Kemal Tahir – Üstadın Ölümü (2007)

  • ÜSTADIN ÖLÜMÜ, Kemal Tahir, İthaki Yayınları, öykü, 190 sayfa

Kemal Tahir, Türkiye edebiyatının en çok yazmış isimlerinden biri. Yazarın, birbirinden çok farklı birçok dergide yayımlanmış öyküleri bulunuyor. ‘Üstadın Ölümü’ndeki öyküler de, kendisinin farklı dergilerde yayımlanmış otuz kısa öyküsünü bir araya getiriyor. Bir araya getirilen bu öyküler iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümde, Tahir’in 21 Ekim 1936-5 Temmuz 1938 tarihleri arasında yayımlanan öyküleri yer alıyor. İkinci bölümdeyse, yazarın Karikatür Dergisi’nde, 13 Şubat 1937-3 Şubat 1938 tarihleri arasında yayımlanmış öyküleri yer alıyor. Yazarın TİPİ ve TA-KA takma isimleriyle kaleme aldığı bu öykülerinin, mizahi yönlerinin baskın, melodramik bir yapıda olduğunu belirtelim.

Kolektif – Özgürlük (2010)

‘Özgürlük’ adlı bu eser, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni kutlayan kısa öykülerden oluşuyor.

Birleşmiş Milletler’in, tüm insanların doğuştan onura ve eşit haklara sahip olduğunu belirten söz konusu bildirgeyi kabul etmesinin üstünden altmış yılı aşkın bir süre geçti.

Joyce Carol Oates, Ariel Dorfman, Ali Smith, Paulo Coelho, Juan Goytisolo, Nadine Gordimer ve Henning Mankel gibi yazarların burada yer alan öyküleri, beyannamenin ruhunda yer aldığı gibi, okurlarını empati kurmaya, kendilerini bir anlığına dahi olsa başkalarının yerine koymaya, hoşgörülerini geliştirmeye, sevgi duymaya; en çok da özgürlük üstüne düşünmeye davet ediyor.

  • Künye: Kolektif – Özgürlük, çeviren: Dost Körpe, Doğan Kitap, öykü, 473 sayfa

David Constantine – Başka Bir Ülkede (2007)

  • BAŞKA BİR ÜLKEDE, David Constantine, çeviren: İnci Ötügen, Metis Yayınları, öykü, 212 sayfa

David Constantine’in ‘Başka Bir Ülkede’si, yayımlandığı 2005 yılında, Independent ve Guardian gazeteleri tarafından yılın en iyi kitapları arasında gösterilmişti. İngiltere’de daha çok şiirleri ve Goethe, Hölderlin gibi klasik Alman şairlerinden yaptığı çevirilerle tanınan Constantine’in, roman, kuram gibi farklı alanlarda, hem de ödül kazanmış eserleri bulunuyor. Yazarın ilk öykü kitabı olan ‘Başka Bir Ülkede’, on dört öyküden oluşuyor. Bazı öyküler, biraz da Constantine’in şairliğinden kaynaklı olarak şiirsel özellikler gösteriyor. Bunun yanında, anlatıcıların çoğunlukla öykü kişilerinden olması, kitabı gerçekçi kılan başlıca unsurlardan. Önerilir.

Juan Ramón Jiménez – Platero ile Ben (2007)

  • PLATERO İLE BEN, Juan Ramón Jiménez, çeviren: Akşit Göktürk ve Ayşe Nihal Akbulut, Yapı Kredi Yayınları, öykü, 189 sayfa

Çağdaş İspanyol şiirinin kurucularından, 1956 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Juan Ramón Jiménez’in bu kitabı, 2002 yılında K Kitaplığı’ndan çıkmıştı. Uzun zamandır baskısı tükenen kitabın yeni edisyonu, eserin tam metninin çevirisinden oluşuyor. Akşit Göktürk’ün büyük bir bölümünü çevirdiği fakat tamamlanamayan ‘Platero ile Ben’, Göktürk’ün öğrencisi Ayşe Nihal Akbulut tarafından tamamlandı. Bu, ‘Platero ile Ben’ için sevinç verici bir gelişme. Çünkü kitap, dile getirdiği insanca duyarlıkla büyük ilgi uyandıran klasikleşmiş bir eser. Kitap, “güzellik” uğruna yollara düşmüş üzgün bir ozanla, onun şen eşeğinin öyküsünü anlatıyor.

