Christopher Bollas – Anlam ve Melankoli (2025)

Christopher Bollas’ın bu kitabı, çağımızda bireylerin yaşadığı derin anlam kaybını ve bunun yol açtığı melankoli hâlini psikanalitik bir bakışla ele alıyor. ‘Anlam ve Melankoli: Şaşırtıcı Bir Çağda Hayat’ (‘Meaning and Melancholia: Life in the Age of Bewilderment’) modern dünyanın hızla değişen yapısının, bireylerin kendilik duygularını tehdit ettiğini, kişisel ve toplumsal belirsizliklerin giderek yoğunlaştığını vurguluyor.

Donald Trump’ın Amerika’daki rahatsız edici zaferi, Birleşik Krallık’taki Brexit oylaması, Fransa ve Almanya’da sağcı popülizmin, Polonya’da beyaz milliyetçiliğinin yükselişi her siyasi görüşten uzmanı şaşkına çevirdi.

Kitapta, bu gelişmelerin bireylerin içsel dünyalarında nasıl bir “şaşkınlık çağı”na sebep olduğu inceleniyor. Politik krizler, ekonomik dalgalanmalar, küresel iletişim ağlarının dayattığı hız ve gündelik yaşamın parçalanmış yapısı, kişinin anlam üretme kapasitesini zayıflatıyor. Bu ortamda, insanlar hem kendi hayatlarına hem de dünyaya dair bütünlüklü bir kavrayış geliştirmekte zorlanıyor. Bollas, bu durumu sadece bir ruhsal çöküş değil, aynı zamanda kültürel bir fenomen olarak değerlendiriyor.

Yazar, psikanalitik kavramları çağdaş sorunlarla ilişkilendirerek bireyin yaşadığı melankoliyi açıklıyor. Özellikle benlik oluşumu, kayıp, yas, narsisizm ve bilinçdışı süreçler üzerinden, günümüz insanının ruhsal dinamiklerini çözümlemeye çalışıyor. Melankoli, yalnızca bireysel bir hastalık değil; toplumsal düzeyde de belirsizlik, çaresizlik ve hayal kırıklığı üreten bir durum olarak görülüyor.

Sonuçta Bollas, ‘Anlam ve Melankoli’ ile okuyucuyu modern dünyanın hız ve karmaşası içinde kaybolmuş anlamları yeniden düşünmeye davet ediyor. Kitap, hem psikanaliz literatürüne hem de günümüz toplumunun ruhsal iklimini anlamaya önemli bir katkı sunuyor.

  • Künye: Christopher Bollas – Anlam ve Melankoli: Şaşırtıcı Bir Çağda Hayat, çeviren: Şahika Tokel, Yapı Kredi Yayınları, psikanaliz, 168 sayfa, 2025

Christopher Bollas – Çağrışımlı Nesne Dünyası (2025)

Christopher Bollas, bu kitapta gündelik nesnelerin insan ruhundaki derin çağrışımlarını psikanalitik bir perspektifle inceliyor. Ona göre nesneler yalnızca işlevsel varlıklar değil; geçmiş yaşantılar, duygular ve kimlik parçalarıyla yüklü sembollerdir. İnsanlar, bilinçdışı düzeyde bu nesnelerle etkileşim hâlinde kendi benlik yapılarını kurar ve yeniden üretirler. Bu nedenle nesneler, salt maddi değil, duygusal birer ortamdır.

Bollas, “evocative object” (çağrışımsal nesne) kavramıyla, kişide bir duyguyu ya da hatıralar zincirini harekete geçiren nesneleri tanımlıyor. Bu tür nesneler, kişinin iç dünyasındaki derinliklere ulaşır; bir koku, eski bir oyuncak ya da bir şarkı, bilinçdışında saklı kalmış hisleri gün yüzüne çıkarabilir. Bu da nesneleri, kimliğin sessiz ama güçlü yapıtaşları hâline getirir.

‘Çağrışımlı Nesne Dünyası’ (‘Evocative Object World’) adlı bu kitapta, çocukluk deneyimlerinin bu nesne dünyasında nasıl biçimlendiği önemli bir yer tutuyor. Bollas’a göre birey, erken yaşlardan itibaren çevresindeki nesnelerle kurduğu ilişkiler aracılığıyla kendini tanımaya başlar. Bu ilişkiler sadece aidiyet değil, aynı zamanda özlem, kayıp ve dönüşüm duygularını da taşır. Bu nedenle nesneler, içsel manzaraların sessiz tanıklarıdır.

