Ahmet Büke – Alnı Mavide (2008)

‘Çiğdem Külahı’ ve ‘İzmir Postası’nın Adamları’, Ahmet Büke’nin daha önce yayınlanmış öykü kitaplarıydı.

‘Alnı Mavide’ isimli bu son kitapta ise, Büke’nin yirmiyi aşkın kısa öyküsü bulunuyor.

Büke’nin bu kitapta toplanan öykülerinin çoğunluğu, karanlık karakterleri ve olay örgüleriyle öne çıkıyor.

Fakat her seferinde de, çok küçük bir ayrıntı, olay örgüsünün karanlık seyrini aniden değiştirebiliyor.

Kitaba adını da veren ‘Alnı Mavide, Elleri Kanda’ isimli öyküde ise, hikâyenin başkahramanı Azur’un, kendisini çepeçevre saran acımasız dünyada, hayatta kalma savaşı anlatılıyor.

Öykünün ilerleyen sayfalarında, Azur’un karşısına çıkacak bir çocuk, bu kötülüğü bir nebze de olsa kesintiye uğratacaktır.

Kitabın, 2008 Oğuz Atay Öykü Ödülü’nü kazandığını da belirtelim.

  • Künye: Ahmet Büke – Alnı Mavide, Kanat Kitap, öykü, 150 sayfa

 

Ferit Edgü – Bir Gemide (2014)

Sekiz öykülük, bir olgunluk dönemi eseri…

Ayrıca bu, Edgü tarzı fantastik ve gerçekçi temaların ustaca bir araya getirilmesinden de kaynaklanmıyor yalnızca.

En fantastik olanları da dâhil, öykülerde karşılaşılacak simgesel mekânın, kokuşmuş ve yozlaşmış günceli imleyecek denli gerçekçi olmasından.

Mantık dışı, gerçekçi ve absürdün ustaca bireşimi.

  • Künye: Ferit Edgü – Bir Gemide, Sel Yayıncılık, öykü, 83 sayfa

İnci Aral – Gölgede Kırk Derece (2014)

İnci Aral’ın, yayımlandığı yıl Yunus Nadi Öykü Ödülü kazanmış kitabı, toplumun kadınlık ve erkekli algısını sorgulayan hikâyeler sunuyor.

Aral’ın öykülerinde, çıkmaza dönüşen ilişkiler yaşayan bireyler ile yalnızlığıyla boğuşan, sevgiyi umutsuzca arayan ve bunu yaparken toplum değerleriyle de hesaplaşmaya girişen karakterlerle karşılaşıyoruz.

  • Künye: İnci Aral – Gölgede Kırk Derece, Kırmızı Kedi Yayınevi, öykü, 152 sayfa

Kenan Biberci – Dullar ve Reçeller (2008)

‘Dullar ve Reçeller’, daha önce yayınlanan ‘Kimse Ölmesin Ben Ölürüm’ ve ‘Küçük Hayat Ansiklopedisi’ isimli eserleriyle bilinen genç kalemlerden Kenan Biberci’nin son öykülerinden oluşuyor.

Biberci’nin on öyküsünü bir araya getiren bu kitapta da, yazarın daha önceki eserlerinden aşina olunduğu şekliyle, yine duyarlı kahramanlar ve iç içe geçmiş olay örgüleri yer alıyor.

Bu arada, Biberci’nin neredeyse çoğu öyküsünün asıl başarısını oluşturan diyalog tarzı da, yine bu kitaptaki öykülerin ayırt edici özelliklerini oluşturuyor.

Öykülerde, birbirinden farklı insanların hikâyeleri, duyarlı bir üslupla anlatılıyor.

Biberci, üçüncü durağıyla öyküsünü geliştirmeye devam ediyor.

  • Künye: Kenan Biberci – Dullar ve Reçeller, Kanat Yayınları, öykü, 131 sayfa

Necati Güngör – Bir Hikâye Yaz İçinde İnsan Olsun (2017)

Biz Necati Güngör’ü öyküleriyle de çocuklar için kaleme aldığı kitaplarıyla da çok sevdik.

