Christine M. Philliou – Türkiye: Tarihe Muhalif Bir Geçmiş (2022)

Resmî tarih tezine göre, 1910’lu yılların İttihatçı hükümetleri ile Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Kemalist rejim arasında kayda değer bir kopuş yaşandı.

1980’li yıllara kadar modern Türkiye tarihi üzerine çalışan Batılı akademisyenler, özellikle Birinci Dünya Savaşı’nda alınan yenilgiden sonra, Anadolu’da yaşayan ve çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu nüfusun kurtarıcısı olarak Mustafa Kemal’in başarılarını vurgulamak amacıyla bu anlatının temel iddiasını destekledi.

Bu Cumhuriyetçi temel anlatıya karşı geliştirilen muhalefet ise çoğu durumda İslamcılıkla özdeşleştirilmişti.

Rejim muhaliflerini dindar ve modern gericiler olarak sunmaya hevesli olan ve kendilerini Batı yanlısı olarak tanımlayan Türk seçkinlerinin yaygınlık kazandırdığı başlıca klişe buydu.

Her ne kadar bilim insanları ve Türk aydınları hâkim konumdaki bu anlatıyı sorgulamış olsalar da, bugüne kadar imparatorluktan cumhuriyete geçişi konu edinen alternatif anlatıları ortaya koyma amacındaki hiçbir mikro çalışma ortaya çıkmadı.

Christine Philliou imparatorluktan ulusa geçiş sürecine ilişkin tarihyazımına bağlı sorunları araştırmak amacıyla, yazdığı öykü ve romanlar modern Türkiye’de yaşayan insanların birçoğu tarafından bugün bile okunan etkileyici ve parlak bir yazar olarak Refik Halid Karay’ın özyaşam öyküsüne odaklanmayı seçiyor.

Ondokuzuncu yüzyıldan yirminci yüzyıla uzanan siyasi ve toplumsal çatlakların izini muhalif Refik Halid Karay üzerinden okumaya davet eden Philliou, resmî tarihin dışarıda bıraktıklarını bize yeniden hatırlatıyor.

İcat edilmiş tarihe rağmen orada duran geçmişe bakan bu kitap, Türkiye’nin siyasi kültürünü anlamak için yeni patikalar sunuyor.

  • Künye: Christine M. Philliou – Türkiye: Tarihe Muhalif Bir Geçmiş, çeviren: Dara Elhüseyni, Fol Kitap, tarih, 384 sayfa, 2022

Kolektif – Mazide Kalan Koleksiyonerler (2020)

Kimisi sigara kâğıdı koleksiyoneri, kimisi kese, kimisi çakmak, kimisi köylü çorapları kimisi de kibrit kutusu koleksiyoneri…

Bu güzel derlemede, bir zamanların koleksiyonerleriyle yapılmış söyleşiler yer alıyor.

Kitapta, 1930’lu yıllardan beri koleksiyon tutkularını sürdürmüş, aralarında kaşık koleksiyoneri Refik Halit Karay, müzik aletleri koleksiyoneri Ruşen Kam ve para koleksiyoneri Nüzhet Paşa gibi tanınmış kişilerin de yer aldığı birçok isim, heveslerini bizimle paylaşıyor.

Çalışma, kültür tarihimize çok değerli bir katkı.

  • Künye: Kolektif – Mazide Kalan Koleksiyonerler, derleyen: Rıfat N. Bali, Libra Kitap, tarih, 181 sayfa, 2020

Sema Noyan – Romanda Mistik Eğilimler (2016)

1923-1983 yılları arasında yayınlanmış romanlara mistisizmin nasıl yansıdığının kapsamlı bir incelemesi.

Mistisizmin tanımı ve tarihiyle ilgili bir bölümle açılan çalışmanın merkezinde ise, aralarında Halide Edip Adıvar, Refik Halit Karay, Ahmet Hamdi Tanpınar, Safiye Erol ve Peyami Safa gibi yazarların yer aldığı, toplamda on yazar bulunuyor.

