August Bebel – Kadın ve Sosyalizm (2019)

Türkiye’de ilk kez 1935’te yayımlanan ‘Kadın ve Sosyalizm’, o dönem ülkede kadın sorununu temel boyutlarıyla ele alan ilk çalışmalardan biri oldu.

Kitabın bu baskısı ise, Sertel’in çevirisini esas alarak Sevinç Altınçekiç’in eksik bölümleri Almancasından baştan çevirmesiyle hazırlanmış.

Bebel’in ilk olarak 1879’da yayımlanmış ve bugün klasik olmuş yapıtı, kadın sorununun çözümlenmesinin ancak toplumsal sorunun çözümlenmesiyle mümkün olacağı gerçeğini esas alarak sosyalist tahayyülün bu sorunun aşılmasında bize ne gibi perspektifler sunacağını ayrıntılı şekilde açıklıyor.

“Kadına tam eşitliği kabul eden ve veren, kadını her çeşit baskı ve sömürüden kurtaran, bunu programına esas olarak koyan tek parti, sosyalistlerin partisidir.” diyen Bebel, ilkel toplumlarda kadının yerinden günümüzde ve gelecekte kadına uzanarak konuyu tarihsel bir bakışla tartışıyor.

Kitapta,

  • Anaerki ve ataerki arasındaki tarihsel çatışma,
  • Hıristiyanlık ve kadın,
  • Ortaçağ’da kadın,
  • Modern evlilik,
  • Geçim aracı olarak evlilik,
  • Burjuva toplumu ve fuhuş,
  • Kadının kazanç durumu ve sanayide kadın,
  • Kadınların eğitim ve öğretim mücadelesi,
  • Kadının yasalar karşısındaki durumu,
  • Sınıflı devlette kadının konumu,
  • Ve sosyalist toplumda kadın gibi pek çok konu ele alınıyor.

Künye: August Bebel – Kadın ve Sosyalizm, çeviren: Sabiha Sertel ve Sevinç Altınçekiç, Yordam Kitap, kadın, 560 sayfa, 2019

August Thalheimer – Diyalektik Materyalizme Giriş (2009)

‘Diyalektik Materyalizme Giriş’, August Thalheimer’ın “Modern Dünya Görüşü” başlığıyla 1927 baharında Moskova’da Sun-Yat-Sen Üniversitesi’nin öğrencilerine verdiği derslerden oluşuyor.

Öğrencilere, karşılarına çıkan başlıca felsefi dünya görüşleri arasında yollarını bağımsız olarak bulmalarını kolaylaştırmayı amaçlayan dersler, tarihsel bir sunumla verilmiş. Thalheimer bu rehber kitabında din, Yunan materyalizmi, Yunan idealizmi, Hindistan materyalizmi, Hegel ile Feuerbach, diyalektik, diyalektik materyalizm, diyalektik metaryalizmin tarih teorisi, materyalist bilgi kuramı, eski Çin felsefesi ve pragmatizm konularını anlatıyor.

  • Künye: August Thalheimer – Diyalektik Materyalizme Giriş, çeviren: Sevinç Altınçekiç, Yordam Kitap, felsefe, 192 sayfa

Lothar Müller – Beyaz Büyü: Kâğıdın Çağı (2018)

“Beyaz büyü”, kâğıdı ifade eden en iyi tanımlardan biridir.

Örneğin modern dünyanın gelişimine onun kadar katkı sunan başka hiçbir araç yok.

Matbaa dahi kâğıt olmadan anlamsızdır diyebiliriz.

Kutsal veya kutsal olmayan kitaplardan kâğıt paraya, gündelik hayatımızın her anı bu büyüyle, bu evrensel maddeyle çevrili.

İşte Lothar Müller de, kâğıdın Çin’deki doğumundan Mısır’a ve oradan Avrupa’ya uzanan yolculuğunun ayrıntılı bir hikâyesini sunuyor.

Müller, bir yandan bize kâğıdın bu yolculuğunu kapsamlı biçimde anlatırken, öte yandan da kâğıdın modern medeniyeti nasıl kökünden dönüştürdüğünü ayrıntılı bir şekilde gözler önüne seriyor.

Kitapla birlikte, tuvalet kâğıdından hisse senetlerine, kâğıt fabrikatörlerinden kâğıt toplayıcılarına, mucitlerden edebiyatçılara ve roman kahramanlarından devlet adamlarına uzanan keyifli ve aydınlatıcı bir yolculuğa çıkıyoruz.

