Anonim – Homerosçu İlahiler (2021)

‘Homerosçu İlahiler’, eski Yunan dini ve mitolojisi konusunda eşsiz bir kaynaktır.

Burada, her biri Yunan tanrılarına yönelik “heksametron” veznindeki otuz üç “hymnos”tan (ilahi/neşide) oluşan bir külliyat yer alıyor.

Bunların Homerosçu ilahiler olarak tanımlanmasının nedeni de Homeros’a atfedilmeleri.

Hepsi tanrılara yönelik bir çağrıyla başlayan ve bir elvedayla tanrıyı uğurlayarak sonlanan ilahiler Yunan dini ve mitolojisi kadar, mitsel coğrafya tasavvuru ve ayrıca Homeros çağından itibaren sürdürülen icra geleneğine dair kilit önemde olması.

İlahiler, Erman Güran’ın özenli çevirisi ve zengin notlarıyla Türkçeye çevrilmiş.

  • Künye: Anonim – Homerosçu İlahiler, çeviren: Erman Gören, Yapı Kredi Yayınları, şiir, 144 sayfa, 2021

Derya Bengi ve Erdir Zat – 100. Yılında Cumhuriyet’in Popüler Kültür Haritası – 1 (2020)

Üç cilt halinde tasarlanmış, Cumhuriyet’in yüz yıllık popüler kültür haritasını çıkaran eşsiz bir çalışma.

Derya Bengi ve Erdir Zat’ın muazzam çabalarıyla hayat bulan kitabın elimizdeki ilk cildi ise, Cumhuriyet’in 1923-1950 zaman aralığına odaklanıyor ve tek partili dönemden, Atatürk’lü, İnönü’lü yıllardan hikâyeler ve hatıralarla zenginleşiyor.

Bir nevi yakın tarihin kültürel belleğinin kaydını tutan çalışma, bu dönemde toplumsal yaşamda gözlemlenen büyük değişimi ve bu değişimin popüler kültürdeki, folklordaki yansımalarını kayıt altına alıyor.

Kitabı önemli kılan hususlardan biri de, bütün bu kültürel zenginliği ortaya koyduğu gibi, Cumhuriyet tarihinde siyasetin ana istasyonlarına uğramayı da ihmal etmemesi.

Her kitaplıkta bulunması gereken, arşivlik bir eser.

  • Künye: Derya Bengi ve Erdir Zat – 100. Yılında Cumhuriyet’in Popüler Kültür Haritası – 1 (1923 – 1950): “Her Savaştan Bir Yara”, Yapı Kredi Yayınları, kültür, 400 sayfa, 2020

Kolektif – Karialılar (2020)

Efsanevi deniz kavimlerinden olan Karialılar üzerine konuyla ilgilenen herkesin kitaplığında bulunması gereken devasa bir çalışma.

Kitap, Karia Bölgesi’nin prehistorik çağlara tarihlenen en erken yerleşimlerinden Geç Osmanlı Dönemi’ne uzanan arkeolojik ve tarihi geçmişi hakkında bugüne dek yapılmış çalışmaları ve güncel araştırmaları sunuyor.

Türkçe ve İngilizce yayımlanan kitap, Karia’nın farklı dönemlerini, o döneme damgasını vurmuş değişimleri ana hatlarıyla ortaya koyuyor.

Tek bir yerleşimi, kutsal alanı veya belirli bir maddi kültür unsurunu derinlemesine inceleyen bölümler ise bölgenin kültürel çeşitliliğine pencere açıyor.

Karia’nın bugün halen ilgi çekici bir turizm cenneti olmasının sebebi mavi koyları, uzun kumsalları ve temiz su kaynakları kadar, kadim geçmişinden gelen maddi kültür kalıntılarının zenginliği ve çeşitliliğidir.

İşte bu çalışma da, bizi, bölgenin arkeolojik ve doğal servetinin paha biçilemez değeri üzerinde düşünmeye davet ediyor.

  • Künye: Kolektif – Karialılar: Denizlerden Kent Kuruculara, hazırlayan: Olivier C. Henry ve Ayşe Belgin-Henry, çeviren: İpek Dağlı Dinçer ve G. Bike Yazıcıoğlu, Yapı Kredi Yayınları, tarih, 544 sayfa, 2020

John Williams – Augustus (2020)

‘Stoner’ romanıyla büyük beğeni toplayan John Williams, şimdi de bir tarihsel roman şaheseriyle karşımızda.

Williams, tamamladığı son romanı olan ‘Augustus’, Roma İmparatorluğu’nun kurucusu Octavius Sezar’ın, yani Augustus’un gençlikten yaşlılığa uzanan hikâyesini mektuplar ve başka belgeler aracılığıyla anlatıyor.

Roman yalnızca “dünya imparatoru” Augustus’un değil, aynı zamanda Roma’nın sürgün devlet adamlarının, komplocuların, askerlerin, şairlerin, kölelerin, kadınların, kısacası o dönemde yaşamış pek çok kişi ve kesimin hikâyesi olarak okunabilir.

