Arkeolojisi Üzerine Denemeler 1, Sakin Kitap, arkeoloji, 160 sayfa, 2023

Töre Sivrioğlu – Zerdüşt ve Avesta’nın İzinde (2023)

  • Zerdüşt kimdi?
  • Avesta ne zaman derlendi?
  • Persler, Parthlar ve Sasaniler Zerdüşti miydi?
  • Avesta hangi dilde yazılmıştı?
  • Bu dilin yaşayan akrabaları var mı?
  • Zerdüştilik, Mecusilik, Mazdaizm gibi terimler ne anlama geliyor?
  • Aralarındaki farklar nelerdir?
  • İslam dini ile Zerdüştlük arasında nasıl bir bağ var?
  • Mazda dininin kutsal simgeleri, nesneleri nelerdir?

Bu kitapta bu sorulara cevap aranıyor.

Kitabın yazımı aşamasında antik dillerde yazılmış belgeler, arkeolojik buluntular taranmış.

Yazar aynı zamanda bir zamanlar Zerdüşt dininin egemen olduğu İran ve Afganistan gibi ülkelerde, bizzat sahada Mazda inancının maddi ve manevi mirasının izini de sürmüş.

Bu çalışma Zerdüşt’ün, Mazda dininin ve Avesta’nın izindeki yolculuğa başlamak için ilk adımları atmak isteyenler için, gelecek zamanlarda bu yolculuğu çok daha ileri noktalara taşıyacak belki de tamamlayacak olan genç araştırmacılar ve meraklılar için yazıldı.

  • Künye: Töre Sivrioğlu – Zerdüşt ve Avesta’nın İzinde: Mazdaizm Tarihine Giriş, Sakin Kitap, inceleme, 144 sayfa, 2023

Töre Sivrioğlu – Kayıp Uygarlıklar ve Diller (2023)

 

Bu özenli çalışma, “tarih kitabı” insanın “Nereden geliyor, nereye gidiyoruz?” merakına dair önemli konu başlıkları üzerine nesnel bir tarih anlatısı.

Ulaş Töre Sivrioğlu’nun çalışmalarındaki malumatfuruş olmaktan uzak ama bilgiyi en özlü hâliyle, en gerekli detaylarına kadar veriyor ve bunu oldukça analitik bir metodu izleyerek yapıyor.

‘Kayıp Uygarlıklar ve Diller’, tarihe en temel okul bilgileri düzeyinde ilgisi olan okurun da konuyla ilgili belli bir alanda uzmanlaşmış kimselerin de aradıklarını bulabilecekleri etraflıca bir çalışma.

  • Künye: Töre Sivrioğlu – Kayıp Uygarlıklar ve Diller: Büyük Arkeolojik Keşiflerin Öyküsü, Kafka Kitap, tarih, 232 sayfa, 2023

Ulaş Töre Sivrioğlu – Perslerin Ardından İran-Sasaniler Dönemi (2023)

Akhaimenid ailesinin idaresi altında Persis bölgesinde kurulan imparatorluk, tarihe damgasını öylesine güçlü bir biçimde vurmuştu ki imparatorluğun yıkılmasından binlerce yıl sonra bile İran hâlen onların döneminde olduğu gibi Persia olarak anılmaktaydı.

Bu nedenle tarihçiler İran’daki her canlanma döneminden “Pers İmparatorluğu’nun yeniden doğuşu” ya da “Perslerin geri dönüşü” olarak söz etmeyi severler.

Sāsān ailesinden Ardāšīr’in MS 224’te kurduğu yeni krallık da modern tarihçilerin gözünde Yeni Pers İmparatorluğu (Neo-Persian Empire) olarak adlandırıldı.

Romalı tarihçilere göre de Sāsāniler, Perslerin mirasçıları oldukları konusunda kuşku duymamaktaydılar.

Sāsāni şahları Pers hükümdarlarının mezarlarının çevresini kendi kabartmalarıyla donatırken bu mirası sahiplendiklerini göstermek istemişlerdi.

İran milli destanı olan Şehnâme Parthların dört yüz yıllık tarihini birkaç satırla geçiştirir ve son Pers Şahı Darius ile Sāsān arasında doğrudan bağ kurmayı tercih eder.

Parthların, üzerinde Hellen tanrılarının tasvirlerinin yer aldığı sikkelerinin yerini Sāsānilerle birlikte Mazda dininin kutsal ateşinin alması bu “öze dönüş”ün simgesi olarak görülmüştür.

Öte yandan Sāsānilerin dört yüzyıllık öyküsünün, mirasçıları oldukları Akhaimenidlerin gölgesi altında kaldığını söyleyebiliriz.

Bilim dünyasında Persler ile onların mirasçıları arasında oldukça eşitsiz bir dağılım vardır.

Persler üzerine yapılan araştırmalar mirasçılarınınkinden kat be kat fazladır.

Sāsāniler klasik tarihçilerin gözünde Roma’yla çatışmaya girdikleri sürece önemlidirler.