Güngör’ün ‘Bir Hikâye Yaz İçinde İnsan Olsun’ adlı bu kitabında yer alan öyküler ise, insan ilişkilerini ve davranışlarını çocuk gözüyle anlatmalarıyla dikkat çekiyor.

Güngör, yalın ve sıcak üslubuyla, farklı sosyal gerçekliklerden gelen karakterlerinin iyilik, dayanışma ve yardımlaşmayla örülü hikâyelerini anlatıyor.

Değerlerin büyük bir erozyonla darmadağın olduğu bir dönemde yaşadığımız doğru.

Fakat bu durumda yapabileceğimiz en iyi şey de iyiliğe ve sevgiye daha sıkı sarılmak.

İşte Güngör’ün öyküleri de küçücük iyiliklerin nasıl büyük değişimler yaratabileceğini göstermeleriyle bu anlamda büyük ve değerli bir katkı sunmakta.

  • Künye: Necati Güngör – Bir Hikâye Yaz İçinde İnsan Olsun, Günışığı Kitaplığı, çocuk öykü, 104 sayfa

Sema Sahillioğlu – Bozmasam Deli (2014)

Sema Sahillioğlu’nun ikinci öykü kitabı olan ‘Bozmasam Deli’, modern bireyin karmaşalı iç dünyasından ayrıntıların peşine düşüyor.

Öykülerini kurarken, günümüz edebiyatından kimi yazar ve yapıtları da metnine konuk eden Sahillioğlu, kitabının açılış öyküsü olan ‘Kayıp Gün’de, neler yaşadığını ve ne yaptığını hatırlayamadığı, hayatının bir “kayıp gün”ünün peşine düşen Eda isimli karakterinin yaşadıklarını hikâye ediyor.

Saplantılı bir şekilde bu tuhaf günün izini sürmeye koyulan Eda, bu arayışı esnasında hem geçmişi ve bugünüyle hem de kişiliği, değerleri, arkadaşları ve ailesiyle acımasız bir hesaplaşmaya girişecektir.

  • Künye: Sema Sahillioğlu – Bozmasam Deli, Koyu Kitap, öykü, 120 sayfa

Wolfgang Borchert – Ama Fareler Uyurlar Geceleyin (2017)

2017 Türkçede Wolfgang Borchert yılı desek abartmış olmayız.

Zira ‘Kapıların Dışında’, ‘Ama Fareler Uyurlar Geceleyin’ ve ‘Hayır De!’, bizde bu yıl peş peşe baskılarıyla yayımlandı.

Çok çok erken bir yaşta, henüz 26 yaşındayken aramızdan ayrılan Borchert, 2. Dünya Savaşı’nı bütün acımasızlığıyla resmeden, döneminin en iyi birkaç yazarından biri.

Borchert’in ‘Ama Fareler Uyurlar Geceleyin’i, yazarın sade bir üslupla savaşın ardında bıraktığı cehennemi çarpıcı ayrıntılarla resmettiği öykülerini bir araya getiriyor.

Kendisi de cephede savaşan ve sağlık sorunları nedeniyle ülkesi Almanya’ya geri dönen Borchert, kandırılmış, hayalleri ellerinden alınmış ve harcanmış bir genç olarak 2. Dünya Savaşı’nın enkazı altında kalmış Avrupa’ya isyan ediyor.

Her dönem okunacak, savaş ve şiddet karşıtı klasik bir kitap.

Kâmuran Şipal’in muhteşem çevirisiyle!

  • Künye: Wolfgang Borchert – Ama Fareler Uyurlar Geceleyin, çeviren: Kâmuran Şipal, Yapı Kredi Yayınları, öykü, 336 sayfa

Kolektif – Esir Düşler Irmağı (2008)

Daha önce de hapishane öyküleri ile şiirlerini derleyen Aytekin Yılmaz ve PEN’in Hapisteki Yazarlar Komitesi üyeliğini sürdüren Müge İplikçi’nin hazırladığı ‘Esir Düşler Irmağı’, tutuklu ve hükümlü on yedi yazarın öykülerinden oluşuyor.

