Claude Lévi-Strauss – Yapısal Antropoloji (2024)

Claude Lévi-Strauss’un ‘Yapısal Antropoloji’ adlı eseri, 20. yüzyılın en etkili antropoloji çalışmalarından biri olarak kabul edilir.

Bu kitapta, yazar kültürel fenomenleri dilbilimdeki yapısal analiz yöntemlerini kullanarak inceliyor.

Lévi-Strauss’a göre, kültürler karmaşık yapıları olan sistemlerdir ve bu yapıların temel birimleri, dildeki yapıtaşları gibi, anlamlarını ilişkilerinden alırlar.

Lévi-Strauss, antropolojide devrim yaratan bu çalışmasında, mitleri, akrabalık sistemlerini ve diğer kültürel olguları derinlemesine analiz eder.

Ona göre, mitler sadece hikayeler değil, aynı zamanda bir toplumun bilinçaltındaki derin yapıları yansıtan sembolik sistemlerdir. Mitlerin incelenmesi, bir toplumun düşünce yapısı, değerleri ve dünya görüşü hakkında önemli bilgiler verir. Akrabalık sistemleri ise toplumların organizasyonunda temel bir rol oynar ve bu sistemlerin incelenmesi, toplumsal yapının nasıl oluştuğu hakkında ipuçları sunar.

Lévi-Strauss, yapısalcı yaklaşımıyla kültürel farklılıkların altında yatan evrensel yapıları ortaya çıkarmayı hedefler. Ona göre, farklı kültürlerin mitleri, akrabalık sistemleri ve diğer kurumları arasında derin yapısal benzerlikler vardır. Bu benzerlikler, insan zihninin evrensel işleyişinin bir sonucudur.

Kitabın temel noktaları:

  • Yapısalcılık: Kültürlerin dil gibi yapısal sistemler olduğu ve bu yapıların incelenmesiyle kültürlerin anlaşılabileceği düşüncesi.
  • Mitlerin Analizi: Mitlerin sadece hikayeler değil, aynı zamanda bir toplumun bilinçaltındaki derin yapıları yansıtan sembolik sistemler olduğu.
  • Akrabalık Sistemleri: Akrabalık sistemlerinin toplumların organizasyonunda temel bir rol oynadığı ve bu sistemlerin incelenmesiyle toplumsal yapının nasıl oluştuğu hakkında ipuçları sunacağı.
  • Evrensel Yapılar: Farklı kültürlerin altında yatan evrensel yapıların varlığı ve bu yapıların insan zihninin evrensel işleyişinin bir sonucu olduğu.

Lévi-Strauss’un ‘Yapısal Antropoloji’ adlı eseri, antropoloji alanında bir dönüm noktası oldu ve birçok bilim dalında büyük yankı uyandırdı. Kitap, kültürlerin incelenmesinde yeni bir perspektif sunarak, sosyal bilimlerin gelişimine önemli katkılar sağladı.

Özetle, Lévi-Strauss, ‘Yapısal Antropoloji’de kültürleri dil gibi yapısal sistemler olarak görür ve bu yapıları analiz ederek evrensel insan zihni hakkında önemli bilgiler elde eder. Kitap, mitler, akrabalık sistemleri gibi kültürel olguların derinlemesine incelenmesiyle, antropoloji alanında yeni bir bakış açısı sunar.

  • Künye: Claude Lévi-Strauss – Yapısal Antropoloji, çeviren: Adnan Kahiloğulları, Bilgesu Yayınları, antropoloji, 496 sayfa, 2024

Karel Čapek – R. U. R: Rossum’un Evrensel Robotları (2023)

Rosumovi Umělí Roboti (R.U.R) 1920 yılında yayınlanmış bilimkurgu tiyatro oyununun adı.

Oyun ilkin Prag’da 1921 yılında sahneye kondu.

Robot kelimesi de ilk Karel Čapek’in bu eserinde yer almış ve daha sonra tüm dünyada kullanılır olmuş, “robot” daha önce kullanılan otomat ve android kelimelerinin yerini almıştır.

Rosumovi Umělí Roboti, sanayi devriminin iktisadi, etik ve toplumsal sorunlarıyla karşı karşıya kalan Avrupa insanının gelecekle ilgili kaygılarına ışık tutması açısından önemli.

Yirminci yüzyılın başında bilimkurgu edebiyatına, bugün de yapay zekâ bakımından yoğun biçimde tartışılan açılımlar kazandıran Karel Čapek, insan dışı akıllı varlıkların ya da yapay zekaya sahip robotların insanlarla olan ilişkilerini, etik ve antropolojik sorunlarını ele alıyor.

  • Künye: Karel Čapek – R. U. R: Rossum’un Evrensel Robotları, çeviren: Esra Alnıaçık Can ve Musa Yaşar Sağlam, Bilgesu Yayınları, oyun, 112 sayfa, 2023

Onur Bilge Kula – Felsefede İlerleme ve Çağdaşlaşma Kavramları (2023)

“Tarihsiz ya da geçmişi olmayan bir ilerleme yoktur. Her ilerleme, tarihsel bilgi birikimi üzerine kurulur; ancak onun ötesine geçer. Ayrıca, geçmiş, daha önceki zamanlarda gerçekleştirilen birçok yeni başlangıcı içinde barındırır.”

