Nihat Karademir’in ‘Ölümden Kaçarken Devlete Tutulmak’ adlı bu çalışması, devletin kökenine dair yerleşik açıklamaları yalnızca tarihsel ya da siyasal çerçevede değil, varoluşsal bir düzlemde yeniden düşünmeye çağırıyor. Yazar, Edgar Allan Poe’nun kalesi ile Jorge Luis Borges’in mağarası arasında kurduğu simgesel karşıtlık üzerinden devleti, insanın ölüm karşısındaki kırılganlığının kurumsallaşmış bir karşılığı olarak yorumluyor. Kale, ölüm korkusundan korunma isteğinin kolektif ifadesi olarak güvenlik ve düzen arayışını temsil ederken, mağara ölümsüzlük varsayımı altında devletin ve siyasal düzenin anlamını yitirdiğini düşündüren radikal bir sorgu alanı açıyor.
Bu çerçevede devlet, yalnızca güç ve egemenlik mekanizması değil, sonluluk bilinciyle baş etmeye çalışan insanın korkusunu disipline eden, erteleyen ve anlamlandıran bir yapı olarak kavranıyor. Modern devletin kurumları, bireyin varoluşsal kaygısına düzenli ve meşru çözümler üretme iddiasıyla şekilleniyor ve ölümle kurulan ilişkinin siyasal bir dile dönüştüğünü gösteriyor. Hastaneler, ordular, hukuk ve sosyal güvenlik sistemleri, bu kaygının yönetildiği alanlar haline geliyor.
Karademir, okuru devletin tarihine bakmakla yetinmeyip onun ontolojik zeminini sorgulamaya yöneltiyor. Devlet ile ölüm arasındaki bu düğümlenmiş ilişki, güvenlik vaadi ile özgürlük kaybı arasındaki gerilimi görünür kılıyor. Kitap, siyasal düşünceyi metafizik bir derinlikle buluşturarak, devletin yalnızca dışsal bir otorite değil, insanın kendi sonluluğuyla yüzleşme biçimi olduğunu düşündürüyor. Bu yönüyle eser, okuyucuyu hem kavramsal hem de varoluşsal bir hesaplaşmaya çağıran yoğun bir düşünsel yolculuk sunuyor.
- Künye: Nihat Karademir – Ölümden Kaçarken Devlete Tutulmak: Devletin Kökeni Hakkında Bir İnceleme, Lejand Yayınları, felsefe, 368 sayfa, 2025










