Francis Macdonald Cornford – Platon’un Epistemolojisi (2022)

Klasik dönem uzmanı Francis Macdonald Cornford tarafından tercüme edilen ve Platon’un iki diyalogunun yer aldığı ‘Platon’un Epistemolojisi’, okuyucuya, Platon’un epistemolojisiyle ilgili yararlı birtakım arka plan bilgilere ek olarak metnin anlaşılmasında eşsiz içgörüler de sağlayan kapsamlı yorumlar sunuyor.

Bu yönüyle eser (ve eser içinde yer alan diyaloglar) yalnızca felsefe öğrencileri için değil, aynı zamanda her okurun daima gündeminde tutabileceği türden soruları ele alıyor.

Bu çerçevede, ‘Theaitetos’ diyalogu, “Bilgi nedir?” sorusunun sistematik bir incelemesini sunar.

Diyalogun büyük kısmı Sokrates ile öğrenci Theaitetos arasında geçer ve diyalog boyunca araştırdıkları cevaplar –algı olarak bilgi; doğru inanç olarak bilgi; doğru inanç ve bir açıklama (yani gerekçelendirilmiş doğru inanç) olarak bilgi– ele alınır.

Çoğu Sokratik diyalog gibi, ‘Theaitetos’ da nihai bir yanıt vermeden biter, yani diyalog, okurun bu mesele üzerine düşünebilmesi için bir sonuca bağlanmaz.

İlgili ve diğer bir diyalog olan ‘Sofist’te ise Platon “sofist” terimini yeniden tanımlar.

Platon bu terimi değersizleştirmekle beraber, felsefede safsatalara yani dilsel muğlaklıklara dayanan aldatıcı görüşleri ele alır.

  • Künye: Francis Macdonald Cornford – Platon’un Epistemolojisi: Theaitetos ve Sofist Çevirisi ve Açıklaması, çeviren: Ahmet Cevizci, Albaraka Yayınları, felsefe, 446 sayfa, 2022

Galenos – Doğal Yetiler Üzerine (2022)

Büyük tıp alimi Bergamalı Galenos’tan antik tıp tarihi alanında bir başyapıt.

Galenos, bedenin bütünlüğünün fizik ve doğa tarafından nasıl yönetildiğini tartışıyor.

Roma İmparatorluğu döneminde yaşamış olan Bergamalı Galenos, antik çağın tıp âlimleri arasında tartışmasız en ünlüsüdür.

Felsefe ve mantığın yanı sıra anatomi, fizyoloji, patoloji, farmakoloji ve nöroloji de dâhil olmak üzere, çeşitli bilimsel disiplinlerin gelişimini büyük ölçüde etkilemiş olan Galenos’un ‘Doğal Yetiler Üzerine’ adlı bu eserinde, insanın doğal yetilerinin birçok yönünü gözler önüne serdiği örneklerle karşılaşırız.

‘Doğal Yetiler Üzerine’, bu nedenle Galenos’un daha hacimli eserlerinin incelenmesi için mükemmel bir başlangıç teşkil eder.

Galenos’un organizmanın birliğini [bütünlüğünü], çeşitli “yetilere” yani güçlere sahip bir Fizik veya Doğa tarafından yönetildiği fikriyle açıklamaya çalıştığı bu eseri, antik tıp tarihiyle ilgilenenler için eşsiz bir kaynak niteliğindedir.

  • Künye: Galenos – Doğal Yetiler Üzerine, çeviren: Nur Nirven, Albaraka Yayınları, tıp, 183 sayfa, 2022

Hartmut Rosa – Yabancılaşma ve Hızlanma (2022)

Sınır tanımaz hızdan, hiçbir şeyi göremez hale geldik.

Hartmut Rosa, modern hayatın “hızlandırılmış” zaman anlayışının nasıl büyük bir yabancılaşma yarattığını ortaya koyuyor.

Modern yaşam her geçen gün daha da hızlanıyor.

Ayrıca iletişim ve üretimde yeni teknolojilerin geliştirilmesiyle beraber zamandan daha fazla tasarruf ediyoruz.

Ancak yine de tüm bu ilerlemelere rağmen hiçbir şeye vakit bulamayacak kadar yoğunuz.

Bilhassa Batı toplumlarında bireyler, her gün daha hızlı koşmaları gerektiği mecburiyeti altında yaşamlarını devam ettiriyorlar.

Fakat bu koşuşturma bir amaca varmak için değil, sadece kişinin bulunduğu konumu kaybetmemesi için sürdürülen bir yarış gibi görünüyor.

