Vefa Zat – Biz Rakı İçeriz: Rakının Geçmişi ve Bugünü (2008)

Vefa Zat, ‘Biz Rakı İçeriz’de, rakının tarihinin yanı sıra, rakı adabını, sofrasını, muhabbetini ve aynı zamanda kimi rakı anılarını anlatıyor.

Zat, “Biz rakı içeriz, öteki bütün içkilere rağmen. Belki de hepsine inat asıl içkimiz rakıdır. Ama rakının tadını çıkarmak kolay değil. Her şeyden önce sofrada ‘adabını’ ister rakı. Mezesine, sohbetine, karafına, bardağına özen ister. Biri eksik olduğunda tadı kaçabilir, sofraya küsebilir. Bütün arzusu kendinden keyif alınmasıdır,” diyor.

Kitap,

Rakı keyfinin ne şekilde alınabileceği,

Rakı adının kökeni,

Rakıyla Yunan içkisi Uzo arasındaki benzerlik ve farklar,

Rakı kokteylleri,

Geleneksel rakı bardakları,

Hünerli kadın meyhaneciler,

Argolu rakı muhabbetleri,

Ahmet Rasim, Madam Despina ve Selahattin Pınar’ın rakıyla kesişen hayatları,

Ve ayranlı rakı şenlikleri gibi keyifli konular yer almakta.

  • Künye: Vefa Zat – Biz Rakı İçeriz: Rakının Geçmişi ve Bugünü, Overteam Yayınları, kültür, 216 sayfa

Berat Beran – Henek (2008)

Berat Beran, Kürtçede şaka anlamına gelen ‘Henek’te, Diyarbakır’ın zengin kültürünü, gülmece tarzında anlatıyor.

Diyarbakır’ın, hem Kürtçe hem de Türkçe kelimelerle harmanlanmış yerel diliyle kaleme alınan ve kullanılan Kürtçe kelimelerin Türkçe açıklamalarının da yer aldığı kitap, anlatılan fıkraların felsefi derinliklerini ve Diyarbakır halk kültüründeki gülmece anlayışını çok iyi bir şekilde yansıtıyor.

Berat Beran 1968 kuşağından bir isim ve yazarın bu yönü de kitabın anlatım biçimini olumlu yönde etkiliyor.

Zira kitap, yarım asır öncesinin Diyarbakır’ını gülmeceyi merkeze alarak anlatırken, aynı zamanda bu dönemin nitelikli bir sosyo-ekonmik ve politik bir panoramasını da çiziyor.

  • Künye: Berat Beran – Henek, İletişim Yayınları, anı, 192 sayfa

Mümtaz Fırat – Kaybolan İzler: Güneydoğu’da Geleneksel Dövme ya da Dek ve Dak (2017)

1991’de Avusturya-İtalya sınırındaki Ötztal alplerinde, yaklaşık 5300 yıl önce yaşamış bir adam keşfedildi.

Bilim insanlarının Buz Adamı Ötzi olarak adlandırdığı bu adam, Cilalı Taş ile Bronz Çağı arasındaki bir dönemde yaşamıştı.

Yaşadığı dönem hakkında çok önemli bilgiler veren Ötzi’nin elimizdeki kitap bağlamında bizi asıl ilgilendiren yönü, dövmeleriydi.

Ötzi’nin vücudunun çeşitli yerlerinde toplam 57 dövme bulunuyordu.

Ötzi’nin keşfi, dövmenin insanoğlunun hayatında çok uzun zamandır yer ettiğinin en önemli bilgisiydi.

İşte elimizdeki kitap da, Güneydoğu’da halk arasında dek, dak, dövün, döğün, veşm ya da vesm olarak bilinen dövmeyi ele alıyor.

Halkbilimci Mümtaz Fırat, bölgede kadim bir gelenek olan, fakat günümüzde eski etkisini kaybetmiş “dek”in tarihini, hangi toplumsal ilişkilere karşılık verdiğini, bunlarda yer alan simge, işaret ve figürlerin ne anlama geldiğini ayrıntılı bir bakışla irdeliyor.

