Tony Judt – Olgular Değişince (2025)

Tony Judt’un birbirinden ufuk açıcı denemelerini bir araya getiren bu derleme, 1995-2010 yılları arasında kaleme aldığı denemeler üzerinden çağdaş dünyanın siyasal, entelektüel ve ahlaki çelişkilerini sorguluyor. Jennifer Homans’ın önsözü, Judt’un düşünsel evrimini ve tutarlı entelektüel coşkusunu görünür kılıyor ve metinlerin yalnızca yorum değil, etik bir duruş içerdiğini hissettiriyor.

Judt, tarih yazımının popüler anlatılarla bulanıklaştığını, gerçeklerin yerini rahatlatıcı kurguların aldığını söylüyor ve okuru eleştirel dikkatini yitirmemeye çağırıyor. Avrupa sosyal demokrasisi, neoliberal dönüşüm, Irak Savaşı ve Orta Doğu siyaseti gibi başlıklar, onun gözünde yalnızca politik meseleler değil, ahlaki bir vicdan sınavı olarak da anlam kazanıyor.

Denemeler boyunca Judt, geçmişle kurulan ilişkinin bugünü nasıl biçimlendirdiğini vurguluyor ve tarihin hafızadan değil sorumluluktan güç aldığını söylüyor. Entelektüelin iktidarla arasına mesafe koyduğunu, düşüncenin kamusal alandaki rolünü koruduğunu ve hakikatle kurduğu bağın diri kaldığını sezdiriyor. Okur, bu yaklaşım içinde dünyayı daha bilinçli okuduğunu fark ediyor.

‘Olgular Değişince: Denemeler, 1995-2010’ (‘When the Facts Change: Essays, 1995-2010’), soğukkanlı analiz ile kişisel kırılganlığı dengeliyor ve Judt’un yaşamının son dönemlerinde bile düşünsel canlılığını sürdürdüğünü yansıtıyor. Olgular değiştiğinde düşüncenin de değişmesi gerektiğini hatırlatıyor ve konforlu inançların sorgulandığını ortaya koyuyor. Böylece eser, tarih okumasını etik bir dikkat pratiğine dönüştürüyor ve sorumluluk bilincini derinleştiriyor.

  • Künye: Tony Judt – Olgular Değişince: Denemeler, 1995-2010, çeviren: Dilek Şendil, Alfa Yayınları, tarih, 408 sayfa, 2025

Tony Judt – Kötülük Kol Gezerken (2025)

Tony Judt’un ‘Kötülük Kol Gezerken’ (‘When the Facts Change: Essays, 1995–2010’) adlı eseri, İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa ve Amerika’yı şekillendiren sosyal demokrasi, refah devleti ve sosyal güvenlik sistemlerinin günümüzde karşı karşıya olduğu tehditleri inceliyor. Judt, son kitabında geçmişin deneyimlerine dönerek dayanışma, diğerkâmlık ve paylaşım temelli bir toplum idealini yeniden canlandırmanın gerekliliğini savunuyor. Ona göre, 1950’lerden itibaren dünyaya yön veren sosyal politikaların anlaşılması, eski refah düzenlerinin çöküşüne karşı durmanın ön şartı. Bu çerçevede, sosyal demokrasiyi hem savunuyor hem de eleştirerek, özellikle Yeni Sol hareketlerin ideallerinden uzaklaşmasını sorguluyor.

Yazar, Batı solunu sağ ideolojilerin ekonomik ve siyasi programlarını benimsemekle suçluyor ve çıkış yolunun, yöneticilerin çıkarlarını korumak yerine yoksulluğu azaltacak ve geniş kitlelere refah sağlayacak politikalar üretmekten geçtiğini söylüyor. Bu yaklaşım, yalnızca geçmişin özlemi değil, bugünün ekonomik eşitsizliklerine somut çözümler sunma çabası olarak öne çıkıyor.

Judt, kitabını özellikle Atlantik’in iki yakasındaki gençlere hitaben yazdığını belirtiyor. Occupy hareketlerinden finansal kriz tartışmalarına uzanan bir bağlamda, paylaşımcı değerlerin yeniden hatırlanması gerektiğini vurguluyor. ‘Kötülük Kol Gezerken’, genç kuşaklara sorumluluk bilinci aşılayan, sol düşüncenin yeniden canlanması için güçlü bir çağrı niteliğinde; hem eleştirel hem de ilham verici bir manifesto olarak öne çıkıyor.

