Caroline Criado Perez – Görünmez Kadınlar (2021)

Verili yapı erkekleri merkeze koyup, kadınları ötekileştiriyor.

Peki, bu durum kadınlar için nasıl zaman, para ve en önemlisi de sağlıkları üzerinde muazzam kayıplara neden oluyor?

Caroline Criado Perez cinsiyet eşitsizliğinin şok edici sonuçlarını çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyor.

‘Görünmez Kadınlar’, dünyanın dört bir yanındaki yüzlerce araştırmaya dayanarak kadınların evde, işyerinde, sokakta, hastanede ve benzeri pek çok alanda nasıl ayrımcılığa uğradıklarını, ataerkinin hayal ürünü olmaktan öte, bütün topluma zarar veren somut ve devasa bir sorun olduğunu gösteriyor.

Kitapta yanıtı aranan kimi sorular şöyle:

  • Dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınlar neden sistematik bir biçimde yok sayılıyor?
  • Ev ve iş yaşamı fark etmeksizin kadınların emekleri neden görmezden geliniyor ve çabalarının karşılığı verilmiyor?
  • Kadınlara dair veri toplamak neden önemlidir?
  • Veri yanlılığı nedir?
  • Günlük yaşamımızın parçası olan çoğu şeyin bu yanlılıkla üretildiğini ve birçok endüstrinin de bunun bir parçası olduğunu biliyor musunuz?
  • İlaç üreticileri cinsler arasındaki bedensel farklılıklara ne kadar önem veriyor?
  • Kullandığımız akıllı telefonlar ve daha pek çok alet gerçekten kadınlara uygun olarak mı tasarlanıyor?
  • Bir araba kazasında kadınların ağır şekilde yaralanma olasılığı %47 oranında daha fazla olmasına rağmen, neden araçlar hâlâ erkek egemen düzene göre üretiliyor?

Künye: Caroline Criado Perez – Görünmez Kadınlar: çeviren: Mine Şengel, Epsilon Yayıncılık, kadın, 440 sayfa, 2021

Neal Barnard – Vegan Olma Rehberi (2020)

Birçok insan vegan seçeneklere ilgi göstermektedir.

Bu kişilerin bir kısmı kilo verme, sağlıklı olma ve atletik kapasitelerini artırma peşindedir.

Diğer bir grup insanı motive eden unsur ise hayvanlara karşı duyulan şefkat ve çevre konusundaki duyarlılıktır.

Öte yandan vegan olmak isteyenlerin aklında kimi sorular da var:

Bir öğünüm nasıl olmalı?

Eksiksiz bir şekilde beslenebilecek miyim?

Zaman darlığı yaşadığımda nasıl yemek pişirebilirim ve bunu sağlıklı gıda alışverişi için aşırı harcama yapmadan nasıl gerçekleştirebilirim?

Dışarıdayken yiyecek düzgün bir şeyler nasıl bulabilirim?

Besin takviyeleri kullanmam gerekir mi?

İşte bu ve bunun gibi soruların açık bir şekilde yanıtlandığı eldeki kitap, bitkisel beslenme yolculuğuna çıkmak isteyen, fakat nereden başlayacağını bilemeyenler için çok iyi bir rehber.

Neal Barnard, sağlıklı bir vegan beslenme tarzına hızla geçiş yapabilmek için gereksinim duyabileceğimiz her şeyi anlatıyor ve bununla da yetinmeyerek vegan olmanın gayet kolay olduğunu ve bunun sağlığımız üzerinde çok güçlü bir etkisinin olduğunu gözler önüne seriyor.

  • Künye: Neal Barnard – Vegan Olma Rehberi: Bitkisel Ürünlerle Beslenme İçin Bilmeniz Gereken Her Şey, çeviren: Erk Özkaya, Epsilon Yayıncılık, beslenme, 184 sayfa, 2020

Ben Goldacre – Sağlıklı Yaşam Yalanları (2010)

Doktor Ben Goldacre ‘Sağlıklı Yaşam Yalanları’nda, özellikle son zamanlarda arzı endam eden yaygın tıbbi safsataları masaya yatırıyor.

Goldacre, diyetisyen saçmalıklarını, sahte doktorlar ve beslenme uzmanlarını, medyanın güvenilmez sağlık haberlerini, detoks hakkındaki gerçekleri, felaket tellalı gazetecileri, çarpıtılmış istatistikleri, çıkarcı ilaç firmalarını, kısacası sağlıklı yaşam ile ilgili pek çok yalan ve dalavereleri okurlarına sunuyor.

Goldacre, 30 milyar pound değerindeki gıda sanayindeki yanıltmalar, 300 milyar pound gücündeki ilaç sanayinin kötülükleri ve insanları yanıltmak üzere hazırlanmış bilimsel haberler ve istatistikler konusunda uyarıyor.

