Costas Lapavitsas – Üretmeden Kâr Etmek (2019)

Kimileri finansallaşmayı, rantiyenin üretken kapitaliste karşı zaferi olarak tanımlar.

Fakat finansallaşma, ortaya çıktığı son otuz yıl boyunca farklı aşamalardan geçip bugüne geldi ve şimdi, özellikle en büyüğü 2007’de görülen krize bakıldığında, özünde krizlere meyilli bir sistemdir.

İşte Costas Lapavitsas, Marksist bir temele oturttuğu ‘Üretmeden Kâr Etmek’te, hem finans kapitalizmin kendine özgü yapısını açıklıyor hem bunun yarattığı kriz ve tahribatları ortaya koyuyor ve hem de finansı kontrol edebilmek için neler yapabileceğimizi irdeliyor.

Lapavitsas, finansallaşmayı finans-dışı şirketler, bankalar ve hanehalkının davranışlarındaki dönüşümü merkeze alarak irdeliyor ve devamında da:

  • Finans-dışı şirketlerin finansal işlemlere gittikçe daha fazla dâhil olmasının sonuçlarını,
  • Bankaların şirketlere borç vermektense serbest piyasa işlemlerine ve hanehalkıyla girişilen finansal işlemlere yönelmesini ve bunun yansımalarını,
  • Hanehalkının borçlar ve varlıklar bakımından finans sistemine daha fazla dâhil olmasının sonuçlarını,
  • Ve Finansallaşmanın gelişmekte olan ülkeler için nasıl bağımlılıklar yarattığını ayrıntılı bir şekilde ortaya koyuyor.

Lapavitsas’ın bunu yaparken Marksist para ve finans teorisini ustaca kullanıyor ve bu bağlamda Marx, Hilferding ve Lenin gibi teorisyenlerin fikirlerine başvuruyor.

  • Künye: Costas Lapavitsas – Üretmeden Kâr Etmek: Finans Hepimizi Nasıl Sömürüyor, çeviren: Yasin Emre Kara, Koç Üniversitesi Yayınları, iktisat, 416 sayfa, 2019

Abram de Swaan – Kitle Katliamları (2019)

Abram de Swaan’ın bu derinlikli kitabının konusu, kitlesel imha eylemlerinin insanlığa ve uygarlığa dair bize neler söyleyebileceğidir.

Swaan burada, katillerin ve kurbanların doğrudan karşı karşıya geldikleri, yakın mesafeden yapılan, büyük çaplı, orantısız şiddet eylemlerinin mevcut nefreti, korkuları ve öfkeyi artırarak nasıl daha fazla şiddete yol açtığını irdeliyor.

Kitapta işlenen yaklaşık yirmi katliamdan bazıları şöyle:

  • Belçika’nın Kongo’da 2 milyon sivilin hayatına mal olan katliamı,
  • Japon işgalcilerin Nanking katliamında yüz binlerce Çinliyi yok edişi,
  • Nazilerin 6 milyon Yahudiyi katledişi,
  • Endonezya’daki askeri darbenin ardından yaklaşık 1 milyon komünistin öldürülmesi,
  • Pakistan ordusunun 1 milyon Bangladeşliyi katletmesi,
  • yüzyılın sonunda Sırp birliklerinin binlerce Boşnak Müslümanı katletmesi,
  • 1995 yılında Ruanda’da Hutu Gücü hareketinin neredeyse 1 milyon Tutsi ve Hutu’yu katletmesi…

Swaan böylesi korkunç katliamları inceliyor, bu cinai cinnetlerin hangi koşullar altında patlak verdiğini ve en önemlisi de sıradan bireylerin bu vakalarda yer almak için sonunda nasıl birer gönüllüye dönüştüklerini gözler önüne seriyor.

  • Künye: Abram de Swaan – Kitle Katliamları: Cinai Bölmeler, çeviren: Mine Karataş, Ayrıntı Yayınları, siyaset, 336 sayfa, 2019

Kolektif – Bilge Karasu Aramızda (2019)

Son zamanların en güzel haberlerinden biri elimizdeki kitap.

Bilge Karasu’nun anısına bir armağan olarak hazırlanmış ‘Bilge Karasu Aramızda’ ilkin 1997’de yayımlanmış, uzun zamandır da hiçbir yerde bulunamıyordu.

Şimdi yeni bir baskıyla raflardaki yerini alan kitap, Karasu’nun öğrencilerinin, eleştirmenlerin ve dostlarının kendisi hakkında kaleme aldıkları yazılardan oluşuyor.

