Eve Kosofsky Sedgwick – Aşk Üzerine Bir Diyalog (2013)

  • AŞK ÜZERİNE BİR DİYALOG, Eve Kosofsky Sedgwick, çeviren: Özge Karlık, Ayrıntı Yayınları, anlatı, 296 sayfa

ASK

Eve Kosofsky Sedgwick, Judith Butler’la birlikte Queer kuram olarak adlandırılan çalışma alanının temel isimlerinden. ‘Aşk Üzerine Bir Diyalog’ ise, Sedgwick’in depresyon şikayetleriyle ziyaret ettiği terapist Shannon Van Wey ile yaptıkları seanslardaki deneyim ve gözlemlerinden oluşuyor. Bu diyaloglarda Sedgwick’in haz meselesi, ailesinin farklı özellikleri, annesi ve babasıyla ilişkileri, kadın olmak, beden, seks, fanteziler, dostluk, cinsiyet, cinsiyetsizlik, okumak ve yazmak gibi pek çok konuya dair görüşleri sunuluyor. Kitap, Sedgwick’in duygu ve düşünce dünyası hakkında bilgilenmek isteyenler için iyi bir kaynak.

Oscar Niemeyer – Dünya Adil Değil (2013)

  • DÜNYA ADİL DEĞİL, Oscar Niemeyer, editör: Alberto Riva, çeviren: Leyla Tonguç Basmacı, Sel Yayıncılık, anlatı, 56 sayfa

DUNYA

‘Dünya Adil Değil’, Alberto Riva’nın, ünlü Brezilyalı mimar Oscar Niemeyer ile ölmeden kısa bir süre önce gerçekleştirdiği bir dizi röportaj sonucunda ortaya çıkmış. Kitap, mimari çalışmalarıyla olduğu kadar, muhalif politik duruşuyla da dikkat çekmiş Niemeyer’in hayatı, kişiliği, sanatı ve dünya görüşüne dair önemli ipuçları barındırıyor. “Ben hiçbir zaman paraya önem vermedim, param yok ve zengin değilim.” diyen Niemeyer, neden yoksulların tarafında durmamız gerektiğini, sanatçının toplumda üstleneceği görevleri, mimarlık ile yaratıcılık arasında ne gibi bir ilişki olduğunu, askeri darbe zamanlarında yaşadıklarını anlatıyor.

Samih Rifat – Ada (2013)

  • ADA, Samih Rifat, Sel Yayıncılık, anlatı, 79 sayfa

ADA

Samih Rifat, çocukukken her yazını ailesiyle birlikte Marmara Adası’nda geçirmiş. Rifat, ‘Ada’da yer alan metinlerinde, çocukluğunun, ilk delikanlılığının en güzel günleri olarak tanımladığı o yılları yeniden anımsayıp kayda geçiriyor. Rifat burada, Ada yollarını, balıkçı köyünü, yıkık duvarları üstünde oynadığı Kilise Burnu’nu, Dantes isimli motorun gizemini, yaşlı Giritli balıkçı Gega’yı ve bunun gibi, çocukluğunun yitip gitmiş nice rengini okurlarıyla paylaşıyor.

Orlando Figes – Haberini Alayım, Yeter (2013)

 

HABERINI

Orlando Figes ‘Haberini Alayım, Yeter’de, bir Gulag kampında tutuklu bulunan Lev Mişçenko ile Moskova’da bulunan kız arkadaşı Svetlana İvanova’nın mektuplaşmaları üzerinden, Stalin Rusya’sındaki baskıların ve adım adım büyüyen bir aşkın hikâyesini sunuyor.

Orlando Figes, ikilinin sekiz yılı kapsayan binlerce mektubu rehberliğinde, Lev ile Svetlana’nın tanışıp birbirlerine aşık oluşunu, Lev’in Almanlarla girişilen savaşa katılışını, Almanlara esir düşüp casusluğa zorlanışını, Moskova’ya kaçtıktan sonra Almanlar için casusluk yaptığı gerekçesiyle tutuklanıp Peçora’da bir Gulag kampına gönderilişini ve burada yaşadıklarını anlatıyor.

