Sennur Sezer (haz.) – Benim Nasrettin Hocam (2008)

‘Benim Nasrettin Hocam’da, on iki yazar ile bir çizer, Nasreddin Hoca’yı ve dünyasını yeniden yorumlamaya girişiyor.

Ali Balkız, Adnan Özyalçıner, Ahmet Say, Burhan Günel, Feyza Hepçilingirler, Mustafa Balel, Mehmet Başaran, Muzaffer İzgü, Orhan Duru, Suzan Samancı, Tarık Dursun K. ve Tahsin Yücel, Nasreddin Hoca’yı yeniden yorumladı, karikatürist Sefer Selvi ise resimledi.

Kitapta yer alan metinlerin ilgi çekiciliği, her yazarın kendi bakış açısıyla Hoca’nın meşhur fıkralarını yeniden yorumlamaları.

Tabi metinler, Hoca’yı yeniden anmak ve onu farklı bir gözle okumak için de iyi bir fırsat.

  • Künye: Sennur Sezer (haz.) – Benim Nasrettin Hocam, Evrensel Yayınları, mizah, 112 sayfa

Levent Cantek ve Levent Gönenç – Muhalefet Defteri: Türkiye’de Mizah Dergileri ve Karikatür (2017)

Türkiye’de mizah dergilerinin, daha Osmanlı döneminde başlayan uzun ve oldukça etkili bir geçmişi var.

İki yazarlı ‘Muhalefet Defteri’ de, Teodor Kasap tarafından yayımlanan ilk bağımsız mizah dergisi Diyojen’den (1870) başlayarak günümüze kadar bu yolculuğun nitelikli bir kaydını tutuyor.

Kitapta,

  • Mizah dergilerindeki başat simge ve metaforlar,
  • Karikatür sanatında stereotipler,
  • Karikatürün sosyal ve siyasi olayları etkileme gücü,
  • Mizah dergileri ve sol,
  • Gırgır, LeMan, Penguen ve Uykusuz dergilerinin Türkiye mizah/karikatür kültürüne etkileri,
  • Ve Türkiye’de İslami mizah gibi konular ele alınıyor.

Künye: Levent Cantek ve Levent Gönenç – Muhalefet Defteri: Türkiye’de Mizah Dergileri ve Karikatür, Yapı Kredi Yayınları, tarih, 228 sayfa

Toprak Işık – Azgın Tekeler (2008)

Toprak Işık ‘Azgın Tekeler’de, orta yaş ve üstü erkeklerin kendilerinden yaşça daha küçük kadınlarla kurdukları ilişkiler üzerinden onların cinsellik karşısındaki tutumlarını alaycı, mizahi bir dille öykülüyor.

Bu topraklarda, erkekliğin cinsellikle arasındaki sıkıntılı bağ, aslında her zaman mizahın en iyi kaynaklarından birini oluşturmuştur.

Işık’ın yaptığı da, birebir bu zengin kaynağı kendine has tarzıyla harmanlamak.

Kurgulanan öyküleri gerçekçi kılan başlıca unsur ise, yazarın bu erkekleri sıradan, gündelik hayatın içinden seçmesidir diyebiliriz.

  • Künye: Toprak Işık – Azgın Tekeler, İletişim Yayınları, mizah, 194 sayfa

Zafer Aydın – Forum mu Yapsak Yoksa Devrim mi? (2008)

Zafer Aydın, ilgi çeken Sollamalar dizisine, ‘Forum mu Yapsak Yoksa Devrim mi?’ isimli bu kitabıyla kaldığı yerden devam ediyor.

Aydın’ın bir önceki kitabını okuyanların da bildiği gibi, bu dizi, solcuların başından geçen komik, hatta trajikomik gerçek olaylara dayanıyor.

Aydın’ın kendine has mizahi anlatımıyla da dikkat çeken kitap, sıkıntılı bir dönemi güldürü yönlerini merkeze alarak kayıt altına alıyor.

