Pragya Agarwal – Histeri (2025)

Pragya Agarwal’ın bu çalışması, duyguların cinsiyetlendirilmiş bir şekilde algılanmasının tarihsel, kültürel ve bilimsel kökenlerini sorguluyor. Yazar, “kadınların histeriğe yatkın, aşırı duygusal ve irrasyonel olduğu” önyargısının nasıl yüzyıllar boyunca tıp, psikoloji ve toplumsal normlar aracılığıyla meşrulaştırıldığını gözler önüne seriyor.

‘Histeri: Cinsiyetleştirilmiş Duygular Efsanesinin Çöküşü’ (‘Hysterical: Exploding the Myth of Gendered Emotions’) , antik Yunan’da “histeri”nin rahimle ilişkilendirilmesinden başlayarak Orta Çağ’daki cadı avlarına, 19. yüzyılda Freud ve çağdaşlarının teorilerine ve günümüzdeki iş yaşamı, siyaset ve gündelik toplumsal ilişkilerde kadınların duygularının nasıl küçümsendiğine uzanan geniş bir tarihsel çizgi sunuyor. Agarwal, özellikle öfke, üzüntü, korku ve sevinç gibi temel duyguların kadınlar ve erkekler üzerinden farklı şekillerde yorumlandığını ve bu farklılığın toplumsal cinsiyet eşitsizliğini pekiştirdiğini gösteriyor.

Bilimsel araştırmalar, sosyolojik incelemeler ve kişisel hikâyeler aracılığıyla Agarwal, duyguların biyolojik açıdan kadın ve erkek arasında belirgin farklar göstermediğini, asıl farklılığın toplumsal beklentiler ve kültürel anlatılarla yaratıldığını vurguluyor. Böylece, duyguların “cinsiyetlendirilmiş” değil, toplumsal olarak inşa edilmiş birer deneyim olduğunu ileri sürüyor.

Kitap, kadınların duygusal deneyimlerini değersizleştiren ataerkil bakışın eleştirisini yaparken aynı zamanda duyguların yeniden düşünülmesi için feminist bir perspektif sunuyor. Agarwal, duyguların güçsüzlük değil, insanı insan yapan temel ve ortak bir zenginlik olduğunu söylüyor.

  • Künye: Pragya Agarwal – Histeri: Cinsiyetleştirilmiş Duygular Efsanesinin Çöküşü, çeviren: Funda Sezer, inceleme, 496 sayfa, 2025

Lucinda Hawksley – Kadın Hakları Tarihi (2025)

Lucinda Hawksley’nin bu kitabı, Britanya’daki kadınların oy hakkı ve toplumsal eşitlik mücadelesini derinlemesine ele alan tarihsel bir anlatı. ‘Kadın Hakları Tarihi: Oy Mücadelesinde Zafere Yürüyenler’ (‘March, Women, March’), 19. yüzyılın sonlarından itibaren süfrajet hareketinin nasıl şekillendiğini, hangi zorluklarla karşılaştığını ve kadınların nasıl cesurca direndiğini çarpıcı örneklerle anlatıyor. Sadece tanınmış liderler değil, mücadeleye katkı sunmuş isimsiz kadınlar da anlatının merkezinde yer alıyor.

Hawksley, dönemin belgelerine, mektuplara, gazete arşivlerine ve kişisel tanıklıklara dayanan titiz bir araştırma yürütmüş. Kitap, sadece orta sınıf kadınların değil, aynı zamanda işçi sınıfından kadınların da mücadeleye katıldığını ve sınıfsal ayrımların hareket içinde hem gerilim hem de zenginlik yarattığını ortaya koyuyor. Kadınların karşılaştığı şiddet, baskı ve tutuklamalara rağmen geri adım atmaması, kolektif kararlılığın gücünü gösteriyor.

Yazar, kadınların oy hakkı mücadelesini eğitim, mülkiyet hakları, evlilik hukuku ve toplumsal roller gibi konularla ilişkilendirerek çok boyutlu bir tarih inşa ediyor. Ayrıca erkek müttefiklerin ve hareket içinde farklı stratejiler benimseyen kadınların da hikâyelerine yer vererek dönemi daha dengeli bir bakışla sunuyor.

‘Kadın Hakları Tarihi’, yalnızca geçmişe ışık tutan bir tarih kitabı değil; aynı zamanda özgürlük, dayanışma ve eşitlik için verilen mücadelelerin bugün de ne kadar değerli olduğunu hatırlatan güçlü bir eser.

  • Künye: Lucinda Hawksley – Kadın Hakları Tarihi: Oy Mücadelesinde Zafere Yürüyenler, çeviren: Funda Sezer, Say Yayınları, kadın, 288 sayfa, 2025

Karen Horney – Çağımızın Nevrotik Kişiliği (2024)

Freud sonrası psikanalizin önemli isimlerinden olan Karen Horney kuram içinde kalarak yaptığı eleştirilerle psikanalize özgün katkılarda bulunmuştur.