Öyküler, yazarların mahpusluk durumundan kaynaklı olarak hüzünlü bir üslup taşısalar da, metinlerin tümünde, yarına dair büyük bir umudun, iyimserliğin egemen olduğu görülüyor.

Mahpushanenin hayatlarına getirdiği dönüşümü hikâye eden yazarlar, “dışarıdaki” insanlara da, özgürlüğün ne denli önemli olduğunu hatırlatıyor.

Kitabın yazarları şöyle:

Nibel Genç, Nevzat Güngör, Kemal Güler, Naif Bal, Adalet Aktepe, Mehmet Salim, Ruşen Özkan, Ahmet Temiz, İsa Kaya, Veysel Avcı, Yavuz Kardaşlar, Mehmet Karakuş, Uğur Tuncer, Özgür Soylu, Rojbin Perişan, Nusret Yıldız ve Mehmet Taşdemir.

  • Künye: Kolektif – Esir Düşler Irmağı, hazırlayan: Aytekin Yılmaz ve Müge İplikçi, Mahsus Mahal Kitaplığı, öykü, 165 sayfa

Kolektif – Doğu Öyküleri (2008)

Genç öykücülerimizden İnan Çetin’in hazırladığı ‘Doğu Öyküleri’ seçkisi, Türkiye’nin doğusunu anlatan on dört yazardan seçilmiş birer öyküden oluşuyor.

Doğu için, “Binlerce yıllık erdemleri şimdi bilinmiyor, bunun yerine yoksulluğun, umarsızlığın, şiddetin kendini teşhir ettiği ikincil yüzdür,” diyen Çetin’in seçkisi, kimi burada doğup büyümüş kimisi de çeşitli nedenlerle bu bölgede bulunmuş yazarların öykülerini barındırmasıyla önemli.

Seçkiye öyküyle katılan isimler şöyle: Tahsin Yücel, Bekir Yıldız, Adnan Binyazar, Ahmet Say, Sevgi Soysal, Ferit Edgü, Osman Şahin, Mıgırdiç Margosyan, Rasim Özdenören, Necati Güngör, Nedim Gürsel, Hasan Özkılıç, Hasan Ali Toptaş ve Suzan Samancı.

  • Künye: Kolektif – Doğu Öyküleri, hazırlayan: İnan Çetin, Notos Kitap, öykü, 171 sayfa

Nikolay Vasilyeviç Gogol, Andrea Camilleri ve Maja Celija – Burun (2017)

Bir burnun hikâyesi.

Evet evet, bir burnun!

Sahibinin suratından kaçıp sırra kadem basan ve kendine has, tamamıyla bağımsız bir hayat sürmeye başlayan bir burnun hikâyesi.

Gogol’un bu çarpıcı hikâyesi, edebiyatta dönüm noktası teşkil eden metinlerden. Bu gerçeküstü öyküsü, Gogol’un Rus toplumunu hedef aldığı hiciv eserlerinin en iyilerinden biri olarak kabul ediliyor.

Berber İvan Yakovleviç’in sabah kahvaltısındaki ekmeğinin içinden, bir burun çıkar. Fakat çok geçmeden, burnun Binbaşı Kovalev’e ait olduğu ortaya çıkar.

İşi daha da tuhaf hale getiren, burnun bir insan gibi yaşamasıdır. Zira burun beşinci dereceden bir memur olarak Moskova caddelerinde dolaşmakta, üstelik kasım kasım kasılmaktadır.

İşte elimizdeki kitap, bu meşhur öykünün çizgiroman uyarlaması.

Andrea Camilleri’nin keyifli anlatımı ve Maja Celija’nın şahane resimleri, meşhur hikâyeye farklı bir boyut katıyor.

  • Künye: Nikolay Gogol – Burun, anlatan: Andrea Camilleri, resimleyen: Maja Celija, çeviren: Kemal Atakay, Domingo Kitap, çizgiroman, 100 sayfa