José Manuel Lucía Megías – Cervantes ve Türk Akdenizi (2024)

Esaret, şövalyeler, silahlar, deniz, korsanlar, özgürce âşık olmak ve tüm bunların merkezinde Akdeniz…

Miguel de Cervantes, Akdeniz olmadan, Akdeniz’de geçirmiş olduğu yıllar olmadan anlaşılamaz.

Cervantes, 1569 yılında Roma’ya gelmeden önceki dönemi ve İtalyan savaş birliklerine katılma dönemleri olmadan, İnebahtı Deniz Savaşı’ndan (1571) beş yıl sonra Madrid’e dönene kadar geçirmiş olduğu yıllar hakkında bilgi sahibi olmadan anlaşılamaz.

Cervantes, Cezayir olmadan, korsanlarla dolu ticaret ve fırsatlar denizi Akdeniz olmadan anlaşılamaz.

Yani ne Cervantes’i ne de eserlerini beş yıllık Osmanlı İmparatorluğu yıllarını öğrenmeden anlamamız mümkün değildir.

Elinizdeki bu kitap Cervantes’in hayatını ve eserlerini inşa eden Akdeniz ve Osmanlı topraklarında geçirmiş olduğu dönem hakkındadır.

Bütün hayatını etkileyen ve işgal eden gençlik ve ilk olgunluk yıllarında yaşadığı hayatı ile ilgilidir.

Cervantes’in hayatı ve eserlerinin, özellikle Türk Akdeniz’i ile olan ilişkisi üzerine odaklanıyor.

José Manuel Lucía Megías, Cervantes’in edebiyatında Osmanlı ve Akdeniz etkilerini irdeliyor, aynı zamanda İspanyol-Osmanlı ilişkilerinin edebiyata yansımalarını da inceliyor.

  • Künye: José Manuel Lucía Megías – Cervantes ve Türk Akdenizi, çeviren: Nesrin Karavar, Dergah Yayınları, tarih 128 sayfa, 2024

 

Ertuğrul Önalp – Türklerin Esiri Cervantes (2023)

Bu kitap, esas olarak Cervantes’in hayatını ve eserlerini anlatıyor, bunun yanı sıra XVI. yüzyılın Akdeniz tarihinde önemli bir yeri olan Türklerle İspanyolların savaşlarını da ele alıyor.

Osmanlı-İspanyol hâkimiyet mücadelesinin çatışma alanları Akdeniz, Mağrip ve Orta Avrupa’ydı.

Bu iki imparatorluğun çatışması, askerlik mesleğini seçen Cervantes’in kaderini etkiledi.

1575’te terhis olduktan sonra sivil hayata adım atmak üzere Napoli’den İspanya’ya deniz yoluyla dönerken gemisi Fransa ile İspanya karasuları arasındaki Las Tres Marías adlı bir mevkide Cezayirli deniz gazileri tarafından zapt edildi ve diğer esirlerle birlikte zincire vurularak Cezayir’e götürüldü.

Orada beş yıl boyunca Türklerin esiri olarak yaşayan Cervantes’in, ülkesine o kadar yaklaşmışken esir düşmesi kendisi için büyük bir talihsizlikti.

Ama Türk ve İspanyol müşterek atasözünün de işaret ettiği gibi “Her şerde bir hayır vardır.”

Bu beş yıllık esaret ona diğer yazarlara pek nasip olmayan bir tecrübe ve bilgi birikimi kazandırdı ve Türkler ile İslamı yakından tanımasını sağladı.

Nitekim İspanya’ya döndükten sonra bu birikimler sayesinde birbirinden ilginç eserler meydana getirecektir.

Ertuğrul Önalp, Cervantes’in yapıtlarını inceliyor, yazarın Türkler ve İslam hakkında neler yazmış olduğunu kapsamlı bir biçimde ortaya koyuyor.

  • Künye: Ertuğrul Önalp – Türklerin Esiri Cervantes: XVI. Yüzyıl Akdeniz Dünyasından Bir Kesit, Doruk Yayınları, tarih, 336 sayfa, 2023

Uwe Neumahr – Miguel de Cervantes (2018)

Miguel de Cervantes Saavedra, Avrupa edebiyatında bir olaydır.

Yazar, ‘Don Kişot’ ile romanın tarihini başka herkesten daha fazla değiştirdi.

Fakat Cervantes’in kendi hayatı da maceralı ve âdeta roman gibidir.

Birkaç örnek:

Bir düello sonucunda İspanya’dan kaçtı.

İnebahtı Deniz Savaşı’nda cesaretiyle ün saldı, ancak sol eli parçalandı.

