“Diktatörlük insanlığa tehdit oluşturan ve kesinlikle mücadele edilmesi gereken bir hastalıktır.”
Son yıllarda bütün dünyada, en hafif tabirle otoriter, gerçek adıyla faşist rejimlerin yükselişine tanık oluyoruz.
‘Yakupyan Apartmanı’, ‘Şikago’ ve ‘Mısır Otomobil Kulübü’ gibi çok satan romanlarıyla bildiğimiz Mısırlı yazar Ala El-Asvani de, diktatörlük olgusunu derinlemesine tartıştığı bir metinle karşımızda.
El-Asvani burada, diktatörlük sendromunun semptomlarının neler olduğunu, “makbul vatandaşta” nasıl karşılık bulduğunu, faşist zihniyetin nasıl yayıldığını, bu süreçte entelektüelin nasıl itibarsızlaştırıldığını, terörizme zemin hazırlayan faktörler ile faşizm arasındaki ilişkiyi ve diktatörlük sendromunun nasıl önlenebileceğini irdeliyor.
Kitap, insanlığın genel olarak sergilediği diktatörlük alametleri üzerine ufuk açıcı sorularla yol almasıyla dikkat çekiyor.
Örneğin, Çin ya da Mısır’da büyüyen bir genç ile onunla aynı eğitim seviyesinde olan bir
Britanyalı ya da ABD’li genç arasındaki fark neydi?
El-Asvani, diktatöryel tavırların izlerinin gündelik hayatta insan davranışına nasıl yansıdığını izleyerek bu soruya dikkat çekici yanıtlar veriyor.
- Künye: Ala El-Asvani – Diktatörlük Sendromu, çeviren: Barış Özkul, İletişim Yayınları, siyaset, 148 sayfa, 2020