Avedis Cebeciyan – Bir Ermeni Subayın Çanakkale ve Doğu Cephesi Günlüğü, 1914-1918 (2015)

Bir yandan cephelerde Osmanlı askerlerine şifa dağıtan, diğer yandan tehcir ve katliam politikalarıyla Antep’ten sürülen ailesinin akıbetini merak eden bir subay.

Avedis Cebeciyan’ın elimizdeki günlüğü, dönemin siyasi atmosferini daha iyi anlamak için nadide bir kaynak.

  • Künye: Avedis Cebeciyan – Bir Ermeni Subayın Çanakkale ve Doğu Cephesi Günlüğü, 1914-1918, çeviren: Takuhi Tomasyan, Aras Yayıncılık

Anais M. Martin – Ve Yola Çıktılar (2015)

İstanbul’da dünyaya gelmiş Anais Martin’den, Metz Yeğenk’ten (Büyük felaket) sağ çıkmış, hepsi de çok hırpalanmış, “tehcir artığı” Ermeni kadınların hikâyeleri.

1914-1916 arasında geçen öyküler, kapsamlı ve çok boyutlu bir yok etme politikasına maruz kalmış, bu toprakların kadim halklarından Ermenilerin yasaklanmış dillerine tercüman olmakta.

  • Künye: Anais M. Martin – Ve Yola Çıktılar, Evrensel Yayınları

Vahram Altounian ve Janine Altounian – Geri Dönüşü Yok (2015)

1915’te Bursa’dan Suriye çöllerine ölüm yolculuğuna çıkan bir Ermeni ailenin dehşet verici hikâyesi.

Kitap, bu yolculukta 14 yaşında olan Vahram’ın tuttuğu günceden, günceyi gün yüzüne çıkaran kızı Janine’nin yorumları ve günceyi dilbilimsel, tarihsel ve psikanalitik yönleriyle ele alan beş makaleden oluşuyor.

  • Künye: Vahram Altounian ve Janine Altounian – Geri Dönüşü Yok, çeviren: Renan Akman, Aras Yayıncılık

Ömer Turan ve Güven Gürkan Öztan – Devlet Aklı ve 1915 (2018)

Ulus-devletleşme sürecinde kurucu unsurların işlediği ya da dâhil olduğu kolektif suçları çeşitli mekanizmaları devreye sokarak reddetmek, resmi bir politikadır.

Bu politika devlet aygıtı tarafından üretilir, dolaşıma sokulur ve her ihtiyaç duyulan anda güncellenerek yeniden üretilir.

Ermenilerin tehciri ve katledilmeleri, 1912-1922 dönemindeki ulus-devleti inşa sürecinin dönüm noktalarından biriydi.

Birinci Dünya Savaşı’nın ikliminde uygulamaya konan proje, yalnızca merkezi siyasi otoritenin çabası ile değil; yerel toplumsal aktörlerin farklı düzeylerdeki katılımı ile gerçekleşti.

İşte Ömer Turan ve Güven Gürkan Öztan’ın siyaset bilimi ve tarihsel sosyoloji alanına dâhil edebileceğimiz bu nitelikli çalışması da, tarihsel bağlamda bu inkâr siyasetinin nasıl inşa edildiğini Ermeni Soykırımı ve Tehcir’i merkeze alarak araştırıyor.

Mütareke yıllarından 2015’e uzanan geniş bir dönemde devletin inkâr politikasının dinamiklerini irdeleyen kitap, erken Cumhuriyet döneminde tehcir sürecinin artçı etki ve sonuçlarının hâlâ yönetildiğini ve bu bağlamda devlet için önemli bir gündem maddesi oluşturduğunu da gözler önüne seriyor.

Yazarlar çalışmaları için resmi kurumların yayınlarını, Meclis tutanaklarını, hükümet programlarını, mevzuat metinlerini, gazete haberlerini, basında çıkmış yorumları ve ilgili resmi ve resmi olmayan aktörlerin açıklamalarını incelemiş.