Kahkaha devrimci bir eylemdir…

  • Künye: Zafer Aydın – Forum mu Yapsak Yoksa Devrim mi?, Versus Kitap, mizah, 228 sayfa

Berat Beran – Henek (2008)

Berat Beran, Kürtçede şaka anlamına gelen ‘Henek’te, Diyarbakır’ın zengin kültürünü, gülmece tarzında anlatıyor.

Diyarbakır’ın, hem Kürtçe hem de Türkçe kelimelerle harmanlanmış yerel diliyle kaleme alınan ve kullanılan Kürtçe kelimelerin Türkçe açıklamalarının da yer aldığı kitap, anlatılan fıkraların felsefi derinliklerini ve Diyarbakır halk kültüründeki gülmece anlayışını çok iyi bir şekilde yansıtıyor.

Berat Beran 1968 kuşağından bir isim ve yazarın bu yönü de kitabın anlatım biçimini olumlu yönde etkiliyor.

Zira kitap, yarım asır öncesinin Diyarbakır’ını gülmeceyi merkeze alarak anlatırken, aynı zamanda bu dönemin nitelikli bir sosyo-ekonmik ve politik bir panoramasını da çiziyor.

  • Künye: Berat Beran – Henek, İletişim Yayınları, anı, 192 sayfa

Süleyman Bulut – Arkadaşım Nasreddin Hoca (2017)

Nasreddin Hoca, zekâsı ve hazırcevaplığıyla bizde sempati kazanmış karakterlerden. Üstelik yalnız bizde değil, farklı kültürlerin halk edebiyatlarında da karşımıza çıkan bir karakterdir kendisi.

Örneğin Azerbaycan ve İran’da Molla Nasreddin, Özbekistan’da ve Uygurlarda Nasreddin Efendi, Kazaklarda Hoca Nasir, Çeçenlerde Nasaret adıyla fıkraları anlatılır.

Arapların ünlü fıkra karakteri Cuha ile Nasreddin Hoca arasında büyük benzerlikler vardır. Hatta Çin’de Avanti adıyla ortaya çıkar.

Çocuk yazınının önemli kalemlerinden Süleyman Bulut da, bu çalışmasında, Nasreddin Hoca fıkralarından zengin bir derleme yapmış ve bunları yeniden kaleme almış.

Çocuklar bu fıkraları okuyunca eğlenecek, öte yandan Bulut’un fıkraların yanına koyduğu “Sözün Özü” bölümleriyle de, hikâyenin vermek istediği mesaj hakkında aydınlanacak.

Burcu Yılmaz’ın fıkralara eşlik eden masalsı çizimleri ise, kitaba ayrı bir zenginlik katıyor.

  • Künye: Süleyman Bulut – Arkadaşım Nasreddin Hoca, resimleyen: Burcu Yılmaz, Can Yayınları, çocuk, 192 sayfa

Levent Tülek – Lumpen Sözlüğü (2014)

Levent Tülek’in ilk baskısı 2007’de yapılan enfes sözlüğü, aradan geçen süre zarfında üç baskıya ulaştı.

Yazınsal veya bilimsel bir tavırdan çok, eğlenceli-eleştirel bir yaklaşım gözetilerek hazırlanmış sözlükte,

“adamın dibinden” “aklını almak”a,

“alayına gitmek”ten “alemin kralı”na,

“balatayı sıyırmaktan” “bittin sen”e,

“daral gelmek”ten “diyosun”a,

“sapına kadar”dan “racon kesmek”e,

“kapak olmak”tan “zarf atma”ya, gündelik lumpen kültüründe sıklıkla kullanılan birçok kelime, deyim ve kavram yer alıyor.

Sıra dışı bir kesimin özgün kültüründen keyifli bir demet sunan, mizahi üslubuyla öne çıkan bir sözlük.