Kültür tarihimiz için önemli bir çalışma.

  • Künye: Mümtaz Fırat – Kaybolan İzler: Güneydoğu’da Geleneksel Dövme ya da Dek ve Dak, Yapı Kredi Yayınları, kültür, 168 sayfa

Dücane Cündioğlu – Arasokakların Tarihi (2008)

Dücane Cündioğlu’nun anılara ve anı eserlerine adanmış ‘Arasokakların Tarihi’, Osmanlı’da ve Cumhuriyet dönemlerinde kaleme alınmış hatıratlara odaklanıyor.

Cündioğlu kitabında, Meşrutiyet’e Cumhuriyet’e uzanan bir süreçte, ülkenin edebiyat, kültür, düşün ve siyaset gibi sahalarında iz bırakmış isimlerin anılarını yorumluyor ve bu anıların çerçevesinden günümüzü değerlendirmeye çalışıyor.

Hasan Ali Yücel, Serteller, Nurullah Ataç, Mina Urgan, Zekeriya-Sabiha Sertel, Cemil Meriç, Cündioğlu’nun hatıratlarını kitabına konuk ettiği isimlerden birkaçı.

Cündioğlu’nun hem anı sahibi yazarlarla hem de bu yazarlarla yakın ilişkide bulunmuş kişilerle de ilgileniyor.

  • Künye: Dücane Cündioğlu – Arasokakların Tarihi, Etkileşim Yayınları, inceleme, 220 sayfa

Rıza Oylum – 90’lar (2014)

Rıza Oylum, kimileri için hoş anılar toplamı, kimileri içinse utanç vesilesi olabilen 90’lı yılların hatırda kalan popüler olay ve aktörlerinin izini sürüyor.

A Takımı’ndan Atari salonlarına, “Bana Kazak Örmeli” şarkısından her çocuğun rüyası BMX bisiklete, Cine 5 televizyonundan Doğan görünümlü Şahin arabalara, Susam Sokağı’nın efsane ikilisi Edi ile Büdü’den İETT otobüs biletine, bir zamanların vazgeçilmezi olan Müjde çoraplarından görüntüsü bile iç ısıtan oduncu gömleğine, jiletli Müslüm Baba konserlerinden ağlayan Küçük Emrah ve ilk flört programı Saklambaç’a…

Bu kitap vesilesiyle, 90’lı yılların akılda kalmış pek çok kişi ve simgesini yad ediyoruz.

  • Künye: 90’lar, Rıza Oylum, Başka Yerler Yayınları, kültür, 175 sayfa

 

David S. Kidder ve Noah D. Oppenheim – Entelektüelin Kutsal Kitabı: Modern Kültür (2014)

  • ENTELEKTÜELİN KUTSAL KİTABI: MODERN KÜLTÜR, David S. Kidder ve Noah D. Oppenheim, çeviren: Egemen Yılgür, Maya Kitap, kültür, 374 sayfa

365 güne yayılan, bir günlük okumalar koleksiyonu olarak tasarlanmış ‘Entelektüelin Kutsal Kitabı’nın elimizdeki üçüncü kitabı, modern kültürün zengin bir portresini sunuyor. Sıra dışı kişilikler, edebiyat, müzik, sinema, fikirler ve trendler, spor ve popüler eğlence kategorilerinden oluşan kitap, 20. yüzyılda medyanın gelişimi ile birlikte gücü giderek artan popüler kültürü en kritik yönleriyle ele alıyor. Sigmund Freud, ‘Suç ve Ceza’, komünizm, mahjong, siyonizm, Nikita Kruşçev, ‘Gazap Üzümleri’, mini etek, Pablo Neruda, çevre hareketi, Sylvia Plath, ‘Otomatik Portakal’ ve Susam Sokağı, burada karşımıza çıkan maddelerden birkaçı.