Roman, hem karakter zenginliği, hem de gündelik hayata dair ayrıntılarıyla dikkat çekiyor.

  • Künye: John Williams – Augustus, çeviren: Özlem Yüksel, Yapı Kredi Yayınları, roman, 296 sayfa, 2020

Talat Parman – Ergenliğin Tutkusu (2020)

Ergenlik, bireye, ailesine, çevresine ve genelde topluma açık bir biçimde erişkin olmak için ayrılığı kabullenmenin zorunlu olduğunu gösterir.

Talat Parman’ın deyişiyle ergenlik sürecinde, ergenin ailesinin, çevresinin ve toplumun ortaya koyduğu tüm tepkiler, özünde bu çözülme yani ayrılık olgusuna tutkulu bir karşı çıkıştan ibarettir.

İşte bu kitap da, ergenlik dönemini tutku boyutunu merkeze alarak irdeleyen makaleler sunuyor.

Parman burada, ergenliğin mitlerini; öğrenmenin ruhsallıktaki yansımalarını; okulda öğretmen, veli ve öğrencilerin kendi aralarındaki ilişkilerde ortaya çıkanları ve ergenlikte cinsellik, cinselliğin yaşam boyu gelişimini çok yönlü bir bakışla irdeliyor.

  • Künye: Talat Parman – Ergenliğin Tutkusu, Yapı Kredi Yayınları, psikanaliz, 136 sayfa, 2020

Ingeborg Bachmann – Frankfurt Dersleri (2020)

‘Frankfurt Dersleri’, Avusturyalı büyük yazar ve şair Ingeborg Bachmann’ın çağdaş edebiyata farklı yönleriyle baktığı beş dersini bir araya getiriyor.

Bachmann’ın Kasım 1959 ile Şubat 1960 tarihleri arasında Frankfurt Üniversitesi’nde misafir doçent sıfatıyla verdiği bu dersler, çağdaş yazının sorunlarını merkeze alıyor.

Bachmann derslerinde, yazarın rolü ve sorumluluğu, dil etiği, estetik, yazarın ve şairin hakikatle ilişkisi, edebiyatın toplumsal işlevi, “Ben” sorunsalı ve isimlerle ilişki, Dil’in doğası ve sınırlamaları, çağdaş yazında yazarın konumu ve ütopya olarak edebiyat gibi, çağdaş edebiyata dair çok önemli temaları tartışıyor.

Dersler, Bachmann’ın savaş ve faşizm deneyimiyle ilişkilenen düşüncelerini sergilemesiyle de ayrıca önemli.

  • Künye: Ingeborg Bachmann – Frankfurt Dersleri, çeviren: İlknur Özdemir, Yapı Kredi Yayınları, edebiyat kuramı, 104 sayfa, 2020

Talat Parman – Freud’un Makara Oyunu (2020)

Sigmund Freud, psikanalitik dürtü kuramını temelden sarsmış ‘Haz İlkesinin Ötesinde’ yapıtını, torunu Ernst’in bir buçuk yaşındayken oynadığı makara oyunundan esinlenerek yazmıştı.

1920’de yazılmış bu kitabıyla Freud, psikanalizde ikinci dürtü kuramını ortaya çıkarmış, aynı zamanda yineleme zorlantısı ve ölüm dürtüsü gibi kavramları psikanaliz kuramına dâhil etmişti.

Öte yandan bu kitap, kimilerine göre Freud’un en kişisel metnidir.

Zira kitabın yazılış süreci Freud için, kızının ani ölümü başta olmak üzere kayıplarla dolu olan bir dönemdi.

İşte Talat Parman da ‘Haz İlkesinin Ötesinde’nin yayımlanışının yüzüncü yılında, eseri yeniden tartışmaya açıyor.

Parman burada, kuramsal önermeleri tartışmak yerine ‘Haz İlkesinin Ötesinde’yi Freud’un özel yaşamıyla koşutluklar kurarak okuyor ve yorumluyor.

Parman bunu yaparken, Freud’un bir kuramcı, bir klinisyen ve bir bilimin kurucusu olmasının ötesinde aynı zamanda bir eş, bir baba ve bir dede, kısaca bir insan olarak da portresini çiziyor.

  • Künye: Talat Parman – Freud’un Makara Oyunu: “Haz İlkesinin Ötesinde” Metninin Çağrıştırdıkları, Yapı Kredi Yayınları, psikanaliz, 64 sayfa, 2020

Rıza Yıldırım – Menâkıb-ı Evliyâ (2020)

 

Menâkıb-ı Evliyâ (Buyruk), Kızılbaş-Aleviliğin inançları, ritüelleri, toplumsal yapısı ve kurumları için temel kaynak niteliğindedir.