Bu kitap, modernitenin temel unsurlarından biri hâline gelen bu “hızlandırılmış” yaşam biçimlerinin kaynağına iniyor ve bu yaşam biçimlerine ilişkin eleştirel olduğu kadar analitik bir çerçeve sunuyor.

Kitap ayrıca, bu türden “hızlandırılmış” bir yaşam biçiminin başta kişinin kendi öz-benliği olmak üzere, kişiyi çeşitli yabancılaşma biçimlerine maruz bıraktığı iddiasında bulunuyor.

  • Künye: Hartmut Rosa – Yabancılaşma ve Hızlanma: Geç Modern Zamansallığına Dair Bir Eleştirel Teori’ye Doğru, çeviren: Beyza Konuk, Albaraka Yayınları, inceleme, 119 sayfa, 2022

Roselyne Rey – Acının Tarihi (2022)

Acı, çağlar boyunca bireysel, toplumsal ve bilimsel ilgimizi üzerine çekti.

Roselyne Rey, antik çağlardan günümüze uzanarak bu evrensel fenomenin geçirdiği olağanüstü dönüşümünü ortaya koyuyor.

Beşerî bir fenomen olan acı, kimi zaman tehlikenin gelmekte olduğunu bildiren merhametli bir ulak kimi zamansa bizi zayıflatan ve etkisiz hâle getiren acımasız bir düşman olarak gösterir kendini.

Bu yönleriyle acı, çağlar boyunca, başta beden ve tıp konularında incelemelerde bulunanlar olmak üzere kutsal ve manevi konularla ilgilenenlerin de ilgisini çekti.

‘Acının Tarihi’nde Rey, bu evrensel fenomeni tüm yönleriyle keşfetmek için pek çok disiplin ve kaynaktan yararlanıyor.

Kitap, antik çağlardan yirminci yüzyıla kadar, acının mekanizmalarını açıklamak için geliştirilen tıbbi kuramlardan acı çekenleri rahatlatmak için formüle edilmiş çeşitli terapötik çözümlere dek, tarihin farklı dönemlerindeki acı algılarını karşılaştırıyor.

Acının kültürel algısında meydana gelen değişimleri ve tedavisinde kaydedilen ilerlemeleri geniş bir tarihsel perspektiften ele alan kitap, insanlığın acıyla olan ilişkisindeki olağanüstü dönüşümü tüm yönleriyle gözler önüne seriyor.

  • Künye: Roselyne Rey – Acının Tarihi, çeviren: Ayşe Meral, Albaraka Yayınları, inceleme, 396 sayfa, 2022

Oleg Grabar – Erken Dönem İslam Sanatı (2022)

Oleg Grabar’ın dört ciltlik eşsiz İslam sanatı çalışması, ilk cildiyle Türkçede.

Kitap, erken İslam sanatının niteliklerini çok yönlü bir bakışla ortaya koyuyor.

Grabar, ‘İslam Sanatı Çalışmalarının İnşası’ başlıklı dört ciltlik eseriyle İslam sanatına yoğunlaşıyor.

Bu alan hakkındaki bilgimizi, İslam kültürü ve tarihi ile bütünleştiriyor; okura geniş bir perspektif sunuyor.

Sanat teorilerinin ve Batı sanatına ait unsurların da göz ardı edilmediği bu eserde İslam sanatına dair çeşitli örnekler, görselleriyle birlikte, evrensel bir sanat literatürü çerçevesinde sunuluyor.

Çeşitli makalelerden oluşan eser, İslam sanatını mimari, resim, obje, ikonografi, estetik ve süsleme gibi çeşitli kavramların merceği altında inceliyor.

İslami sanat tarihinin yaklaşık olarak ilk 450 yılını ela alan ‘Erken Dönem İslam Sanatı, 650-1100’; İspanya, Suriye, Mısır, İran gibi çeşitli coğrafyalara ve Emevi, Fatımi, Sasani gibi çeşitli hanedanlıklara odaklanıyor.

Grabar, İslam kültürünün geniş coğrafyalara yayılmasında sanatının en etkili unsurlardan biri olduğunu savunmakta ve bu ciltle birlikte İslami sanatın ilk yüzyıllarının yön verici niteliğinin anlaşılmasına önemli katkılarda bulunuyor.

  • Künye: Oleg Grabar – Erken Dönem İslam Sanatı, 650-1100 (İslam Sanatı Çalışmalarının İnşası I), çeviren: Defne Karakaya, Albaraka Yayınları, sanat, 420 sayfa, 2022

Kenneth M. Setton – XVII. Yüzyıl Dünyasında Venedik, Avusturya ve Türkler (2022)

Avrupa’yı kasıp kavuran Otuz Yıl Savaşları sürecinde Osmanlı ne durumdaydı?

