Kolektif – Kayıp Yüzleşme (2022)

‘Kayıp Yüzleşme’, yirminci yüzyıl düşüncesinin iki büyük ismi olan Levinas ile Lacan arasındaki esrarengiz karşılaşmayı ve bu karşılaşmanın etik, pratik sonuçlarını tartışıyor.

Kitap, Levinasçı etik ve Lacancı psikanalizdeki önemli kavramları karşılaştırmasıyla da çok önemli.

İki düşünürün felsefi geleneğini de sorgulayan kitap, Descartes, Kant, Hegel, Heidegger, Sartre ve Merleau-Ponty’nin mirasının Levinas ve Lacan’ı nasıl etkilediğinin izini sürüyor.

Kitap, yirminci yüzyıl düşüncesinin iki büyük ismi Levinas ve Lacan’a, öteki, iyi, arzu ve yüceltim başlıkları üzerinden karşılaştırmalı bir okuma sunuyor.

Bu, hem psikanaliz ile etiğin, trajedi ile metafiziğin bir araya geldiği bir yeniden düşünme olanağı hem de Hegel, Freud, Heidegger, Derrida ve Irıgaray’ı birlikte okuma imkânı sunan bir karşılaşma.

  • İnsan arzusu ile ötekilik arasında nasıl bir ilişki vardır?
  • İnsan deneyimi bağlamında kökensel olanın kaybı ne anlama gelmektedir?
  • Kişisel tarihimizin sorumluluğunu almak için hangi başlangıç koşullarını kabul etmemiz gerekir?
  • Bu başlangıç koşulları trajik midir, yoksa geri alınamaz bir belirlenimin sonucu mudur?
  • İnsan olmanın anlamı ve sınırı nerede başlar, nerede biter?

Felsefenin hep yeni baştan başlamayı gerektirdiği yerde, Levinas ve Lacan’ı hiç yapılmadığı şekilde bir araya getirme çabası, hem yakın geçmişin hem de şimdinin yakıcı problemlerini bir kez daha düşünmek adına okura önemli olanaklar sunuyor.

Kitaba katkıda bulunan yazarlar: Sarah Harasym, Tina Chanter, Hans-Dieter Gondek, Donna Brody, Paul-Laurent Assoun, Philippe Van Haute, Alain Juranville, Drucilla Cornell ve Rudi Visker.

  • Künye: Kolektif – Kayıp Yüzleşme: Levinas ve Lacan, editör: Sarah Harasym, çeviren: Kadir Gülen, Fol Kitap, felsefe, 328 sayfa, 2022

Daniel W. Conway – Nietzsche’nin Politik Tahayyülü (2021)

Nietzsche’nin politik görüşlerinin evrimi üzerine eşsiz bir inceleme.

Daniel W. Conway, Nietzsche’deki politik mükemmeliyetçilikten düşünürün politik mirasına, konuyu geniş bir pencereden izliyor.

Kitap, Nietzsche’nin ilk eserlerinden başlayıp ‘Zerdüşt’e ve sonrasına uzanan geniş bir düşünsel hat üzerinden Nietzsche’nin insanın kusursuzlaşmasına dönük inancı ile politik fikirleri arasındaki değişen ilişkiyi çarpıcı biçimde ortaya koyuyor.

Nietzsche’nin gençlik eserlerindeki büyük politik beklentilerinin giderek öznel alana sıkıştığını ve kişisel düzeyde ancak çok az kimsenin erişebileceği bir çileci etiğe bağlanmayı gerektirdiğini ileri sürüyor Conway.

Ama bu etiğin Nietzsche’nin yazılarından hiçbir zaman silinmediğini de söylüyor.

Conway, Nietzsche’nin politik özlemlerinin tam merkezinde insanın mükemmelleştirilebilirliğine ilişkin büyük bir ideal olduğunu ileri sürüyor.

Bu ideal, modernitenin alacakaranlığa gömüldüğü bir çağda, cılız da olsa Nietzsche’nin düşüncesindeki yerini korur.

Üst-insan, sanatçı ve aziz gibi Nietzscheci figürler, hep bu idealin gerçekleşeceği somut koşulları tarif edebilmek amacıyla ileri sürülen figürlerdir.

Çağdaş felsefeye baktığımızda ise, Nietzsche’nin etkisinde kalan Foucault, Haraway, Habermas ve McIntyre gibi filozofların, ya Nietzscheci etikten yana ya da bu etiğin tam karşısında konumlandıklarını görüyoruz.

Conway’in kitabı Nietzscheci etiğin ve antropolojinin çağdaş bağlamda nasıl alımlandığına ilişkin dikkate değer içgörüler sunuyor.

