Henry Christmast – İstanbul ve Ege Yollarında (2012)

  • İSTANBUL VE EGE YOLLARINDA, Henry Christmast, çeviren: Mustafa Özbaş, Kitap Yayınevi, gezi, 150 sayfa

 

Ünlü bir nümizmat da olan Henry Christmast, 1851’de yayımlanan ‘İstanbul ve Ege Yolları’nda da, Mayorka’dan Hierapolis’e uzun soluklu bir yolculuğa çıkıyor. Yunanistan ve İonya, İstanbul, İzmir civarı, Magnesia, Trallis, Pergamon, Menemen, Bergama, Soma, Kırkağaç, Sardeis, Marmara, Philadelpheia ve Laodikeia, bu yolculukta karşımıza çıkan diğer duraklar. On üç bölümden oluşan seyahatnamesinde, gezip gördüğü kiliseler üzerinden teolojik tartışmalara da giren Christmast, döneme dair önemli bir kaynak olan seyahatnamesinde Türkiye’de hoşgörü, evlerin mimari yapısı ve dervişlik kültürüne dair gözlemlerde de bulunuyor.

Rüştü Çelik – Kandiye Olayları (2012)

  • KANDİYE OLAYLARI, Rüştü Çelik, Kitap Yayınevi, tarih, 91 sayfa

 

Rüştü Çelik ‘Kandiye Olayları’nda, 6-7 Eylül 1898’de yaşanan Girit Kandiye merkezli olayları ele alıyor. Müslüman ahalinin, Girit adasında maruz kaldığı baskı ve saldırılar sonucunda meydana gelen Kandiye olayları, Osmanlı asker ve memurlarının Girit’ten çıkartılmasıyla sonuçlanmış ve 1913 yılında imzalanan Londra Antlaşması ile Osmanlı devleti, Girit üzerindeki haklarından vazgeçtiğini bildirmişti. Kandiye olayları öncesi adadaki durumu değerlendirerek kitabına başlayan Çelik, devamında da, Kandiye olaylarının yaşanmasını, adanın Osmanlı devletinden fiilen kopuşunu ve bunun sonucunda artan Müslüman göçlerini ele alıyor.

Amy Singer – İyilik Yap Deniz At (2012)

 

  • İYİLİK YAP DENİZE AT, Amy Singer, çeviren: Ali Özdamar, Kitap Yayınevi, tarih, 328 sayfa

Amy Singer ‘İyilik Yap Denize At’da, İslam toplumunda hayırseverliği meydana getiren unsurları araştırıyor; İslam kültürünün bu konuda zaman ve mekân içinde sergilediği çeşitliliğe dair ilgi çekici ayrıntılar sunuyor. Bir dini vergi olan zekâtın İslamdaki yerini irdeleyerek çalışmasına başlayan Singer, devamında, yüzyıllar boyunca bütün Müslüman dünyada hayır işinin en belirgin ve tanınmış şekli olan vakıfları ele alıyor. Müslüman toplumlarda bağış alanlar ile bağış verenler, yoksullar ile muhtaçlar ve devlet ile sivil toplum örgütleri veya özel kuruluşların hayırseverlik faaliyetleri, kitaptaki diğer detaylar.

Marianna Yerasimos – Evliya Çelebi Seyahatnâmesi’nde Yemek Kültürü (2012)

 

  • EVLİYA ÇELEBİ SEYAHATNÂMESİ’NDE YEMEK KÜLTÜRÜ, Marianna Yerasimos, Kitap Yayınevi, inceleme, 555 sayfa

Daha önce yayımlanan ‘500 Yıllık Osmanlı Mutfağı’ adlı çalışmasıyla hatırlanacak Marianna Yerasimos, yine ilginç bir konuyla okurun karşısına çıkıyor. Yazar bu kitabında, Evliya Çelebi seyahatnâmesinin yemek kültürü konusunda barındırdığı malzemelerin izini sürmüş. Yerasimos’un da ortaya koyduğu gibi, seyahatnâme, 17. yüzyıl Osmanlı dünyasının ve komşularının beslenme kültürü konusunda benzersiz bilgiler içeriyor. Yerasimos’un kitabı, seyahatnâmede yer alan söz konusu malzemeyi sistemli hale getirmekle yetinmiyor; aynı zamanda eldeki farklı kaynaklardan da yararlanarak Osmanlı yemek kültürünü detaylıca irdeliyor.