  • Künye: Tony Judt – Kötülük Kol Gezerken, çeviren: Dilek Şendil, Alfa Yayınları, tarih, 192 sayfa, 2025

Tony Judt – Savaş Sonrası (2024)

Tony Judt’ın etkileyici çalışması ‘Savaş Sonrası: 1945 Sonrası Avrupa Tarihi’, İkinci Dünya Savaşı’nın yıkıcı etkilerinden sonra Avrupa’nın yeniden yapılanma sürecini kapsamlı bir şekilde ele alıyor.

Judt, bu eserinde, savaş sonrası Avrupa’nın siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel dönüşümünü incelikli bir dille analiz ediyor.

Savaşın yaralarını sarmak ve bölünmüş bir kıtayı yeniden bir araya getirme çabalarını mercek altına alıyor.

Marshall Planı, Avrupa Birliği’nin kuruluş süreci ve Soğuk Savaş’ın Avrupa üzerindeki etkileri gibi önemli dönüm noktalarını detaylı bir şekilde inceliyor.

Komünizm ve kapitalizm arasındaki ideolojik mücadelelerin Avrupa’daki yansımalarını ve bu mücadelelerin kıtanın siyasi ve sosyal yapısını nasıl şekillendirdiğini analiz ediyor.

Savaş sonrası dönemde ulus devletlerin güçlenmesi ve Avrupa kimliğinin ortaya çıkışı arasındaki çelişkili ilişkiyi ele alıyor.

Savaş sonrası Avrupa’da yaşanan hızlı sosyal ve kültürel değişimleri, kadın hakları, göç, gençlik hareketleri gibi konular üzerinden değerlendiriyor.

Savaş sonrası Avrupa’da felsefe, edebiyat ve sanat alanlarında yaşanan gelişmeleri ve bu gelişmelerin siyasi ve sosyal hayata etkilerini inceliyor.

Judt, Avrupa tarihine dair geniş bir perspektif sunarak, karmaşık olayları anlaşılır bir şekilde açıklıyor.

Yazar, Avrupa’nın savaş sonrası tarihindeki olumlu ve olumsuz gelişmeleri objektif bir şekilde değerlendiriyor.

Kitap, Avrupa’nın günümüzdeki sorunlarını anlamak için önemli bir kaynak niteliği taşıyor.

Judt’ın akıcı ve anlaşılır üslubu, kitabı geniş bir okuyucu kitlesi için erişilebilir kılıyor.

Sonuç olarak kitap, Avrupa’nın 20. yüzyılın ikinci yarısında yaşadığı dönüşümü anlamak isteyen herkes için önemli bir başvuru kaynağı.

  • Künye: Tony Judt – Savaş Sonrası: 1945 Sonrası Avrupa Tarihi, çeviren: Dilek Şendil, Alfa Yayınları, tarih, 1016 sayfa, 2024

Tony Judt – Kusurlu Geçmiş (2020)

İkinci Dünya Savaşı’nın hemen sonrasındaki Fransız fikir hayatı üzerine, her ne kadar anti-komünistliğiyle de meşhur bir yazarın kaleminden çıkmış olsa da, önemli bir inceleme.

Tony Judt burada, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Fransız entelektüellerinin Avrupa kültürel ve siyasal yaşamı içindeki seçkin rolünü çok yönlü bir bakışla irdeliyor.

Fransa’nın 1944’te işgalden kurtuluşunu izleyen yaklaşık on iki yıllık döneminde daha çok Fransız entelektüel, yazar ve sanatçı kuşağının çatışmalarını merkeze alarak ilerleyen Judt, komünizmin bu kesim tarafından nasıl değerlendirildiğini, Stalin’e ilişkin karmaşık tutumların bu kuşağın siyasi ve felsefi tavrına nasıl yön verdiğini ve Doğu Avrupa’da yeni kurulan sosyalist devletlerin bu kuşakta nasıl karşılık bulduğunu tartışıyor.

Judt bunu yaparken de Jean-Paul Sartre, Albert Camus ve Simone de Beauvoir gibi önde gelen isimler kadar Katolik felsefeciler, bağımsız gazeteciler, komünist ve komünist olmayan edebiyat eleştirmenleri ve şairler gibi geniş bir entelektüel kesimin tutumuna da bakıyor.

