Yankı Yazgan – Hiperaktif Çocuk (ve Ergen) Okulda (2010)

Hiperaktif çocuğun birçok tanımı var.

Hareketli, dikkati dağınık, öğrenmekte zorlanan ya da zor çocuk, bunlardan birkaçı.

Yankı Yazgan elimizdeki çalışmasında, öğretmenler, psikolojik danışmanlar, rehberlik servisleri ve anne-babalara, hiperaktif çocuğun eğitimi konusunda temel bilgiler ve öneriler sunuyor.

Hiperaktivitenin tanısı, tanı ve sonrası; hiperaktif çocuğun okulla uyumu; okullarda tarama ve yönlendirmenin nasıl yapılabileceği; öğrenmeyi kolaylaştırmak için okulda ve evde yapılabilecekler; beyin gelişiminin hiperaktiviteye etkisi; okul-aile işbirliğinin nasıl sağlanacağı ve ilaçların hiperaktivite tedavisine katkısı, kitapta işlenen konulardan bazıları.

  • Künye: Yankı Yazgan – Hiperaktif Çocuk (ve Ergen) Okulda, Doğan Kitapçılık, eğitim, 209 sayfa

Daron Acemoğlu ve James Robinson – Dar Koridor (2020)

Güçlü bir devlet, toplumu baskı altında tutar ve bu da özgürlüğün zayıflaması anlamına gelir.

Daron Acemoğlu ve James A. Robinson ‘Dar Koridor’da, özgürlüğün tarihsel gelişimini irdeliyor ve özgürlüğün yeşermesi için neden güçlü bir devletin yanı sıra güçlü bir sivil toplum hareketinin de vazgeçilmez olduğunu ortaya koyuyorlar.

Devlet, toplum, demokrasi, ekonomik büyüme gibi kavramları ekonomi politiğin tarihsel perspektifinden ve küresel gelişmeler bağlamında irdeleyen yazarlar, demokrasinin ve özgürlüklerin şu an içinde bulunduğu krizden kurtulmamız için şiddeti engelleyecek, yasaları uygulayacak ve insanların kendi tercihlerini yapıp hayata geçirmeleri için hayati öneme sahip kamu hizmetlerini sunacak güçlü bir devlete ve bununla paralel olarak devleti denetleyecek ve sınırlandıracak güçlü ve hareketli bir topluma ihtiyaç duyduğumuzu belirtiyorlar.

Özgürlüğün bir süreç olduğunu ve zaman içinde erişilebildiğini ifade eden yazarlara göre,  despotik devletlerce yönetilen toplumların bu yoldan çıkmalarının tek yolu örgütlenmek, haklarının bilincinde olmak ve demokrasiyi daha çok sahip çıkmak.

  • Künye: Daron Acemoğlu ve James A. Robinson – Dar Koridor, çeviren: Yüksel Taşkın, Doğan Kitap, siyaset, 648 sayfa, 2020

Yankı Yazgan – Düşe Kalka Büyümek (2010)

Yankı Yazgan ‘Düşe Kalka Büyümek’te, çocuklu bir hayatın sağlıklı yürümesi için yapılması gerekenleri anlatıyor.

Çocukların kendilerine has dünyaları; anne-babaların çocuklarıyla nasıl bir iletişim kuracağı; televizyon, bilgisayar ve kitapların çocuklar üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileri; kendiyle barışık çocukların nasıl yetiştirilebileceği; bebek ve çocukların öğrenme süreçlerinde unutulmaması gereken ayrıntılar ve depresyon, dikkat bozukluğu, hiperaktivite, tikler, takıntılar gibi çocukların sorunlu dönemlerinde ne yapılabileceği, Yazgan’ın ele aldığı konulardan birkaçı.

Kitap, özellikle anne-babalara, eğitimcilere, ruh sağlığı alanında çalışanlara ve doktorlara hitap ediyor.

  • Künye: Yankı Yazgan – Düşe Kalka Büyümek, Doğan Kitap, sağlık, 222 sayfa

Ergün Veren – Anadolu Halk Takvimi (2019)

 

Anadolu insanının zamanı nasıl algıladığına en iyi örnekler halk takvimleridir.

Ergün Veren de, Anadolu halk takvimleri üzerine şahane bir rehber kitapla karşımızda.

