Emmanuel Levinas – Husserl Fenomenolojisinde Görü Teorisi (2025)

Emmanuel Levinas’ın doktora tezi olan ‘Husserl Fenomenolojisinde Görü Teorisi’ (‘La théorie de l’intuition dans la phénoménologie de Husserl’) adlı eseri, Husserl’in fenomenolojisinde görü teorisini derinlemesine inceleyen bir çalışmadır. Fenomenolojinin Fransa’daki temellerini atan bu kitabında Levinas, Husserl’in görü kavramını, bilincin nesnelere yönelimi ve nesnelerin bilince nasıl göründüğü arasındaki ilişkiyi anlamak için temel bir araç olarak ele alır.

Levinas’a göre, Husserl’in görü teorisi, bilincin sadece dış dünyayı yansıtmakla kalmayıp, aynı zamanda nesneleri anlamlandıran ve yorumlayan aktif bir süreç olduğunu vurgular. Bu süreçte, görü, nesnelerin özünü kavramak için bir araçtır. Ancak, Levinas, görü’nün nesneleri tamamen kapsamadığını ve her zaman bir “fazlalık” veya “belirsizlik” içerdiğini de belirtir. Bu fazlalık, nesnelerin bilince tam olarak nüfuz edememesinden kaynaklanır ve bilincin nesnelerle olan ilişkisinde her zaman bir “ötekilik” veya “dışsallık” olduğunu gösterir.

Levinas, Husserl’in görü teorisini, sadece bilginin değil, aynı zamanda ahlaki ve etik deneyimin de temelini oluşturacak şekilde genişletir. Ona göre, görü, sadece nesneleri değil, aynı zamanda diğer insanları da anlamak için bir araçtır. Ancak, Levinas, diğer insanların bilince tam olarak nüfuz edemeyeceğini ve her zaman bir “ötekilik” veya “dışsallık” içereceğini vurgular. Bu nedenle, ahlaki ve etik ilişkiler, diğer insanların ötekiliğine saygı duymayı ve onları kendi özgünlükleriyle kabul etmeyi gerektirir.

Ayrıca, Husserl’i öğrencisi Heidegger üzerinden yorumlayan Levinas, bu yolla yalnızca Husserl’i değil, Heidegger’i de tanıtmıştır. Bu kitap, bugün hâlâ fenomenolojiye, özellikle Husserl fenomenolojisine giriş için önemli bir kaynak olarak gösteriliyor.

  • Künye: Emmanuel Levinas – Husserl Fenomenolojisinde Görü Teorisi, çeviren: Yağmur Ceylan Uslu, Alfa Yayınları, felsefe, 216 sayfa, 2025

Claire Marin – Kopuş(lar) (2024)

‘Kopuş(lar)’, insan deneyiminin en asli unsurlarından biri olan “kopuş” olgusu ve fikri üzerine kaleme alınmış muhteşem denemelerden oluşan bir kitap.

Felsefeci Claire Marin, yayınlandığı yıl Fransa’da büyük bir yankı uyandıran kitabında bir “kopuş çağı”nda yaşadığımızı ve aşk, ölüm, boşanma, yaşlılık, zorunlu/zorunsuz göç, aile içi şiddet, ağır hastalıklarla mücadele gibi temel insani “sorunların” doğasını doğru anlayabilmek için acilen bir “kopuş pedagojisi” üzerine düşünmeye başlamamız gerektiğini savunuyor.

