Kolektif – İstanbul’un 100 Rotası (2011)

 

‘İstanbul’un 100 Rotası’, bir rehber kitap olmaktan öte, belli bir zaman yapısı içinde İstanbul’un hangi yerlerinin nasıl bir rotayla gezilebileceğini ele alıyor.

Kitaptaki 100 rota, şehrin coğrafyasına göre düzenlenmiş, görülecek yerler üzerine özet bilgiler verilmiş.

Farklı fotoğrafçıların çalışmalarıyla zenginleştirdikleri kitap, günlük zaman dilimleri içinde şehri bölge bölge gezip görmek için biçilmiş kaftan.

Kitapta, İstanbul’un görülmesi gereken belli başlı yerleri kadar, kitapçıları, balık restoranları, kafeleri, muhallebicileri, alışveriş merkezleri, çarşıları, halıcıları ve kafeleri gibi kültürel mekânlarına da yer veriliyor.

  • Künye: Kolektif – İstanbul’un 100 Rotası, sanat yönetmeni: Gültekin Çizgen, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A. Ş. Yayınları, gezi, 199 sayfa, 2011

Mary Umstot – Motoryatla Amerika’dan Akdeniz’e (2011)

  • MOTORYATLA AMERİKA’DAN AKDENİZ’E, Mary Umstot, çeviren: Tayfun Timoçin, Marmara Açıkdeniz Yat Kulübü (MAYK) Yayınları, gezi, 328 sayfa

 

Dünyayı evi olarak niteleyen Mary Umstot, Teka III adlı güçlü motoru olan 16 metrelik teknesiyle, eşi Denis’i de yanına alarak Amerika’dan Akdeniz’e, oradan da Karadeniz’e, tam 48 bin mil yol almış bir maceraperest. Bu uzun yolculuğun hikâyesini okurlarıyla paylaşan Umstot, iz bırakan limanları, ilginç insanları ve karşılaştığı tehlikeli fırtınaları anlatıyor. İkilinin yaptığı yolculuk, Mayıs 1997’de San Diego’da başlamış ve uzun bir yolculuğun ardından Mayıs 2008’de Washington’da sonlanmış. Yetmişine merdiven dayamış çiftin maceraları, gezmeye, tarihe, coğrafyaya ve tekneciliğe meraklı olanlara ziyadesiyle hitap edecek nitelikte.

Ahmet Yorulmaz – Ayvalık’tan Cunda’dan (2007)

  • AYVALIK’TAN CUNDA’DAN, Ahmet Yorulmaz, Remzi Kitabevi, tarih, 120 sayfa

‘Ayvalık’tan Cunda’dan’, kentlerin insanlar, insanların da kentler üzerindeki etkilerine odaklanıyor. Burada, Ayvalık’ın 1920’lerin başlarından günümüze kadar uzanan tarihinde yer etmiş isimler, yaşanmışlıklar ve anılar dile getiriliyor. Yorulmaz’ın anlatı özellikleriyle öne çıkan kitabı, özellikle okuyanda Ayvalık’ı görme isteği uyandıracak özellikte bir şehir monografisi. Yazar, mübadelenin göçmenlerinden, Erkek Fatma’dan, Taş Kahve’den, Zigardel’den, Angaralı’dan, Uğur Mumcu’nun Komünist Ahmet Usta’sından, Babu Mustafa’dan, kendi keçisine ceza makbuzu kestiren Bekçi Hüseyin’den, Ayvalık Halkevi’nin emektarlarından ve Ayvalık’a dair daha birçok ayrıntıdan bahsediyor.