  • Künye: Lothar Müller – Beyaz Büyü: Kâğıdın Çağı, Sevinç Altınçekiç, Koç Üniversitesi Yayınları, tarih, 288 sayfa, 2018

Sherko Fatah – Sınırlar Ülkesinde (2015)

Sınırlar üzerinde gidip gelen, mayınlarla gizli bir anlaşmaya varmış isimsiz bir kaçakçının hikâyesi.

Günün birinde oğlunu kaybeden adam, istihbaratçılarla iletişime geçerek onu bulmaya çalışır. Fakat bu nedenle mayınlarla yaptığı anlaşma bozulduğu için ölüm tehlikesiyle karşı karşıya gelir.

Ödüllü bir ilk roman.

  • Künye: Sherko Fatah – Sınırlar Ülkesinde, çeviren: Sevinç Altınçekiç, Ayrıntı Yayınları

Thomas Schmidinger – Suriye Kürdistanı’nda Savaş ve Devrim (2015)

IŞİD saldırılarına karşı verilen destansı direnişle gündeme gelen Suriye Kürdistanı’na dair gözlem ve deneyimler, bu kitapta.

Bölgenin güncel ve tarihsel tablosundan önemli detaylar sunan, Salih Müslim ve Asya Abdullah gibi önde gelen siyasi kişiliklerle yapılmış söyleşiler barındıran, bölgeye ve gelişmelere dair aydınlatıcı bir çalışma olarak öneririz.

  • Künye: Thomas Schmidinger – Suriye Kürdistanı’nda Savaş ve Devrim: Rojava’dan Sesler, Analizler, çeviren: Sevinç Altınçekiç, Yordam Kitap

Volker Dehs – Jules Verne (2009)

Volker Dehs bu kitabında, Türkiyeli okurların yapıtlarıyla tanışması oldukça eskiye dayanan Jules Verne’in eleştirel bir biyografisini sunuyor.

Dehs’in yirmi yıllık yoğun bir araştırmanın ürünü olan eser, edebiyatın bu büyük kaleminin kişisel dünyasına ve yazarlığına ışık tutuyor.

Verne’in, gelecekte yalnızca eserleriyle değerlendirilmek kaygısıyla, bütün yazışmalarını ve okur mektuplarını yok ettiği söylenir.

Dolayısıyla ona dair yapılacak bir biyografi çalışması da, bu zorlukların üstesinden gelmek zorundaydı.

İşte Dehs’in, Verne’in daha sonra ortaya çıkan yazışmaları ve çok sayıda eserinden hareketle kaleme aldığı eser, “Paris’e hiç gitmem, köyümde yaşarım ve insanoğlunun en meçhulüyüm” diyen Verne’in insan ve yazar olarak portresini sunuyor; hakkındaki birçok söylentiyi ve yazarın bunlara gösterdiği tepkiyi okurla paylaşıyor.

  • Künye: Volker Dehs – Jules Verne: Eleştirel Bir Biyografi, çeviren: Sevinç Altınçekiç, İthaki Yayınları, biyografi, 454 sayfa

Bernhard Kellerman – Tünel (2017)

Avrupa ile Kuzey Amerika arasında okyanus altından kazılacak bir tünel hayali etrafında dönen ve buradan yola çıkarak işçilerin 20. yüzyılın başındaki korkunç çalışma şartlarına inen gerçekçi bir roman.

“İş, sadece karnını doyurma aracı değildir! İş bir idealdir. İş, çağımızın dinidir.” diyen romanın başkahramanı Allan, bizzat bu dinin yeryüzündeki temsilcisi ve yürütücüsü olarak konumlanmıştır.

Hikâye boyunca karşımıza çıkacak her bir karakterin hayatı, adeta bu “çağımızın dini”nin gereklerini yerine getirip getirmemelerine bağlıdır.

Bernhard Kellerman’ın romanı, kapitalizmin doymak bilmez iştahının ve yakıp yıkma potansiyelinin dünyayı nasıl büyük felaketlere sürükleyebileceğini ve kapitalizmin nasıl ter ve kandan inşa edildiğini gerçekçi bir bakışla ortaya koymasıyla dikkat çekiyor.

İlk olarak 1913’te yayımlanan ve kimi eleştirmenlerin bilim kurgu ve fantastik türe dâhil ettiği, kimilerininse zorlu çalışma koşullarının tasviri ve sıkı bir kapitalizm eleştirisi olarak tanımladığı ‘Tünel’, aynı zamanda dört sefer sinemaya da uyarlanmış.

  • Künye: Bernhard Kellerman – Tünel, çeviren: Sevinç Altınçekiç, Yordam Kitap, roman, 351 sayfa