Nietzsche’nin bütün yapıtlarını baştan sonra kat eden kitap, siyaset felsefesi ve etik tartışmaları bağlamında önemli bir boşluğu dolduruyor.

  • Künye: Daniel W. Conway – Nietzsche’nin Politik Tahayyülü, çeviren: Kadir Gülen, Phoenix Yayınları, siyaset, 280 sayfa, 2021

Kolektif – Kayıp Yüzleşme (2021)

‘Kayıp Yüzleşme’, Levinas ve Lacan’ı karşılaştıran çok önemli bir çalışma.

Felsefe ve psikanalizin buluşmasının bize ne denli ufuk açıcı bir perspektif kazandıracağını görmek isteyenler kaçırmasın.

Çalışma, 20. yüzyıl düşüncesinin iki büyük ismi Levinas ve Lacan’a, öteki, iyi, arzu ve yüceltim başlıkları üzerinden karşılaştırmalı bir okuma sunuyor.

Bu, hem psikanaliz ile etiğin, trajedi ile metafiziğin bir araya geldiği bir yeniden düşünme olanağı hem de Hegel, Freud, Heidegger, Derrida ve Irıgaray’ı birlikte okuma imkânı sunan bir karşılaşma.

  • İnsan arzusu ile ötekilik arasında nasıl bir ilişki vardır?
  • İnsan deneyimi bağlamında kökensel olanın kaybı ne anlama gelmektedir?
  • Kişisel tarihimizin sorumluluğunu almak için hangi başlangıç koşullarını kabul etmemiz gerekir?
  • Bu başlangıç koşulları trajik midir, yoksa geri alınamaz bir belirlenimin sonucu mudur?
  • İnsan olmanın anlamı ve sınırı nerede başlar, nerede biter?

Felsefenin hep yeni baştan başlamayı gerektirdiği yerde, Levinas ve Lacan’ı hiç yapılmadığı şekilde bir araya getirme çabası, hem yakın geçmişin hem de şimdinin yakıcı problemlerini bir kez daha düşünmek adına okura önemli olanaklar sunuyor.

  • Künye: Kolektif – Kayıp Yüzleşme: Levinas ve Lacan, editör: Sarah Harasym, çeviren: Kadir Gülen, Fol Kitap, felsefe, 328 sayfa, 2021

Charles Taylor – Hegel ve Modern Toplum (2021)

Hegel düşüncesinin usta işi bir analizini okumak isteyenler bu çalışmayı kaçırmasın.

Felsefe tarihi alanındaki önemli çalışmalarıyla bildiğimiz Charles Taylor, Hegel’in toplum felsefesinin günümüz için geçerliliğini ortaya koyuyor.

Kitap, Hegel’in özgürlük felsefesine yaptığı vurguyla, çağımızın en büyük sorunlarını düşünürken birey ve toplum ilişkisini, yabancılaşma ve öznellik meselesini tarihsel bir bakışla yeniden değerlendirmemize fırsat vermesiyle ayrıca kıymetli.

Hegel düşüncesinin temellerini anlaşılır bir dille özetleyen ve bu yönüyle Hegel’i keşfetmek isteyen okurlar için çok değerli bir kaynak olan çalışma, Frederick Neuhouser’in önsözüyle yayımlandı.

Neuhouser, kitap için şöyle diyor:

“Özgür bireylerin kendi toplumsal etkinliklerini salt faydalı değil, aynı zamanda kim olduklarını dışavuran etkinlikler olarak gördüğü Hegelci toplum tasavvuru, bugün artık kırk sene öncesine göre çok daha uzak bir hedef gibi görünüyor ve bu nedenle, Taylor’ın çığır açan yapıtı, günümüz toplum felsefecileri tarafından yeniden yorumlanmayı hak ediyor.”

  • Künye: Charles Taylor – Hegel ve Modern Toplum, çeviren: Kadir Gülen, Kolektif Kitap, felsefe, 284 sayfa, 2021

John Ellis McTaggart – Hegelci Diyalektik (2021)

İngiliz idealizminin önde gelen temsilcilerinden olan John Ellis McTaggart’ın Hegel felsefesinde diyalektik, mantık ve kozmolojiyi çok yönlü tartıştığı üç önemli çalışması, şimdi Türkçede.

Yakın zamanda ‘Ölümsüzlük ve Ezeliyet’ adlı eserine de yer verdiğimiz McTaggart ‘Hegelci Diyalektik’te, diyalektiğin Hegel felsefesindeki yerini eleştirel bir bakışla aydınlatıyor.

Kitabında ilk olarak diyalektiğin genel yapısını irdeleyen McTaggart, devamında da, diyalektiğin farklı yorumlarını, diyalektiğin geçerliliğini, diyalektik yöntemin gelişimini, diyalektiğin zamanla ilişkisini, diyalektiğin sonucunu ve diyalektiğin uygulanışını ele alıyor.

