Pierre Hadot – Yaşam İçin Felsefe (2024)

Bizi dönüştürüp değiştiren kitaplar vardır.

İster Marcus Aurelius ve Plotinus’u, ister Stoacılığı ve mistisizmi ele alsın, Pierre Hadot’nun tüm eserleri için geçerlidir bu durum.

Elinizdeki eser, çalışmaları pek çok düşünürü besleyen, onlarda hayranlık uyandıran bir akademisyenin yanı sıra derin, alçakgönüllü, kararlarında ciddi, bazen ironik, asla tumturaklı olmayan bir düşünür olan Pierre Hadot’yu yakından tanıma fırsatı sunuyor.

Hadot’un düşünceleri, kadim bilgeliğin nasıl okunup yorumlanacağını, kadimlerin felsefelerinin ve özellikle Marcus Aurelius’un düşüncesinin daha iyi yaşama nasıl bir imkân sunacağını gözler önüne seriyor.

Felsefenin teorik veya sistematik yönünün sıklıkla maskelediği bilgeliğin, bir tür yaşama tarzıyla veya yaşam seçimiyle olanaklı olduğunu öne süren Hadot’ya göre “yaşamımız kelimenin en güçlü anlamıyla tamamlanmamıştır… Yaşamıyoruz, yaşamayı umuyoruz, yaşamayı bekliyoruz.”

Felsefenin entelektüel bir uğraş olmanın ötesinde bir yaşam tarzı olarak nasıl benimsenebileceğini gösterdiği bu röportajında Hadot, bir yandan Antik Yunan’dan Ortaçağa ve oradan da modern döneme kadar felsefi düşüncenin evrimini anlamamıza yardımcı olurken, öte yandan filozofların günlük yaşamlarında felsefi ilkeleri nasıl uyguladıklarını detaylı bir şekilde inceliyor.

Bu eser, günümüzde bilgeliğin ya da erdemli yaşamın izini sürmesi bakımından ilham verici bir rehber niteliğindedir.

  • Künye: Pierre Hadot – Yaşam İçin Felsefe, çeviren: Kağan Kahveci, Ayrıntı Yayınları, felsefe, 208 sayfa, 2024

Pierre Hadot – İçsel Kale (2021)

Marcus Aurelis’un fikir dünyası nasıl şekillendi?

Ünlü eseri ‘Düşünceler’in beslendiği kaynaklar neydi?

Pierre Hadot, bu soruların izini sürerek Antik düşüncenin gelişiminin dört dörtlük bir fotoğrafını çekiyor.

Aurelius’un ‘Düşünceler’i, yüzyıllardır tükenmez bir bilgelik kaynağı olarak karşımızda duruyor.

Stoacılığın en önemli anlatımlarından biri olarak kabul edilen ‘Düşünceler’, Aurelius’un özellikle kendine rehberlik etmesi için kaleme aldığı, iyi ve adil bir yaşam sürmenin ilkelerini ortaya koyar.

İçimizdeki yol gösterici ilke olan ruh, Aurelius’un stoa felsefesinde özgürlüğün dokunulmaz “içsel kalesi”dir.

Ne var ki eserin üslubunun açıklık ve kolaylığı aldatıcıdır.

Antik düşüncenin önde gelen tarihçilerinden Pierre Hadot’nun bu kitabı, Marcus Aurelius’un ilke ve kanaatlerini araştırıp onları temellendiren kavramsal sistemi ortaya koyar.

Çözümlemesini temellendirmek için ‘Düşünceler’den bolca alıntı yapan yazar, böylelikle Aurelius’un doğrudan okuyucuyla konuşmasına izin veriyor.

Hadot ayrıca, Aurelius’un okuduğu filozoflar hakkında yorum yaparak ve öğrencisi olduğu Epiktetos’un öğretilerine özel bir önem vererek ‘Düşünceler’in felsefi bağlamını bizim için ortaya koyuyor.

Aurelius’un düşüncesine ilişkin bu canlı ve ilgi çekici çalışma, büyüleyici filozof-imparatorun yeni bir resmi, stoacılık geleneği ve öğretileri ile Roma İmparatorluğunun MS 2. yüzyıldaki kültürü hakkında zengin bir kavrayış sunuyor.

  • Künye: Pierre Hadot – İçsel Kale: Marcus Aurelius Üzerine Düşünceler, çeviren: H. Can Utku, Alfa Yayınları, felsefe, 472 sayfa, 2021

Pierre Hadot – Wittgenstein ve Dilin Sınırları (2009)

‘Wittgenstein ve Dilin Sınırları’, Fransız felsefeci Pierre Hadot’nun, Ludwig Wittgenstein’in iki önemli eseri olan ‘Tractatus Logico-Philosophicus’ ve ‘Felsefi Soruşturmalar’ üzerine kaleme aldığı makalelerini bir araya getiriyor.

Kitabı nitelikli kılan başlıca yön, Hadot’nun, Wittgenstein’ın birbirinden farklı olan ama birbirini tamamlayan bu iki ayrı dönemindeki tezlerini anlaşılır bir üslupla özetlemesidir diyebiliriz.

Wittgenstein’ın “Dil içinde ifade edilen, dil ile ifade edilemez” formülünden hareket eden Hadot, dilin sınırları, felsefi dil ve söylem, söz ve eylem, Wittgenstein’ın devrimci dil teorisi ve dil oyunları konularını irdeliyor.

  • Künye: Pierre Hadot – Wittgenstein ve Dilin Sınırları, çeviren: Murat Erşen, Doğu Batı Yayınları, felsefe, 117 sayfa