Nick Srnicek, Helen Hester – İşten Sonra (2025)

Nick Srnicek lle Helen Hester’in ‘İşten Sonra: Evin Tarihi ve Özgür Zaman Mücadelesi’ (‘After Work: The Fight for Free Time’) adlı bu eseri, günümüz kapitalist toplumlarında işin merkezi rolünü ve bunun bireylerin yaşamları üzerindeki olumsuz etkilerini eleştirel bir bakış açısıyla inceliyor. Kitap, teknolojinin hızla geliştiği bir çağda, neden hâlâ bu kadar çok çalışmak zorunda olduğumuz sorusunu sorarak, tam otomasyonun potansiyelini ve “iş sonrası” bir toplumun nasıl mümkün olabileceğini tartışıyor. Yazarlar, neoliberal politikaların dayattığı güvencesiz çalışma koşulları, artan iş yükü ve azalan boş zamanın bireyler üzerindeki psikolojik ve sosyal maliyetlerini vurgulayarak, “tam zamanlı çalışma” idealinin sürdürülebilir olmadığını savunuyorlar.

Srnicek ve Hester, “iş sonrası” bir topluma geçişin sadece teknolojik bir zorunluluk değil, aynı zamanda arzu edilir bir hedef olduğunu ileri sürüyorlar. Kitap, evrensel temel gelir, çalışma haftasının kısaltılması, kamusal hizmetlerin genişletilmesi ve boş zamanı değerlendirmeye yönelik yeni sosyal altyapıların oluşturulması gibi bir dizi radikal politika önerisi sunuyor. Yazarlar, bu tür politikaların, bireylerin daha anlamlı ve tatmin edici yaşamlar sürmelerine, yaratıcılıklarını geliştirmelerine ve demokratik katılımı artırmalarına olanak tanıyacağını savunuyorlar. “İş sonrası” bir toplum, sadece zorunlu çalışmanın azalması anlamına gelmemekte, aynı zamanda boş zamanın yeniden tanımlanması ve yeni sosyal ilişkilerin geliştirilmesi için bir fırsat sunuyor.

‘İşten Sonra’, günümüz çalışma kültürüne yönelik kapsamlı bir eleştiri sunuyor, daha özgür, eşitlikçi ve sürdürülebilir bir geleceğe yönelik umut dolu bir vizyon da çiziyor. Kitap, işin yaşamlarımız üzerindeki tahakkümünü sorgulamaya ve “iş sonrası” bir dünyanın nasıl inşa edilebileceğine dair somut öneriler sunarak, okuyucuyu bu önemli tartışmaya katılmaya davet ediyor. Srnicek ve Hester’in çalışması, siyaset, ekonomi, sosyoloji ve teknoloji alanlarına ilgi duyan herkes için düşündürücü ve ilham verici bir okuma sunuyor.

  • Künye: Nick Srnicek, Helen Hester – İşten Sonra: Evin Tarihi ve Özgür Zaman Mücadelesi, çeviren: Melis İnan, Otonom Yayıncılık, siyaset, 264 sayfa, 2025

Rebecca Tamás – Ucubeler (2021)

‘Ucubeler’, dünyayla ilişkimizde çoğunlukla görmezden geldiğimiz yaban yakınlıklar üzerine derinlemesine bir tefekkür.

Rebecca Tamás, insan ile insan olmayan arasındaki geçirgen, bulanık, hassas, gözenekli sınırları irdeliyor.

insanmerkezci bakışı reddeden ‘Ucubeler’, insan ve insan olmayan üzerine düşünürken, aynı zamanda birbirine bağlı pek çok duygu ve düşünceyi çözüp çözüp tekrar örüyor.

Ucube ama ne olduğu da belli.

Yazar, bugün burada ve hatta ölmekte olan bir dünyayla ilişkilerimizin yaban yakınlıklarını incelemiş.

Tamás bunu da, çevreci olduğu kadar tarihsel, tarihsel olduğu kadar da politik bir bakışla yapıyor.

Yazar, karşımıza düşünen kayalardan gizemli panayırlara, iklim kederinden dönüştürücü hamamböceklerine kadar pek çok ilgi çekici konuyu irdelerken bizi yeni bir ekolojik vizyon tahayyülü üzerine düşünmeye de davet ediyor.

  • Künye: Rebecca Tamás – Ucubeler: İnsan ve İnsan Olmayan Üzerine Denemeler, çeviren: Bilge Tanrısever, Ece Durmuş ve Melis İnan, Otonom Yayıncılık, felsefe, 96 sayfa, 2021

Kolektif – Zor Etkileşimleri Yönetmek (2009)

‘Zor Etkileşimleri Yönetmek’, kendini çapraşık bir değiş tokuş ya da konuşmanın içinde bulanların, sıkıntıdan kaçmak yerine, bunu yaratıcı bir sürece nasıl dönüştürülebileceğine odaklanıyor.

Bilindiği gibi bu sorun, insanların hayal kırıklığı, sıkıntı ve kızgınlık gibi duygularla karşı karşıya gelmelerine neden oluyor.

Kişiler arasındaki söz konusu olumsuz iletişimi tersine döndürmeyi, bunu ilişkiyi güçlendirecek bir fırsata dönüştürmeyi amaçlayan çalışma, zor etkileşimlerin neye yol açtıklarını anlatıyor; bunların nasıl yönetilebileceği konusunda önerilerde bulunuyor.

  • Künye: Kolektif – Zor Etkileşimleri Yönetmek, çeviren: Melis İnan, Optimist Kitap, iş dünyası, 101 sayfa