Arnold J. Toynbee – Uygarlık Yargılanıyor (2023)

‘Uygarlık Yargılanıyor’, Batı uygarlığının kendisine dair genel kabullerini temelden sarsıyor: Köken aldığını ileri sürdüğü Helen uygarlığı ile ilişkisinin aslını, Greko-Romen uygarlığının yekpare görünümünün altında yatan çok parçalılığı, sarsılmaz görülen yapısının içinden gelişen bilim, milliyetçilik ve yeni ideolojilere karşı ne denli savunmasız olduğunu sebep ve sonuçlarıyla ele alıyor.

Batı’nın tarihsel ufku hem mekân hem de zaman boyutunda muazzam bir şekilde genişlediği halde vizyonu hızla daralmakta ve âdeta at gözlüklerinin arasından bakan bir atın görüş açısı kadar dar bir alana sıkışmıştır.

Batı uygarlığının da etkisiyle dünyamızda bugün insani duygular daha önce görülmemiş bir düzeyde gelişmiş; her ulustan, ırktan ve sınıftan insana artık evrensel haklar tanınır olmuştur.

Fakat aynı zamanda, yine bu uygarlığın dayattığı kimi değerler nedeniyle insanlık, ekonomik sınıf savaşının, milliyetçiliğin ve ırkçılığın belki de dünya tarihinde şimdiye dek hiç görülmemiş derinliklerine saplanmış durumdadır.

Tarihsel çatışma hatlarındaki birçok kriz hâlâ çözülebilmiş değil, yakın zamanda da bir şeyler değişecek gibi durmuyor.

Bu evrensel kuşatıcı duygusallık ile grup bölünmüşlüğü arasında kalan insanlığın yarını nasıl olacak?

Uygarlık tarihçisi Arnold J. Toynbee geniş tarihi bir çerçeveden hareketle, insanlığın içerisinde bulunduğu durumu ele alıyor.

Meşhur İngiliz tarihçi, Batı uygarlığının geleceğine, bu uygarlığın içerisindeki güç dengelerine, özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası dünyanın nasıl şekilleneceğine, bu dünyada İslam uygarlığının yerine dair ufuk açıcı ve çarpıcı içgörüler sunuyor.

Tarih boyunca uygarlıkların birbirleriyle karşılaşıp çarpışarak yeni uygarlıklar ve büyük kurumsal dinler ürettiğini tespit eden usta tarihçi Toynbee, ‘Uygarlık Yargılanıyor’da birikimlerini süzerek okura aktarıyor ve geleceğin yine uygarlıklar arası etkileşimle inşa edileceğini savunuyor.

Tarihe, bugüne ve geleceğe ilişkin sunduğu fikirler, dünün ürünü olan bugünden yarını inşa etmek adına ortaya değerli bir yol haritası koyuyor.

  • Künye: Arnold J. Toynbee – Uygarlık Yargılanıyor, çeviren: Mehmet Arif Taşkıran, Kronik Kitap, tarih, 224 sayfa, 2023

David S. Katz – İngilizlerin Gözünde Türkiye (2021)

David Katz’ın bu önemli çalışması, İngiltere kamuoyunda ve İngiliz siyasetinde Türk imajının oluşumuna katkıda bulunan beş yazarı inceliyor.

Bunlar, tarihçi Edward Gibbon, şair Lord Byron, başbakan Benjamin Disraeli, romancı John Buchan ve son olarak da tarihçi Arnold Toynbee.

Katz, özellikle Gibbon, Byron ve Toynbee’nin İngiltere’deki Türk imajı üzerindeki etkilerinin bugün de sürdüğünü belirtiyor.

Gibbon’ın Roma İmparatorluğu’nun çöküşüne dair eserini ortaya koyuşundan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanına kadar iki yüz yıllık bir zaman dilimini kat eden Katz, Britanya’daki okurlar açısından Türkiye algısını şekillendirmiş bu beş yazarı ele alırken, Türkiye’nin her zaman nasıl modern İngiliz ve Avrupa yaşantısının bir parçası olduğunu gözler önüne seriyor.

Öte yandan anılan isimlerin ortak noktasının Türk hayranlığı olması, özellikle ikisinin söz konusu dönemde İngiltere’de hâkim olan Türkiye düşmanı siyasete alet olduğu göz önünde bulundurulduğunda okuru şaşırtacaktır.

Örneğin Byron Yunan bağımsızlık mücadelesinin sembolü haline gelirken Toynbee de Birinci Dünya Savaşı sırasında yürüttüğü propaganda faaliyetiyle Türk imajına etkileri hâlâ süren kalıcı bir zarar vermişti.

Ele alınan beş simanın hayat hikâyesi, Türklerle olan münasebetleri ve Türklere dair kendi görüşleriyle şekillenmesinde rol oynadıkları Türk imajı arasındaki tezat, okurların zevkle okuyacağı ilginç bir entelektüel macera sunuyor.

  • Künye: David S. Katz – İngilizlerin Gözünde Türkiye, 1776-1923, çeviren: Nurettin Elhüseyni, Yapı Kredi Yayınları, tarih, 256 sayfa, 2021

Arnold Toynbee – İnsan Soyu ve Toprak Ana (2021)

‘A Study of History’ adlı on iki ciltlik şaheseriyle bildiğimiz Arnold Toynbee, şimdi de insanoğlunun macerasını anlattığı 800 sayfalık bir başyapıtla karşımızda.

Toynbee, dünya tarihini kronolojik bir sırayla bir bütün olarak gözler önüne sererek insan soyunun tarihinin etraflı bir kuşbakışı görünümünü öyküsel bir dille aktarıyor.

Kitap, Dicle-Fırat Havzası’ndaki alüvyonlu arazinin açılması ve bunun neticesinde Sümer uygarlığının ortaya çıkışından Doğu Roma İmparatorluğu’nun çöküşüne ve 1973 yılına kadar uzanarak dünya tarihinin sağlam bir özetini çıkarıyor.

Toynbee burada, insan türünün maddi gelişimini izlemekle yetinmiyor, aynı zamanda insanın manevi bakımdan gelişimini ve onu doğuran “biyosfer” ile, başka bir deyişle insan soyuyla Toprak Ana’nın ilişkisine de odaklanıyor.

Yazara göre, insan soyu sonunda evrende bildiğimiz yegâne biyosferi mahvedebilecek ölçüde “şeytani” bir güce ulaşmıştır ve şayet insan soyu Toprak Ana’nın canına kıyarsa, kendini de imha edecektir.

  • Künye: Arnold Toynbee – İnsan Soyu ve Toprak Ana: Dünyanın Öyküsel Bir Tarihi, çeviren: Ahmet Aybars Çağlayan, Ayrıntı Yayınları, tarih, 800 sayfa, 2021