Gürsel Korat – Dil, Edebiyat ve İletişim (2008)

‘Dil, Edebiyat ve İletişim’, Ankara’da Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışan Gürsel Korat’ın özellikle iletişim fakültelerinde okuyan öğrenciler için kaleme aldığı bir kitap.

Fakat Korat’ın çalışmasında dil, edebiyat ve iletişim ilişkisini örnekler üzerinden anlatmasının da, öğrencilerin yanı sıra konuyla ilgilenen her okur-yazar için ilgi çekici olacağını söylemekte fayda var.

Tarihsel süreçte basın dilinin gelişimi; yazı türleri ve basın ilişkisi; basın dili ve söylemin yapısı; edebiyat ve iletişim; imge iletişiminin ne anlama geldiği; edebiyat, siyaset, “öteki” ilişkisi ve edebi iletinin kaynakları, Korat’ın ele aldığı konulardan birkaçı.

  • Künye: Gürsel Korat – Dil, Edebiyat ve İletişim, İletişim Yayınları, dil, 223 sayfa

Vural Sözer – Dilinizi Eşek Arıları Sokmasın (2008)

Vural Sözer ‘Dilinizi Eşek Arıları Sokmasın’da, günümüz Türkçesini doğru ve eksiksiz biçimde kullanma yöntemlerini anlatıyor.

“Doğru yazmak kadar, konuşurken yanlış yapmamak da önemli” diyen Sözer, 70 bin sözcüğü tarayarak kılavuzu hazırlamış.

Kılavuzda, bir sözcüğün doğru yazılışının yanı sıra, sözcüklerin gündelik hayatta nasıl doğru söylenebileceği de veriliyor.

Sözer’in bunun için bulduğu yöntem de, kısa okunması gereken heceleri nokta (.), uzun okunması gereken heceleri de çizgi (-) ile göstermek.

Bu yöntemin, kılavuzu daha işlevsel hale getirdiği söylenebilir.

Kitap, temel yazım bilgilerinin yanı sıra, alfabetik bir Türkçe ve Türkçeleşmiş sözcükler dizini de barındırıyor.

  • Künye: Vural Sözer – Dilinizi Eşek Arıları Sokmasın, Gürer Yayınları, dil, 359 sayfa

Roland Barthes – Sesin Rengi: Söyleşiler (2017)

“Yazı”nın ve “yazarın/yazmanın” konumundan gündelik yaşamdaki mitlere, klasik yazın üzerine incelemelerden göstergebilim kuramına zengin bir alanda eser üretmiş Roland Barthes’la yapılan, düşünürün dünyasından aydınlatıcı detaylar sunan söyleşiler.

Barthes bu söyleşilerinde sinema, modanın sistemi, kültür ve karşı-kültür, haz, yazı, okuma, edebiyat, öğretim, gerçeküstücüler, beden, hakikat krizi, entelektüelin görevi, aşk, mitler, şiddet ve tembellik gibi pek çok konu hakkındaki görüşlerini, özgün bakış açısıyla paylaşıyor.

“İlk kaybettiğimiz, belli ki, masumiyettir; sözün kendiliğinden diri, doğal, spontane, doğru, bir nevi saf içselliğin dışavurumu olması nedeniyle değil; tersine, sözümüz ağzımızdan çıktığı anda teatraldir, hünerlerini koca bir kültürel ve söylevsel kodlar kümesinden devşirir: Söz her zaman taktiktir…” diyen Barthes’ın söyleşileri, bu büyük düşün insanının engin kültürünü,  sıra dışı zekâsını gözler önüne sermesiyle önemli.

  • Künye: Roland Barthes – Sesin Rengi: Söyleşiler, çeviren: Ahmet Nüvit Bingöl, Metis Yayınları, söyleşi, 328 sayfa

Kolektif – Çeviri Seçkisi 1: Çeviriyi Düşünenler (2008)

İki ciltten oluşan ‘Çeviri Seçkisi’nin ‘Çeviriyi Düşünenler’ başlıklı bu birinci cildi, Türkiye’de çeviri üstüne düşünmüş, kafa yormuş isimlerin metinlerinden yapılmış bir seçmeye dayanıyor.

Zorlu bir çalışmanın sonucunda meydana gelen çalışmada, Türkiye’de çeviri konusuna odaklanmış, bu konuda düşünce üretmiş kırk dört yazar, şair, bilim insanı ve çevirmenin yazıları bulunuyor.

Burada, sadece geçmişte yazılmış metinlere değil, sadece bu seçki için kaleme alınmış yazılara da yer veriliyor.

Her yazının girişine, o metnin temel niteliklerini, ayırıcı özelliklerini vurgulayan italik olarak dizilmiş özetlenmiş satırların yerleştirilmesi de, metinle okur arasındaki mesafeyi aza indiriyor.

Kitabın sonunda yer alan ‘Yazarlar ve Çevirmenler Üstüne’ başlıklı bölümde de, seçkide yer alan isimlerin çeviriyle ilgili etkinlikleri, bakış açıları sunuluyor.

  • Künye: Kolektif – Çeviri Seçkisi 1: Çeviriyi Düşünenler, hazırlayan: Mehmet Rifat, Sel Yayıncılık, dil, 330 sayfa

Cemil Gülseren – Malatya Sözlüğü (2014)

Yerel dil kullanımları muazzam bir zenginliğe sahip.

Tarih boyunca önemli geçiş yolları üzerinde bulunmuş Malatya da,  kendine has diliyle bunun iyi örneklerini sunuyor.

Cemil Gülseren bu çalışmasında, yöre dilinin kapsamlı bir sözlüğünü sunduğu gibi, Malatya’nın dil özellikleri, Malatya’nın etnik yapısı ve diyalektolojik durumu konusunda da bizi aydınlatıyor.

