Doğan Özlem – Tarih Felsefesi (2010)

Doğan Özlem, ilk baskısı 1984’te yapılan ‘Tarih Felsefesi’nde, anlatımını birçok düşünürün bakış açısıyla zenginleştirerek, tarih felsefesi alanına muazzam bir katkı sunuyor.

Antikçağdan 20. yüzyıla kadar tarih felsefesinin gelişimini izleyen Özlem, bunu Platon, Aristoteles, Augustinos, İbn Haldun, Herder, Kant, Hegel, Marx, Comte, Nietzsche, Dilthey, Spengler, Toynbee, Weber, Popper, Heidegger ve Gadamer gibi birçok filozofun düşünceleri üzerinden ele alıyor.

Özlem ayrıca, Alman idealizmi, romantizm, Marksizm, pozitivizm, tarihselcilik, Frankfurt Okulu, varoluşçuluk, neopozitivizm, yapısalcılık ve hermeneutik gibi akımların, tarih felsefesiyle bağlantılarını da ayrıntılı bir bakışla irdeliyor.

  • Künye: Doğan Özlem – Tarih Felsefesi, Notos Kitap, felsefe, 526 sayfa

Susan Buck-Morss – Hegel, Haiti ve Evrensel Tarih (2012)

  • HEGEL, HAİTİ VE EVRENSEL TARİH, Susan Buck-Morss, Metis Yayınları, inceleme, 172 sayfa

 HEGEL

Susan Buck-Morss, yayınlandığı günlerde önemli tartışmaları da ateşleyen elimizdeki makaleleri, tarih ile felsefe arasındaki sınırda duruyor. Yazar, kitabının ilk makalesi olan ‘Hegel ve Haiti’de, Haiti devrimini, Hegel’in “efendi-köle” diyalektiği bağlamında ele alıyor. Burada Avrupamerkezciliği eleştiren Buck-Morss’un tartışma yaratmasının en önemli nedenlerinden biri, Batı modernliğinin mirasını merkezinden edip modernliği evrensel bir yönelim olarak değerlendirmesiydi. Kitabın ‘Evrensel Tarih’ başlıklı ikinci makalesi ise, Buck-Morss’un, ilk makalesine getirilen eleştiri ve yorumlara verdiği yanıtlardan oluşuyor.

Karl Löwith – Tarihte Anlam (2012)

  • TARİHTE ANLAM, Karl Löwith, çeviren: Caner Turan, Say Yayıncılık, tarih, 344 sayfa

 

Filozof Martin Heidegger’in öğrenciliğini de yapmış Karl Löwith ‘Tarihte Anlam’da, 18. ve 19. yüzyılın tarih felsefelerini Hegel, Marx, Vico, Burckhardt, Augustine ve Nietzsche gibi düşünürler üzerinden izleyerek İncil’e yaptığı geri dönüşlerle modern tarih felsefeleri ile onların teolojik öncelleri arasındaki ilişkiye odaklanıyor. Felsefe, din, tarih ve teoloji arasındaki ilişkiye dair iyi bir çalışma olan kitap, Batı dünyasına egemen olan modern düşünce ile Hıristiyanlık inancı arasındaki ilişkinin tarih düşüncesini ve genel anlamda düşünce dünyasını ne şekilde etkilediğini ortaya koymasıyla ilgi çekiyor diyebiliriz.

Jacques Rancière – Tarihin Adları (2011)

  • TARİHİN ADLARI, Jacques Rancière, çeviren: Cemal Yardımcı, Metis Yayınları, felsefe, 139 sayfa

‘Tarihin Adları’, tarih söyleminin siyasi, bilimsel ve edebi durumuna ilişkin bir deneme olarak düşünülebilir. Jacques Rancière’in, bir seminere sunulmak üzere hazırladığı deneme, tarih araştırması ve tarih yazmanın politikasını konu alıyor; tarihçilerin ortak araştırma nesnesi saydıkları “tarihi” nasıl kavramsallaştırdıklarına, bu “tarih” üzerine nasıl konuşup yazdıklarına ve bu konuda yazarken siyasi anlam taşıyan birtakım yöntemlerle bu “tarihi” nasıl fiilen kurduklarına odaklanıyor. Rancière bunu yaparken de, Jules Michelet, Fernand Braudel ve Annales Okulu mensupları ile E. P. Thompson gibi tarihçilerin tekniklerini, siyaset ve bilim felsefeleri açısından inceliyor ve tarihçiliğin dil ve edebiyatla ilişkisini irdeliyor. Kitap bilhassa, tarihyazımı ve tarih felsefesiyle ilgilenenler için iyi bir kaynak.