Çiğdem Kafescioğlu – Konstantinopolis (2025)

Çiğdem Kafescioğlu bu çalışmasında, kentin Bizans’tan Osmanlı’ya uzanan dönüşümünü kültürel etkileşimler bağlamında inceliyor. ‘Konstantinopolis: İstanbul İmparatorluk Başkentinde Mekânın ve İmgenin Yeniden İnşası’ (‘Constantinopolis/Istanbul: Cultural Encounter’), İstanbul’un yalnızca bir başkent değil, farklı uygarlıkların, inançların ve sanat geleneklerinin kesişim noktası olduğunu gösteriyor. Kafescioğlu, Bizans mirasının Osmanlı döneminde tamamen yok edilmediğini, aksine yeni iktidar yapısı içinde yeniden yorumlanarak yaşatıldığını vurguluyor.

Eserde, Bizans mimarisi ile Osmanlı üslubunun iç içe geçtiği yapılar, şehir planındaki değişiklikler ve kamusal alanların yeniden işlevlendirilmesi ayrıntılı biçimde ele alınıyor. Kafescioğlu, Ayasofya’dan Topkapı Sarayı’na, surlardan camilere uzanan mimari dönüşümleri, hem siyasi güç gösterisi hem de kültürel sürekliliğin ifadesi olarak yorumluyor. Kentin çok dinli ve çok etnik yapısının, ticaret ağlarının ve diplomatik ilişkilerin şehir dokusuna nasıl yansıdığını da inceliyor.

Yazar, Osmanlı İstanbul’unun yalnızca geçmişi devralan değil, aynı zamanda onu dönüştüren yaratıcı bir merkez olduğunu savunuyor. Bu süreçte görsel kültür, el sanatları, yazılı kaynaklar ve seyyah anlatıları üzerinden, kentin kimliğinin sürekli yeniden üretildiğini gösteriyor. Kitap, İstanbul’u tarihin belirli bir dönemine sıkıştırmadan, onu bir kültürel karşılaşmalar ve müzakereler alanı olarak ele alıyor. Böylece okuyucu, kentin çok katmanlı geçmişini, estetik ve politik bağlamıyla birlikte kavrıyor.

  • Künye: Çiğdem Kafescioğlu – Konstantinopolis: İstanbul İmparatorluk Başkentinde Mekânın ve İmgenin Yeniden İnşası, çeviren: Ayşen Gür, Koç Üniversitesi Yayınları, mimari, 336 sayfa, 2025

Philip Mansel – Konstantinopolis (2023)

Osmanlı başkenti İstanbul’u hakkında geniş ve birincil kaynaklarla zenginleşen kapsamlı bir inceleme.

Philip Mansel bu kadim şehrin ihtişamını da görkemli çöküşünü de çok iyi yansıtıyor.

İmparatorluklar başkenti, kutsal şehir, Çeşm-i Cihan, Dersaadet…

Her yakıştırmanın hakkını verebilen bu şehrin en özel hikâyesini Mansel’den dinliyoruz.

Kitap İstanbul’un Ceneviz, Venedik, Rum, Ermeni, Arap, Yahudi ve Türk gibi farklı halklardan tanınmış ailelerinin izini sürmesiyle de çok ilginç ve benzersiz.

Böylece yazar, şehrin gerçekten küresel doğasını ve Osmanlıların zengin kültürel mirasını ortaya koyuyor.

Büyüleyici bir imparatorluk şehrine ve sakinlerine dair mükemmel bir çalışma olarak okunabilecek kitap, konuya merak duyan her okurun yanı sıra Osmanlı tarihini araştıran akademisyenlerin de büyük beğenisini kazanacak türden.

  • Künye: Philip Mansel – Konstantinopolis: Dünyanın Arzuladığı Şehir 1453-1924, çeviren: Şerif Erol, Alfa Yayınları, tarih, 632 sayfa, 2023

Jonathan Harris – Konstantinopolis (2020)

Bizans dönemi İstanbul’u üzerine çok iyi bir çalışma.

Ağırlıklı olarak Bizans tarihi üzerine yaptığı çalışmalarla bildiğimiz Jonathan Harris, var olduğu dönemde Avrupa’nın en büyük şehri olan Konstantinopolis’i çok yönlü bir şekilde izliyor.

Bizans döneminde İstanbul’un ilahî bir şekilde atanmış kutsal bir imparator tarafından kurulduğu; Roma ile Kudüs kadar kutsal olduğu sorgusuz kabul ediliyordu.

Bizans imparatorları da şehrin etrafında oluşmuş olan bu manevî atmosferi artırmak için ellerinden geleni yaptılar.

Konstantinopolis’in ve imparatorluğun bin yıldan fazla bir süre ayakta kalmasında bu efsanenin yeri önemlidir.

İşte Harris de, İstanbul’u bu yönüyle işleyen ilk tarih çalışmasına imza atmış.

Kitap, dönemin Konstantinopolis’ini, manevi unsurlar ile siyasi unsurlar, efsane ile gerçek arasında vücut bulan bu etkileyici ilişkiyi merkeze alarak inceliyor.

  • Künye: Jonathan Harris – Konstantinopolis: Bizans’ın Başkenti, çeviren: Tevabil Alkaç, Alfa Yayınları, tarih, 424 sayfa, 2020

Paul Magdalino – Ortaçağda İstanbul (2017)

Paul Magdalino, dünyanın önde gelen Bizans tarihçilerinden.

Magdalino’nun bu çalışması da, 6. ve 13. yüzyıllarda İstanbul’un geçirdiği dönüşümleri kayda alan çok önemli bir kitap.

Magdalino, Konstantinopolis’in nasıl olup da Hıristiyan Avrupa’sının en büyük kentine dönüştüğünü irdelerken, şehrin 6. yüzyıldan başlayarak nasıl sağlam bir altyapıya kavuşturulduğunu ve kentsel hayatın temel yapılarının nasıl güçlendirildiğini adım adım izliyor.

Kitapta ele alınan kimi konular şöyle:

  • Erken dönem Hıristiyan megapolünün hayatta kalışı,
  • Şehrin istikrar öğeleri,
  • İulianus ve Sophia limanı,
  • Fırınlar,
  • Canlı hayvan ve et pazarları,
  • Hıristiyan binaları,
  • Hayır kurumları,
  • Dini kurumlar ve kamusal kent tesisleri,
  • Halk hamamları,
  • Noterlik büroları,
  • Orta eğitim kurumları,
  • Büyük Saray,
  • Ortaçağdan itibaren şehrin genişlemesi ve buradaki yeni biçimlenme,
  • İtalyan yerleşimlerinin başlangıcı,
  • Haliç ve İtalyan semtleri,
  • Akropol…

Yazılı kaynaklardan olduğu kadar arkeolojik bulgulardan da yararlanan çalışmanın, Konstantinopolis’in tarihi yarımadası ve çevresinde yaşanmış kentsel tecrübeleri derinlemesine izlemesiyle alan için çok önemli bir kaynak olduğunu söylemeliyiz.

  • Künye: Paul Magdalino – Ortaçağda İstanbul: Altıncı ve On Üçüncü Yüzyıllar Arasında Konstantinopolis’in Kentsel Gelişimi, çeviren: Barış Cezar, Koç Üniversitesi Yayınları, tarih, 173 sayfa, 2017