Bollas ayrıca modern yaşamın nesnelerle olan bağımızı nasıl yüzeyselleştirdiğini de sorgular. Tüketim kültürü, nesneleri anlamsızlaştırırken, bireylerin içsel dünyalarıyla olan bağlarını da zayıflatır. Kitap, nesnelerin ruhsal yaşamdaki rolünü yeniden düşünmeye çağırıyor. Her nesne, hatırlanmayan bir duygunun, söylenmemiş bir hikâyenin kapısını aralayabilir.

  • Künye: Christopher Bollas – Çağrışımlı Nesne Dünyası, çeviren: Şahika Tokel, Yapı Kredi Yayınları, psikanaliz, 120 sayfa, 2025

Christopher Bollas – Konuşmalar (2025)

Christopher Bollas’ın ‘Konuşmalar’ (‘Conversations’) adlı eseri, psikanalitik düşüncenin önemli kavramlarını ve klinik uygulamalarını diyaloglar aracılığıyla ele alan özgün bir çalışmadır. Bollas, kitap boyunca farklı karakterler ve senaryolar üzerinden psikanalitik teoriye dair derinlemesine tartışmalar yürütür. Bu diyaloglar, bilinçdışı süreçler, aktarım, karşı aktarım, nesne ilişkileri ve kimlik oluşumu gibi temel kavramları canlı ve anlaşılır bir şekilde ortaya koyar. Yazar, teorik bilgiyi soyut bir şekilde sunmak yerine, karakterlerin etkileşimleri ve iç dünyaları üzerinden somutlaştırarak okuyucunun konuyu daha kolay kavramasını sağlar.

Kitap, psikanalitik terapinin karmaşık ve incelikli doğasını vurgular. Terapist ve danışan arasındaki ilişkinin dinamiklerini, terapötik sürecin iniş çıkışlarını ve bilinçdışının katmanlarını diyaloglar aracılığıyla gözler önüne serer. Bollas, dilin ve iletişimin psikanalitik çalışmadaki merkezi rolünü özellikle vurgular. Karakterler arasındaki konuşmalar, hem sözlü hem de sözsüz iletişimin bilinçdışını nasıl yansıttığını ve terapötik değişimi nasıl etkilediğini gösterir.

‘Konuşmalar’, sadece psikanalitik teoriye bir giriş niteliği taşımakla kalmaz, aynı zamanda deneyimli terapistler için de yeni bakış açıları sunar. Bollas’ın kendine özgü üslubu ve yaratıcı yaklaşımı, okuyucuyu düşünmeye ve kendi klinik pratiğini yeniden değerlendirmeye teşvik eder. Kitap, psikanalizin canlı, dinamik ve sürekli evrim geçiren bir alan olduğunu diyalogların akıcılığı ve derinliği aracılığıyla başarıyla aktarır.

  • Künye: Christopher Bollas – Konuşmalar, çeviren: Elif Kayurtar, Okuyanus Yayınları, psikanaliz, 168 sayfa, 2025

Christopher Bollas – Sonsuz Soru (2024)

Psikanalizdeki kişiler, serbest çağrışım aracılığıyla bilinçdışında kendilerini nasıl ifade ederler?

Christopher Bollas klinik hikâyelerden yola çıkarak bastırılmış bilinçdışı düşünme ve ifadenin örüntülerini ele alıyor.

Bollas ‘Sonsuz Soru’da gerçek klinik uygulamalara ilişkin ayrıntılı çalışmalardan yola çıkarak, insanın sorgulama dürtüsüne vurgu yapan bir psikanalitik teori ortaya koyuyor.

Kişinin çocukluğunun ilk yıllarından hayatının sonuna kadar bu dürtünün farklı biçimlerinin etkisinde kaldığı gerçeğinden hareketle, Freud’un serbest çağrışım yönteminin hem analizan hem de analiste nasıl yanıtlar sağladığını ve bunun karşılığında sürekli başka soruları tetiklediğini gösteriyor.

‘Sonsuz Soru’nun merkezinde, pratikteki serbest çağrışım yönteminin temel yönlerini vurgulayan paralel yorumlar eşliğinde gerçek analitik seansların dökümlerine yer veriliyor.

Bu dökümler, vakaların daha ayrıntılı tartışılmasına olanak sunmakla birlikte Freud’un silsile mantığı teorisini temel alarak daha geniş bir teorik çerçeve içinde bağlamsallaştırıyor.

Böylece Bollas, söz konusu serbest çağrışım mantığına kulak vermekle, Freud’un bastırılmış fikirler teorisinden daha zengin ve daha karmaşık bir bilinçdışı ses keşfedebileceğimizi öne sürüyor.

Kitabın en büyük katkılarından biri Freudcu yönteme, özellikle serbest çağrışıma duyulan ilgiyi canlandırması.

