Bülent Özçelik – Yürü Bir Gerçeğe (2023)

Bu çalışma, hakikat algımızdaki parçalanmanın yarattığı siyasi ve kültürel sonuçları, “kamusal alan”, “kamusallık” ve “kamusal tartışma” gibi kavramları merkezine alarak tartışıyor.

Arendt’in, görünür olduğumuz ve birbirimizin gerçekliğine dokunduğumuz bir iletişim biçimi olarak betimlediği kamusallığın koşulları uzun zamandır yavaş yavaş ortadan kalkıyordu.

Özçelik’in vurucu bir biçimde ifade ettiği gibi, şeylerin sahtesine ya da sanal olanına, kendisinden daha fazla değer atfedildiği günümüzde, kamusal bir iletişimin koşulları iyice sarsılmış ve hatta neredeyse yok olmuş durumda.

Özçelik, böyle bir kamusal iletişimin olanaklarını zedeleyen yeni koşulları ince bir biçimde analiz ediyor.

Artık neredeyse sıradan, gündelik bir gerçeklik haline dönüşen “alternatif hakikatler”, “sahte haberler”, “yalan bildirimler”, “uydurulmuş veriler” gibi unsurların siyasetin dönüşümü ile bağlantısını gösteriyor.

Bir yandan siyasette gittikçe yükselen popülist liderler, öte yandan hakikat sonrası unsurların bombardımanına uğrayan zihinler…

Özçelik, kitabında, bu ikisinin birbirini nasıl beslediğini örneklerle etkileyici bir biçimde ortaya koyuyor.

İletişim ve internet teknolojisindeki yeni gelişmelerin, yarattığı yeni fırsatlar yanında, siyasette karşılıklı “körleşme” ve birbirine duyarsızlaşmayı nasıl körüklediğini; yalan haberin yayılmasını nasıl kolaylaştırdığını çarpıcı bir biçimde irdeliyor.

Ortak meselelerimiz konusunda tartışmamızın olanağı olan kamusal mecraların, retoriği baş tacı eden demagoglar ile düzensiz veri yığını ve sahte bilgilerle dumura uğrayan kitlelerin “ilişkisi” içinde elimizden nasıl kayıp gittiğinin hikâyesini sunuyor.

Modern zihnin temel parametrelerinin kaybolduğu, parçalı ve kaotik bir gerçeklik kavrayışına adım attığımız, “herkesin kendine ait bir hakikati” olduğu zannına kapıldığı zamanımızda, Özçelik’in yapıtı, zihinlerimizi durulaştırmak, nedenler ve sonuçlar arasındaki bağlantıları kurabilmek, kavrayışımızı zenginleştirmek ve en önemlisi kötümser olmamak için ufuk açıcı bir katkı ortaya koyuyor.

  • Künye: Bülent Özçelik – Yürü Bir Gerçeğe: Hakikat Sonrası’nı Anlamak, Ayrıntı Yayınları, siyaset, 240 sayfa, 2023

Kolektif – Hakikat Sonrası (2021)

Bizim asıl bahtsızlığımız, hakikatin yürürlükten kaldırıldığı bir dönemde yaşıyor olmamız.

Zira tarihin hiçbir döneminde, yalan ve manipülasyon böylesi uzun süreli kendine yer bulamamıştı.

Bu özenli derleme de, hakikat ve “hakikat sonrası”nı siyaset, felsefe, medya ve uluslararası ilişkiler bağlamında tartışmaya açıyor.

Kitaba katkıda bulunan yazarlar,

  • Hakikat sonrası çağda siyasetin izlediği seyri,
  • Hakikat sonrası çağda felsefede yeni bir etiko-politiğin imkânlarını,
  • Göçmenler ve hakikatin yeniden kuruluşunu,
  • İnsan hakları ve hakikat sonrası çağın bireyini,
  • Siyaseten doğruculuk nedeniyle siyasetin kökten yıkımını,
  • Hakikat sonrası dönemde dinin yaşanışını,
  • Post hakikat çağında yalan haberin önlenemez yükselişini,
  • Popülizme suç ortaklığı yapan medyanın hali pür melalini,
  • Popülist söylem olarak komplo teorilerinin yaygın hale gelişini,
  • Ve bunun gibi dikkat çekici konuları tartışıyor.

Kitap, hakikat ve hakikat sonrasının sağlam bir resmini çekmekle yetinmiyor, aynı zamanda bu karanlık çağdan nasıl çıkabileceğimizi de irdeliyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Filiz Zabcı, Çetin Balanuye, Can Ulusoy, Özgün Bulut, Deniz Gürsoy, Durdu Baran Çiftci, Berk İlke Dündar, Bülent Özçelik, Hüseyin Köse, Merve Özdemir, Nil Çokluk, Esra İlkay Keloğlu İşler, Burak Özçetin, Ayşegül Akaydın Aydın, Sümeyra Demiralp, Koray Kaplıca, Bülent Özçelik, Gülin Çavuş, Umut Yukaruç, Rasim Özgür Dönmez, Hikmet Kuran ve Halil Burak Sakal.

  • Künye: Kolektif – Hakikat Sonrası, derleyen: Bülent Özçelik, Nika Yayınevi, siyaset, 448 sayfa, 2021

Werner Biermann ve Arno Klönne – Kapitalizmin Suç Tarihi (2007)

  • KAPİTALİZMİN SUÇ TARİHİ, Werner Biermann ve Arno Klönne, çeviren: Bülent Özçelik, Phoenix Yayınları, tarih, 205 sayfa

kapitalizmin-suc-tarihi

‘Kapitalizmin Suç Tarihi’, kapitalist dünya politikasının geçmişteki ve bugünkü görünümünü, yani modern emperyalizmi sistemli bir şekilde ele almayı amaçlıyor. Biermann ve Klönne’nin, Bush dönemine kadar olan dönemin suç kültürünü derledikleri bu çalışma, suç-kapitalizm ilişkisini kapsamlı bir şekilde inceliyor. 19. yüzyıl kapitalizmi, Avrupa’nın denizaşırı yayılışı, Amerika kıtasının kıymetli madenlerinin Avrupalı sömürgeciler tarafından çalınması, köle ticareti, Karayipler’de şeker tarımı, modernleşme yoluyla Hindistan tekstil sanayisinin ortadan kaldırılması ve petroldeki karanlık işler, kitapta karşımıza çıkacak belli başlı konular.