Kolektif – Topraktan Sofraya Sakarya Mutfağı (2021)

Sakarya özelinde yemek ve kültür arasındaki ilişkiye, bu ilişkiden doğan çeşitli etkileşimlere tarihsel bir perspektiften bakan dört dörtlük bir yemek antropolojisi.

Kitabın ilk bölümünde Arif Bilgin tarafından yazılan “Osmanlı Döneminde Adapazarı ve çevresinde Gıda Üretimi ve Tüketimi” başlıklı yazıda arşiv belgelerinden, defterlerden, seyyahların notlarından okuyoruz.

Örneğin Adapazarı’nın ilk patatesini, ilk kuşkonmazını, Sapanca Gölü etrafındaki karpuz ve kavun bostanlarını…

İkinci bölümde Suavi Aydın tarafından yazılan “Sakarya İli Kırsalının Kültürel Çeşitliliğine Dair Bir Envanter Çalışması: “Yetmiş İki Buçuk Millet Bir Arada” başlıklı yazıda, Sakarya Mutfağını şekillendiren göçlerin tarihini okuyoruz.

Osmanlı arşivinden, çeşitli derlemelerden faydalanarak desteklediği saha çalışmasından

Sakarya mutfağına biçim veren iskân tarihini öğreniyoruz.

Envanter çalışmasında ise güncel veriler ayrıntılı olarak listelenmiş durumda.

“Sakarya İli Damak Hafızası” başlıklı üçüncü bölümde ise, yeni kuşakların bugün belki hiç tadına varamayacağı yemekler, oturamayacağı sofralar sözlü tarih yöntemiyle aktarılıyor.

Yemek ve mutfak kültürünün bütün belirleyicilerle el ele, değişerek yaşamaya devam ettiğini gösteren örneklerle dolu olan bu çalışma, okurunu, “bereketli topraklar”da, insana bağlı, insanla gelişen, insan emeği ve sevgisiyle kurulmuş “bereketli sofralar”a buyur ediyor.

  • Künye: Kübra Sultan Yüzüncüyıl, Aynülhayat Uybadın, Arif Bilgin ve Suavi Aydın – Topraktan Sofraya Sakarya Mutfağı: Bir Yemek Antropolojisi, Yapı Kredi Yayınları, yemek, 600 saya, 2021

Aysel Kaya – Almanca Seyahatnamelerde Osmanlı Şehirleri (2021)

Seyahatnameler daha çok tarihçilerin, edebiyatçıların ve yabancı dil araştırmacılarının çalışmalarına konu edilmiştir.

Aysel Kaya ise, seyahatnameleri bu sefer bir turizm araştırmacısı olarak ele alarak özgün bir çalışmaya imza atmış.

Kitapta, 1852-1912 arasında yazılmış yedi Alman seyahatnamesinde altı Osmanlı şehrinin; İstanbul, Sakarya, Bilecik, Eskişehir, Bursa ve İznik’in nasıl tasvir edildiği araştırılıyor.

Kitap seyahatnamelere, geçmişle günümüz arasında karşılaştırma yaparak yitip giden ya da yeni eklenen kültürel değerleri bulmak ve tarihe ışık tutmak için önemli bir kaynak grubu olarak başvuruyor.

Çalışma, bilgi kaynağı olarak seyahatnamelere nasıl başvuracağımızı tartışarak açılıyor.

Daha sonra da, Alman seyyahların yaşam öyküleri ve seyahat güzergâhları ele alınıyor.

Burada karşımıza çıkan seyyahlar şöyle: Andreas David Mordtmann, Alfred Körte, Joseph Grunzel, Eduard von Bodemeyer, Karl Baedeker, Stefan von Kotze ve Richard von und zu Eisenstein.

Kitabın devamında ise, adı geçen seyyahların yukarıdaki Osmanlı şehirlerine dair değerlendirmelerine yer veriliyor.

Çalışma, Alman seyyahların 19. yüzyıl ikinci yarısı ila 20. yüzyıl başlarındaki Osmanlı Devleti’ne dair farklı bakış açılarından süzülmüş izlenimlerini yakından görmek için çok iyi fırsat.

  • Künye: Aysel Kaya – Almanca Seyahatnamelerde Osmanlı Şehirleri (1850-1912), İletişim Yayınları, tarih, 284 sayfa, 2021

Murat Çulcu – Zito Venizelos!: Sevr’den İzmir’e (2009)

Murat Çulcu ‘Zito Venizelos!’ta, İzmir’in işgali ve Sevr’in imzalanmasından Dumlupınar Meydan Savaşı’na uzanan süreci çok yönlü bir biçimde irdeliyor.

Çulcu çalışmasında, İzmir’in işgalinden Sevr’in imzalanmasına kadar geçen sürede yaşanan olayları; Muzaffer Muhittin tarafından kaleme alınan ‘Vahdettin’in İhanetleri ve Firarı’ risalesini; Mustafa Kemal Atatürk’ün Dumlupınar Meydan Savaşı ile ilgili açıklamalarını; Dumlupınar Meydan Savaşı’nın diğer tarafında yer alan Yunan İşgal Kuvvetleri’nin Başkomutanı Trikopis’in anılarını ve Dumlupınar’dan İzmir’e yönelen orduya öncülük eden İkinci Süvari Tümeni’nin ‘tarihsel yürüyüşü’nü ayrıntılara inerek anlatıyor.

  • Künye: Murat Çulcu – Zito Venizelos!: Sevr’den İzmir’e, E Yayınları, tarih, 280 sayfa

Muzaffer Çelik – Taş Mektep ve İbret Belgesi (2009)

‘Taş Mektep ve İbret Belgesi’, emekli Başkomiser Muzaffer Çelik’in, görev yaptığı yıllardaki anılarından ve hayat hikâyesinden oluşuyor.

Çelik, polislik eğitiminden sonra, Edirne, Balya, Gönen, İvrindi, Adıyaman, Aşkale, Hınıs, Erzurum, Ankara, İstanbul, Niğde, Ulukışla ve Sakarya’da görev yaptı.

Polisliğin değişik dallarında otuz yıl görev alan Çelik, Başkomiser rütbesiyle 1981 yılında emekli olur. Çelik’in kitabı, yazarının 2. Dünya Savaşı’nı da kapsayan anılarının yanı sıra, Malkara’ya dair folklorik-kültürel ayrıntıları da okurlarına sunuyor.

Halkın giyim-kuşamı, beslenme alışkanlıkları, köy düğünleri ve hayvan bakımı, bu konulardan birkaçı.

  • Künye: Muzaffer Çelik – Taş Mektep ve İbret Belgesi, Uyum Yayınları, anı, 448 sayfa