Bilge Karasu, 1950’li yılların başından bugüne edebiyatımızı ve düşünce dünyamızı etkilemeye devam ediyor.

Bu etkiyi, genç kuşaklar üzerinde de görmek mümkün.

Bir yönüyle bu genç okur kitlesini hedefleyen kitap, Karasu’nun zengin edebi ve düşünsel dünyasını bir kez daha gözler önüne sermesiyle altın değerinde bir çalışma.

Kitap, ‘Seslenişler, Anılar, İzler’, ‘Çağrışımlar’ ve ‘İncelemeler, Değinmeler, Yorumlar’ başlıklı üç bölümden oluşuyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Mustafa Arslantunalı, Füsun Akatlı, Nezihe Meriç, Sıtkı M. Erinç, Oruç Aruoba, Cüneyt Türel, Tomris Uyar, Selim İleri, Mehmet H. Doğan, Talat Sait Halman, Barış Pirhasan, Hasan Cemaleddin Gürpınar, Nil Kara, Alain Mascarou, Balkan Naci İslimyeli, Gündüz Vassaf, Ülker Gökberk, Güven Turan, Enis Batur, Doğan Hızlan, İskender Savaşır, Nurdan Gürbilek, İoanna Kuçuradi, Hamdi Bravo ve Türker Armaner.

  • Künye: Kolektif – Bilge Karasu Aramızda, hazırlayan: Füsun Akatlı ve Müge Gürsoy Sökmen, Metis Yayınları, edebiyat inceleme, 288 sayfa, 2019

Deniz Gezgin – Doğa Defteri 2019 (2019)

Deniz Gezgin, yaklaşık on yıldır mevsim ritüellerini, doğa takvimlerini konu alan yazılar kaleme alıyor.

Doğa olayları üzerine inşa edilmiş bu güzel ajanda ise, söz konusu yazıların küçük ve güzel bir meyvesi.

Ajandanın, doğaya yalnızca bilimsel açıdan değil, aynı zamanda geleneklerin ve kültürün çerçevesinden bakması ise, çalışmayı keyifli kılan başlıca husus.

Böylece ajandada, mevsimlerinden seyrinden gündönümlerine, Bocuk gecesinden zemheri fırtınasına, karakoncolos fırtınasından hayvanların ve bitkilerin davranışlarına pek çok doğa olayına yer veriliyor.

  • Künye: Deniz Gezgin – Doğa Defteri 2019, Sel Yayıncılık, ajanda, 184 sayfa, 2018

Nursel Gülenaz ve Oya Koca – Yedikule – Samatya (2018)

İstanbul’da her geçen gün bir şeyler yok ediliyor.

Ve bu şehirde yaşayanlar olarak, geçmişin bu denli pervasızca yok edilişi karşısında sesimiz çıkmıyor.

Son zamanlarda bir başka şehri ranta dönüştürme girişimine Yedikule bostanlarında tanık olduk.

İstanbul’un mütevazı, sakin dış semtleri Yedikule-Samatya hattında bizi tarihi ve çağdaş bir yolculuğa çıkaran iki yazarlı bu kitap ise, “Bu sokak benim” demenin, kentimize sahip çıkmanın neden önemli olduğunu bize bir kez daha hatırlatıyor.

Yedikule ve Samatya, İstanbul’un fethi sonrası şenlendirme amacıyla yerleştirilen gayrimüslimlerle Müslümanların kadim ilişkisinin simge mekânlarıdır.

Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra mütevazı, ama eşsiz özgünlük ve kalitede bir sayfiye yeridir.

Denizden gelen yosun kokusudur, Türk-Ermeni-Rum kardeşliğine açılan sokaklardır.

Nursel Gülenaz ve Oya Koca nitelikli kitaplarında, Yedikule-Samatya rotasında adım adım, sokak sokak ilerliyor ve bunu yaparken şimdinin beton ormanlarında özlemi çekilen eski mahalle yaşantısının nelerin ya da kimlerin eseri olduğunun izini sürüyor.

Yazarlar ayrıca, hem kitaplarının satır aralarında hem de gezdikleri sokaklarda, yeni kuşakların gözleri önünde bu kadim yerlerin şaşırtıcı derecede kısa bir sürede silikleşmesinin sebep ve sonuçlarını da arıyor.

  • Künye: Nursel Gülenaz ve Oya Koca – Yedikule – Samatya, Remzi Kitabevi, gezi, 224 sayfa, 2018