  • Künye: Levent Tülek – Lumpen Sözlüğü, Sel Yayıncılık, sözlük, 138 sayfa

Addie Johnson – Bahaneler Kitabı (2008)

Bahaneler, en basit anlamıyla, kişinin kötü davranışlar sergilediği ve bundan pişman olduğu ya da kendisine söyleneni yapmadığı zamanlarda başvurduğu bir savunma biçimidir denebilir.

Addie Johnson’ın bu eğlenceli kitabı ise, bazen sorumluluklarından kaçıp tembellik yapmak isteyenlere, daha iyi bahaneler uydurma konusunda alet edevat yardımı.

Johnson çok içten olduğu için şöyle diyor: “Arada sırada dürüstlük en iyi politikadır. Yine de buna fazla başvurmayın ve sadece işe yarayacağından emin olduğunuzda kullanın.”

Daha çok yalan söylemenin, kandırmanın, sosyal durumlarda ve aile içinde bahaneler uydurmanın, kısacası “kötülük” yapmanın “incelikleri”, bu kitapta.

  • Künye: Addie Johnson – Bahaneler Kitabı, çeviren: Filiz İnceoğlu Öztürk, Doğan Kitap, mizah, 138 sayfa

Aydın Boysan – Ne Hoş Zamanlardı (2007)

Aydın Boysan, ‘Ne Hoş Zamanlardı’da, insana ve onun yarattıklarına dair kaleme aldıklarına, kaldığı yerden devam ediyor.

Kitapta, Boysan’ın yazıları dışında, birkaç şiiri de bulunuyor.

Boysan, kitabı için, “Bu kitabımla, çok sayıda konuyu olabildiği kadar kısaltarak, sunmak istedim. Egoistçe davrandığımı itiraf ederek diyeceğim ki, yaşadığım, gördüğüm ve düşündüğüm sahneleri anlatırken, durmadan konu değiştirdim. Mekânlar İstanbul’dan Uzay ve Evren’e, zamanlar ise çok önce’den, uzak geleceğe kadar çeşitlendi,” diyor.

Yazarın dediği gibi, kitapta birbirinden çok farklı konular yer alırken, Boysan’ın alaycı, muzip ve zeki kalemi, okur için eğlenceli metinler yaratıyor.

Kitap, insanoğlunun çeşitli hallerini, çelişkilerini, hoşluklarını, akıcı kalemi ve engin tecrübesiyle aktaran, “beşer şaşar” diyen Boysan’ın diğer kitaplarıyla aynı lezzeti taşıyor.

  • Künye: Aydın Boysan – Ne Hoş Zamanlardı, İş Kültür Yayınları, anlatı, 262 sayfa

 

Hakan Yaman – Kelimenü (2007)

  • KELİMENÜ: POSTMODERN YAKIŞTIRMALAR, Hakan Yaman, Elma Yayınları, mizah, 490 sayfa

kelimenu

Hakan Yaman’ın ‘Kelimenü: Postmodern Yakıştırmalar’ı, kendisinin “neoloji”, yani, yeni terim bulma çalışmalarının ürünü. “Kelime dağarcığımızın sığlığı, bizi en çok şu postmodern dünyayı ve züppe raconlarını anlamaya çalıştığımızda zorluyor. Konuya hâkim olabilmek için önceden de hazırlansak, yüzlerce zekâ şınavı da çeksek nafile!” diyen Yaman, bu kitapta sunduğu kelimelerin çoğunluğunun “eğlendirmeyi ve gıdıklamayı” amaçladığını söylüyor. Kitapta yer alan birkaç madde: “Tüh!bebek: İki yakaları bir araya zor gelen ve çoğu zaman anne ve babalardan destek almak zorunda kalan, yeni evli çalışan çiftin istemeden yaptığı bebek. Doğum kontrol sürçmesi; Silenci: Trafik ışıklarında duran arabaların camlarını üstünkörü sildikten sonra sürücülerden ısrarla ve arsızca para dilenen kimse; Oygazm: Politikacının bol oy alıp iktidarı ele geçirdiği anlarda yaşadığı yoğun zevk. (…)”