Orhan Duru – Kazı (2006)

  • KAZI, Orhan Duru, Dünya Kitapları, öykü, 104 sayfa

Türkiye edebiyat tarihinde önemli bir isim olan Orhan Duru’nun ‘Kazı’ isimli bu öykü kitabında, yazarın on üç öyküsü bulunuyor. Kitabı iki bölüme ayırabiliriz. Duru, kitaba adını veren ve aynı zamanda en oylumlu öyküsü olan ‘Kazı’da, melankolik bir ruh haliyle kendi geçmişinin izini sürüyor. Yazar, geniş aralıklı zamansal yolculuklarla, çocukluğuna ve yetişkinliğine geçişler yapıyor. Yazarın bu iki dönem arasında kurmaya çalıştığı bağ, öykünün isminin de çok iyi ifade ettiği, kahramanın kendini sorguladığı, anlamaya çalıştığı bir “kazı” çalışmasına dönüşecektir. Duru, kitabının geriye kalan on iki öyküsünde de, gündelik hayatın arka planında kalmış ayrıntılara odaklanarak, ağırlıklı olarak modern hayatı sorguluyor.

Anton Çehov – Köpeğiyle Dolaşan Kadın (2006)

  • KÖPEĞİYLE DOLAŞAN KADIN, Anton Çehov, çeviren: Ergin Altay, İş Kültür Yayınları, öykü, 682 sayfa

Edebiyat ders kitaplarında, Anton Çehov’un durum öykücüsü olduğu söylenirdi. Çehov’un “durum öyküleriyle” neyin kastedildiğini, kendisini okuduktan sonra öğrendik. Yazar, basit insanların basit hayatını, basit bir dille verirken, okuyucuyu şaşırtacak ayrıntıları bulup ortaya çıkarmakta ustadır. Çehov, hayatın yalınlığı ve karmaşası içindeki insanlık durumlarını büyük bir duyarlıkla işlediği öykü ve oyunlarıyla en önemli 19. yüzyıl yazarlarından biri. Çehov’un ‘Köpeğiyle Dolaşan Kadın’ isimli bu kitabı ise, yazarın otuz öyküsünü bir araya getiriyor. Öykülerin çevirisi ise, ilk çevirisi Yusuf Ziya Ortaç’ın Akbaba dergisinde yayımlanan usta çevirmen Ergin Altay’a ait.

Antonio Tabucchi – Önemi Olmayan Küçük Yanlış Anlamalar (2006)

  • ÖNEMİ OLMAYAN KÜÇÜK YANLIŞ ANLAMALAR, Antonio Tabucchi, çeviren: Münir H. Göle, Can Yayınları, öykü, 175 sayfa

‘Önemi Olmayan Küçük Yanlış Anlamalar’, İtalyan edebiyatının önemli ismi Antonio Tabucchi’nin on bir öyküsünden oluşuyor. 20. yüzyılın ikinci yarısında doğup büyümüş bir aydın olan Tabucchi’nin bütün yapıtlarında, özellikle İtalya ve Portekiz’deki faşizm mirasına ve toplumsal adaletsizliğe karşı duyduğu öfke egemendir. Bu öfke, elimizdeki kitaba alınan öyküleri için de geçerli. Öykülerdeki kahramanlar, çok dikkat çeken tipler olmamakla beraber, insancıl özellikleri baskın olan kişilerdir. Kitabın girişindeyse Tabucchi’nin kaleme aldığı ve yanlış anlama, yanılgı ve geç anlama gibi, öykülerinde kullandığı temalara ilişkin bir yazı da yer alıyor.