  • Künye: Ömer Turan ve Güven Gürkan Öztan – Devlet Aklı ve 1915: Türkiye’de “Ermeni Meselesi” Anlatısının İnşası, İletişim Yayınları, siyaset, 438 sayfa, 2018

Başrahip Der Nerses Babayan – Günlüğümden Sayfalar (2017)

1887’de Antep’te doğan ve 1913’te rahip olan Der Nerses Babayan, 16 Mayıs 1915 tarihinde tutuklanır ve Birecik’te hapsedilir.

Halkının diğer üyelerinin aksine, bir şekilde soykırımdan kurtulan Babayan, ölüm kalım savaşı vereceği zorlu bir sürgüne gönderilir.

Ümit Kurt’un derlediği ve çevirdiği bu günlük ise, başrahibin bu korkunç süreçte yaşadıklarının bir belgeseli.

Kendisi ve ailesiyle beraber, binlerce Ermeni’yle birlikte sürgüne gönderilen Babayan, bu dönemde tanık olduğu zulümleri ve gaddarlıkları gün gün kayıt altına almış.

Mısır’a bağlı Port Said’deki mülteci kampında on beş ay geçiren Babayan, burada yaşadıklarını ayrıntılı olarak günlüğüne kaydetmiş.

Bu günlüğü önemli bir tarihi belge kılan yönü ise, Antep Harbi’ne dair çok önemli veriler barındırması.

1 Nisan 1920’de başlayıp, Fransızların Antep’i Aralık 1921’de boşaltmasıyla son bulan Antep Harbi’ni adım adım takip eden Babayan, bu savaşın Ermeniler açısından nasıl başlayıp sona erdiğini kapsamlı bir şekilde anlatıyor.

Kitabın, Antep Harbi’ne dair, literatüre Ermenice kaynaklardan kazandırılan ilk eserlerden olduğunu özellikle belirtelim.

  • Künye: Başrahip Der Nerses Babayan – Günlüğümden Sayfalar, derleyen ve çeviren: Ümit Kurt, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, günlük, 112 sayfa, 2017

Arsen Yarman – Ermeni Etıbba Cemiyeti (2014)

Bu kitap, Osmanlı devletinde 1912’den 1922’ye kadar faaliyet göstermiş İstanbul Ermeni Etıbba Cemiyeti, cemiyete mensup Ermeni doktorlar ve cemiyetin yayın organı Tarman dergisi hakkında kapsamlı bir inceleme.

Kitap, Osmanlı’nın savaş çağında, orduda önemli hizmetlerde bulunmuş, savaşın ve tehcirin ortasında mesleklerini yapmaya çalışan Ermeni doktorların yaşadıkları paradoks ve çelişkilerin izini sürüyor.

  • Künye: Arsen Yarman – Ermeni Etıbba Cemiyeti, Tarih Vakfı Yurt Yayınları

Faruk Bildirici – Serkis Bu Toprakları Sevmişti (2008)

Türkiye siyasetinin önemli isimlerine dair biyografileriyle bildiğimiz Faruk Bildirici, ‘Serkis Bu Toprakları Çok Sevmişti’de, Elazığlı bir Ermeni olan ve geçen sene hayatını kaybeden Serkis Imas’ın hayat macerasını anlatıyor.

Tehcir esnasında ailesinden kırk beş kişiyi kaybeden Imas’ın, kuşkusuz bu topraklara dair söyleyebileceği çok şey var.

Fakat yaşadığı tüm acılara rağmen Imas, kendini hep bu topraklara ait hissetti ve Alman vatandaşı olduktan sonra da, Türkiye’ye ve memleketi Elazîz’e duyduğu özlem azalmadı, aksine gün geçtikçe arttı.

Imas, anılarını ve büyüklerinden duyduklarını on beş deftere kaydetti.

Bu defterler, Bildirici’nin aracılığıyla okura ulaşıyor.