Freud’un biyolojik, içgüdü temelli yaklaşımına karşın hem kendi klinik tecrübeleri hem de sosyal bilimlerdeki gelişmelerden yararlanarak farklı bir bakış açısı ortaya koymuş, insan gelişiminde kültür ve çevrenin etkin rolünü vurgulamıştır.

‘Çağımızın Nevrotik Kişiliği’, Horney’in nevrozların temel yapısını ve nevrotik kişiliği geleneksel psikanaliz yaklaşımlarının ötesine geçerek, kültür ve çevre bağlamında derinlemesine incelediği, psikanalitik terapinin sınırlarını genişleten bir başyapıttır.

Bu eserde, nevrotik kişiliğin temellerini geniş bir pencereden bakarak ele alır; şefkat ve onaylanma ihtiyacı, duygusal yakınlık arayışı, çelişkili ruhsal yapı, güç ve prestij arzusu, bitmeyen kaygılar, rekabet gibi konuları irdeler.

İnsanların içsel çatışmalarını anlamalarına ve bu çatışmalarla başa çıkmalarına yönelik derinlemesine analizleri, okuyucuya hem entelektüel hem de pratik bir perspektif sunar.

Psikoloji meraklılarından, akademisyenlere kadar geniş bir okuyucu kitlesine hitap eden bu eser, nevrotik kişilikleri daha iyi anlamanızı sağlayacak ve insanın içsel dinamiklerini kavramanızda size yol gösterecektir.

  • Künye: Karen Horney – Çağımızın Nevrotik Kişiliği, çeviren: Funda Sezer, Say Yayınları, psikanaliz, 232 sayfa, 2024

Cordelia Fine – Başına Buyruk Beyin (2024)

  • Beyninizin ne kadar güvenilir olduğunu düşündünüz mü?

Yeniden düşünün!

Son yıllarda, yüz milyar hücreli beynimizin olağanüstü işleyişi hakkında çok şey duyduk.

Gerçekten de beynin gücü her geçen gün yeni çalışmalar ve araştırmalarla teyit ediliyor.

Ancak sahip olduğumuz ama muhtemelen bilmediğimiz, tanışmadığımız bir beyin var: içimizdeki primadonna.

İster geçmişi görme önyargısı, ister hüsnükuruntu, ister gerçekçi olmayan iyimserlik ya da ahlaki bahaneler üretme olsun, her birimiz dünya ve kendimiz hakkındaki gerçekleri görmemizi engelleyen bir dizi doğuştan gelen hataya sahibiz.

Beynimizin kendi çıkarlarını korumak için ne kadar yaratıcı olabileceğini, gerçeği nasıl esnettiğini ve bazen de tamamen uydurduğunu gündelik örneklerle kaleme alan Cordelia Fine, son derece esprili bir dil kullanarak bizi tanışmak istemeyebileceğimiz, kendi fikri olan bir beyinle tanıştırıyor.

‘Başına Buyruk Beyin’, beynimizin arkamızdan ne dolaplar çevirdiğini merak edenler için hem bilimsel hem eğlenceli bir rehber.

  • Künye: Cordelia Fine – Başına Buyruk Beyin: Beynimiz Nasıl Çarpıtır ve Aldatır, çeviren: Funda Sezer, İrene Kitap, bilim, 248 sayfa, 2024

John Renard – A’dan Z’ye Dinler Tarihi (2021)

Dört dörtlük bir dinler tarihi çalışması arayanları bu tarafa alalım.

John Renard’ın 40 yılı aşan çalışmalarının ürünü olan bu kapsamlı kitap, dünyadaki sekiz büyük dini geleneği ayrıntılı bir şekilde açıklıyor.

  • Davut Yıldızı nedir?
  • Bu kadar çok farklı Hıristiyan kilisesi nasıl ortaya çıktı?
  • Ahiretle ilgili İslami kavramlar nelerdir?
  • Taoculukta cennet ve cehennem inançları var mıdır?
  • Dalay Lama kimdir ve neden Budistlerin gözünde büyük önem taşır?

Renard kitabında Yahudilik, Hıristiyanlık, Müslümanlık, Budizm, Hinduizm, Taoculuk, Konfüçyüsçülük ve Şinto gibi dünyadaki sekiz büyük dini geleneğin tarihi, inançları, sembolleri, ritüelleri, liderleri ve gelenekleri hakkında 1000’i aşkın soruya yanıt veriyor.

‘A’dan Z’ye Dinler Tarihi’, yanlış bilgileri ve yanlış anlamaları ortadan kaldırması, ayrıca kültürel ve tarihsel farklılıkları açıklamaya yardımcı olarak okuyucuya dünyanın büyük dinleri hakkında kapsamlı bir kavrayış sağlamasıyla çok önemli.

  • Künye: John Renard – A’dan Z’ye Dinler Tarihi, çeviren: Funda Sezer, Say Yayınları, tarih, 568 sayfa, 2021

Julia Shaw – Kötülük (2020)

Madem hepimiz o denli nefret ediyoruz, bunca kötülük neden hâlâ var?