Onur Bilge Kula ‘Felsefede İlerleme ve Çağdaşlaşma Kavramları’ adlı bu önemli çalışmasında, ilerleme ve çağdaşlaşma kavramlarını Kant, Hegel, Marx, Bloch, Adorno, Habermas gibi filozofların yapıtlarını irdeleyerek ele alıyor ve bu kavramların Anadolu kültür tarihi içerisindeki yeriyle de ilgili değerlendirmeler yapıyor.

  • Künye: Onur Bilge Kula – Felsefede İlerleme ve Çağdaşlaşma Kavramları, Bilgesu Yayınları, felsefe, 320 sayfa, 2023

Simon Critchley – Ölü Filozoflar Kitabı (2015)

Felsefe yapmanın ölmeyi öğrenmek anlamına geldiğini savunan bir yazardan, filozofların ilginç ölme biçimlerini konu edinen bir çalışma.

Belirtmekte fayda var, çalışmanın tek derdi bu değil.

Simon Critchley’nin asıl amacı, ölümü inkârla belirlenmiş günümüzde, filozofça ölüm idealinin ne anlama geldiğini irdeliyor ve bunu neden savunmamız gerektiğini tartışıyor.

  • Künye: Simon Critchley – Ölü Filozoflar Kitabı, çeviren: Talip Kabadayı, Bilgesu Yayınları

Alex Callinicos – Eşitlik (2014)

Son dönemin etkili düşünürlerinden Callinicos’tan, eşitlik ve adalet üzerine bir yoğunlaşma.

Kavramı felsefi açıdan detaylıca irdelemesi ve bunu yaparken, eşitlik ve adaletin politik ve tarihsel önemini saptayarak, bunu kapitalizm, toplum ve demokrasi üçgeni içerisinde yerli yerine oturtması, kitabı özgün kılıyor.

  • Künye: Alex Callinicos – Eşitlik, çeviren: Öncel Sencerman, Bilgesu Yayınları

Robin George Collingwood – Kısaca Sanat Felsefesi (2012)

  • KISACA SANAT FELSEFESİ, Robin George Collingwood, çeviren: Talip Kabadayı, BilgeSu Yayınları, sanat, 111 sayfa


20. yüzyılın önemli düşünürlerinden Robin George Collingwood, bilhassa tarih felsefesi üzerine yaptığı çalışmalarla bilinir. Collingwood bu denemesinde, sanat üzerine genel bir kavrayış ortaya koymaya çalışırken, sanatın ve sanatçının kendine özgü doğasını; sanatın neden ölümsüz olduğunu; sanat ile tarih ve sanat ile felsefe arasıdaki ilişkiyi çözümlemeye koyuluyor. Biçimsel sanat ve doğalcı sanat, klasik ve romantik sanat, sanatlar arasındaki ayrımlar gibi sanattaki belli başlı konuları ele alan Collingwood, sanat kavrayışı içerisine giren “yüce”, “güzel”, “ilham” gibi kavramların kökenlerine de iniyor.

Max Weber – Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu (2011)

  • PROTESTAN AHLAKI VE KAPİTALİZMİN RUHU, Max Weber, BilgeSu Yayınları, sosyoloji, 357 sayfa

 

Max Weber’in uzun zamandır baskısı tükenen meşhur kitabı ‘Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu’, tam metin olarak yayımlanıp yeniden raflardaki yerini aldı. Kapitalizmin, neden dünyanın başka bir coğrafyasında değil de Batı’da ortaya çıktığını araştıran Weber, bunun nedenlerini anlamak için, öncelikle kapitalizmin dinamiklerini analiz etmeye koyuluyor. Kapitalizmin gelişimini, Protestan ahlakının yaygınlaşmasında gören düşünür, geleneksel toplumdan modern topluma geçme sürecinin ve Batı’ya özgü servet edinme tutumunun, genel olarak Hıristiyanlık, özel olarak da Protestanlığın kendine has öğretisiyle doğrudan ilişkili olduğunu savunuyor.

Jale Erlat ve Özlem Kasap – Başlangıcından Günümüze Fransız Edebiyatında Kadın Yazarlar (2011)

  • BAŞLANGICINDAN GÜNÜMÜZE FRANSIZ EDEBİYATINDA KADIN YAZARLAR, Jale Erlat ve Özlem Kasap, Bilgesu Yayınları, inceleme, 303 sayfa

Kadınlar, her alanda olduğu gibi yazın alanında da görmezden geliniyor. İki yazarlı elimizdeki eser, Fransız edebiyatında kalem oynatmış, fakat uzun yıllar ihmal edilmiş kadın yazarları okurlarına sunuyor. Eski çağlardan günümüze Fransız kadın yazarların serüvenini sunan kitap, aynı zamanda bu yazarların yapıtlarını inceleyip tanıtıyor. Kitap ayrıca, kadın yazarların Fransız toplumunun neresinde durduklarını, nasıl algılandıklarını, verdikleri savaşımları, deneyimlerini, yazma tutkularını, yazım tarzlarını, duygusal ve sosyal ilişkilerini, aşklarını ve nefretlerini de aydınlatıyor. Kadın yazarların seçme metinlerinin de verildiği kitapta, 16. yüzyılda yaşamış Madame Jeanne Flore’den 2009’un Goncourt ödülünü kazanan Marie NDiay’e kadar, Fransız edebiyatında varolma savaşı vermiş kadınların hikâyelerini anlatıyor.