Özkan Agtaş ve Bişeng Özdinç (der.) – Hakikat ve İnsan Hakları (2012)

  • HAKİKAT VE İNSAN HAKLARI, derleyen: Özkan Agtaş ve Bişeng Özdinç, Dipnot Yayınları, siyaset, 460 sayfa

 

Ankara Üniversitesi SBF İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP) tarafından düzenlenen ve birçok ismin katkıda bulunduğu bir dersin çözümlerinden oluşan elimizdeki kitap, ülkenin egemen politik kültüründe yer etmiş travmatik süreçlerin izini sürmesiyle önemli bir eksiği dolduruyor. Hakikat ile siyaset arasındaki ilişki; geçmişle hesaplaşmanın yordamları; kent mekânının toplumsal hafızanın taşıyıcısı olma rolü; ceza yargılamalarının geçmişle hesaplaşmada etkili bir araç olarak kullanılmasının imkânları ve toplumsal yas süreçlerinde yüzleşme pratiklerinin nasıl deneyimlendiği, burada ele alınan ilgi çekici konulardan bazıları.

Sibel Özbudun – Latin Amerika’da Yerli Hareketleri (2012)

  • LATİN AMERİKA’DA YERLİ HAREKETLERİ, Sibel Özbudun, Dipnot Yayınları, inceleme, 258 sayfa

 

Sibel Özbudun elimizdeki çalışmasında, Latin Amerika’nın farklı ülkelerinde, tarihten bugüne yoğun mücadeleler ortaya koymuş halkların hikâyesini anlatıyor. Bu coğrafyada yer alan ülkeleri ele alarak çalışmasına başlayan Özbudun, bağımsızlık sonrası halk hareketlerini, Latin Amerika’daki demokratikleşme süreçlerini, yerli hareketlerindeki neoliberalizm karşıtlığı ile halkçı sol iktidarları ve bu mücadelede aktif roller üstlenen kadınları anlatıyor.

Marc Abélès – Devletin Antropolojisi (2012)

  • DEVLETİN ANTROPOLOJİSİ, Marc Abélès, çeviren: Nazlı Ökten, Dipnot Yayınları, antropoloji, 221 sayfa

 

Marc Abélès, elimizdeki siyasal antropoloji çalışmasında, devleti oluşumundan bugüne, antropolojik bir çerçeveden analiz ediyor. Devletin oluşumunun kökenleriyle çalışmasına başlayan Abélès, burada, ataerkil iktidarın oluşumunu, doğal hukukun bunda nasıl bir rol üstlendiğini ve tohum halindeki devletin ortaya çıkışını irdeliyor. Yazar ardından, devlet tasarımına olanak sağlayan siyasal sistemleri, iktidar düzeneklerini, iktidar ve siyasal temsiliyeti, iktidara meşruiyet getirmeyi hedefleyen araçları ele alıyor. Abélès, çalışmasının son bölümünde ise, devleti, bir temsiliyet biçimi olarak farklı yönleriyle değerlendiriyor.

Şadiye Dönümcü – Dokunsan Kırılan Dokunmasan Kuruyan İnsanlar (2012)

  • DOKUNSAN KIRILAN DOKUNMASAN KURUYAN İNSANLAR, Şadiye Dönümcü, Dipnot Yayınları, anlatı, 197 sayfa

 

Yaşlılık, insan algısında kendine rahatlıkla yer bulamayan bir konu. Sürekli ötelenmesi, “dinç dünyanın” uzağına sürüklenerek görmezden gelinmeye çalışılması bu yüzden. Şadiye Dönümcü de elimizdeki kitabında, büyük çabalarla toplumsal alandan dışlanan yaşlılar ve yaşlanmak gerçeğini önümüze koyuyor. Huzurevinde yaşayan beş kadın ile beş erkeğin, kimi zaman hüzünlü kimi zaman trajikomik hikâyeleri ekseninde gün geçtikçe daha büyük bir sosyal sorun haline gelen yaşlılık sürecini irdeleyen Dönümcü’nün çalışması, bilhassa yaşlılar ve yaşlılıkla ilgili algıları sorgulamasıyla önemli bir boşluğu dolduruyor diyebiliriz.

Zafer Yılmaz – Yoksulları Ne Yapmalı? (2012)

  • YOKSULLARI NE YAPMALI?, Zafer Yılmaz, Dipnot Yayınları, siyaset, 420 sayfa

 

Zafer Yılmaz elimizdeki nitelikli çalışmasında, on dokuzuncu yüzyıldan bu yana sosyal bilimlerin önemli araştırma konularından biri olan yoksullar ve yoksulluğa odaklanıyor. Bu alanda yapılan çalışmaların çoğunda görüldüğü gibi, yoksulluğun, ekonomi ve sosyoloji çerçevesinden ziyade siyasal bir bakış açısıyla incelendiği kitap, belirsizlik, güvencesizlik, risk gibi kavramların yoksulluğa ilişkin sorunsalı nasıl ve niçin belirlediğini, bu kavramlar aracılığıyla yoksullarla nasıl mücadele edildiğini ve çalışma ilişkilerini belirsizleştirici süreçlerin günümüzde nasıl ve niçin yaygınlaştırıldığını araştırmasıyla ilgi çekiyor.

