Franck Gaudichaud – Şili (2023)

Fransız sosyolog Franck Gaudichaud’nun 1970’lerin başında Şili’de üç yıl süren Halk Birliği (Unitad Popular) dönemini “tarihi tersinden yazmak” yaklaşımı ışığında irdelediği ‘Dünyayı Sarsan Bin Gün’, 20. yüzyıl devrim deneyiminin “kayıp hazine”lerinden birini birçok bilinmeyen yönüyle yeniden gün ışığına çıkarıyor.

Sekiz yüz sayfayı aşan doktora tezinden kalkarak kaleme alınan bu çalışma, Şili siyasî deneyiminin içerdiği çok yönlü düşünce yoğunluğunu ve karmaşık mücadele süreçlerini akademik söylem düzeninden ötelere taşıyarak açık sözlü, yenileyici, nesnel ama adanmış bir kavramsal tarih yazımının “militan” yaklaşımıyla okura aktarıyor.

Gaudichaud, “Üçüncü Dünya” solunun farklı siyasî kesimlerince kullanılan gelenekçi kuram çerçevelerine sıkışmayarak, “Şili’ye özgü sosyalizm yolu” diye bilinen bu kendine özgü “kolektif devrimci süreci” resmî olarak iktidarda olan Halk Birliği’nin sosyalizme geçiş uygulamalarıyla bağıntılı ama ondan farklı olarak ortaya çıkan ya da yeniden biçim bulan “Kurucu Halk İktidarı” kavramı ekseninde takip ediyor.

“Sanayi Kordonları”, “Komünal Kumandalar”, “işçi katılımı”, “doğrudan halk tedariği”, “işçi denetimi” bu büyük deneyimin kolektif boyutunu yeniden canlandıran olgulardan sadece birkaçı.

Gaudichaud, muazzam bir yazılı kaynaklar okyanusu ile yıllara yayılan meşakkatli sözlü tarih araştırmalarını, siyaset bilimiyle sosyolojiyi ve çağdaş tarih yazımının kavramsal birikimini birleştiren özgün eleştirel yaklaşımıyla bu bin gün boyunca gerçekleşen çok bileşenli toplumsal hareketlerin ve işçi mücadelelerinin gerçek bir panoramasını çiziyor.

Şili devrimci hareketinin dinamiklerini, partili siyasî yapıların süreç boyunca izledikleri “merkezci” siyaset tarzlarının eleştirisinden kaçınmadan, “aşağıdan devrim” perspektifinden görerek yeniden inşa ediyor.

Şili solunun tartışmalarını, pratiğini ve stratejilerini irdelerken geleneksel siyaset merkezleri ve yeni toplumsal hareketler, parti örgütleri ve sendikalar, hükümetin “yukarıdan” kurumsal dönüşüm ısrarı ve pratikte onun programını “aşağıdan devrim” basıncıyla aşan toplumsal militantizm arasındaki karmaşık, bazen de gerilimli ilişkileri inceliyor.

Elli yıl önce halk oyuyla seçilmiş sosyalist bir iktidarı on binlerce emekçinin katledilmesi pahasına ortadan kaldıran ve Şili’yi günümüz küresel liberal ekonomisinin vahşi zafer yolu için tarihsel bir deney laboratuvarına dönüştürecek faşist darbeye yol açan “gerçek” olayların yeniden yorumlanmasına imkân sunan devasa bir fresk.

  • Künye: Franck Gaudichaud – Şili, 1970-1973: Dünyayı Sarsan Bin Gün, çeviren: Emirhan Oğuz, Ayrıntı Yayınları, siyaset, 336 sayfa, 2023

Carlos Reyes ve Rodrigo Elgueta – Çizgilerle Şili’de Allende’li Yıllar (2017)

Şili’de seçimle iktidara gelen ve emperyalist bir darbeyle düşürülen Salvador Allende’nin kişiliği ve mücadelesinin çizgili hikâyesi.

Yazar Carlos Reyes ve çizer Rodrigo Elgueta’nın bu belgesel çalışması, sol siyasette büyük dönüşüm ve tartışmalara vesile olmuş ve etkileri bugün de yoğun olarak devam eden Şili deneyimini başından sonuna izliyor ve bize her sayfasını ilgiyle okuyacağımız bir metin sunuyor.

Sosyalistlerin iktidara gelmesini sağlayan, Allende önderliğindeki Halk Birliği’nin (Unidad Popular) ortaya çıkma süreci, Allende’nin sıra dışı liderlik becerileri, sosyalizmin Şili’deki iktidar yılları, emperyalist güçlerin askeri darbe gerçekleştirerek verdikleri tepki, Allende’nin katledilmesi ve askeri darbe sonrasında Şili’de yaşananlar, kitabın çerçevesini oluşturuyor.

Kitap, son ana kadar yoldaşlarıyla askerlere karşı direnen Allende’nin hikâyesini anlatmakla yetinmiyor.

Aynı zamanda Şili’nin yakın tarihinde yaşananları da kapsamlı bir perspektifle kayda alıyor.

  • Künye: Carlos Reyes ve Rodrigo Elgueta – Çizgilerle Şili’de Allende’li Yıllar, çeviren: Barış Yıldırım, Yordam Kitap, çizgiroman, 128 sayfa, 2017

Juan Guzman – Pinochet’i Deviren Adam (2006)

  • PINOCHET’İ DEVİREN ADAM, Juan Guzman, çeviren: Orkun Yeltepe, Karakutu Yayınları, otobiyografi, 160 sayfa

Juan Guzman, darbeci Pinochet zamanında, Santiago İstinaf Mahkemesi’ne atanan bir yargıç. Bu kitap, kendisinin otobiyografisi olmasını yanında, Pinochet yönetimine dair önemli bir tanıklık olması yönüyle ayrıca değerli. Guzman, Pinochet’yi deviren adam olarak biliniyor. Zira, demokrasinin tekrar Şili’ye gelmesinin ardından, kendisini kayıp ailelerin soruşturmasını yürütmeye adar ve Pinochet’nin yargılandığı davada Guzman, gösterdiği adalet anlayışı ile Pinochet’ye en büyük darbeyi indiren kişi olarak tarihe geçer. Elimizdeki kitap, her şeyden önce, Şili ve Pinochet’den hareketle, dünyanın neresinde olursa olsun darbelerin ve darbecilerin, kendi halklarına ne kadar zarar verdiklerini ortaya koymasıyla önemli. Kitabın özgün yönlerinden bir diğeri de, babasının görevi nedeniyle otuzlu yaşlarına kadar çok sayıda ülke gezen Guzman’ın, bu süre içinde tanıdığı ünlü isimlere dair anılarıdır diyebiliriz.