Peter Matthiessen – Kar Leoparı (2007)

  • KAR LEOPARI, Peter Matthiessen, çeviren: Hüsne Çamlıoğlu, MB Yayınevi, gezi, 320 sayfa

Peter Matthiessen’in ‘Kar Leopar’ında, Himalaya dağlarında, Pokhara’dan başlayıp Tibet Yaylası’yla biten 400 kilometrelik yürüyüşünü anlatıyor. Bu yürüyüşün hikâye ediliş tarzının, sadece gezi izlenimlerinin sıralanmasından ibaret olmadığını, yazarının içsel bir keşif yolculuğunu ve yaşadığı maceraları da hikâye etmesiyle ilgiye mazhar olduğunu belirtmekte fayda var. Doğa bilimci, kâşif ve romancı Matthiessen’in, biyolog George Schaller ile yaptığı bu Himalaya yürüyüşü, gezi ve macera meraklılarına tavsiye olunur. Dokunaklı üslubu, lirik anlatımıyla ve yazarının kişisel arayışını metaforize etmesiyle dikkat çeken kitap, gezi-macera türünün yetkin bir örneği.

Ruy Gonzales de Clavijo – Timur Devrinde Kadis’ten Semerkand’a Yolculuk (2007)

TİMUR DEVRİNDE KADİS’TEN SEMERKAND’A YOLCULUK, Ruy Gonzales de Clavijo, çeviren: Ömer Rıza Doğrul, Kesit Yayınları, seyahatname, 210 sayfa

Osmanlı’nın kültürel tarihine dair en iyi kaynaklardan biri de, bilindiği gibi seyahatnameler. Özellikle Batılı gezginler tarafından kaleme alınan bu geziler, Batının Osmanlı’ya bakışına dair fikir vermeleri, Osmanlı İmparatorluğu’nun o dönemdeki yapısını anlamamıza katkıda bulunmalarıyla önemli. Clavijo’nun bu seyahatnamesi, dönemin önemli şehirleri olan İstanbul, Trabzon, Erzincan, İran kenti Huy, Tebriz, Meşhed, Merv, Belh ve son olarak Semerkand’a kadar giden bir rotayı izliyor. Seyahatnamenin, Timur’un Osmanlı İmparatorluğu’nu yendiği bir zamanda yapılmasıysa, bu gezi izlenimlerini önemli kılan başlıca unsur.

Christopher P. Baker – Küba’yı Keşfederken (2007)

  • KÜBA’YI KEŞFEDERKEN, Christopher P. Baker, çeviren: İrem Sağlamer ve Murat Bayramoğlu, National Geographic Society, gezi, 433 sayfa

Bir başlığı da ‘Mi Moto Fidel’ olan ‘Küba’yı Keşfederken’ kitabı, Christopher P. Baker’in Küba’da motorsikletle yaptığı gezisinin izlenimlerinden oluşuyor. Motorsikletiyle Küba’da üç ay gezen Baker, adanın ilginç tarihinin ve özgün kültürünün peşine düşüyor. Kitabın anlattığı öykü, kozmopolit Havanalılardan, çiftçi ve balıkçılara kadar geniş bir toplumsal kesiti veriyor. Yoksulluğun, siyasi belirsizliklerin, acı dolu bir geçiş sürecinin izlerini taşıyan Küba halkı, uzman bir gezgin olan Baker’in kendine has üslubuyla okuyucuya aktarılıyor. Bu anlatımda, katedilen 11 bin 300 kilometre gibi çok uzun sayılabilecek bir geziden geriye kalan izlenimler, özellikle Küba’yı merak edenlere hitap edecek nitelikte. Yazarın kendine has üslubu ise, kitabı bir gezi rehberi olmaktan çıkarıp, gezi edebiyatı türüne dahil ediyor.

Not: Yukarıdaki kapak, kitabın İngilizce baskısına aittir.

John Berger – Buluştuğumuz Yer Burası (2006)

  • BULUŞTUĞUMUZ YER BURASI, John Berger, çeviren: Cevat Çapan, Gönül Çapan, Müge Gürsoy Sökmen, Metis Yayınları, gezi-anlatı, 233 sayfa

John Berger’in, ‘Buluştuğumuz Yer Burası’ kitabı, gezi anlatısı olarak düşünülebilir. Kitap Berger’in, Lizbon, Krakow, Madrid, Cenevre, Islington ve Küçük Polonya’daki gezi deneyimlerini anlatıyor. Fakat bu kitap sadece gezi yorumlarından ibaret olmayıp, geziler üzerinden Berger’in geçmişine, anılarına çabası olarak da düşünülmeli. Çünkü gezilen şehirlerin çoğunun da, Berger’in kişisel hayatında önemli bir yeri var. Çalışma bu yönüyle, yazarın şehirleri üzerinden geçen yüzyıla, hayatta olmayan yakınlarına, anne ve babasına, öğretmenlerine ve tüm zaaflarıyla sevdiklerine yapmış olduğu bir ziyaret olarak düşünülebilir.