Doğan Emrah Zıraman – Aşağılama İlişkileri Üzerine Tezler (2008)

  • AŞAĞILAMA İLİŞKİLERİ ÜZERİNE TEZLER, Doğan Emrah Zıraman, Kavim Yayıncılık, inceleme, 140 sayfa

‘Aşağılama İlişkileri Üzerine Tezler’, toplumsal alanda aşağılama ve aşağılanmanın nasıl örgütlendiğini irdeliyor. Yazar, bu ilişkilerle hesaplaşıldığı ölçüde, “Günümüzde kendisini aşağılama ilişkileri dışında tanımlayabilen hiçbir insan ve insan ilişkisi yoktur. Sadece aşağılama ilişkileri içinde aşağılayan ve aşağılanan olarak taraf olma hali vardır,” diyen Zıraman, çalışmasının, bu anlamda bir sorgulamayı amaçladığını söylüyor. Zıraman, aşağılamanın sözlük kavramından başlayarak, bütün dinler ve mitolojilerin evrenin başlangıcını neden bir aşağılama hikâyesi ile başlattıklarını, sporun bir mücadele mi yoksa kavga mı olduğunu, intiharın acizlik mi yoksa güç gösterisi mi olduğunu ve bunun gibi pek çok ilginç konuyu tartışıyor.

 

Hulusi Tunca – Hulusi Tunca ile Seksenler (2014)

  • HULUSİ TUNCA İLE SEKSENLER, Hulusi Tunca, Esen Kitap, müzik, 364 sayfa

Hulusi Tunca, Türkiye müzik piyasasında önemli bir yeri olan 1970-80 arası yayınlanmış HEY’in son genel yayın yönetmeniydi. Daha önce yayınlanan ‘Yetmişler’ kitabında, Türkiye popunun yükselme devrini anlatan Tunca, şimdi de, seksenlerde yaşanan siyasi ve kültürel gelişmelerin müzik dünyasına yansımalarını ele alıyor. Tunca’nın anlatımında, Bülent Ersoy, Zeki Müren, Yeni Türkü, Ferdi Özbeğen, Orhan Gencebay, Cem Karaca ve İlhan İrem’e dair ilginç ayrıntılar yer alıyor.

Levent Cantek – Cumhuriyetin Büluğ Çağı (2008)

  • CUMHURİYETİN BÜLUĞ ÇAĞI, Levent Cantek, İletişim Yayınları, kültür, 293 sayfa

Levent Cantek’in ‘Cumhuriyetin Büluğ Çağı’, Türkiye’nin 1945-1950 yılları arasındaki popüler kültürüne odaklanıyor. Cumhuriyetin kuruluş sürecinin, tek parti rejiminin ve İkinci Dünya Savaşı’nın getirdiği sıkıntıların aşıldığı bu dönemde, gündelik hayatta ve toplumsal ilişkilerde bir canlanma yaşandı. Cantek, “Cumhuriyetin büluğ çağı” olarak tanımladığı bu dönemi, basına yansıyan aydınlar ve kanaat önderleri arasındaki tartışmalar üzerinden ele alıyor. Hayat tarzı ve ahlaka dair bu tartışmalar, ülkenin çağdaşlaşma serüvenini izlemek açısından hem önemli hem de oldukça keyifli ayrıntılar sunuyor.

Philip G. Kreyenbroek – Ezidilik (2014)

  • EZİDİLİK, Philip G. Kreyenbroek, çeviren: Amed Gökçen ve Damla Tanla, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, tarih, 330 sayfa

Kürtler, Zerdüştilik, Ezidilik ve İran kültürü üzerine birçok çalışması bulunan Philip G. Kreyenbroek, kapsamıyla dikkat çeken kitabında, Ezidiliğin arka planını, dini adetlerini ve metinsel geleneğini araştırıyor. Kitabın ilk kısmında, Ezidiliğin kökenleri; dini arka planı; önde gelen temsilcisi Şeyh Adi’nin öğretileri; Ezidiliğin ibadetleri, dini adet ve gelenekleri, mabed ve kutsal varlıkları; Ezidilerde unvan, grup ve görevler gibi konular ele alınıyor. İkinci kısımda ise, Ezidi anlayışında ağırlıklı yeri olan Kürtçe dualara ve bunların Türkçe çevirisine yer verilerek, Ezidi dinî metin külliyatının zenginliği gözler önüne seriliyor.