Kenneth Setton, 1618-1648 zaman aralığında Osmanlı ve Venedik arasındaki siyasi ve diplomatik ilişkileri incelediği özgün çalışmasıyla karşımızda.

1645-1669 yılları arasında gerçekleşen Girit Savaşı’nda adayı Türklere kaptıran Venedik, 1684’te Mora Savaşı’yla birlikte Babıali ile tekrar karşı karşıya gelmiş ve savaş Venedik Cumhuriyeti’nin Mora’yı fethiyle sonuçlanmıştı.

Amerikalı tarihçi Kenneth M. Setton, Venedik-Osmanlı İmparatorluğu arasındaki ilişkileri, 1618 -1648 yılları arasında Avrupalı güçler arasında gerçekleşen Otuz Yıl Savaşları’nın sunduğu arka plandan hareketle ele alarak bu ilişkilerin kısa ancak bir o kadar yoğun bir incelemesini sunuyor.

Kitap, XVII. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu ve Venedik arasındaki siyasi ve diplomatik ilişkiler üzerinde araştırma yapanlar veya bu dönemi ayrıntılarıyla öğrenmek isteyenler için eşsiz bir kaynak niteliğinde.

  • Künye: Kenneth M. Setton – XVII. Yüzyıl Dünyasında Venedik, Avusturya ve Türkler, çeviren: Arif Erbil, Albaraka Yayınları, tarih, 600 sayfa, 2022

Vincent Barnett – Rus İktisadi Düşünce Tarihi (2022)

Rus ve Sovyet ekonomisinin on dokuzuncu ve yirminci yüzyıllardaki tarihsel gelişimi hakkında eşsiz bir çalışma.

Vincent Barnett, Rus iktisat düşünürlerinin politik düşünceyi nasıl etkilediklerini de ortaya koyuyor.

Sovyet Sosyalist Cumhuriyet Birliği’nin 1980’lerin sonunda çöküşü, kapitalist demokrasi için âdeta bir zafer havası yarattı.

Barnett, kitabında, Rus ve Sovyet ekonomik düşüncesinin on dokuzuncu ve yirminci yüzyıllardaki tarihsel gelişiminin ilk kapsamlı açıklamasını sunmakla beraber Rus iktisadi düşüncesinin yirmi birinci yüzyılda evrilebileceği formları da değerlendiriyor.

Yazar, aynı zamanda, geniş bir tarihî kaynak yelpazesinden yararlanmak suretiyle, klasik, neoklasik, tarihsel, sosyalist, liberal ve Marksist okullar dâhil olmak üzere farklı düşünce kollarını inceliyor.

Rus iktisat düşünürlerinin politik düşünce üzerindeki etkilerini de ele alan kitap, 1870 öncesini, Çarlık ekonomisini, geç Çarlık dönemini, savaş dönemini, Bolşevik ekonomisini, Stalinist ekonomiyi ve son olarak 1940 sonrası Rus ekonomisini kapsıyor.

En önemli Rus iktisatçılarının çalışmalarını ayrıntılı bir zaman çizelgesinde sunmak ve tarihsel süreksizliklerin bir disiplin olarak Rus ekonomisinin kurumsal yapısı üzerindeki etkilerini analiz etmek suretiyle Barnett’ın kitabı, iktisat tarihi ve Rus ekonomik düşüncesinin evrimiyle ilgilenen herkes için temel bir metin teşkil ediyor.

  • Künye: Vincent Barnett – Rus İktisadi Düşünce Tarihi, çeviren: Yılmaz Aksu, Albaraka Yayınları, iktisat, 250 sayfa, 2022

Kolektif – İslam Dünyasında Hat ve Mimari (2022)

Hüsnühat, İslam sanatının ve mimarisinin ayrılmaz parçasıdır.

Bu kapsamlı derleme ise, farklı dönemlere ve coğrafyalara ait hüsnühat kitabelerini her yönüyle incelemesiyle, konu açısından çok değerli bir çalışma.

İslam dünyasının hemen her coğrafyasında camiler, tekkeler, kütüphaneler, çarşılar ve daha nice mekânlar hüsnühat metinleri ile donatılmıştır.

Hüsnühat, bir süsleme unsuru olmanın ötesinde mekâna her yönüyle ebedî bir anlam aşılamaya da yardımcı olur.