  • Künye: Ben Goldacre – Sağlıklı Yaşam Yalanları, çeviren: Mesut Şenol, Epsilon Yayıncılık, sağlık, 381 sayfa

Yanis Varoufakis – Kızımla Ekonomi Sohbetleri: Kapitalizmin Kısa Tarihi (2019)

Bu kitap, meslekten ekonomist olmayan her okurun kütüphanesinde bulunmayı hak ediyor.

Yunanistan’da ekonomi bakanlığı yaparken tanıdığımız Yanis Varoufakis, kızıyla sohbet havasında kaleme aldığı bu kısa ama etkili kitabında, ekonomik konuları duru bir şekilde açıklıyor.

Akademik derinliğe dayanmakla birlikte son derece akıcı olan metin, gençler başta olmak üzere, daha çok teknik bir konuymuş gibi bize sunulan ekonomiyi ve ekonominin işleyişini daha iyi kavramak isteyen her okura hitap edecek türden.

Biliyoruz ki, uzmanlar çoğu zaman karmaşık fikirleri basit şekilde açıklamaktansa jargonun arkasına saklanmayı tercih eder.

Varoufakis ise bu yaklaşıma temelden karşı çıkıyor ve eğer ekonomiyi uzmanlara bırakırsak en önemli siyasi kararları da onlara bırakacağımız gerçeğini özellikle vurguluyor.

Kitapta yanıtı aranan kimi sorular şöyle:

  • Borç, para ve servetin kökeni nedir?
  • Toplumlar arası eşitsizlikler nasıl ortaya çıktı ve derinleşti?
  • Piyasaları olan toplumlar neden ve nasıl piyasa toplumlarına dönüştü?
  • Takas değerinin deneyimsel değere üstünlüğü hangi sonuçları doğurdu?
  • Yoktan para yaratılması nasıl mümkün olabilir?
  • Borç ile kâr neden birbirinden ayrılamaz?
  • Neden kamu borcu diğer borç tiplerinden farklıdır?
  • Emek ve para piyasalarını diğer piyasalardan ayıran nedir?
  • İnsan emeği üretim sürecinden bütünüyle çıkarılabilir mi?
  • Bankacılar neden krizleri tetikleyici şekilde davranırlar?
  • Enflasyon, deflasyon ve arbitraj nasıl işler?
  • Para politikalarını siyasetten ayırmak mümkün müdür?
  • Piyasa ekonomilerinin sorunları daha çok piyasa ile çözülebilir mi?
  • Ekonomi, mutluluk ve anlam arayışı üzerine bize neler söyleyebilir?

Künye: Yanis Varoufakis – Kızımla Ekonomi Sohbetleri: Kapitalizmin Kısa Tarihi, çeviren: Sinan Aslaner, Epsilon Yayıncılık, iktisat, 165 sayfa, 2019

Robin Norwood – Kadın Çok Severse (2009)

Robin Norwood imzalı ‘Kadın Çok Severse’, belirli ilişki bağımlılıklarına dair hikâyelerden ve bu bağımlılıkların nasıl iyileştirilebileceğiyle ilgili önerilerden oluşuyor.

Norwood, kendilerini sevecek birini arayan birçok kadının neden sonunda sağlıksız ve sevgisiz erkekler bulduklarını ve bu erkeklerin ihtiyaçlara cevap verememelerine rağmen, kadınların ilişkilerini bitirmekte neden zorlandıklarının yanıtını arıyor.

Çok sevmeyi bir sorun, hatta bağımlılık olarak tanımlayan Norwood, kadınların diğer bağımlılar gibi bundan kurtulmak için sorunun ciddiyetini kabul etmeleri gerektiğini savunuyor.

Yaşanmış öykülerden oluşan kitap, çok sevmenin kadınsal bir olgu olduğunu, erkeklerle ilişkilerinde kendilerine zarar veren kadınlara, sorunun kaynağına inmelerini tavsiye ediyor; hayatlarını değiştirmeleri için yapmaları gerekenleri sıralıyor.

  • Künye: Robin Norwood – Kadın Çok Severse, çeviren: Pınar Turanlı, Epsilon Yayıncılık, psikoloji, 344 sayfa

Treysi Kazmirci – Duygularını Yemek (2009)

Beslenmede psikolojinin etkisine odaklanan Treysi Kazmirci ‘Duygularını Yemek’te, okura, “Açlığınız fizyolojik mi, psikolojik mi?” sorusunu yöneltiyor.

Kazmirci çalışmasında, yeme davranışlarının değiştirilmesi için yapılması gerekenler, kilonun korunmasında nelere dikkat edilmesi gerektiği, hamile ve çocukluyken nasıl beslenileceği, depresyonu azaltmak için hangi yiyeceklerin tercih edilebileceği ve yemek bozukluğu olarak adlandırılan özel durumları gibi konuları ele alıyor.

