Maurice Merleau-Ponty – Algının Fenomenolojisi (2025)

Maurice Merleau-Ponty’nin ilk olarak 1945’te yayımlanan bu eseri, insanın dünyayla ilişkisinin özünü bedensel deneyim üzerinden yeniden tanımlıyor. Yazar, bilinci soyut bir düşünme etkinliği olarak değil, dünyaya yönelmiş yaşayan bir varlık olarak ele alıyor. Fenomenoloji geleneğinden hareketle, algının bilginin temeli olduğunu savunuyor. Ona göre insan, dünyayı önce düşünerek değil, bedeninin yönelimiyle kavrıyor. Görmek, dokunmak, işitmek yalnızca duyusal süreçler değil; varoluşun aktif biçimleri olarak açıklanıyor.

Merleau-Ponty, Kartezyen zihin-beden ikiliğini reddediyor. Beden, zihnin taşıyıcısı değil, anlamın ilk kurucusu haline geliyor. Algı, özne ile nesne arasındaki ayrımı aşan bir birlik alanı olarak düşünülüyor. Bu nedenle dünya, bilinç tarafından temsil edilen bir nesneler toplamı değil; insanın beden aracılığıyla sürekli yeniden kurduğu bir “yaşantı ufku” oluyor. Zaman, mekân ve ötekiyle ilişki de bu yaşantının dokusunda yer alıyor. Yazar, bilincin dünyayı açıklamaktan çok, onun içinde yer alarak anlam kazandığını vurguluyor.

‘Algının Fenomenolojisi’ (‘La Phénoménologie de la Perception’), fenomenolojiyi salt teorik bir felsefe olmaktan çıkararak gündelik deneyimin merkezine taşıyor. Merleau-Ponty’nin dili hem felsefi hem edebi bir yoğunluk taşıyor; algının dokusunu betimleyerek insan varoluşunun karmaşıklığını görünür kılıyor. ‘Algının Fenomenolojisi’, insanın hem özne hem nesne olarak dünyada bulunma biçimini açıklıyor. Böylece düşünmekle yaşamak arasındaki mesafeyi kapatarak, felsefeyi yeniden bedensel ve yaşanır bir etkinlik haline getiriyor.

  • Künye: Maurice Merleau-Ponty – Algının Fenomenolojisi, çeviren: Emine Sarıkartal, Eylem Hacımuratoğlu, Minotor Kitap, felsefe, 592 sayfa, 2025

Gaston Bachelard – Sürenin Diyalektiği (2021)

Yirminci yüzyılın en etkili düşünürlerinden Fransız filozof Gaston Bachelard’dan zamanın ve fiziksel dünyanın doğası üzerine derinlemesine bir düşünme.

‘Sürenin Diyalektiği’, Henri Bergson ve onun “yaşanmış zaman” kavramıyla sıkı bir tartışmaya girmesiyle önemli.

Kitabın diğer bir dikkat çekici yanı, felsefe yapmanın en ilginç biçimlerinden biri olan “durma felsefesi”ne giriş niteliğinde bir eser olması.

Çalışma, Bachelard’ın bilim felsefesi ile doğa ve nedensellik kavrayışını anlamak konusunda da önemli ipuçları barındırıyor.

  • Künye: Gaston Bachelard – Sürenin Diyalektiği, çeviren: Emine Sarıkartal, Fol Kitap, felsefe, 168 sayfa, 2021

Pierre Dardot ve Christian Laval – Müşterek (2018)

Hegel ve Marx üzerine yaptığı çalışmalarla bildiğimiz Pierre Dardot ile sosyoloji profesörü Christian Laval, müşterekleşmeyi toplumun kendini kurmasına yönelik bir çağrı olarak tartışıyor.

Yayınlandığı zaman büyük ilgi çeken bu siyaset felsefesi çalışması, müşterekleşmeyi yalnızca doğal kaynakların ve bilgi ağlarının kolektif yönetimi anlamında değil, bizzat 21. yüzyıldaki alternatif politikaların temel ilkesi olarak ele almasıyla dikkat çekiyor.

Son yıllarda yükselişte olan müşterekleşme konusunu tarihsel ve güncel anlamda, bunun yanı sıra müşterekleşmeyi geniş bir felsefi, siyasi ve sosyolojik çerçevede irdeleyen kitap, konu hakkında temel eserlerden biri olmaya aday.

  • Künye: Pierre Dardot ve Christian Laval – Müşterek: 21. Yüzyılda Devrim Üzerine Deneme, çeviren: Emine Sarıkartal ve Ferhat Taylan, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, siyaset, 552 sayfa, 2018

Maurice Merleau-Ponty – Algının Fenomenolojisi (2017)

Maurice Merleau-Ponty fenomenolojinin önde gelen filozoflarından.

Varoluşçu felsefe alanındaki çalışmalarıyla da bilinen Merleau-Ponty, öznellik ve algı kuramlarıyla tanınır.

Merleau-Ponty’nin ilk olarak 1945’te yayınlanan oylumlu çalışması ‘Algınının Fenomenolojisi’, kendisinin başyapıtı olarak kabul ediliyor.

Merleau-Ponty burada, Edmund Husserl’e ait olan fenomenolojik yöntemi bu sefer estetik bir bakışla yeniden yorumluyor.

Analitik felsefenin olduğu kadar kıta felsefesinin çağdaş sorunlarını apaçık bir şekilde ortaya koymasıyla dikkat çeken kitapta, düşünürün irdelediği kimi konular şöyle:

  • Klasik önyargılar ve fenomenlere geri dönüş,
  • Nesne olarak beden ve mekanist fizyoloji,
  • Kişinin kendi bedeninin mekânsallığı ve motor becerileri,
  • Kişiye has bedenin sentezi,
  • Cinsiyetli varlık olarak beden,
  • İfade olarak beden ve söz,
  • Algılanan dünya,
  • Kendi-için-varlık ve dünyada-varlık…

Daha önce bölümler halinde ayrı ayrı yayınlanmış ‘Algının Fenomenolojisi’nin, ilk kez tam haliyle Türkçeye çevrildiğini de belirtelim.

  • Künye: Maurice Merleau-Ponty – Algının Fenomenolojisi, çeviren: Emine Sarıkartal ve Eylem Hacımuratoğlu, İthaki Yayınları, felsefe, 624 sayfa, 2017

Jean François Lyotard ve J. L. Thébaud – Hakkıyla (2014)

Jean-François Lyotard, Türkçede daha çok ‘Postmodern Durum’ isimli kitabıyla biliniyor.

Bu kitapla birlikte, yoğun bir şekilde yürütülen postmodernizm tartışmaları Lyotard adıyla bütünleşmiş oldu.

Oysa Lyotard’ın zengin düşünce alanı göz önüne alındığında, bu tartışmalar çoğu zaman yüzeysel kalır.

Örneğin düşünürün provokatif üslupla kaleme aldığı ‘Libidinal Ekonomi’, Freud ve Marx düşüncesini özgün bir tarzda yeniden yorumlamıştı.

‘Hakkıyla’ ise, Lyotard ile J. L. Thébaud arasında ‘Libidinal Ekonomi’nin merkeze alındığı bir tartışma.

Kitap, Lyotard’ın bakış açısı ve felsefesini serimlemesiyle önemli bir rol üstlenmekte.

  • Künye: Hakkıyla, Jean François Lyotard ve J. L. Thébaud, çeviren: Emine Sarıkartal, İthaki Yayınları, felsefe, 185 sayfa