Kolektif – Kemal Özer İçin Anı Fotoğrafları (2011)

‘Kemal Özer İçin Anı Fotoğrafları’, 2009 yılında yitirdiğimiz sosyalist gerçekçi şiirin önemli isimlerinden Kemal Özer’e adanmış bir armağan kitap.

Özer’in kızı Simge Özer Pınarbaşı tarafından hazırlanan kitapta, şairin hayatı, şiirinin genel özellikleri, dergicilik ve yayıncılık alanındaki çalışmaları kapsamlı bir şekilde anlatılıyor.

Özer’i tanıyan, Türkiye edebiyatının ünlü birçok kaleminin tanıklıklarıyla katkıda bulunduğu kitap, görsel açıdan da oldukça doyurucu.

Uzun soluklu bir çalışmanın sonucunda ortaya çıkan eser, bu üretken ve değerli şairin hayatının, şiirinin ve eserlerinin hatırlanmasına, kuşkusuz önemli bir katkı sunuyor.

  • Künye: Kolektif – Kemal Özer İçin Anı Fotoğrafları, hazırlayan: Simge Özer Pınarbaşı, Yordam Kitap, armağan, 240 sayfa, 2011

A. Hicri İzgören – Verilmiş Sözdür (2011)

  • VERİLMİŞ SÖZDÜR, A. Hicri İzgören, Avesta Yayınları, şiir, 63 sayfa

İzgören’in ‘Verilmiş Sözdür’ü, ilk olarak 1987 yılında yayımlanmıştı. İzgören, burada, Türkiye’nin yaralanmış ve kanlı bir coğrafyasında yaşanan şiddete, imgeleriyle ad koymaya çalışmıştı. Şair, ‘Kitaplar Yazmaz’ adlı şiirinde şöyle diyor: “Elimizin ayasında kaya kınası / Sırtımızda çizgili fistan / Taylar kankardeşi canciğer / Ardımızda ikindi yeli / Yarpuz günebakan ve kenger // Memelerine süt yürümüş / Öpülmemiş kızlardık / Uçarı kuşlar inatçı oğlaklardık / Damlara serili yataklara dizilir / Geceleri yıldızlara şaşardık // Sonrası bir yangındır / Kimvurduya ve mezartaşsız / Sonrası bir yangındır hayatımızın / Kitaplar yazmaz (…)”

Pablo Neruda – Aşk Şiirleri (2011)

  • AŞK ŞİİRLERİ, Pablo Neruda, yayıma hazırlayan: Fahri Özdemir, Kırmızı Yayınları, şiir, 146 sayfa

Şilili Pablo Neruda, en güzel aşk şiirlerini yazan isimlerden biri. İşte Fahri Özdemir’in yayıma hazırladığı elimizdeki kitap, onun aşkı en iyi anlattığı, unutulmaz şiirlerine yer veriyor. Neruda, ‘Sevgili’ başlıklı şiirinde şöyle diyor: “Sevgili, / serin taş üstünde, baharleyin, / suyun bir köpük parıltısını açıp yayışı gibi, / öyledir yüzünün gülümsemesi, / sevgili. // Sevgili, / nazik eller ve narin ayaklar / bir tay gibi gümüşten, / yürüyen, dünya çiçeği, / böyledir gözümün görmesi, / sevgili. / Sevgili, / bakırdan bir yuva örülmüşken / başında, bir yuva / koyu bal renginde, / orda gönlüm yanar ve dinlenir, / sevgili. (…)”

Müslim Çelik – Bülbülün Ölümü (2007)

  • BÜLBÜLÜN ÖLÜMÜ, Müslim Çelik, Artshop Yayınları, şiir, 103 sayfa

Usta şair Müslim Çelik’in ‘Bülbülün Ölümü’ndeki şiirlerin teması, kitabın isminden de anlaşıldığı gibi, ölüm. Burada yer alan şiirler, şiirin öncülerinden yapılan alıntılarla da zenginleştirilmiş. Kitaptaki ‘Saz ve LUT’ isimli şiir şöyle: “‘Ölümün ey ateş ülkesi şiiri’ / ucunda dilimin alev yer / dağ üşür, terli, örtüverin der / kansın ağzımın çöl serinliği // Başta bir kör buluyor şehrimi / sazımın telinde günaydın akan / çöl üşür, terli, örtüverin hırkam / içiyor şafağın gelgitini // Hoşçakal ateş yurdunun kuşluğu / dünya suya dalmak gibi bir beste / nar bülbülü şakıyor son nefeste / Ay uyur, göl uyur, uyur çöl kuşu.”

Kolektif – Özgürlük? (2011)

  • ÖZGÜRLÜK?, kolektif, çeviren: Cumhur Orancı, Hayy Kitap, öykü, 223 sayfa

‘Özgürlük?’, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nden beslenen öykü ve şiirlerden oluşuyor. Kitapta bir araya getirilen metinler, 1948’de kabul edilen ve “Hepimiz özgür doğarız…” cümlesiyle başlayan bu ünlü beyannamenin otuz maddesini okurlarına yeniden hatırlatıyor; aynı zamanda insan haklarının nasıl kolayca ihlal edildiğini de gözler önüne seriyor. Kitapta öykü ve şiirleri bulunan isimler şöyle: David Almond, Bejan Matur, Theresa Breslin, Sarah Mussi, Ursula Dubosarsky, Rita Williams Garcia, Patricia McCormick, Roddy Doyle, Ibtisam Barakat, Malorie Blackman, Margaret Mahy, Meja Mwangi, Jamila Gavin, Eoin Colfer ve Michael Morpurgo.

