John Holloway – Umutsuz Zamanlarda Umut (2024)

Holloway’in ‘İktidar Olmadan Dünyayı Değiştirmek’le başlayıp ‘Kapitalizmde Çatlaklar Yaratmak’la devam ettirdiği üçlemesinin sonuncusu olan ‘Umutsuz Zamanlarda Umut’, “durdurun şu treni” diyerek bizi kışkırtıyor.

Tren kapitalizm, sürücüsü ise para.

Dünyayı yok oluşa götürüyor bu tren.

Biz de içindeyiz bu trenin, ama onun karşısında-ötesinde olma, o treni durdurma gücü bizde.

Peki kimiz biz, neyiz?

Kapitalist toplumsallığı zayıflatan, parayı kırılganlaştıran gücüz.

Sermayenin kontrol edememekten korktuğu ayaktakımıyız, onun kriziyiz.

Değerin yabancılaşmış biçimi olan “servet” değil, başka bir dünya yaratan “zenginliğiz”.

Holloway tam da bu zenginliğimize yerleşmiş bir umut fikrinden başlıyor.

Umudu, öylece durup iyi şeyler olmasını bekleyen, şöyle olsa ne güzel olur diyen hüsnükuruntulardan koparıp, şimdi ve burada ortak etkinliğe, itaatsizliğe, var olandan “taşma”ya açıyor.

Özdeşleştiren ve mevcutla sınırlayan örgütlenmelerin, mesela partinin, sendikanın vb. karşısına-ve-ötesine geçip taşan, özdeşlik-karşıtı, komünleştirici örgütlenmeleri, mesela meclisleri, komünleri ve işçi sovyetlerini böyle bir umut fikriyle ilişkilendiriyor.

Üstelik mevcut umutsuzluktan doğan umudun ikili yüzünü, yani bir yandan şimdide farklı bir ortak etkinliğe, yaşama açılan (Meydan İşgalleri, Arap Baharı ve Zapatistalar gibi) yüzünü, öte yandan “özdeşlikçi” fikre sıkı sıkıya tutunup gericileşen (yükselen sağcı hareketler, gittikçe otoriterleşen devletler gibi) yüzünü hiç unutmadan.

  • Künye: John Holloway – Umutsuz Zamanlarda Umut, çeviren: Münevver Çelik, Otonom Yayıncılık, siyaset, 352 sayfa, 2024

Kolektif – Açık Marksizm: Geleneklere Karşı (2017)

Karl Marx’ın kavramsallaştırdığı haliyle Marksizm, aradan geçen zaman içinde doğal olarak pek çok pratik ve uygulamayla sınanda ve güncellendi.

Bu kitapta bir araya gelen makaleler de, Marksizmi analitik bir perspektiften ziyade sınıf mücadelesinin açtığı yeni olanaklar üzerinden yeniden okumaya koyuluyor.

Kitap, değer teorisi, soyut ve somut emek, meta, meta fetişizmi, üretim ve yeniden üretim başta olmak üzere Marksizmin temel kavram ve kategorilerini, sınıf mücadelesinin tarihsel deneyiminin süzgecinden geçirmesiyle alana değerli bir katkı sunuyor.

Kitaba katılan yazarlar bununla da yetinmeyerek, yeni muhalefet imkânlarının Marksist tahayyülün içine nasıl dâhil edilebileceğini ve böylece kuramın nasıl geliştirilip gerçek anlamda ihtiyacı karşılayan bir yapıya kavuşturulabileceğini tartışıyor.

  • Künye: Kolektif – Açık Marksizm: Geleneklere Karşı, derleyen: John Holloway, Werner Bonefeld, Kosmas Psychopedis ve Richard Gunn, çeviren: Şükrü Alpagut, Otonom Yayıncılık, siyaset, 368 sayfa

John Holloway – Öfke Günleri: Paranın Hükümranlığına Karşı Öfke (2017)

John Holloway’in Leeds Üniversitesi’nde verdiği derslerden oluşan ‘Öfke Günleri’, hayatın asıl yükünü çeken sınıfların öfkesine ve bu öfkenin dünyanın kaynaklarını tüketen egemenlere, paranın hükümranlığına, sermayenin iktidarına, yani başka bir deyişle asıl düşmanlara nasıl yöneltilebileceğini tartışıyor.