Bu kitap, mimari mekânın hüsnühattı nasıl şekillendirdiğini incelerken hüsnühattın da mekânın inşasında ve aynı zamanda sahip olduğu anlamı kazanmasında nasıl rol oynadığını ele alıyor.

Mekânlar, Üslup / İçerik, Baniler, Sanatkârlar, Bölgeler ve Modernleşme olmak üzere altı ana başlıktan oluşan kitap, çeşitli dönemlere ve coğrafyalara ait hüsnühat kitabelerini her yönüyle inceliyor.

Alanında usta birçok araştırmacı, konuları Çin’den İspanya’ya; ele aldıkları dönem itibarıyla da İslam’ın ilk yıllarından 21. yüzyıl başına kadar değişen makalelerle elinizdeki eserin ortaya çıkmasına katkıda bulunmuştur.

  • Künye: Kolektif – İslam Dünyasında Hat ve Mimari, editör: Irvin Cemil Schick ve Mohammad Gharipour, çeviren: Ayşen Anadol, Albaraka Yayınları, sanat, 682 sayfa, 2022

Richard Sorabji – Benlik (2022)

Benlik, yalnızca bir bilinç akışından mı ibarettir?

Klasik dönem Yunan düşüncesinin yanı sıra Batı ve Doğu felsefelerinden yararlanan Richard Sorabji, ‘Benlik’te bireysel benlik denen şeyin gerçekten var olup olmadığı sorusuna ek olarak “benlik” denen şeyin yalnızca bir bilinç akışından mı ibaret olduğu sorusuna yanıt arıyor.

Sorabji’ye göre benlik, yeri tam saptanamayan bir ruh veya ego değil, varlığı apaçık görülebilen bedenlenmiş bir bireydir.

Dolayısıyla ona göre “benlik” salt bir bilinç akışından farklı olarak, yalnızca bir bilince değil, aynı zamanda bir bedene sahip olan bir entitedir.

Sorabji, kitapta “benlik” fikrinin tarihsel izini sürmekle birlikte, benliğe ilişkin bu fikirlerin yaşam ve ölüm tasavvurları üzerindeki etkilerini de inceliyor ve okura şu soruları sormaktadır:

Ölümden korkmalı mıyız?

Bireyselliğimiz yaşama şeklimizi ne şekilde etkilemelidir?

Sorabji, ‘Benlik’te, Doğu’dan ve Batı’dan çeşitli felsefe okullarının benliğe ilişkin görüşlerini yetkin bir şekilde özetlemek suretiyle okura, gelecekteki felsefi tartışmaların ön saflarında yer alacak bir konu olarak “benlik” ile ilgili yeni ufuklar sunuyor.

  • Künye: Richard Sorabji – Benlik: Bireysellik, Yaşam ve Ölüme Dair Antik ve Modern Görüşlerler, çeviren: Burcu Bora, Albaraka Yayınları, felsefe, 524 sayfa, 2022

Kolektif – Psikanalizin Kara Kitabı (2022)

Günümüzde Fransa ve dünyanın en Freudyen ülkesi olan Arjantin dışında psikanaliz hemen her yerde kısmen marjinalize olmuş durumda.

Bu çerçevede psikanalizin “resmî tarihi” de ortaya çıkarılan yeni bulgular eşliğinde sorgulanıyor.

Birçok klinisyen, psikanalizin terapötik etkililiğinin oldukça düşük olduğunu savunuyor.

Psikanalizin bir felsefe olarak meşruiyeti de aynı şekilde giderek daha tartışılır hâle geldi.

Bu kitap, psikanalize (bir diğer ifade ile Freudyen psikolojiye) ilgi duyan herkes için erişilebilir ve içinde çeşitli görüşler barındıran, kapsamlı bir araştırma sunuyor.

Dünyanın en iyi psikanaliz uzmanları arasında yer alan kırk yazar, zamanı çoktan gelmiş bir tartışmayı başlatıyor: Freud yalan mı söyledi?

Psikanaliz gerçekten iyileştirir mi?

Ne olduğumuzu anlamanın en iyi yolu psikanaliz midir?

Bu ve benzeri daha birçok soru için bu kitap vazgeçilmez bir referans kaynağı olmaya aday.

  • Künye: Catherine Mayer, Mikkel Borch-Jacobsen, Jean Cottraux, Didier Pleux ve Jacques Van Rillaer – Psikanalizin Kara Kitabı, çeviren: Ece Ergin, Albaraka Yayınları, psikoloji, 526 sayfa, 2022