Hegel’in diyalektik yöntemine çok iyi bir giriş olarak okunabilecek çalışma, aynı zamanda, Hegel’in öğretisine getirdiği eleştirel okumayla da dikkat çekiyor.

  • Künye: John Ellis McTaggart – Hegelci Diyalektik, çeviren: A. Kadir Gülen, Fol Kitap, felsefe, 288 sayfa, 2021

Kolektif – Marksizm Kılavuzu (2021)

Bu özgün çalışma, Marx’ın çalışmalarında kıyıda köşede kalmış yahut kendine yer bulamamış pek çok kavramı Marksizm bağlamında yeniden yorumluyor.

Burada ahlaki çoğulculuktan biyo-kapitalizme, büyük veriden kapitalizmi queerleştirmeye, kültürel Marksizmden madun çalışmalarına, prekaryadan postkolonyalizmin Marksist eleştirisine pek çok konu tartışılıyor.

Kitapta yer alan kısa makaleler, bunun gibi pek çok konuyu irdelediği gibi, değişen toplumsal ve politik dünyamız ışığında Marx’ın temel varsayımlarını sorgulama ve geliştirme çabasına da girişiyorlar.

  • Künye: Kolektif – Marksizm Kılavuzu: Kıyıdan Köşeden, derleyen: Krisis | Journal for Contemporary Philosophy Yayın Kurulu, çeviren: A. Kadir Gülen, Dipnot Yayınları, rehber, 368 sayfa, 2021

Brent Adkins – Arzu ve Ölüm (2020)

 

“Yaram benden önce vardı;

Ben onu cisimleştirmek için doğdum.” –Joë Bousquet

Bu kitap, Hegel, Heidegger ve Deleuze felsefesinde “arzu” ve “ölüm”ün tuttuğu yeri irdeleyen, en önemlisi de bunu yaparken yaşam üzerine derinlemesine düşünen bir çalışma.

Hegel, çağdaş Fransız felsefesi ve özellikle de Deleuze ile Guattari felsefesi üzerine birçok yayını bulunan Brent Adkins, yalnızca Hegel, Heidegger ve Deleuze’ün ‘arzu’, ‘eksiklik’ ve ‘yas’a ilişkin fikirlerini aydınlatmakla kalmıyor, aynı zamanda bu isimlerin Freud, Lacan ve Žižek’le kesiştikleri ve ayrıştıkları noktaları açığa çıkararak bir anlamda sıkı bir felsefe tarihi okuması gerçekleştiriyor.

Adkins, Heidegger’in ölüme yaklaşımını, eksiklik ve melankoli bağlantısı ekseninde irdeliyor.

Hegel’in ‘Tinin Fenomenolojisi’nden yola çıkarak yas, bilincin gelişimi ve olumsuzlama arasındaki bağıntıyı inceliyor.

Ve nihayet, Deleuze’ün ‘üretkenlik olarak arzu’ yaklaşımını da Freudcu ‘ölüm arzusu’ yorumu bağlamında tartışıyor.

  • Künye: Brent Adkins – Arzu ve Ölüm: Hegel, Heidegger, Deleuze, çeviren: A. Kadir Gülen, Fol Kitap, 296 sayfa, 2020

Frederick C. Crews – E. M. Forster’da Hümanizmin Tehlikeleri (2020)

‘En Uzun Yolculuk’, ‘Hindistan’a Bir Geçit’ ve ‘Meleklerin Uğramadığı Yer’ gibi görkemli yapıtların yazarı Edward Morgan Forster, gelenekle modernizmin büyük çatışma içinde olduğu bir dönemde yaşadı ve yazdı.

Forster, kendini bir hümanist olarak tanımlıyordu, fakat hayatı boyunca bunun çelişkilerini de yaşadı.

Daha da önemlisi, hümanizmin aslında büyük tehlikeler barındırdığını kabul ederek bunun beraberinde getirdiği krizle de boğuştu.

Peki, Forster’ın hümanizmini ve bunun tarihsel kaynaklarını nasıl tanımlayabiliriz?

İşte Frederick Crews’ün bu özenli çalışması, 19. yüzyıl liberalizmi ve hümanizmini merkeze alarak bu soruya doyurucu yanıtlar veriyor.

Forster’ın ailesinin, eğitim geçmişinin, dini/politik mirasının ve “Bloomsbury Grubu” ile olan ilişkisinin izini süren Crews, yazarın “hümanizmin tehlikeleri”ni kabul etmesiyle artan melankolisini ortaya koyuyor.

Crews, Forster’ın romancılığının, kendisini cinsel eşitlik, kendini ifade etme, sosyal sorumluluk gibi moda sloganlardan uzaklaştırdığını savunuyor.