Dünya çapında özellikle son yıllarda doruğa ulaşan söz konusu öfkenin nasıl gerçek bir demokrasiye yol açabileceğini irdeleyen Holloway, sömürü üzerine kurulu bu dünyada zenginleri daha da zengin hale getirmemenin tamamıyla bu öfkeyi doğru yola yönlendirmekle mümkün olduğunu belirtiyor.

  • Künye: John Holloway – Öfke Günleri: Paranın Hükümranlığına Karşı Öfke, çeviren: Utku Özmakas, İletişim Yayınları, siyaset, 86 sayfa

John Holloway, Fernando Matamoros ve Sergio Tischler – Olumsuzluk ve Devrim (2013)

  • OLUMSUZLUK VE DEVRİM, John Holloway, Fernando Matamoros ve Sergio Tischler, çeviren: Kutlu Tunca, Otonom Yayıncılık, siyaset, 261 sayfa

OLUMSUZLUK

‘Olumsuzluk ve Devrim’, ünlü düşünür Theodor W. Adorno hakkında yazılan bir kitap olmaktan ziyade, Adorno’yu yeniden okumayı ve özellikle onun negatif diyalektik fikrini geliştirmeyi anti-kapitalist düşüncenin gelişimi için önemseyen üç yazarın çabasının neticesinde ortaya çıktı. Birçok ismin katkıda bulunduğu, Adorno düşüncesi özelinde Eleştirel Kuram’ı yeni bir bakışla irdelemesiyle de önemli olan kitapta, Adorno ve politik eylemcilik, Adorno’nun praksizm eleştirisi, negatif diyalektik kavramının gelişimindeki katkıları, Adorno’da cinsellik politikası ve Adorno düşüncesinde sanatlar gibi ilgi çekici konular tartışılıyor.

Kolektif – Emek Tartışması (2011)

  • EMEK TARTIŞMASI, kolektif, Otonom Yayıncılık, iktisat, 343 sayfa

 

Birçok yazarın katkıda bulunduğu ‘Emek Tartışması’, kapitalist işin teorisini ve gerçekliğini çok yönlü bir bakışla analiz ediyor. Konunun, geleneksel Marksist perspektiften olduğu kadar, post-modern Marksizmin bakış açısıyla da yorumlandığı kitapta, “soyut-somut emek”, “işçi sınıfı”, “devrimci özne”, “devrimci bilinç”, “sömürü”, “işçi sınıfı örgütleri” gibi temel kavramlar enine boyuna tartışılıyor. Kitap bunun yanı sıra, kapitalist iş ile kapitalist işe dayalı toplumsallığın girift yapısını, bunun ortaya çıkardığı gerçek tahakkümü ve bu bağlam içerisinde kapitalizme karşı mücadelelerin nasıl örgütlenebileceğini de irdeliyor. Kitaba yazılarıyla katılan isimler de şöyle: Ana C. Dinerstein, Michael Neary, John Holloway, Simon Clarke, Werner Bonefeld, Graham Taylor, Massimo De Angelis, Harry Cleaver ve Glenn Rikowski.

John Holloway – Kapitalizmde Çatlaklar Yaratmak (2011)

  • KAPİTALİZMDE ÇATLAKLAR YARATMAK, John Holloway, çeviren: Barış Özçorlu, Bülent Doğan, Eylem Canaslan ve Sinem Özer, Otonom Yayıncılık, siyaset, 342 sayfa

John Holloway ‘Kapitalizmde Çatlaklar Yaratmak’ta, kapitalist sistemle mücadele etme konusunda önerilerde bulunuyor. Sermayenin krizini, sınıf mücadelesi ile ilişkilendiren Holloway, bu kilit noktada emek cephesinin özgürleşme pratiğine verebileceği yanıtları araştırıyor. Emeğin isyanlarının, sermayeyi krize sokma ihtimalini ele alan yazara göre, eyleyişin emek biçiminde soyutlanması, kapitalizmin örülmesi anlamına geliyor. Bir isyan rehberi olmayı amaçlayan ve tutkulu bir üslupla yazılan kitap, emeğin örgütlenerek, kapitalist yapıda büyük bir parçalanma yaratacağını ve bu parçalanan yerden yeni bir dünyanın filizleneceğini savunuyor.