  • Künye: Christopher Bollas – Sonsuz Soru, çeviren: Zeynep Baransel, Yapı Kredi Yayınları, psikanaliz, 200 sayfa, 2024

Christopher Bollas – Histeri (2023)

Sigmund Freud’dan hareket eden, Melanie Klein ve Donald Winnicott ekollerine uğrayan, Fransız psikanalitik düşüncesinden Jacques Lacan’ı da ihmal etmeyen bu eserinde Christopher Bollas, histeri hususunda uzun süredir var olan fikirlere yeni bakış açıları getirerek psikanaliz ve psikoterapiyle ilgilenen öğrenciler ve profesyonellerin yanı sıra Batı kültüründe kişiliğin oluşumuyla ilgilenen sıradan okurlar için de aydınlatıcı bir metin sunuyor.

Kitaptan bir alıntı:

“Histeri ile ilgili her deneme, onun meşhur özelliklerini anmak zorunda. Histeri dendiğinde, bedenlerinin cinsel istekleri altında bunalmış, cinsel düşüncelerini bastıran, konversiyonlarına kayıtsız, ötekiyle had safhada özdeşleşen, kendini teatral tarzda ifade eden, kendini varoluşuna adayacağı yerde onu gündüz düşlerinde hayal eden, çocuksu bir masumiyeti erişkin dünyeviliğine yeğleyen insanlar akla gelir. Telkinden mustariptirler; ya ötekinden kolayca etkilenir, ya da düşüncelerini kendilerine refakat eden diğer histeriklere aktarırlar. Her ne kadar karakter bozuklukları âleminde ikamet eden başkaları da yukarıdaki özelliklerden bir veya birkaçını paylaşsa da bunların tümü yalnızca histerikte tek ve dinamik bir biçim altında bir araya gelir.

Kendime biçtiğim vazife, bütün bu özellikleri histerik biçimin kalıbına dökecek bir teori temin etmek.”

  • Künye: Christopher Bollas – Histeri, çeviren: Evren Asena, Kolektif Kitap, psikanaliz, 344 sayfa, 2023

Christopher Bollas – Güneş Patladığında (2018)

İngiliz psikanalist ve yazar, aynı zamanda çağdaş psikanalitik teorilerin öncülerinden olan Christopher Bollas’ın ‘Güneş Patladığında’ adlı bu güzel çalışması, hem şizofreninin ne olduğu hem de tedavi yöntemleri hakkında dört dörtlük bir rehber.

Bollas, şizofrenide ilaç tedavisi dışında daha insancıl tedavi yöntemlerinin uygulanmasından yana.

Yazar, bunun en iyi yollarından birinin, şizofreninin ortaya çıktığı ilk haftalarda yoğun bir psikoterapi uygulamak olduğunu düşünüyor.

Bollas’a göre, şizofrenin, yanında uzun uzun sohbet edebileceği birilerinin olmasının da, başka bir deyişle şizofrenin yalnız kalmamasının da tedavinin olumlu sonuç vermesi açısından çok önemli olduğunu belirtiyor.

Kitapta, şizofreni kapsamlı bir şekilde tanıtılıyor ve bu alandaki güncel tedavilerin ne aşamada olduğu hakkında aydınlatıcı bilgiler veriliyor.

Bollas’ın klinik deneyimleriyle de zenginleşen çalışması, şizofreni hastaları, onların yakınları ve psikoterapistler için bir başucu kitabı olmaya aday.

  • Künye: Christopher Bollas – Güneş Patladığında: Şizofreninin Gizemi, çeviren: Mehmet Gürsel, Yapı Kredi Yayınları, psikoloji, 208 sayfa, 2018

Christopher Bollas – Freudyen An (2012)

 

 FREUDYEN

Psikanalist Christopher Bollas’ın ‘Freudyen An’ı, kendisinin bilinçdışı düşünmek ve özellikle bilinçdışının seslendirilmesinin yeniden ele alınması konusundaki görüşlerinden oluşuyor.

Ağırlıklı olarak, İtalyan Psikaniliz Topluluğu’nda çalışan Vincenzo Bonaminio ile Bollas’ın psikanalizi konu edinen görüşmelerine dayanan kitapta Bollas, kuramın nasıl bir bilinçdışı oluşturduğu, algılanan nesnenin bilinçdışı kavrayışa açık nesnel nitelikleri ve aktarımın yorumlanmasının serbest çağrışıma direnç oluşturması gibi psikanalizin kritik konularını tartışırken, psikanalitik teknikteki aşırılıklara dair eleştirilerini de sıralıyor.

  • Künye: Christopher Bollas – Freudyen. An, çeviren: Ali Algın Köşkdere, Zeynep Özlem Tuncay, Suzi Sipahi, Nesrin Koçal, Bağlam Yayınları, psikanaliz, 156 sayfa