Can Kalkan – Dili Yabana Sürmek (2025)

Bu kitap, Gilles Deleuze ve Félix Guattari’nin “minör edebiyat” kavramı etrafında şekillenen düşüncelerini merkeze alarak, edebiyatın yalnızca estetik değil, aynı zamanda politik bir alan olduğunu gösteriyor. Minör edebiyat; merkezin diline içeriden yabancılaşarak yazmak, sessizleştirilmiş kimliklerin sesini duyurmak ve dilin yerleşik yapısını sarsmak demektir. Bu çerçevede edebiyat, azınlıkların, yoksulların ve dışlanmışların dilsizliğini bozan bir eyleme dönüşür.

‘Dili Yabana Sürmek’, yalnızca edebiyatseverlere değil; dilin iktidar tarafından nasıl biçimlendirildiğini, kimlik ve aidiyet ilişkilerini nasıl kurduğunu sorgulayan herkese sesleniyor. Dil ile iktidar arasındaki gerilim hattında minör edebiyat, temsil edilemeyeni temsil etmeye çalışırken, aynı zamanda temsilin sınırlarını da zorlar. Böylece edebi üretim, salt bireysel bir uğraş olmaktan çıkar, kolektif ve dönüştürücü bir direnişe evrilir.

Latife Tekin’in “yazabilmek için insanın evinden ve evinin dilinden kopması gerekir” sözü, Deleuze’ün “ana diline yabancı gibi yazmak” fikriyle doğrudan kesişir. Tekin’in edebiyatı, geleneksel dil kalıplarını yıkarak, yoksulların, kadınların ve görmezden gelinen toplulukların çoklu deneyimlerini dile taşır. Bu yazım biçimi, dili sadece anlatım aracı değil, aynı zamanda mücadele sahası haline getirir.

Bu eser, minör edebiyatın nasıl dönüştürücü bir güce sahip olduğunu gösterirken, edebiyatın sınıfsal doğasını, temsil krizini ve dilin ideolojik işleyişini tartışmaya açıyor. Deleuze, Guattari ve Latife Tekin’in düşünceleri arasında kurulan bağ, edebiyatın potansiyelini sınırsızlaştıran bir zemin sunuyor. Yazmak, bu bağlamda sadece ifade değil, aynı zamanda bir kopuş ve direniştir.

  • Künye: Can Kalkan – Dili Yabana Sürmek: G. Deleuze & F. Guattari’nin İzinde Latife Tekin’de Minör Edebiyat, Nota Bene Yayınları, inceleme, 136 sayfa, 2025

Pelin Özer – Latife Tekin Kitabı (2014)

Latife Tekin’in kendine has edebiyat dünyasını farklı bir pencereden görmek isteyenlere.

Kendisiyle yapılmış söyleşilere dayanan kitapta Tekin, samimi bir şekilde yazı macerasını, kimi romanlarını yazarken yaşadığı ilginç olayları okurlarıyla paylaşıyor.

Bu söyleşi, kendi hikâyesini kurmak isteyen yazar adayları için de pek çok ipucu barındırıyor.

  • Künye: Pelin Özer – Latife Tekin Kitabı, İletişim Yayınları

Semih Gümüş – Yazının Sarkacı Roman (2011)

  • YAZININ SARKACI ROMAN, Semih Gümüş, Can Yayınları, eleştiri, 289 sayfa

 

‘Yazının Sarkacı Roman’, eleştirmen Semih Gümüş’ün edebiyatın en vazgeçilmez türü olan romanı irdelediği yazılarından bir derleme. Gümüş burada, Kemal Tahir, Selim İleri, Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, Latife Tekin, Hasan Ali Toptaş gibi pekçok önemli ismin eserleri aracılığıyla yazarı, onun kurduğu dünyayı ve bu dünyanın barındırdığı gizli ve açık anlamları incelemeye koyuluyor. Ayrıca, romancıların Türkiye’deki sosyal hayata bakışı, roman karakterlerinin temsil ettiği sınıfların yazar tarafından aktarılış biçimi ve bir tür olarak romanın başlangıçtan bugüne Türkiye edebiyatında geçtiği yol, Gümüş’ün ele aldığı ilginç konulardan birkaçı.

Barbaros Altuğ (haz.) – Yazarların İstanbul’u (2007)

  • YAZARLARIN İSTANBUL’U, edisyon, hazırlayan: Barbaros Altuğ, Merkez Kitaplar, şehir, 181 sayfa

‘Yazarların İstanbul’u’, İstanbul’un Türkiye yazın dünyasının on iki isminin hayal dünyasından nasıl göründüğüne odaklanıyor. Kitap, Ayşe Kulin, Perihan Mağden, Mehmet Murat Somer, İnci Aral, Buket Uzuner, Latife Tekin, Kürşad Başar, Aslı Erdoğan, Naim Dilmener ve Celil Oker’den oluşan bu yazarlardan her birinin İstanbul’un bir semtini ele alan yazılarından oluşuyor. Çengelköy, Bebek, Şişhane, Galata, Teşvikiye, Heybeliada, Kapalıçarşı, Sultanahmet ve Moda kitapta karşımıza çıkacak bölgeler. İstanbul’un gecekonduları, sokak kızları ve şarkılarda İstanbul gibi, daha çok şehrin sosyal-kültürel tarihine dahil edilebilecek konular da, kitabın diğer başlıkları.