Pablo Neruda – Kuruntular Kitabı (2007)

  • KURUNTULAR KİTABI, Pablo Neruda, çeviren: Erdal Alova, Can Yayınları, şiir, 162 sayfa

‘Kuruntular Kitabı’, şair Pablo Neruda’nın “güz dönemi” başyapıtı olarak değerlendirilir. Çünkü, uzun zaman sürgünde kalan Neruda, onca sürgünden ve yurt özleminin ardından nihayet ülkesine dönmüştü. İşte, 1957-1958 gibi bir yıllık süre içinde kaleme alınan bu kitaptaki şiirler, bu dönemin melankolik-ironik yapısını, yurduna ve halkına duyduğu büyük özlemi gayet iyi açıklıyor. Neruda, ‘Yirmi Aşk Şiiri’, ‘Umutsuz Bir Şarkı’, ‘Yeryüzünde Konaklama’, ‘Yürekteki İspanya’, ‘Evrensel Şarkı’ ve ‘Macahu Picchu Dorukları’ gibi eserleriyle 1971 Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görüldü. Neruda’nın bu kitabı ise, kendisinin külliyatında önemli bir yer işgal ediyor.

Selim Temo – Türk Şiirinde Taşra (2010)

  • TÜRK ŞİİRİNDE TAŞRA, Selim Temo, Agora Kitaplığı, eleştiri, 395 sayfa

Selim Temo ‘Türk Şiirinde Taşra’da, 1859-1959 zaman aralığında, Türk şiirinde taşra temasının ortaya çıkışını ve dönüşümünü irdeliyor. Çalışmasına, 1859’da yayımlanan İbrahim Şinasi’ye ait ‘Terceme-i Manzûme’ ile başlayan Temo, ardından, Namık Kemal, Ziya Paşa ve Recaizâde Mahmut Ekrem tarafından yazılan vatan ve taşra temalı şiirleri ele alıyor. Devam eden bölümlerde ise, Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte, halkçı söylemin şiirde nasıl belirdiği; o yıllarda yaygınlaşan taşrayı tanıtma söylemi inceleniyor. Kitapta, ilgi çeken bir dönem de, 1950-1959 zaman aralığı. Zira yazara göre bu dönemde, taşralı şairler nicel olarak merkezdeki şairleri geçmiş ve “poetik iktidarı” ele geçirmişti. Temo, taşranın Türk şiirindeki görünümlerini incelerken, taşra olgusunun siyasal, tarihsel durumla olan ilişkisini de analiz ediyor.

Yusuf Alper – Psikodinamik Açıdan Haydar Ergülen Şiiri (2010)

  • PSİKODİNAMİK AÇIDAN HAYDAR ERGÜLEN VE ŞİİRİ, Yusuf Alper, Özgür Yayınları, eleştiri, 95 sayfa

Yusuf Alper, daha önce yayımlanan ‘Şiir ve Psikiyatri Kavşağında’ adlı kitabında, sanat ve yaratıcılığın psikodinamiğini irdelemişti. Şiir ve psikiyatri ilişkisi ise, Alper’in söz konusu  incelemesinin omurgasını oluşturuyordu. Yazarın elimizdeki kitabı ise, Türkiye şiirinin önde gelen isimlerinden Haydar Ergülen’in şiirini psikodinamik açıdan irdeliyor. Alper’e göre Ergülen, şiirinde bilinçdışı süreçleri kullanmasıyla, ruhsal dünyası psikodinamik açıdan incelenebilecek şairlerden biri. Cemal Süreya’yı da benzer bir teknikle ele alan Alper, yaratıcı sanatçının psikolojik-psikodinamik bir portresini çizmeye Ergülen’le devam ediyor.

Odisseus Elitis – Çılgın Nar Ağacı (2010)

  • ÇILGIN NAR AĞACI, Odisseus Elitis, çeviren: Cevat Çapan, Can Yayınları, şiir, 114 sayfa

1979 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan Odisseus Elitis’in, Yannis Ritsos’la birlikte çağdaş Yunan şiirinin 20. yüzyıldaki en büyük ustalarından biri olduğu söylenir. Elitis’in güneş ve deniz tutkusuyla harmanladığı şiiri, canlı imgeleri ve sonu gelmez doğa sevgisiyle özgünlüğünü ortaya koyar. Kitaba adını veren şiir şöyle: “Kıbleden esen yelin kemerler arasında ıslık çaldığı / Bu beyaz avlularda, söyleyin, o çılgın nar ağacı mı / Nar dolu kahkahalar atarak aydınlıkta sıçrayan / Rüzgârın inadıyla, fısıltıyla; söyleyin, o çılgın nar / ağacı mı, / Şafakta yeşeren yaprakların ışıltısıyla / Bir zafer sevincinin renklerini coşturan?”

Amorgoslu Semonides – Kadınlar Üzerine (2010)

  • KADINLAR ÜZERİNE, Amorgoslu Semonides, çeviren: Alova, Notos Kitap, şiir, 76 sayfa

Amorgoslu Semonides’in Troya Savaşı’ndan 490 yıl sonra ünlendiği söylenir. Elimizdeki kitapta, Semonides’in şenliklerde söylenen, açık saçık sözlerden oluşan “İambos” tarzı şiirleri yer alıyor. Kitaptan bir alıntı: “Başlangıçta tanrı türlü akıl verdi kadına. / Birini uzun kıllı domuzdan yarattı. / Evi baştan sona karman çorman, / çamurlar topak olmuş yuvarlanır yerde, / ne kendi yıkanır, ne üstünü yıkar; / çöküp yağ bağlar gübrenin üstünde. // Birini hınzır tilkiden. Bir kadın ki / her şeye erer aklı. İyiymiş, kötüymüş / bir şey kaçmaz gözünden. Huyudur çünkü / kötü demesi iyiye, kötüye iyi. / Sabahtan akşama değişir ruh hali. (…)”