Éric Vuillard – Yoksulların Savaşı (2021)

İlahiyatçı Thomas Müntzer’in önderlik ettiği ve Almanya’yı ateşe vermiş isyan üzerine harika bir çözümleme.

Éric Vuillard, 500 yıl önce gerçekleşen o isyanı yeniden yorumlayarak, bugün için bize nasıl bir devrimci perspektif sunacağını tartışıyor.

On altıncı yüzyıl Avrupa’sı: Protestan Reformu Katolik Kilisesi’ne, güçlülere ve ayrıcalıklılara karşı bir isyana girişir.

Böylece, kendilerine yalnızca cennette eşitlik vaat edilen köylüler ve yoksullar, bu eşitliğe neden burada ve hemen sahip olmadıklarını sorgulamaya başlar.

Bunun neticesinde, muktedirlerle aralarında kısa sürede alevlenen şiddetli bir mücadele patlak verir.

Tarihe damgasını vuracak bu mücadeleye bir ilahiyatçı önderlik edecektir: Thomas Müntzer.

Kendisi Almanya’yı ateşe verecek olan kişi.

Ne Martin Luther’in ne de Katolik Kilisesi’nin yanında.

‘Yoksulların Savaşı’ onun ve sıradan insanların hikâyesi.

Eşitsizliğin uzun ve korkunç bir tarihi var.

Ve henüz son bulmadı.

Vuillard, kurmacanın imkânlarından faydalanarak okuru bir kez daha tarihin yazıldığı anlardan birine götürüyor.

Yaklaşık 500 yıl önce gerçekleşmesine karşın günümüze dek uzanan eşitsizliklerle ilişkisini hâlâ koruyan bu isyanı kendine özgü üslubuyla yeniden yorumluyor.

  • Künye: Éric Vuillard – Yoksulların Savaşı, çeviren: Nihan Özyıldırım, Can Yayınları, tarih, 56 sayfa, 2021

Jean-Luc Godard ve Marcel Ophüls – Sinema Üzerine Konuşmalar (2021)

İki sinema ustasından sinema üzerine eğlenceli bir sohbet.

Jean-Luc Godard ve Marcel Ophüls, “auteur”ün ne olduğundan Yeni Dalga’ya ve kült filmlere pek çok ilgi çekici konuyu tartışıyor.

‘Sinema Üzerine Konuşmalar’, birbirine benzemez iki sinema ustasının iki ayrı buluşmadaki sohbetlerini bir araya getiriyor.

Sinema tarihine damgasını vurmuş Godard ile en iyi belgesel film Oscar ödüllü Ophüls yan yana gelince; Yeni Dalga, Godard’ın kült filmleri, Marcel Ophüls’ün Godard’ın da hayranlığını kazanmış babası, yönetmen Max Ophüls’ün kendine has kamera hareketleri, sinemanın tarihle ilişkisi, prodüksiyon maliyetleri, “auteur”ün ne olduğu, birlikte çekmeyi planlayıp çekemedikleri filmler gibi konulara dair içten, hınzır, eğlenceli sohbetler ortaya çıkıyor.

Vincent Lowy ve André Gazut’nün önsözleri ile Daniel Cohn-Bendit’in Godard’a dair sonsözü de bu keyifli sohbete eşlik ediyor.

  • Künye: Jean-Luc Godard ve Marcel Ophüls – Sinema Üzerine Konuşmalar, çeviren: Işıl Kocabay ve Nihan Özyıldırım, Kırmızı Kedi Yayınevi, sinema, 80 sayfa, 2021

Evelyne Bloch-Dano – Sebzelerin Efsanevi Tarihi (2020)

Evelyne Bloch-Dano, bir nevi sebze biyografisi olarak tanımlanabilecek bu çalışmasında, dünya kültür tarihinde ihmal edilmiş sebzelere hak ettiği değeri veriyor.

‘Sebzelerin Efsanevi Tarihi’, lahana turşusunun Hollanda denizciliğinin gelişmesine katkısı ve cadılar bayramında balkabağından önce hangi sebzenin yer aldığı gibi konular kadar, barındırdığı sebze yemekleri tarifleriyle de ilgiyi fazlasıyla hak ediyor diyebiliriz.

Kitaptan öğrendiğimiz birkaç önemli bilgi şöyle:

  • Rönesans döneminde enginar, afrodizyak etkilerinden dolayı çok rağbet görüyordu,
  • Avrupalılar yerelması yemeyi Kanada yerlilerinden öğrenmişlerdi,
  • Marcel Proust taze fasulye tutkunuydu,
  • Gregor Mendel kalıtım yasasını bezelyeler üzerinden keşfetmişti,
  • Domatesin adamotuyla karanlık ilişkisi, Avrupalıların uzun süre ondan sakınmalarına sebep olmuştu,
  • Külkedisi balkabağından arabası sayesinde prensesliğe terfi etmiş, başka bir prensesin prenses olduğuysa bir bezelye tanesi sayesinde anlaşılmıştı,
  • Biber gazının ana maddesi olan capsaicine’i en yoğun olarak barındıran biber türlerinden biri Kuzey Hindistan’da keşfedilmişti…

Bir sebze yediğimiz zaman dünya tarihiyle bütünleşiriz.