Bağımlılık olarak yemek yeme sorununu inceleyen yazar, bunun nasıl üstesinden gelinebileceğine dair önerilerde bulunuyor.

Kitapta ayrıca, birçok ünlü ismin verdiği yemek tarifleri de yer alıyor.

  • Künye: Treysi Kazmirci – Duygularını Yemek, Epsilon Yayıncılık, psikoloji, 205 sayfa

Robert K. Wittman ve David Kinney – Şeytan’ın Günlüğü (2018)

Hitler, Goebbels, Himmler ve Göring…

Nazilerin bu ünlü liderleri hakkında yeteri derecede bilgi sahibi sayılırız.

Fakat Nazilerin iktidarının en büyük ideolojik mimarı olan Alfred Rosenberg hakkında neler biliyoruz?

Neredeyse hiçbir şey!

Robert Wittman ve David Kinney’nin bu önemli çalışması, Nazilerin olanca caniliğinin arka planındaki maneviyatı besleyen, şeytani zekâya sahip Rosenberg’in dünyasına daha yakından bakmamızı sağlıyor.

Yirmi birinci yüzyılda Robert Wittman ve arkadaşları tarafından keşfedilen ve bu kitapta karşımıza çıkan yeni belgeler, Nasyonal Sosyalist ideolog Rosenberg ile Naziler arasındaki kilit ilişkiyi bütün çıplaklığıyla ortaya döküyor.

Kitap, bu ilişkiyi adım adım aydınlatırken, Nazilerin ve onların akıl hocalarının yaptıkları kötülüklerin ne kadar inceden inceye hesaplanmış, ne kadar kötü niyetli ve uygarlık üzerinde ne denli yıkıcı etkiye sahip olduğunu gözler önüne seriyor.

Alfred Rosenberg ile ilgili farklı bir kaynak arayanlar, Irvin Yalom’un güzel çalışmalarından ‘Spinoza Problemi’ni de edinmeli.

  • Künye: Robert K. Wittman ve David Kinney – Şeytan’ın Günlüğü, çeviren: Mert Doğruer, Epsilon Yayıncılık, siyaset, 450 sayfa, 2018

 

Frank McCourt – Umuda Doğru (2009)

Frank McCourt’un ‘Angela’nın Külleri’, sinemaya da uyarlanmış ve yazarına dünya çapında ün getirmişti.

McCourt’un ‘Umuda Doğru’ isimli elimizdeki eseri ise ‘Angela’nın Külleri’nin devamı.

Burada, ilk romanda yoksul bir göçmen olarak karşımıza çıkan Frankie’nin öğretmen ve sevilen bir yazara dönüşmesinin hikâyesi anlatılıyor.

Zorlu bir yolculuktan sonra, on dokuz yaşında New York’a gelmeyi başaran Frankie, kısa bir süre sonra Almanya’ya savaşa gönderilir.

Savaştan döndükten sonra iyi bir hayat yaşamak için çırpınan Frankie, New York Üniversitesi’ne kabul edilecektir.

Kahramanımız, önce öğretmen ardından da yazar olacak, böylece hayallerini gerçekleştirecektir.

  • Künye: Frank McCourt – Umuda Doğru, çeviren: Neşe Olcaytu, Epsilon Yayıncılık, roman, 392 sayfa

Margit Walsø – Sevgili Voltaire (2014)

On sekizinci yüzyılın Paris’inde erkeklerin işgal ettiği matematik alanında varlık gösteren bir deha olan Emilie du Châtelet’nin hikâyesi.

Düşünür Voltaire’le büyük aşk yaşayan Châtelet, 1733 yılında, onunla ortak eserler yazacağı Cirey’ye taşınır.

Hikâyemize, 18. yüzyıl Avrupa tarihinin, özellikle de Aydınlanma Çağı’nın önemli bilim ve düşünce insanları da eşlik ediyor.

  • Künye: Margit Walsø – Sevgili Voltaire, çeviren: Banu Gürsaler Syvertsen, Epsilon Yayıncılık

David Sedaris – Ben Çok İyi Bir Gün Konuşacak (2014)

Kitabın başlığının aksine, dili eğip bükmede usta bir yazarın, David Sedaris’in ülkesi Amerika’yı mizahın, taşlamanın penceresinden yorumlayışı.

Alaycı espri anlayışı ve keskin toplumsal eleştirileriyle bilinen Sedaris bu kitaptaki metinlerinde, Amerika’daki kültürel klişeleri ve siyaseten doğruculuğu hedef tahtasına koyuyor.

  • Künye: David Sedaris – Ben Çok İyi Bir Gün Konuşacak, çeviren: Enis Köksaldı, Epsilon Yayınları