İslâm tarihçileri ise Sāsānilere İslâm medeniyetine etkileri nedeniyle ilgi gösterirler.

Türk tarihçiliği de benzer şekilde Sāsānilerin Orta Asya’da oynadıkları role odaklanırlar.

Sonuçta Sāsāniler ancak başka bir kültür evrenine temas edebildikleri ölçüde dikkat çekmişlerdir.

Bu genel ilgisizliğin bir nedeni de Sāsānilerin hâkimiyetinin İlkçağ denilen dönem ile Ortaçağ arasındaki belirsiz geçiş devrine tekabül etmesidir.

Avrupa-merkezci tarihsel dönemlendirmeler sonucu bu medeniyetin bir İlkçağ uygarlığı mı yoksa Ortaçağ uygarlığı mı olduğuna karar verilmedi.

Bu engeller Sāsāni uygarlığı üzerine yapılan araştırmaların hâlen emekleme aşamasında olmasının temel nedenlerinden biridir.

  • Künye: Ulaş Töre Sivrioğlu – Perslerin Ardından İran-Sasaniler Dönemi, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, tarih, 384 sayfa, 2023

Ulaş Töre Sivrioğlu – İslam Sanatında Antik Figürler (2018)

İslam sanatı erken dönemlerinde mozaik, fresk, kitap resmi, kabartma ve heykel gibi Yunan-Roma ve Eski Önasya kültürlerine özgü sanat biçimlerine sıklıkla başvurmuştu.

Bu, bilmeyenler açısından oldukça şaşırtıcı bir durumdur.

Zira İslam sanatı denilince akla doğal olarak ebru, tezhip, minyatür ve hat gibi geleneksel dallar gelir.

Öte yandan İslam sanatındaki antik etkiler, arkeologlar tarafından ilk keşfedildiğinde de şaşkınlıkla karşılanmıştı.

Örneğin, arkeolojinin bir disiplin olarak doğduğu dönemlerde, mozaiklerle, erotik temalı duvar resimleriyle ya da Hellenistik üslupta heykellerle bezeli Emevi sarayları keşfedildiğinde, kimse bunların Müslümanlar tarafından inşa edildiğine inanmamıştı.

İşte Ulaş Töre Sivrioğlu’nun bu değerli çalışması, Erken İslam sanatında yaygın olan, fakat bugün unutulmuşluğa terk edilen söz konusu sanatsal ve estetik tavrı ayrıntılı bir şekilde ortaya koyuyor.

Sivrioğlu kitabında, bu etkiyi gözler önüne sermekle kalmıyor, aynı zamanda bu etkiyi doğuran siyasi ve sosyal etkenleri de çözümlüyor.

Hellenistik ve antik dönem kültür, felsefe ve edebiyatının İslam dünyası üzerindeki etkileri hakkında yapılmış muhtelif çalışmalar bulunuyor.

Sivrioğlu’nun eserini özgün kılan bir diğer husus ise, Hellenistik ve antik kültürün İslam kültür ve medeniyeti üzerindeki maddi etkilerini açıklaması.

Kitap, bu konuda aydınlanmak isteyenlerin fazlasıyla ilgisini çekecektir diye düşünüyoruz.

  • Künye: Ulaş Töre Sivrioğlu – İslam Sanatında Antik Figürler, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, sanat tarihi, 99 sayfa, 2018

Töre Sivrioğlu ve Ahmad Jawid Türkoğlu – Afganistan Tarihi (2017)

Afganistan özgün bir kültüre ve tarihe sahip.

Töre Sivrioğlu ve Ahmad Jawid Türkoğlu imzalı bu kitap da, geçmişten bugüne uzanan bir bakışla bu sıra dışı ülkenin tarihini veriyor.

Afganistan’ın bulunduğu coğrafya, geçmişte pek çok millet, medeniyet ve orduların varlık gösterdiği, tarihin en özgün duraklarından biri.

Kitapta,

  • Araplardan Moğollara ve Amerika’ya, Afganistan’da varlık gösteren veya bu bölgeyi işgal etmiş devletler,
  • Bölgenin Hindistan’a yapılan seferler için nasıl kullanıldığı,
  • Afganistan’ın ekonomik ve kültürel köprü olma nitelikleri,
  • Yunan medeniyetiyle sıkı bağlar kuran Baktarian dönemi Afganistan’ı,
  • Gazneliler, Gurlular, Babürlüler, Kuşanlar, Eftalitler ve Türkşahiler döneminde Afganistan,
  • Budizm geleneğinde Afganistan’ın yeri,
  • Taliban’ın iktidarı döneminde Afganistan,
  • Timurlular dönemindeki Afganistan rönesansı,
  • Sovyetler zamanında Afganistan,
  • Ve ülkenin bugünkü durumu gibi konular ele alınıyor.

Çalışmanın, Afganistan için bir referans kitap olduğunu söyleyebiliriz.

  • Künye: Töre Sivrioğlu ve Ahmad Jawid Türkoğlu – Başlangıçtan Günümüze Afganistan Tarihi, Kalkedon Yayınları, tarih, 320 sayfa