Seri katillere, onların yaptıkları vahşete kimileri neden bu kadar meraklı?

Filmlerde ve dizilerde şiddete kimler bayılıyor?

Hitler gibi bir canavar, nasıl oluyor da en popüler tarihi kişiliklerden biri olmaya devam ediyor.

İşte Julia Shaw’ın eldeki enfes kitabı, bilimsel bir bakışla, kötülük karşısındaki büyük ikiyüzlülüğümüzü çarpıcı şekilde ortaya koyuyor.

İnsanın yüksek sesle ifade etmeye çekindiği bu karanlık yönünü çok yönlü bir bakışla sorgulayan Shaw, kötülüğü etik, tarihsel, psikolojik ve bilimsel yönleriyle tartışıyor.

Akıl hastalıkları ve cinsel sapkınlıklar, tecavüz kültürü, yapay zekâ ve teknoloji ikilemi ve terörizm, Shaw’ın bu bağlamda tartıştığı kimi konular.

  • Künye: Julia Shaw – Kötülük: İnsanın Karanlık Tarafının Ardındaki Bilim, çeviren: Funda Sezer, Say Yayınları, bilim, 312 sayfa, 2020

Osho – İnsan Kendinin Aynasıdır (2016)

Modern zamanların gurusu Osho’dan birey olma üzerine aforizmalar.

Dogmalar, inançlar, öğretiler ve ideolojilerden özgürleşmek; doğayla uyumlu bir hayat sürmek; yaratıcılığı açığa çıkarmak; ego yerine sağlıklı bir özgüven oluşturmak; konforun yozlaştırıcı etkilerinden kurtulmak ve itaatkârlığın sakıncaları, kitapta yer alan kimi temalar.

  • Künye: Osho – İnsan Kendinin Aynasıdır, çeviren: Funda Sezer, Omega Yayınları

Bertrand Russell – Felsefe Yazıları (2015)

Felsefenin farklı konularına odaklandıkları gibi, Bertrand Russell’ın felsefi sisteminin evrimini de serimleyen denemeler.

Etiğin öğeleri, tarih, bilim ve hipotez, pragmatizm, William James’in doğruluk anlayışı, monistik doğruluk kuramı, doğruluğun ve yanlışlığın doğası konularında sağlam bir tartışma arayanlara öneriyoruz.

  • Künye: Bertrand Russell – Felsefe Yazıları, çeviren: Funda Sezer, Say Yayınları

Julia Shaw – Bellek Yanılgısı (2017)

Birçoğumuz, evden çıktığımızda yanımıza alacağımız eşyalardan birini veya bazılarını unuturuz.

Veya daha önce tanıştığımız birinin adını aniden unutuveririz.

Böyle durumlarda canımız sıkılsa da, aslında bunlar, zihnimizin daha büyük yanılgıları yanında oldukça masumdur.

Bellek üzerine uzun zamandır çalışmakta olan psikolog Julia Shaw da elimizdeki kitabında, yapılan son araştırmalardan yola çıkarak zihnimizin gerçekliği nasıl ters yüz ettiğini, hakikatin üzerine nasıl hayali bir kurgu inşa ettiğini gözler önüne seriyor.

Alın size, şüpheciliğin hayatımızın her anında neden bizim için hayati önemde olduğuna bir örnek daha.

Zihnin, var olan hakikati kendi süzgecinden geçirerek farklı bir boyutta yeniden tasarladığını belirten Shaw, bunun bazı yerlerde aldığı aşırı durumları gösteriyor.

Yazar bununla da yetinmeyerek, yaratılan bu “gerçek olmayan gerçeğin”, bireylerin devamındaki hayatını nasıl etkileyeceğini de ortaya koyuyor.

Adli psikolog olan Shaw, kitabında görgü tanıklarının geçmişi hatırlamayla ilgili yaşadıklarını da anlatıyor ve kimi zaman bir iftiranın birçok şahitliğe üstün gelebileceğini iddia ediyor.

Neyin nasıl görüneceğine belleğin ve zihnin nasıl karar verdiğine daha yakından bakmak isteyenler için iyi bir kaynak.

  • Künye: Julia Shaw – Bellek Yanılgısı, çeviren: Funda Sezer, Say Yayınları, psikoloji, 328 sayfa

Bertrand Russell – Etik, Toplum, Siyaset (2014)

Bertrand Russell, dogmatik olmayan bir etik ortaya koyuyor ve bunu çeşitli siyasi sorunlar üzerinde uyguluyor.

Russell’a göre siyaset ve etik, toplum ve birey olarak sosyal bakımdan bir amaca yönelik hale gelmemiz için kullanabileceğimiz önemli araçlardır.

Hem etik felsefesi, hem felsefi açıklık açısından nitelikli bir metin.

  • Künye: Bertrand Russell – Etik, Toplum, Siyaset, çeviren: Funda Sezer, Say Yayınları