Ahlak buyurur; etik, üretir.
Ahlak sabit ve değişmez ilkeler var sayar; etik, süreç içinde değişebilir ilkelere öncelik verir.
Buradan hareketle şu sonuca varılabilir:
Eylemi değişmeyen ilkelerle belirleyen ahlak aşkınlık düzlemine aittir; etik ise, eylemin esnekliğini öne çıkarmasıyla felsefenin içkin kavranışıdır.
İşte bu derleme de, içkinlik düzleminde konuşlanan bir etik arayışı, bunun başlıca düşünürleri olarak Spinoza ve Nietzsche’nin fikirlerini merkeze alarak tartışıyor.
Zira kitapta ifade edildiğine göre Spinoza ve Nietzsche, ahlakın “Ne yapmalıyım?” sorusunun yerine “Neyi yapmaya muktedirim?” sorusunu geçirerek, etiği bir güç meselesi olarak yorumlamanın ve yaşamı sonsuzca deneyimleme imkânının önünü açmışlardır.
Kitapta,
- Spinoza’nın içkinlik felsefesi,
- Felsefi bir ideal olarak özgürlük,
- İçkinlik ve sonluluk,
- Deleuze ve Derrida bağlamında çağdaş Fransız düşüncesinde iki yön olarak içkinlik ve aşkınlık,
- Deleuze ve arzu meselesi bağlamında içkin bir etik teorisi,
- Nietzsche ve Spinoza’da ahlaki duygular,
- Spinoza, Nietzsche ve Stoacılar bağlamında tutkular, güç ve pratik felsefe gibi ilgi çekici konular tartışılıyor.
Spinoza ve Nietzsche’den türeyen bir içkin etiğin bize bugün nasıl rehberlik edebileceğini merak edenlerin kaçırmak istemeyeceği bir çalışma.
- Künye: Kolektif – İçkinlik Etiği: Nietzsche ve Spinoza, derleyen: Hüseyin Deniz Özcan ve Orkun Tüfenk, Otonom Yayıncılık, felsefe, 350 sayfa, 2020