Ayfer Tunç – Aziz Bey Hadisesi (2006)

  • AZİZ BEY HADİSESİ, Ayfer Tunç, Can Yayınları, öykü, 172 sayfa

Ayfer Tunç’un ‘Aziz Bey Hadisesi’nin ilk baskısı 2000 yılında yapılmıştı. Tunç’un altı öyküsünü bir araya getiren kitap, özellikle kitabın başlığına da alınan ‘Aziz Bey Hadisesi’ adlı öyküsüyle ilgi çekiyor. Öykünün kahramanı Aziz Bey, Tunç’un, insan olmaktan doğan zaaf ve yanılgılar nedeniyle yaralanmış, boşa geçmiş hayatlar üstüne yapılandırdığı kişisi olarak okuyucunun karşısına çıkıyor. “Hayatının tümüyle yanılgılar üzerine kurulduğunu” geç bir zamanda fark eden Aziz Bey’in yaşadığı yeniklik hissi, öykünün temel çerçevesini oluşturuyor. “Kadın Hikâyeleri Yüzünden”, “Soğuk Geçen Bir Kış”, “Kar Yolcusu”, “Mikail’in Kalbi Durdu” ve “Kırmızı Azap”sa bu kitapta yer alan diğer öyküler.

Orhan Kemal – Kardeş Payı (2006)

  • KARDEŞ PAYI, Orhan Kemal, Epsilon Yayıncılık, öykü, 120 sayfa

Orhan Kemal’in kitaba ismini veren ‘Kardeş Payı’ öyküsü, 1958 yılında Sait Faik Hikâye Ödülü’nü almıştı. Orhan Kemal’in Epsilon Yayıncılık’ın yeniden yayımladığı kitaplarının sonuncusu olan Kardeş Payı, yazarın on yedi öyküsünü bir araya getiriyor. Kitap, karınlarını doyurmak, hayatta kalabilmek için, her yeni güne mücadele ile başlayan, ağzı bozuk, bazen arkadaşını bile harcamaktan çekinmeyen, şarap içerek avunmaya çalışan küçük insanların ve işçilerin öykülerini anlatıyor. Orhan Kemal’i bilenler, onun genç yaşında çalışmak zorunda olduğunu, bu zorlu yaşamla kavga etmeye erken dönemde başladığını ve böylece öykülerinin de, mecburen, yazarın o zorlu dönemlerinden izler taşıdığını bilir. Kardeş Payı’ndaki öyküler de, böylesi zorlu bir kişisel deneyimin ürünü olarak değerlendirilmeli.

Calixthe Beyala – Kocanızı Afrika Usülü Nasıl Pişirirsiniz? (2006)

  • KOCANIZI AFRİKA USÜLÜ NASIL PİŞİRİRSİNİZ?, Calixthe Beyala, çeviren: Sevgi Tamgüç, İstiklal Kitabevi, öykü, 152 sayfa

‘Kocanızı Afrika Usülü Nasıl Pişirirsiniz?’, kocası tarafından sürekli aldatılan Parisli Aissatou’nun başından geçenlere dayanan uzun bir öykü. Aissatou’nun kocasını geri kazanmak için elindeki tek silahı ise, biraz trajik olsa bile yaptığı birbirinden güzel yemeklerdir. ‘Bir erkek nasıl baştan çıkarılmalı ve onu nasıl elde tutmalı?’ sorusunun cevabı, Aissatou’nun yaptığı taze ananaslı yengeç ya da hindistancevizi kremalı langust’ta yatıyormuş. Öykünün ilginç yönlerinden biri de, “Boynuzlarım ormanda ağaç dallarına takılmadan geçmemi olanaksızlaştıracak kadar dal budak sardı.” diyen Aissatou’nun öyküsüne paralel olarak verilen çok sayıdaki yemek tarifi. Beyala’nın, Fransız Akademisi’nin roman ödülüne değer görüldügünü de belirtelim.