Bobby Schenk – Fırtınalar Diyarında (2006)

  • FIRTINALAR DİYARINDA, Bobby Schenk, çeviren: Hakan Toğluk, Ataköy Marina Yacht Club Yayınları, gezi, 287 sayfa

‘Fırtınalar Diyarında’, Almanya’nın ünlü yelkencilerinden Bobby Schenk’in, küçük bir motorlu taşıtla Atlantik’i geçişine ve Güney Amerika’daki Horn Burnu gezilerine dair anılarından oluşuyor. Bir gezgin olarak Schenk’in, gezi anılarını anlatmaya koyulmadan önce, kitabın önsözünde, modern hayatın köleleştirici yönlerine yaptığı vurgular oldukça ilgi çekici. “Çok övülen özgürlüğümüz, sonuç itibarıyla on tane bira markasından ve yirmi televizyon programından yaptığımız tercihlerle sınırlı değil midir?” diye soran Schenk, modern hayatın dayatmalarına isyan ediyor. Schenk’in gezisi, bu sınırlanmışlıktan ve dayatmalardan kurtulmanın nasıl mümkün olduğunu göstermeleriyle oldukça önemli.

Faruk Akbaş – Asya Yollarında (2006)

  • ASYA YOLLARINDA, Faruk Akbaş, Say Yayınları, fotoğraf, 215 sayfa

Faruk Akbaş, kendini fotoğrafa adamış isimlerden. Kendisinin, Türkiye’de bu uğraşın hobi olmaktan çıkıp, sanatsal nitelik kazanmasında önemli payı var. ‘Asya Yollarında’ ise, Akbaş ve ekibinin 1992-1999 yılları arasında yaptığı Asya gezilerinin fotoğraflarını barındırıyor. Kitapta, Akbaş’ın bu gezileri anlatan bir  yazısı da bulunuyor. Beş bölüme ayrılan albümde, sırasıyla, Suriye, Ürdün, Mısır, İran, Pakistan, Hindistan, Nepal, İran, Afganistan, Türki Cumhuriyetler, Çin, Gürcistan, Sincan, Özerk Uygur Bölgesi, Wuyishan, Chengdu, İran, Rusya ve Moğolistan fotoğrafları yer alıyor.

Thor Heyerdahl – Kon-Tiki / Pasifik’te 100 Gün (2006)

  • KON-TİKİ / PASİFİK’TE 100 GÜN, Thor Heyerdahl, çeviren: Deniz Canefe, Kelebek Arges Yayınları, gezi, 263 sayfa

Thor Heyerdahl ismi, gezginler için yabancı değil. Kendisi, Norveç’in en ünlenmiş araştırmacısı ve maceracısı. Heyerdahl bu geziyi, bir tezini kanıtlamak için yapmış. Bu tez de, Polinezya’da yaşayanların, geçmişte balsa sallarla buraya gelmiş Güney Amerika yerlileri olduğu tezidir. Ve Heyerdahl bunun için, 8000 kilometrelik, imkansız gibi görünen bir yolculuğa çıkar. Gezi için hazırladığı ve balsa kütüğünden yapılan Kon-Tiki isimli tekneleri de, balsa sallarla çok uzun geziler yapılabileceği tezini kanıtlamayı amaçlıyordu. Neticede gezi tamamlandı ve Heyerdahl’ın tezi ve tezleri de kanıtlanmış oldu. Yolculuktan sonra, 1948’de yayımlanan ve 70 dile çevrilen bu gezi izlenimleri ‘Pasifik’te 100 Gün’ ismiyle şimdi Türkçe’ye çevrildi. Gezginlere önerilir.