  • Künye: Cemil Gülseren – Malatya Sözlüğü, Malatya Valiliği Yayınları

Ömer Asım Aksoy – Dil Yanlışları (2008)

Ömer Asım Aksoy’un ‘Dil Yanlışları’ ilk olarak 1980 yılında yayımlandı.

Aradan geçen zaman da, kitaba duyulan ilgiyi azaltmadı.

Zira daha sonra yapılan eklemelerle beraber, çalışma yanlış kullanılan iki bini aşkın sözcüğü inceliyor ve bunların doğru kullanımını gösteriyor.

Kitabın ilk bölümünde Türkçe yanlışları, ikinci bölümünde de Osmanlıca yanlışları ele alınıyor.

Her dilin, saptanmış, kitaplara geçmiş kurallarından başka, adı konulmamış bir düzeni olduğunu ifade eden Aksoy, bunun da, anadilini öğrenme çağından başlayan ve yaşam boyu süren bir “dil duygusu ve beğenisi” olduğunu söylüyor.

Yazar, kural dışı dil yanlışlarının yanı sıra, bu beğeniyi inciten pürüzleri de anlatıyor.

  • Künye: Ömer Asım Aksoy – Dil Yanlışları, İnkılap Kitabevi, dil, 374 sayfa

Melek Çe – Deyim mi Demeyim mi? (2008)

Melek Çe ‘Deyim mi Demeyim mi?’de, Türkçenin asıl kaynaklarından deyimlerin öykülerini, masalsı bir üslupla kurguluyor.

Bu anlatımın, kitabın başkahramanları olan çocuk ile yaşlı kadın üzerinden verilmesi, aynı zamanda anlatılan öykülerin de Sevgi İçigen tarafından resimlendirilmesi, çalışmayı çocuklar ve gençler için oldukça eğlenceli kılıyor diyebiliriz.

“Bıyıklarını balta kesmemek”, “İki dirhem bir çekirdek”, “Etekleri zil çalmak”, “Ay dedeye misafir olmak”, “Bıyık altından gülmek”, “Çalım satmak”, “İki ayağını bir pabuca sokmak”, “Pireyi deve yapmak”, “Çorbada tuzu bulunmak” ve “Pabucu dama atılmak”, kitapta öyküsü bulunan çok sayıda deyimden birkaçı.

  • Künye: Melek Çe – Deyim mi Demeyim mi?, resimleyen: Sevgi İçigen, Uğurböceği Yayınları, dil, 197 sayfa

Doğan Aksan – Türkçeye Yansıyan Türk Kültürü (2008)

Doğan Aksan, ‘Türkçeye Yansıyan Türk Kültürü’nde, Türkçenin tarih boyunca adeta damıta damıta biriktirdiği sözvarlığının zenginliğini sergilemeyi amaçlıyor.

  • Kitabın birinci bölümünde, Türk toplumunda kadın, erkek, evlenme ve düğün kavramlara,
  • İkinci bölümünde ekmek, et ve peynir gibi beslenmeyle ilgili başlıca kavramlara,
  • Üçüncü bölümde toplumdaki gelenek-görenekler çerçevesinden, konuk, konukluk, komşu ve komşuluk gibi kavramlara,
  • Dördüncü ve son bölümünde de, tanrı ve ölümle ilgili kavramlara odaklanılıyor.

Künye: Doğan Aksan – Türkçeye Yansıyan Türk Kültürü, Bilgi Yayınevi, dilbilgisi, 223 sayfa

Mustafa Balcı – Türkçe – Farsça İlişkileri (2014)

Farsçanın, Türkçe üzerindeki etkileri devamlı ve ezici bir vurguyla dillendirilir. Mustafa Balcı ise, diller arasındaki ilişkilerin karşılıklı olduğu gerçeğinden yola çıkarak, Türkçenin Farsça üzerindeki etkilerini araştırıyor.

Yazara göre, Farsça öğrenmeye başlayan bir Türk, bu dilin mantık ve işleyiş olarak Türkçeye çok yakın olduğunu fark eder.

Balcı, Türkiye Türkçesine daha çok bir arka bahçe dili muamelesi yapılmakla birlikte, bir Oğuz lehçesi olan Azerbaycan Türkçesi ile İran’daki diğer Türk unsurların konuştuğu Oğuzca ağızların, Farsçanın söz varlığı, ses ve yapı unsurları üzerinde derin tesirler yarattığını savunuyor.

  • Künye: Mustafa Balcı – Türkçe – Farsça İlişkileri, Çizgi Kitabevi, inceleme, 158 sayfa

Nimet Yıldırım – Farsça Dilbilgisi (2014)

Nimet Yıldırım’ın ilk yayınlandığından bugüne yoğun ilgi gören ‘Farsça Dilbilgisi’, üniversitelerin Fars Dili ve Edebiyatı bölümlerinde eğitim görenler kadar, bu kadim dile ilgi duyan her okura hitap edebilecek nitelikte bir rehber.

Dört bölümden oluşan kitapta, çok sayıda örnek eşliğinde,

  • Fars alfabesi, sesleri ve yazı işaretleri,
  • Farsça kelime türleri tanımları ve kuralları,
  • Farsçada değişik cümle türleri gibi konular yer alıyor.

Fiiller başta olmak üzere, klasik Farsça ile modern Farsça arasındaki önemli farklılıklar da, örnekleri ve Türkçe çevirileriyle kitapta bulunuyor.

Farsça öğrenmek ve onu geliştirmek için sağlam bir kılavuz.

  • Künye: Nimet Yıldırım – Farsça Dilbilgisi, Kabalcı Yayınları, eğitim, 439 sayfa