  • Künye: Faruk Bildirici – Serkis Bu Toprakları Sevmişti, Doğan Kitap, biyografi, 166 Sayfa

Osman Selim Kocahanoğlu (haz.) – Hatıralar ve Mektuplarıyla Talat Paşa (2008)

‘Hatıralar ve Mektuplarıyla Talat Paşa’, Sadrazam Talat Paşa’nın kaleme aldığı hatıralarından, mektuplarından ve kendisi hakkında kaleme alınmış yazılardan oluşuyor.

Mehmed Talat Paşa, bilindiği gibi, İttihat ve Terakki partisinin kurucularındandı.

Paşa, Meclis Vekilliği, Dahiliye Nazırlığı, Posta Vekilliği ve 1912’de de Sadrazamlık yapmıştı.

Ermenilerin sürgün edildiği Tehcir Kanunu’nun kabul edilmesinde etkin rol oynadığı da, kendisine dair önemli bilgilerden.

Talat Paşa anılarında, tehcir kanunu ve Ermenilerin sürülmesi de dahil, İttihat ve Terakki partisi, partinin önde gelen isimleri ve o dönemdeki siyasî çalışmaları gibi birçok konuyu anlatıyor.

  • Künye: Osman Selim Kocahanoğlu (haz.) – Hatıralar ve Mektuplarıyla Talat Paşa, Temel Yayınları, tarih, 290 sayfa

Anthony Slide – Aurora (2017)

  • AURORA, editör: Anthony Slide, çeviren: Evrim Kaya, Aras Yayıncılık, inceleme, 320 sayfa

aurora

Asıl adı Arşaluys olan ve 1915’te Ermeni tehcirinde halkı yok edildiğinde henüz 14 yaşına basmış Çemişgezekli kız çocuğu Aurora’nın sıra dışı ve can acıtıcı hikâyesi. Aurora o korkunç zamanlarda bir şekilde hayatta kalmayı başarır ve iki yıl sonra Amerika’ya varır. Burada başından geçenleri anlatan Aurora’nın hikâyesi, çok geçmeden Hollywood’daki film yapımcılarının da ilgisini çekmeye başlar. Böylece Aurora, başrolünde kendisinin oynadığı bir filmle yaşadıklarını beyazperdede canlandırır. Fakat bu süreçte, başından geçenleri yeniden hatırlamak gibi büyük bir travmayla da boğuşur. İşte bu kitap, bize Aurora’nın bu trajik hikâyesini anlatıyor. Aurora’nın oynadığı ve gösterime girdiğinde gişe rekorları kırmış film daha sonra ortadan kayboldu. Popüler bir seyirlik haline getirilen Aurora ise unutulup gider ve ilerlemiş yaşında öldüğünde kimsesizler mezarlığına gömülür. Çarpıcı, iz bırakan bir hayat…

Suskunluk Suçu (2011)

  • SUSKUNLUK SUÇU, kolektif, çeviren: İsmail Toksoy, Zekiya Hasançebi ve Ülkü Sağır, Pencere Yayınları, siyaset, 348 sayfa

 

‘Suskunluk Suçu’, Daimi Halk Mahkemesi’nin Paris’te 13-16 Nisan 1984’te gerçekleştirdiği oturuma, Ermeni soykırımı konusunun uzmanı olarak tanınan kişilerin sunduğu bildirilerden ve mahkeme jürisinin kararından oluşuyor. Mahkeme bilindiği gibi, üç insan hakları kuruluşunun başvurusu üzerine gerçekleştirilmiş ve burada, Ermenileri hedeflediği belirtilen soykırımın meydana gelişi ve bu suçun ayrıntıları ele alınıyor; bundan dolayı Ermenilerin hangi haklarının ellerinden alındığı ve uluslararası toplumun Ermeniler karşı yükümlülüklerinin ne olduğu sorgulanıyor. Kitap bu yönüyle, Ermenilerin Osmanlı’da yaşadıkları konusunda önemli bir belge.