Daha sonra Berberi korsanlara esir düştü, gözü pek firar girişimlerinde bulundu ve serbest bırakıldıktan sonra, kısa bir süre Kral II. Felipe’nin istihbarat servisine çalıştı.

Aforoz edildi ve bir cinayet suçlamasıyla hapse düştü.

Zaman zaman karanlık kişilerle ahbaplık ettiğinden, yeraltı dünyasının kötü kokularına bulaştı.

Taklitçi bir yazara karşı kendini savunmak zorunda kaldı ve edebiyat dünyası içinde de efsanevi düşmanlıkları oldu.

Ve tabii en önemlisi de, romanın tarihini başlatmış ‘Don Kişot’ eserini yazdı.

İşte Uwe Neumahr imzalı bu muhteşem kitap, bu sıra dışı kişinin hayatının dönüm noktalarını sunuyor.

Cervantes’in hayatı ve görkemli eserleri hakkında eşsiz bir kaynak olarak öneriyoruz.

  • Künye: Uwe Neumahr – Miguel de Cervantes: Delidolu Bir Hayat, çeviren: Erol Özbek, İletişim Yayınları, biyografi, 392 sayfa, 2018

Jale Parla – Don Kişot: Yorum, Bağlam, Kuram (2017)

Jale Parla, Türkiye’de karşılaştırmalı edebiyat denince ilk akla gelen isimlerden.

Daha önce yayımlanan ‘Don Kişot’tan Bugüne Roman’ adlı ufuk açıcı çalışmasında da gördüğümüz gibi, kendisinin çalışmalarında Cervantes’in ölümsüz eseri Don Kişot da önemli yer tutuyor.

Henüz asistanken Don Kişot’u derslerinde okutmaya başlayan Parla, daha sonra Boğaziçi Üniversitesi’yle Bilgi Üniversitesi’nde de bu derslerini devam ettirdi.

Üst üste koyunca, bu tamı tamına kırk beş yıla tekabül ediyor.

Parla’dan öğrendiğimiz gibi, Don Kişot öyle güçlü bir romandır ki, onu her okuyuşunuzda bambaşka duraklara ve sorulara ulaşabiliriz.

Yazar elimizdeki kitabında ise, Don Kişot’u merkeze alarak romanın doğuş sürecini tartışıyor.

Parla buradan yola çıkıyor ve,

  • Don Kişot’un metinsel, bağlamsal ve teorik arka planı,
  • Cervantes’in roman tekniği,
  • Roman ve hakikatin temsili,
  • Yazar ve yazarlık,
  • Romanda gerçeklik ve yanılsama,
  • Yazarın dünya ve edebiyat görüşünün romana nasıl yansıdığı,
  • Ve roman kuramının Don Kişot’a neden merkezi bir önem verdiği gibi konulara uzanarak okuruna farklı ve zengin yollar, açılımlar sunuyor.

Çalışma, okurunu Don Kişot üzerine düşündürmeye davet etmekle yetinmiyor, aynı zamanda bir romanı nasıl okuyacağımız ve roman okumanın farklı yolları hakkında ipuçları da sunuyor.

  • Künye: Jale Parla – Don Kişot: Yorum, Bağlam, Kuram, İletişim Yayınları, edebiyat inceleme, 168 sayfa, 2017

Jaime Manrique – Cervantes Sokağı (2014)

Kimi eleştirmenlerin romanın atası dediği Don Kişot’un yazarı Miguel de Cervantes Saavedra’nın hayatı da, heyecandan ve beladan eksik olmadı hiç.

İnebahtı Savaşı’na katılması, Cezayir’deki köleliği ve yazarlık dehasıyla…

İşte bu roman, Saavedra’nın sıradışı hayatından alınmış gerçek olaylara dayanıyor.

  • Künye: Jaime Manrique – Cervantes Sokağı, çeviren: Sinan Okan, İthaki Yayınları

Miguel de Cervantes Saavedra – Don Kişot (2016)

  • DON KİŞOT, Miguel de Cervantes Saavedra, çeviren: Sibel Alaş, Büyülü Fener Yayınları

don-kisot

Modern romanın atası olarak kabul edilen, Dünya edebiyatının temel taşlarından Don Kişot, şimdi çocuklara yönelik bu baskısıyla karşımızda. İspanya kırsalında yaşayan orta yaşlı arazi sahibi Don Kişot, şövalye olma hayalleri kurmaktadır. Bu hayaller öyle bir hal alır ki, Don Kişot kendini yollarda, macera peşinde koştururken bulur. Kahramanımız bir süre sonra kendisine katılacak Sanço Panza ile hikâye içinde hikâyelerin, rüya seanslarının ve sert realist sahnelerin yaşanacağı bir dünyanın içinde bulacaktır.