M. Hakan Yavuz – Erbakan’dan Erdoğan’a Laiklik, Demokrasi, Kürt Sorunu ve İslam (2011)

  • ERBAKAN’DAN ERDOĞAN’A LAİKLİK, DEMOKRASİ, KÜRT SORUNU VE İSLAM, M. Hakan Yavuz, çeviren: Leman Adalı, Kitap Yayınevi, siyaset, 352 sayfa

 

Türkiye’de İslam ve modernleşme konusunda yaptığı çalışmalarla bilinen M. Hakan Yavuz elimizdeki çalışmasında, genel olarak, dini nitelikli siyasal hareketlerin demokratikleşmenin ve liberalleşmenin öncüsü olup olamayacağı konusunu tartışıyor. Radikal grupların rekabetçi ve kurallara dayanan katılımcı bir siyasal düzen içerisinde bulunduklarında etkinlik ve ideolojilerini ılımlılaştırdıklarını savunan Yavuz, bu bağlamda, günümüzde Türkiye’de İslamcı hareketlerin görünümündeki dönüşümlerin nasıl ve neden gerçekleştiğini masaya yatırıyor. Yavuz bunu yaparken, dini aktörlerin, kamusal alandaki siyasal davranışlarını da açıklamaya girişiyor.

Ahmet Yaşar Ocak – Yeniçağlar Anadolu’sunda İslam’ın Ayak İzleri (2011)

  • YENİÇAĞLAR ANADOLU’SUNDA İSLAM’IN AYAK İZLERİ, Ahmet Yaşar Ocak, Kitap Yayınevi, tarih, 314 sayfa

Ahmet Yaşar Ocak, daha önce yayınlanan ‘Ortaçağlar Anadolu’sunda İslam’ın Ayak İzleri’nde, Selçukluların dini nasıl yaşadıklarını, onu siyasete, toplumsal hayata, kültüre nasıl yansıttıklarını irdelemişti. Ocak, bu çalışmanın ikinci cildi olan elimizdeki kitabında da, buna benzer kapsamlı bir incelemeyi Osmanlı dönemi için yapıyor. Ahilik ve Şeyh Edebali, Alevilik ve Nizari İsmaililiği, fetih ve Osmanlı merkeziyetçiliği, Şeyh Muhyiddin-i Karamani, 16. yüzyılda Osmanlı Anadolu’sunda mesiyanik hareketler, Osmanlı’da din, Osmanlı-Safevi münasebetleri ve 2. Abdülhamid dönemi İslamcılığının tarihi arka planı, burada karşımıza çıkan bazı konular.

Mahmut Akyürekli – Dersim Kürt Tedibi (2011)

  • DERSİM KÜRT TEDİBİ, Mahmut Akyürekli, Kitap Yayınevi, tarih, 223 sayfa

Mahmut Akyürekli ‘Dersim Kürt Tedibi’nde, 1937-1938 yıllarında Dersim’de yaşanan olayları kapsamlı bir gözle değerlendiriyor. Akyürekli’nin çalışmasını nitelikli kılan yönlerden biri, Dersim’de yaşanan olayları anlatırken, tarafgirlikten uzak bir anlayışı benimsemesi. Bu durum, kendini kitabın adından da belli ediyor. Zira Akyürekli, yaşananları, “Dersim olayları” veya halk arasındaki söylemiyle “Dersim Tertelesi” ifadeleri ile tanımlamış. Kitap, 1937-1938 öncesi Dersim’in coğrafi konumu, idari, etnik, sosyal ve ekonomik yapısını ele alarak başlıyor. Çalışmanın devamında da, söz konusu tarihte yaşanan olayların tarihsel arka planı, Dersim olaylarının iç ve dış dinamikleri, şark raporlarında ve Meclis tutanaklarında Dersim’in nasıl yer aldığı ve Dersim olaylarının nasıl sonuçlar doğurduğu gibi konular ele alınıyor.

