Kimileri finansallaşmayı, rantiyenin üretken kapitaliste karşı zaferi olarak tanımlar.
Fakat finansallaşma, ortaya çıktığı son otuz yıl boyunca farklı aşamalardan geçip bugüne geldi ve şimdi, özellikle en büyüğü 2007’de görülen krize bakıldığında, özünde krizlere meyilli bir sistemdir.
İşte Costas Lapavitsas, Marksist bir temele oturttuğu ‘Üretmeden Kâr Etmek’te, hem finans kapitalizmin kendine özgü yapısını açıklıyor hem bunun yarattığı kriz ve tahribatları ortaya koyuyor ve hem de finansı kontrol edebilmek için neler yapabileceğimizi irdeliyor.
Lapavitsas, finansallaşmayı finans-dışı şirketler, bankalar ve hanehalkının davranışlarındaki dönüşümü merkeze alarak irdeliyor ve devamında da:
- Finans-dışı şirketlerin finansal işlemlere gittikçe daha fazla dâhil olmasının sonuçlarını,
- Bankaların şirketlere borç vermektense serbest piyasa işlemlerine ve hanehalkıyla girişilen finansal işlemlere yönelmesini ve bunun yansımalarını,
- Hanehalkının borçlar ve varlıklar bakımından finans sistemine daha fazla dâhil olmasının sonuçlarını,
- Ve Finansallaşmanın gelişmekte olan ülkeler için nasıl bağımlılıklar yarattığını ayrıntılı bir şekilde ortaya koyuyor.
Lapavitsas’ın bunu yaparken Marksist para ve finans teorisini ustaca kullanıyor ve bu bağlamda Marx, Hilferding ve Lenin gibi teorisyenlerin fikirlerine başvuruyor.
- Künye: Costas Lapavitsas – Üretmeden Kâr Etmek: Finans Hepimizi Nasıl Sömürüyor, çeviren: Yasin Emre Kara, Koç Üniversitesi Yayınları, iktisat, 416 sayfa, 2019