Anadolu’da zamanın saat, gün, ay, yıl/mevsimler olarak nasıl dilimlendiğiyle açılan kitapta,

  • Uğurlu / uğursuz gün ve yıl inanışları,
  • Ay adlarının kaynakları,
  • Zaman-eylem planlaması,
  • Hititlerden Antik Yunan’a ve Anadolu’ya yıl / mevsimlerin dilimlenmesindeki benzerlik ve farklılıklar,
  • Anadolu halk takvimi,
  • Anadolu halk meteorolojisi,
  • Gök cisimlerine ve hava hareketlerine dayalı inanışlar,
  • Anadolu halk meteorolojisindeki inanışlar,
  • Bu inanışların askeri literatüre yansımaları,
  • Balıkçılar ve denizcilerdeki inanışlar,
  • Canlıların hareketlerine dayalı inanışlar,
  • Ve bunun gibi pek çok konu ele alınıyor.

Anadolu insanının zamanla ve iklimle ilişkisini ayrıntılı bir şekilde ortaya koyan kitabın, dört dörtlük bir hava durumu ansiklopedisi olduğunu ayrıca belirtmeliyiz.

  • Künye: Ergün Veren – Anadolu Halk Takvimi: Kocakarı Soğuklarından Zemheriye, Doğan Kitap, inceleme, 304 sayfa, 2019

Nezir İçgören – Hiç Yoktan İyidir (2010)

Nezir İçgören, ilk romanı ‘Hiç Yoktan İyidir’de, eski, yüksek tavanlı bir evde kalan isimsiz bir ressam ile bu evde kiracı olan karakterler arasında yaşananları hikâye ediyor.

Ressam, geniş kütüphanesi, antika eşyaları olan ve önceden Eleni isimli bir kadına ait bir evde yaşamaktadır.

Para kazanmak için odaları kiraya vermeye başlayan ressam, kısa süre sonra birçok insanı tanıyacaktır.

Üniversitede doktora yapan Katya; hayat kadını Sonya; bir yayınevinde çalışan Mehmet; fotoğrafçı Stan, öğrenci Leyla ve bu karakterlerin etrafındaki kişiler, hikâyeleriyle kurguya dahil olur.

Beyoğlu, Asmalımescit ve Galata’da seyreden kurguda, güldürü öğelerine de başvurulmuş.

  • Künye: Nezir İçgören – Hiç Yoktan İyidir, Doğan Kitap, roman, 242 sayfa

Kolektif – Ma Sekerdo Kardaş? (2010)

İlhami Algör’ün hazırladığı ‘Ma Sekerdo Kardaş? (N’etmişiz Kardaş?)’, Dersim 1938’in kara günlerinin üzerine çöktüğü köylerden biri olan Surbahan’dan tanıklıkları okurlarına sunuyor.

Dersim 1937/38’de, harekât komutasının bir ayağının Surbahan köyünde üstlendiğini belirten Algör, sonunda harekât tırpanının bu köyü de biçtiğini ve öldürülen erkeklerin kemiklerinin, Ağbaba Dağı’nın dibinde Zıni Gediği çukurunda; Kısmikör, Mağaçur, Brastik, Galolar, Balıbey köylerinden toplanarak kurşuna dizilmiş komşularının kemikleriyle birlikte tozun toprağın içinde yattığını söylüyor.

Geride kalan kadın ve çocuklar ise, yük vagonlarına tıkılıp batıya sürülür.

Bu aileler, 1947’de çıkan afla köylerine geri dönecektir.

İşte bu muazzam sözlü tarih çalışması, Surbahan köyünden batıya sürülen birkaç ailenin hafızasından hareketle, 1938-1948 aralığında yaşananları anlatıyor.

  • Künye: Kolektif – Ma Sekerdo Kardaş? (N’etmişiz Kardaş?), hazırlayan: İlhami Algör, Doğan Kitap, anı, 159 sayfa

Bekir Okan – Barak’tan Avrasya’ya (2010)

Okan Üniversitesi’nin kurucusu Bekir Okan ‘Barak’tan Avrasya’ya’ başlıklı elimizdeki kitabında, elli dokuz yıllık hayatından kesitleri, acıları, mutlulukları; Gaziantep’ten İstanbul’a, ardından Avrasya’ya ve dünyaya açılarak gerçekleştirdiği projelerindeki tecrübelerini okurlarıyla paylaşıyor.