Kitaptan bir alıntı:

“İster kendimiz seçelim ister maruz kalalım, kopuş bizi dayanılmaz bir psişik ve fiziksel burulmaya tâbi tutar; kimliğimizin, varoluşumuzun biçimini kaybetmesine katlanmamız gerekir. Bu biçimsizleşme sırasında korkunç varlıklara dönüşürüz. İstesek de istemesek de. Mutsuzluk, reddedilmenin utancı, sevgisizliğin şiddetinin getirdiği bir biçim kaybı. Bazen de zalim varlıklara dönüşürüz: karısını ve çocuklarını terk ederek; ebeveynlerini, kökenlerini inkâr ederek; yasayı, değerleri, dini ayaklar altına alarak geri dönmemek üzere çekip giden zalim varlıklara. Çok özel bir ‘omurga’ları olduğu için deformasyona tahammül edebilenler, eğilip bükülmeye en elverişli olanlar bunu atlatır. Bazı yapılar aynı anda hem sağlam hem esnektir… İster biz tercih etmiş ister maruz kalmış olalım, kopuşlar bize aittir. Aileden, arkadaşlardan, sevgiliden, ortamından kopmak; meslek, ülke, dil değiştirmek; belki de bağlardan çok kopuşlar bizi inşa eder.”

  • Künye: Claire Marin – Kopuş(lar), çeviren: Yağmur Ceylan Uslu, İnka Kitap, felsefe, 148 sayfa, 2024

Gilles Deleuze – Kant’ın Kritik Felsefesi (2024)

  • İnsanın zihinsel yetileri nelerdir?
  • Bilmek, hayal etmek ne demektir?
  • Temsil, sentez, analiz, idea, kavram ve görü Kant’ta ne anlama gelir ve nasıl bir ilişki içindedir?
  • Akıl, anlama yetisi ve hayalgücü arasındaki ilişkinin doğası nedir, hangi alanlarda işlevsel ve hangi alanlarda yasa koyucudurlar?

Gilles Deleuze, ‘Kant’ın Kritik Felsefesi’nde, felsefe tarihinin en önemli filozoflarından biri, hatta belki de en önemlisi olan Immanuel Kant’ın ‘Saf Aklın Kritiği’, ‘Pratik Aklın Kritiği’ ve ‘Yargı Yetisinin Kritiği’ adlı üç temel eserinde uyguladığı felsefi yöntemin analizini yapıyor:

“Genel olarak Kritik’in temel bir tezinin ilkesini akılda tutmakla yetineceğiz: aklın, doğaları bakımından birbirlerinden farklı ilgileri vardır. Bu ilgiler organik ve hiyerarşik bir sistem oluşturur ki bu da akıl sahibi varlığın erekler sistemidir.” Fakat der Gilles Deleuze, “yasa koyucu bir yeti, diğer yetilerin bütün görevlerini ortadan kaldırmaz. (…) Her bir Kritik’i takiben anlama yetisi, akıl, hayalgücü, bu yetilerden birinin başkanlığında, birbirleriyle farklı şekillerde ilişkilenirler.”

  • Künye: Gilles Deleuze – Kant’ın Kritik Felsefesi, çeviren: Yağmur Ceylan Uslu, İnka Kitap, felsefe, 116 sayfa, 2024

Künye: Louis Althusser – Ne Yapmalı? (2021)

Louis Althusser’den ufuk açıcı bir Gramsci ve Machiavelli karşılaştırması.

“İşçi sınıfı ve halk mücadelesini burjuva sınıf mücadelesine karşı üstün gelecek şekilde yönlendirmeye ve örgütlemeye yardım etmek için ne yapmalı?” sorusunun yanıtını arayan Althusser, 1978’de kaleme aldığı ve ölümünden sonra yayımlanan bu metninde, sınıf mücadelesine güncel bir perspektif olması amacıyla Machiavelli ve Gramsci üzerine derinlemesine bir sondaja girişiyor.

Düşünür bunu yaparken de, Gramsci’nin mutlak ampirizmini, Gramsci ve Machiavelli arasındaki görüş farklılıklarını ve Gramsci’nin düşünceleri bağlamında avrokomünizm ve sınıf diktatörlüğü konularını tartışıyor.

  • Künye: Louis Althusser – Ne Yapmalı?, çeviren: Yağmur Ceylan Uslu, Sel Yayıncılık, felsefe, 94 sayfa, 2021