İşte Bloch-Dano edebiyat, sanat tarihi, müzik, şiir, sinema, tarih, prehistorya, coğrafya, jeoloji, jeomorfoloji, iklimbilim, genetik, bostancılık, bahçecilik gibi birçok disiplinden ustaca yararlanarak bunun tam olarak ne anlama geldiğini gözler önüne seriyor.

  • Künye: Evelyne Bloch-Dano – Sebzelerin Efsanevi Tarihi, çeviren: Nihan Özyıldırım, İletişim Yayınları, kültür, 124 sayfa, 2020

Evelyne Bloch-Dano – Sebzelerin Efsanevi Tarihi (2015)

Evelyne Bloch-Dano, dünya kültür tarihinde ihmal edilmiş sebzeye hak ettiği değeri veriyor.

Lahana turşusunun Hollanda denizciliğinin gelişmesine katkısı ve cadılar bayramında balkabağından önce hangi sebzenin yer aldığı benzeri konular kadar, barındırdığı sebze yemekleri tarifleriyle de ilgiyi fazlasıyla hak eden bir kitap.

Kitaptan öğreneceğimiz diğer ilgi çekici konular ise şöyle:

  • Rönesans döneminde enginar, afrodizyak etkilerinden dolayı çok rağbet görüyordu.
  • Avrupalılar yerelması yemeyi Kanada yerlilerinden öğrenmişlerdi.
  • Marcel Proust taze fasulye tutkunuydu.
  • Gregor Mendel kalıtım yasasını bezelyeler üzerinden keşfetmişti.
  • Domatesin adamotuyla karanlık ilişkisi, Avrupalıların uzun süre ondan sakınmalarına sebep olmuştu.
  • Külkedisi balkabağından arabası sayesinde prensesliğe terfi etmiş, başka bir prensesin prenses olduğuysa bir bezelye tanesi sayesinde anlaşılmıştı.
  • Biber gazının ana maddesi olan capsaicine’i en yoğun olarak barındıran biber türlerinden biri Kuzey Hindistan’da keşfedilmişti…

Künye: Evelyne Bloch-Dano – Sebzelerin Efsanevi Tarihi, çeviren: Nihan Özyıldırım, Ruhun Gıdası Kitaplar

Mathieu Ricard ve Jean-François Revel – Keşiş ve Filozof (2014)

Pozitivist bir bilim adamı adayıyken, her şeyi bir kenara bırakıp Budist bir rahip olan Ricard, bizi içe dönmeye, oradan huzur devşirmeye davet ediyor.

Kitap, Ricard ile Fransa’nın saygın düşünürlerinden olan babası Revel arasında Budizm ekseninde yürütülen oldukça hararetli bir tartışmaya yer veriyor.

  • Künye: Mathieu Ricard ve Jean-François Revel – Keşiş ve Filozof, çeviren: Nihan Özyıldırım, Doğan Novus

André Gorz – Ekolojinin Kızıl Hattı (2017)

Bireysel özerklik, devrim, gündelik hayatın ve boş zamanın iktisat alanından kurtulması üzerine görüşleri ve iktisat-üretim-yararcılık karşıtı fikirleriyle bildiğimiz André Gorz ile yapılmış ufuk açıcı söyleşiler…

Gorz’un düşünsel kaynaklarını açığa çıkaran söyleşiler, düşünürün Marksizm, fenomenoloji, varoluşçuluk, eleştirel düşünce, ekoloji, hayat, teknik, bilgi, değer ve sermaye gibi konulara dair fikirleri üzerinden ilerliyor.

Kişinin kendi özerkliğini kurmasının ekonomik, toplumsal ve politik yönleri üzerine düşünen Gorz, neoliberal kuşatmanın sınır tanımadığı günümüzde yeni mücadele yolları yaratmanın imkânları üzerine düşünüyor.

André Gorz ile söyleşi yapan isimler ise şöyle: Erich Hörl, Thomas Schaffroth ve Vladimir Safatle.

  • Künye: André Gorz – Ekolojinin Kızıl Hattı, çeviren: Nihan Özyıldırım, Sel Yayıncılık, ekoloji, 101 sayfa

Paul Veyne – Tarih Nasıl Yazılır? (2014)

Paul Veyne’in ‘Tarih Nasıl Yazılır?’ı, tarih epistemolojisi alanına önemli bir katkı.

Yazar burada, tarihin kapsamına giren olay ve belge, doğa ve tarih, tarihin tutarsızlığı, olaysal olmayan tarih mefhumu, hangi olguların tarihsel olduğu, tarihte olay örgüsü, tarihsel nominalizm ve tarihsel betimleme sorunu gibi pek çok konuyu irdeliyor.

Ayrıca Thukydides’ten Max Weber ve Marc Bloch’a varıncaya dek bu alana katkıda bulunmuş isimlerin görüşlerini analiz ediyor.

Annales Okulu ve Alman tarihselciliği akımlarını eleştirel bir gözle yorumlayan Veyne, Michel Foucault’nun yirminci yüzyıl tarihyazımına getirdiği katkıları da tartışmakta.

Kitabın kapağı da harikulade.

Künye: Paul Veyne – Tarih Nasıl Yazılır?, çeviren: Nihan Özyıldırım, Metis Yayınları, tarih, 424 sayfa