  • Künye: Frederick C. Crews – E. M. Forster’da Hümanizmin Tehlikeleri, çeviren: A. Kadir Gülen, Nota Bene Yayınları, inceleme, 216 sayfa, 2020

Kolektif – Mekân Varyasyonları (2020)

Toplumsal mekân meselesini felsefe ve sosyal bilimlerin penceresinden irdeleyen güzel bir derleme.

Çalışmayı, insanın mekânla kurduğu ilişkiye eleştirel bir perspektiften bakmak isteyen okurların özellikle seveceğini özellikle belirtelim.

Mekâna dair farklı teorileştirme pratiklerini barındırmasıyla büyük önem arz eden kitaba katılan yazarlar,

  • Marksizm ve toplumsal mekân meselesi,
  • Henri Lefebvre’nin gündelik hayat ve toplumsal mekâna dair yaklaşımı,
  • Edward Said’in mekânsal praksisi,
  • Immanuel Wallerstein düşüncesinin mekân, epistemoloji ve sosyal bilim bağlamında yorumu,
  • Mekânın tahakkümü,
  • Gaston Bachelard’ın poetik mekânı,
  • Heidegger’de mekânsallık ve zamansallık,
  • Jean Paul Sartre’da zamansal oluş ve no-place,
  • Merleau Ponty düşüncesinde mekânın teni ve deneyimin ontolojisi,
  • Ve Ahmet Hamdi Tanpınar’da yer ve eşya ilişkisi konularını tartışıyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: A. Kadir Gülen, Senem Kurtar, Pınar Yurdadön, Ömer Faik Anlı, Nehir Durna, Kaan H. Ökten, Çağatay Şahin, Dilan Alataş ve Özgür Taburoğlu.

  • Künye: Kolektif – Mekân Varyasyonları, editör: Senem Kurtar, Nota Bene Yayınları, kent çalışmaları, 312 sayfa, 2020

Kolektif – Pierre Bourdieu’nün Mirası (2019)

Pierre Bourdieu’nün sosyolojiye yaptığı özgün katkılar, yalnızca Avrupa değil, Atlantik ötesindeki sosyolojiyi de büyük oranda etkiledi.

İşte bu usta işi derlemede bir araya getirilen makaleler, Bourdieu sosyolojini çok farklı yönleriyle irdelemesiyle, bu alanda çalışanlar açısından bir başvuru kaynağı.

Bununla da yetinmeyerek Bourdieu’yü farklı isimlerle okuyan, ayrıca düşünürün ortaya koyduklarını sosyolojinin güncel gündemi bağlamında yeniden yorumlayan çalışma, böylece Bourdieu sosyolojisinin dört dörtlük bir fotoğrafını çekiyor.

Kitabın bir diğer dikkat çeken yanı ise, daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış bir Bourdieu söyleşisine de yer vermesi.

Marx, Durkheim, Weber, Nietzsche, Norbert Elias ve Adorno ile Bourdieu arasındaki ilişkilenmenin de tartışıldığı kitapta,

  • Pierre Bourdieu’nün kültür sosyolojisi,
  • Ortodoks Marksizm ve Bourdieu,
  • Bourdieu’nün çalışmaları bağlamında pratik yapısalcılığın sorunları,
  • Modern toplumda kültürün dönüşümü,
  • Axel Honneth’in eleştirel kuramında Bourdieu’nün yeri,
  • Bourdieu ve din sosyolojisi,
  • Bourdieu’nün sosyolojik kurmacası “Habitus”un fenomenolojik yorumu,
  • Bourdieu’de dil ve habitus,
  • Bourdieu’nun toplum kuramına siyasetin etkisi,
  • Mayıs 1968 olaylarının Aron, Bourdieu ve Passeron’un kuramsal yaklaşımlarına etkileri,
  • Bourdieu ve iktisadi kriz,
  • Ve bunun gibi pek çok konu ele alınıyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Hans Joas, Wolfgang Knöbl, Bridget Fowler, Bruno Karsenti, Loïc Wacquant, Bryan S. Turner, Franz Schultheis, Andreas Pfeuffer, Keijo Rahkonen, Bowen Paulle, Bart van Heerikhuizen, Mustafa Emirbayer, Simon Susen, Mauro Basaure, Bruno Frère, Hans-Herbert Kögler, Derek Robbins, Yves Sintomer ve Lisa Adkins.

  • Künye: Kolektif – Pierre Bourdieu’nün Mirası: Eleştirel Söylemler, editör: Simon Susen ve Bryan S. Turner, çeviren: A. Kadir Gülen, Phoenix Yayınevi, sosyoloji, 456 sayfa, 2019