Gaziantep Nizip’te dünyaya gelen Bekir Okan, Ankara Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Matematik Bölümü’nden mezun olduktan hemen sonra öğretmen olarak çalışmaya başlar.

Bu esnada girişimciliğin kendisine daha uygun olduğuna karar veren Okan, Gaziantep’e dönerek, şehrin ilk üniversiteye hazırlık dershanesini kurar.

Dershanenin başarısı, Okan’ı, inşaat işlerine girmek için cesaretlendirir ve bunun devamında, ticaretin farklı alanlarında, Türkiye ve dünyada birçok başarılı projeye imza atar.

Okan kitabında, hem hayatının dönüm noktalarını anlatıyor hem de deneyimlerini genç girişimcilerle paylaşıyor.

  • Künye: Bekir Okan – Barak’tan Avrasya’ya, Doğan Kitap, anı, 221 sayfa

Norman Stone – Birinci Dünya Savaşı (2010)

Bilkent Üniversitesi’nde görev yapan Norman Stone ‘Birinci Dünya Savaşı’nda, Osmanlı İmparatorluğu’nu da ortadan kaldıran ilk dünya savaşını kapsamlı bir şekilde ele alıyor.

Savaşın başladığı dönemde dünyada olup bitenleri irdeleyerek çalışmasına başlayan Stone, savaşa giren hükumetlerin hepsinin vatan savunmasıyla hareket ettiklerini açıklamalarına karşın, gerçek hedefin Osmanlı İmparatorluğu ve daha o tarihte önem kazanmaya başlayan petrol olduğunu belirtiyor.

Bu imparatorluk da, Afrika’nın Atlas Okyanusu kıyısındaki Fas’tan Mısır ve Arabistan’a, oradan Kafkasya’ya kadar uzanan devasa sınırlarıyla iştah kabartan Osmanlı’dan başkası değildi.

  • Künye: Norman Stone – Birinci Dünya Savaşı, çeviren: Ahmet Fethi Yıldırım, Doğan Kitap, tarih, 166 sayfa

Patrick Senecal – Kaybeden Ölecek (2010)

Kanadalı edebiyatçı Patrick Senecal, bir deliler evinde tutsak olarak tutulan Yannick Bérubé’nin hikâyesini anlatıyor.

Yirmi üç yaşındaki Bérubé’nin hayatı, bir bisiklet kazasıyla alt üst olur.

Bu kazanın ardından, Ormes Sokağı’nda bir eve kapatılan Bérubé, her yönüyle anormal olan bir ailenin tuzağına düştüğünü fark edecektir.

Ailenin üyeleri, adaleti satrançla belirlemeye çalışan bir baba; en az babası kadar tehlikeli bir kız; din saplantısıyla hayatını alt üst etmiş bir anne ve hiç konuşmayan, sabit bakışlı bir kızdır.

Bir yandan yaşadığı dehşeti yazmaya koyulan Bérubé, öte yandan da bu korkunç aileden kurtulmanın yolları üzerine düşünecektir.

‘Kaybeden Ölecek’in sinemaya uyarlandığını da belirtelim.

  • Künye: Patrick Senecal – Kaybeden Ölecek, çeviren: Yaşar İlksavaş, Doğan Kitap, roman, 271 sayfa

İsmail Güzelsoy – Değil Efendi’nin Renk ve Korku Meselleri (2010)

İsmail Güzelsoy ‘Değil Efendi’nin Renk ve Korku Meselleri’nde, başkahramanı komünist şair İskender Sof’un maceralarını hikâye ediyor.

Güzelsoy’un çok katmanlı kurgusunda Sof’un başına gelenler, meddah Değil Efendi’nin anlatımıyla okurun karşısına çıkıyor.

Tehlikeli addedilen Sof, peşindeki iki MİT ajanından kurtulmak için Iğdır’a gitmeye karar verir.

Amacı, kışları donan Aras ırmağı üzerinden Sovyet Rusya’ya geçmektir.

Fakat Iğdır, onun için yeni ve daha büyük tehlikelerin adresi anlamına gelir.

Zira onu burada, âşık olacağı kadının yanı sıra, kan emici bir vampir de beklemektedir.

Ayrıca şairi öldürmek için uzun zamandır fırsat kollayan MİT Osman da Iğdır’da pusuya yatmıştır.

  • Künye: İsmail Güzelsoy – Değil Efendi’nin Renk ve Korku Meselleri, Doğan Kitap, roman, 310 sayfa