  • Künye: Sema Noyan – Romanda Mistik Eğilimler, Hece Yayınları

Refik Halit Karay – Nilgün (2010)

 

Bilindiği gibi Refik Halit Karay, Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e uzanan zaman dilimini, güçlü gözlem yeteneği ve dilinin zenginliğiyle resmetmiş, önemli yazarlarımızdandır.

Karay’ın Nilgün isimli karakteri üzerinden bir aşk hikâyesini işlediği romanı ise, 1950-52 yıllarında tamamlanmıştı.

İşte elimizdeki edisyon, ‘Türk Prensesi Nilgün’, ‘Mapa Melikesi Nilgün’ ve ‘Nilgün’ün Sonu’ başlıklarıyla yayımlanmış üçlemeyi bir araya getiriyor.

Okur, romanın başkahramanı Nilgün’ün yaşadığı inişli çıkışlı aşk ekseninde, Afrika, Hindistan ve Uzakdoğu gibi farklı coğrafyalara uzanıyor.

Karay’ın Türkçeyi en ustaca kullandığı eserlerinden olan ‘Nilgün’, kadın-erkek ilişkilerini derinlemesine ele alıyor.

  • Künye: Refik Halit Karay – Nilgün, İnkılap Kitabevi, roman, 1029 sayfa

Refik Halit Karay – Üç Nesil Üç Hayat (2010)

‘Üç Nesil Üç Hayat’, Refik Halit Karay’ın Abdülaziz, II. Abdülhamid ve Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki İstanbul’a dair anlatımlarından oluşuyor.

Burada, Karay’ın yemek sofraları, ramazanlar, kadın-erkek ilişkileri ve sosyal konular gibi, söz konusu döneme dair gözlemleri ve yorumları yer alıyor.

Buradaki anlatımı ilgi çekici kılan hususlardan biri de, her biri kendine has nitelikler taşıyan üç dönemdeki kültürel, sosyal ve siyasal dönüşümleri ortaya koymalarıdır diyebiliriz.

Karay’ın renkli, mizahi ve keyifli bir üslupla kaleme aldığı kitap, 1850’lerden 1900 ve 1940’lara kadar, baş döndürücü bir hızla değişen sosyal yaşantıyı, gelenek ve görenekleri kaleme getiriyor.

  • Künye: Refik Halit Karay – Üç Nesil Üç Hayat, İnkılap Kitabevi, tarih, 230 sayfa

Tuncay Birkan – Dünya ile Devlet Arasında Türk Muharriri 1930-1960 (2019)

Cumhuriyetin erken dönemlerinde Türk muharririnin zihin dünyasını meşgul eden fikir ve çelişkiler nelerdi?

Tuncay Birkan, kapsamıyla dikkat çeken bu enfes kitabında, 1930-1960 arasında çıkmış gazete ve dergiler arasında keyifli bir yolculuğa çıkarak bu soruya aydınlatıcı yanıtlar veriyor.

Çalışma, Refik Halit Karay’dan Peyami Safa’ya, Halide Edip Adıvar’dan Necip Fazıl Kısakürek’e, Nahid Sırrı Örik’ten Nurullah Ataç’a, Reşat Nuri Güntekin’den Halit Ziya Uşaklıgil’e ve Sabiha Sertel’den Suat Derviş’e, dönemin önde gelen isimlerinin devletle, ülkeyle, milliyetçilikle, henüz ayakları üzerinde durmaya başlamış Cumhuriyetle, Köy Enstitüleriyle ve dönemin çağdaş fikirleriyle kurdukları ilişkiyi derinlemesine analiz ediyor.

Birkan o dönemin Türkiye’si hakkında yazarken, tek bir hâkim fikir veya ideolojinin egemen olduğu bir dönemden ziyade, süreci sürekli değişen ve dönüşen hareketli bir resim olarak ele alıyor.

Çalışmayı, Türk yazarının mirası, yazar ve yazar ile iktidar arasındaki ilişki hakkında derin bir sorgulama okumak isteyen okurlara tavsiye ediyoruz.

  • Künye: Tuncay Birkan – Dünya ile Devlet Arasında Türk Muharriri 1930-1960, Metis Yayınları, inceleme, 526 sayfa, 2019