Herbert Wrigley Wilson – Zırh Devrinde Deniz Muharebeleri (2007)

  • ZIRH DEVRİNDE DENİZ MUHAREBELERİ, Herbert Wrigley Wilson, çeviren: Lütfü Çekiç, Kitap Yayınevi, tarih, 468 sayfa

‘Zırh Devrinde Deniz Muharebeleri’nin ilk baskısı 1937 yılında, Genelkurmay Başkanlığı IX. Şube’si tarafından yapılmıştı. Yayınevinin ‘Sahaftan Seçmeler’ dizisinden çıkan kitap, çalışmanın birinci cildi olup, deniz muharebelerinin 1850-1914 yılları arasındaki zaman dilimine odaklanıyor. Çalışmanın önemi, daha önce ahşaptan yapılan gemilerin kullanıldığı deniz savaşlarında, zırh sisteminin geliştirilmesiyle gelinen yeni aşamayı inceliyor olması. Yüzyıllardır deniz savaşlarının tek aracı olan ahşap gövdeli, yelkenli, toplarını bordasında taşıyan kalyon, sadece 30 yıl içinde yerini, önce demir, sonra çelikten inşa edilen, buharla hareket eden, toplarını döner taretlerde taşıyan zırhlılara bıraktı. Wilson’ın çalışması, bu yeni zırhlı gemilerin 70 yıl içinde, deniz savaşları tarihini nasıl değiştirdiklerini ayrıntılı olarak anlatıyor.

Marianna D. Birnbaum – Gracia Mendes: Bir Sefaradın Uzun Yolculuğu (2007)

 

Gracia Mendes, Yahudi kökenli bir Portekizli’ydi ve İspanyol engizisyonu başlamadan önce İstanbul’a göç edip, burada ticaretle iştigal etmiş bir kadın.

Mendes İstanbul’a göç etmeden önce de, 16. yüzyılın Avrupa’sında ticaret hayatının önemli mevkilerine geçmeyi başarmıştı.

Akrabalarıyla beraber göç ettikten sonra, Pera’daki gösterişli evinde imtiyazlı bir hayat sürmüştü.

Mendes’in Osmanlı İmparatorluğu’na ulaşmasını sağlayan da Kanuni Sultan Süleyman’ın hekimi Moşe Hamon olmuştu.

Birnbaum’un çalışması, 1568 yılında İstanbul’da ölen Mendes’in hayat hikâyesi dışında, o dönemin Osmanlı İmparatorluğu’na dair iyi bir kaynak niteliğinde.

  • Künye: Marianna D. Birnbaum – Gracia Mendes: Bir Sefaradın Uzun Yolculuğu, çeviren: Mercan Uluengin, Kitap Yayınevi, biyografi, 176 sayfa

Friedrich Seidel – Sultanın Zindanında (2010)

  • SULTANIN ZİNDANINDA, Friedrich Seidel, çeviren: Türkis Noyan, Kitap Yayınevi, anı, 129 sayfa

Friedrich Seidel ‘Sultanın Zindanında’, 1591’de Osmanlı İmparatorluğu’na elçi olarak gönderilen M. Salomon Haussdorff ile maiyetindekilerin karşılaştıkları olayları anlatıyor. Kutsal-Roma Germen İmparatoru II. Rudolf’un gönderdiği elçi Friedrich von Kreckwitz’in maiyetinde, eczacı olarak yer alan Seidel’in Osmanlı’ya dair izlenimleri, pek olumlu değil. Ziyaretin, kuşkusuz en kötü yanlarından biri, III. Murad’ın, Avusturya Osmanlı’ya savaş açınca, heyet üyelerini zindana attırması. Yazar burada, 500-600 kadar tutuklunun hapsedildiğini ve heyetteki kişilerin de altı ay boyunca ikişerli halde burada birbirine zincirlendiğini belirtiyor.