  • Künye: Tony Judt – Kusurlu Geçmiş: Fransız Entelektüelleri, 1944-1956, çeviren: Nurettin Elhüseyni, Yapı Kredi Yayınları, 320 sayfa, 2020

Tony Judt – Savaş Sonrası (2009)

İngiliz tarihçi ve yazar Tony Judt imzalı ‘Savaş Sonrası’, 2. Dünya Savaşı sonrası Avrupa’yı ele alan en kapsamlı kitaplardan biri olarak kabul ediliyor.

Tony Judt’un 2006’da Pulitzer Ödülü’ne aday gösterilen eseri, Almanların “stunde nul” (“sıfır saati”) dediği 1945’ten başlayarak, 2005 yılına kadar Avrupa’nın çalkantılı öyküsünü sunuyor.

Savaşın uzun gölgesinin sonradan Avrupa’nın üzerine çöktüğünü söyleyen Judt, nesnel bir şekilde, Avrupa yakın tarihinin kişisel bir yorumuna girişiyor.

Ele aldığı konuyu dört kapsamlı bölümde inceleyen kitabın, hem özel baskısı hem de barındırdığı çok sayıda fotoğraf ve haritayla ilgi çekeceğini söyleyelim.

  • Künye: Tony Judt – Savaş Sonrası: 1945 Sonrası Avrupa Tarihi, çeviren: Dilek Şendil, Yapı Kredi Yayınları, tarih, 1031 sayfa

Tony Judt – Olgular Değişince (2017)

‘Savaş Sonrası: 1945 Sonrası Avrupa Tarihi’, ‘Kötülük Kol Gezerken’, ‘Yirminci Yüzyıl Üzerine Düşünceler’ ve ‘Anılar Şalesi’, Avrupa tarihi alanında en önemli otoritelerden biri sayılan Tony Judt’un daha önce Türkçede yayımlanmış çalışmaları.

‘Olgular Değişince’ ise, 2010’da aramızdan ayrılan Judt’un 1995-2010 arasında kaleme aldığı ufuk açıcı denemelerini bir araya getiriyor.

Judt buradaki denemelerinde,

  • İsrail, Holokost ve Yahudiler,
  • İsrail ve Filistin sorunu,
  • 11 Eylül saldırısının getirdiği kargaşa,
  • Irak Savaşı,
  • Yeni dünya düzeni,
  • Ortadoğu’da derinleşen kriz,
  • Amerika’nın gerilemesi,
  • Uluslararası ilişkiler,
  • Devletin dönüşümü,
  • Bellek ve unutuş gibi, geçmişin ve çağımızın belli başlı sorunlarını tartışıyor.

Bir zamanlar “Neredeyse her zaman rahatsız edici olan bir hikâyeyi anlatmak ve rahatsızlığın neden hakikatin bir parçası olduğunu açıklamak için iyi ve doğru yaşamalıyız. İyi örgütlenmiş bir toplum, kendimize ilişkin hakikati topluca bildiğimiz ve kendimize ilişkin hoş yalanlar söylemediğimiz bir toplumdur.” demiş Judt’un bu denemeleri, kendisinin tarihsel ve güncel sorunlara karşı tutumunu aydınlatmaları ve muazzam entelektüel zekâsını gözler önüne sermeleriyle önemli.

  • Künye: Tony Judt – Olgular Değişince, yayına hazırlayan: Jennifer Homans, çeviren: Dilek Şendil, Yapı Kredi Yayınları, deneme, 328 sayfa, 2017

Tony Judt – Yirminci Yüzyıl Üzerine Düşünceler (2013)

  • YİRMİNCİ YÜZYIL ÜZERİNE DÜŞÜNCELER, Tony Judt, çeviren: Nurettin Elhüseyni, Yapı Kredi Yayınları, tarih, 438 sayfa

YIRMINCI

‘Yirminci Yüzyıl Üzerine Düşünceler’in esasını tarih, biyografi ve ahlaki bir irdeleme oluşturuyor. Kitap, Timoty Snyder’in İngiliz tarihçi Tony Judt ile gerçekleştirdiği söyleşinin sonucunda ortaya çıkmış. Avrupa ve ABD’deki modern siyasal fikirlerin bir tarihini sunan Judt, 19. yüzyıl sonlarından 21. yüzyıl başlarına kadar liberal, sosyalist, komünist, milliyetçi ve faşist yaklaşımların ele aldığı şekliyle iktidar ve adaleti irdeliyor. Judt’un entelektüel bir biyografisi olarak okunabilecek kitapta yazar, siyasal fikirlerin sınırlamaları ile siyaset alanındaki entelektüellerin ahlaki kusurları ve ödevleri üzerine düşünüyor.