Karl Marx – Basın Özgürlüğü Üzerine (2012)

  • BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ÜZERİNE, Karl Marx, çeviren: Önder Kulak ve Kurtul Gülenç, Dipnot Kitabevi, siyaset, 114 sayfa

 

Gazetecilik yönü de bulunan Karl Marx’ın, kendine has hümanizması ve diyalektik akıl yürütmesiyle yazdığı ‘Basın Özgürlüğü Üzerine’, sözünü sakınmayan üslubuyla gerçek bir polemikçi metin. Marx, özgürlük, basın özgürlüğü ve sansür gibi Türkiye’de bilhassa son dönemlerde yakıcı bir hal almış konuları, bize yüz elli yıl önceden seslenerek tartışmaya açıyor. Marx’ın tanımına göre basın, bireylerin kendi tinsel varlıklarını gözler önüne sermeleri için en genel biçimdir. Zira sadece özgür bir basın, halk tininin sahici bir ifadesi olabilir. Kitabın Türkçe çevirisi, Haluk Gerger ve Theodor Ozierman’ın yazılarıyla sunuluyor.

Gürdal Aksoy – Dersim (2012)

  • DERSİM, Gürdal Aksoy, Dipnot Yayınları, tarih, 296 sayfa

 

Gürdal Aksoy ‘Dersim’de, son yirmi yılda çoğunlukla kimlik politikalarının oluşturduğu bir sorunlar yumağıyla öne çıkan Dersim’i, Ermeni, Alevi Kürt ilişkileri ve kültürel etkileşimleri ekseninde inceliyor. Çalışma, yalnızca tarihsel bir araştırma olmayıp, aynı zamanda topluluğun karmaşık görünen kimlik sorunlarını da anlamaya çalışması ve Dersim’in en eski halkı olarak bilinen Ermenilerin, yöre tarihindeki yerlerini saptamasıyla dikkat çekiyor. Dersim’de Ermeni etkileri, etnik kaynaşma, dinsel dönmelik, Türkleşen ve Kürtleşen Ermeniler ve Dersim Aleviliğindeki kimlik değişimleri, çalışmanın ilgi çeken konuları.

Yücel Demirer – Tören, Simge, Siyaset (2012)

  • TÖREN, SİMGE, SİYASET, Yücel Demirer, Dipnot Yayınları, sosyoloji, 304 sayfa

 

Yücel Demirer ‘Tören, Simge, Siyaset’te, Türkiye’de birbiriyle rekabet halinde kutlanan Newroz ve Nevruz kutlamalarının nasıl bir toplumsal ve siyasal gerçekliğe tekabül ettiğini irdeliyor. Araştırmasının merkezine, özellikle 1990’lardan itibaren keskinleşen Nevruz ve Newroz kutlamalarını yerleştiren Demirer, kültür ve geleneksel kültür alanının nasıl siyasal alana paralel bir mücadelenin odağı haline geldiğini tartışıyor. Yazarın karşılaştırdığı örneklerden ilki, Türkiye Cumhuriyeti’nin tekçi, yalnızca Türklük merkezli kutlamaları, ikincisi de, Kürtler nezdinde kimliğin ifade edilme biçimi olarak Newroz kutlamaları.

Hüseyin Aygün – Dersim 1938 Ve Hacı Hıdır Ataç’ın Defteri (2012)

  • DERSİM 1938 VE HACI HIDIR ATAÇ’IN DEFTERİ, Hüseyin Aygün, Dipnot Yayınları, tarih, 214 sayfa

 

Hüseyin Aygün elimizdeki kitabında, 2006 yılında hayata veda eden Hacı Hıdır Ataç’ın tuttuğu defter üzerinden 1938’de yaşanan Dersim katliamının izini sürüyor. Ataç, 1938 katliamına yakalandığında on iki yaşındaydı. Babası ve kardeşleri Nazımiye’nin Pax nahiyesinin altındaki dereye doğru ölüme götürüldükleri yürüyüşe çıktıklarında o, annesi ve kundaktaki kardeşi ile kaldıkları köyden bir önceki gece ayrılmışlar. Ataç, bu sürece dair tanıklığını elimizdeki deftere kaydedetmiş. Aygün’ün çalışması, söz konusu defterin yanı sıra, ilk kez yayımlanan belge, rapor ve haritalar eşliğinde Dersim’de 1938’de yaşananları ortaya koyuyor.

Maria Mies – Ataerki ve Birikim (2012)

Cinsiyete dayalı işbölümünün toplumsal kökenlerini inceleyen bu -klasikleşmiş- eser, kolonileştirme ve ‘evkadınlaştırma’ süreçlerinin genel tarihinin yanı sıra, yeni uluslararası işbölümünü ve kadınların en ucuzundan birer üretici ve tüketici olarak oynamak zorunda bırakıldıkları rolü eleştirel bir perspektifle tahlil ediyor.

Mies, feminist teoride esaslı bir paradigma değişikliğine yol açan bir yaklaşımla kapitalist ataerkinin günümüzdeki küresel ölçekli egemenliğini betimlerken, bu egemenliğe karşı nasıl bir mücadele verilmesi gerektiğine de açıklık getiriyor.

Teori ile pratiğin otantik ve birlikte gelişimini gözeten bu çalışma feminist teorinin ulaşabileceği doruk noktalardan biri…

  • Künye: Maria Mies – Ataerki ve Birikim: Uluslararası İşbölümünde Kadınlar, çeviren: Yıldız Temurtürkan, Dipnot Yayınları, feminizm, 434 sayfa,