‘Buyruk’, 16. yüzyıldan itibaren Kızılbaş-Alevi toplumunun inancı, kolektif belleği, örgütlenme yapısı, dini-toplumsal kurumları, ritüelleri, Safevi merkezi ile bağlantıları ve Sünni toplumla ilişkileri gibi birçok konuda zengin bir içeriğe sahiptir.

İşte Rıza Yıldırım da bu önemli incelemesinde, ‘Buyruk’un ilk kez bir edisyon-kritik metninin sunmasının yanı sıra, eserin tarihsel ve toplumsal bağlamı, kaynakları, oluşum süreci ve kavramsal dünyası üzerine kapsamlı bir analiz sunuyor.

Alevilik üzerine çalışan araştırmacıların Kızılbaş hareketi ve Kızılbaş-Alevi kaynaklarına ilgisizliğini en bariz şekilde ‘Buyruk’ örneğinde görüyoruz.

Bu nedenle bu önemli eser, Alevilik çalışmalarında hak ettiği öncelikli yere kavuşamadı.

Yıldırım’ın çalışması ise, bu eksikliği bir nebze de olsa gideren çok önemli bir eser.

  • Künye: Rıza Yıldırım – Menâkıb-ı Evliyâ (Buyruk), Yapı Kredi Yayınları, inceleme, 576 sayfa, 2020

Linda Nochlin – Kadınlar, Sanat ve İktidar (2020)

Kadınlar, sanat ve iktidar arasındaki bağları 18. yüzyıldan 20. yüzyıla uzanan bir grup görsel imge üzerinden inceleyen öncü bir çalışma.

Feminist sanat tarihi üzerine önemli çalışmaları bulunan Linda Nochlin’in yaklaşık yirmi yılı bulan çalışmalarının ürünü olan kitap, ideolojik bakımdan iktidarın ve toplumsal cinsiyet farklılığının ele avuca gelmez şekillerde nasıl işlediğini gözler önüne seriyor.

David’in temsil ettiği Horatius hikâyesi, Delacroix’nın betimlediği Sardanapulus’un ölümü ve İngiliz ressam Augustus Egg’in ‘Geçmiş ile Bugün’ olarak bilinen üçlemesinin öne çıkardığı üzücü, ibretlik ev içi yaşamdan düşüş ve cezalandırma hikâyesi, burada ele alınan görsel imgelerden bazıları.

Nochlin’in 1970 yılında yazmaya başladığı ve sanat tarihinin en güçlü ve akılda kalıcı metinlerinden “Neden Hiç Büyük Kadın Sanatçı Çıkmadı?” makalesinin de aralarında bulunduğu yedi yazı barındıran kitap, bizi kadınların sanatla ilişkilenmeleri üzerine cesaretle düşünmeye davet ediyor.

  • Künye: Linda Nochlin – Kadınlar, Sanat ve İktidar, çeviren: Süreyyya Evren, Yapı Kredi Yayınları, sanat, 184 sayfa, 2020

Frédéric Gros – İtaat Etmemek (2020)

Primo Levi, bir zamanlar şöyle demişti:

“Canavar diye bir şey var. Ama sayıları gerçekten tehlike arz etmek için oldukça az. Esas tehlikeli olanlar sıradan insanlar. Hiç tartışmadan itaat etmeye ve inanmaya hazır, memur zihniyetli insanlar.”

Howard Zinn ise şöyle demişti:

“Bizim sorunumuz sivil itaatsizlik değil. Bizim sorunumuz sivil itaat. Bizim sorunumuz yöneticilerin dayattığı diktalara itaat ederek savaşı destekleyen insanlar. Milyonlarca insan bu itaat yüzünden öldürüldü. Bizim sorunumuz fakirlik, açlık, aptallık, savaş ve acımasızlık dünyayı altüst ederken itaat eden insanlar.”

Frédéric Gros da bu muhteşem çalışmasında, itaat ve itaatsizlik konusunu çok yönlü bir bakışla irdeliyor.

Çoktan itaatsizliğimizi uyandırması gerekmesine rağmen ve üstelik gözümüzün önündeki tablo gittikçe vahimleşmesine rağmen boyun eğmeme dürtümüzü bir türlü uyandıramayan etkenleri irdeleyen Gros, “itaat etmeme” sorusunu “itaat etme sorunsalı”ndan yola çıkarak soruyor ve insanı esas şoke eden tepkisizliğin, edilgenliğin ve dinginliğin ardındaki dinamikleri tartışıyor.

Yazar bunu yaparken de, ekonomik boyun eğişten toplum sözleşmesine, siyasi kabullenmeden vicdani redde, Diogenes’ten Thoreau’ya, Antigone’den La Boétie’ye, Foucault’dan Arendt’e, bireysel ya da toplumsal itaatsizliğin felsefi kökenlerini inceliyor.

  • Künye: Frédéric Gros – İtaat Etmemek, çeviren: Zeynep Büşra Bölükbaşı, Yapı Kredi Yayınları, siyaset, 168 sayfa, 2020