  • Künye: Orlando Figes – Haberini Alayım, Yeter (Gerçek Bir Gulag Aşk Hikâyesi), çeviren: Nurettin Elhüseyni, Yapı Kredi Yayınları, anlatı, 284 sayfa

Jiddu Krishnamurti – İnsan Olmak (2013)

  • İNSAN OLMAK, Jiddu Krishnamurti, çeviren: Ulaş Dilek, Omega Yayınları, anlatı, 248 sayfa

INSAN

Jiddu Krishamurti ‘İnsan Olmak’ta, okurunu hakikatle yüzleşmeye çağırıyor. Zihnin doğal yeteneklerinin daha geniş ve derin biçimde hayata geçirilmesi gerektiğini söyleyen Krishnamurti, sıkıntıya neden olanın, bu yeteneklerin ihmal edilmesi olduğunu savunuyor. Bu doğal yetenekleri ortaya çıkarmak amacıyla, günümüz dünyasının kimi değerlerini sorgulayan düşünür, insanın tüm varoluşunun zihnindekilerden ibaret olduğunu ve kişinin biricikliğe kavuşması için bilincinin içeriğinden bütünüyle sıyrılması gerektiğini belirtiyor. Krishnamurti kitabında ayrıca, “yeni” anlamlar yüklediğini söylediği birtakım “eski” sözcüklere de yer veriyor.

Savaşta Bir Yazar: Vasili Grossman (2013)

  • SAVAŞTA BİR YAZAR: VASİLİ GROSSMAN, yayına hazırlayan: Antony Beevor ve Lyuba Vinogradova, çeviren: Sabri Gürses, Can Yayınları, anlatı, 382 sayfa

SAVASTA

‘Savaşta Bir Yazar’, edebiyatın önemli eserlerinden olan ‘Yaşam ve Yazgı’nın yazarı Vasili Grossman’ın savaş yazılarını bir araya getiriyor. Kızıl Ordu gazetesi olan Krasnaya Zvedza’nın özel muhabiri olan Grossman 1941-1945 yılları arasında Sovyet cephelerinde yaşananların tanığı olmuştu. Cephede bin günden fazla bir süre kalan Grossman’ın yazıları, gözlemlerinin yetkinliği ve insani bakışı merkeze almalarıyla öne çıkıyor diyebiliriz. Alman ordusunun Sovyetler’i işgal etmesiyle başlayan yazılar, savaşın acımasız gerçeklerini betimlediği gibi, bizzat Sovyetler’in insanlık dışı uygulamalarını ortaya dökmekten de çekinmiyor.

Akillas Millas – Hâlâ Hatırlıyorum (2013)

  • HÂLÂ HATIRLIYORUM, Akillas Millas, Adalı Yayınları, anlatı, 160 sayfa

HALA

‘Hâlâ Hatırlıyorum’ sergisinde, Akillas Millas’ın nadir koleksiyonundan 1900’lerin ilk yıllarına kadarki Büyükada’ya yer verilmişti. Türkçe ve İngilizce olarak yayınlanan bu katalog, Millas’ın sergide yer almış çizimleri, kartpostalları, fotoğrafları, resimleri ve yazılarını bir araya getiriyor. 1934 yılında İstanbul’da doğan Millas, çocukluk ve gençlik yıllarının tamamını Büyükada’da geçirmiş. 1970’ten beri Atina’da yaşayan,  bu belgelerle bir anlamda Büyükada hasretini dile getirmeyi amaçlayan Millas, adanın günlük hayatını, eski insanlarını, bir kısmının yerini apartmanlara bıraktığı köşk ve konaklarını kayda geçiriyor.

Lao Tzu – Tao Yolu Öğretisi (Tao Te Ching) (2013)

  • TAO YOLU ÖĞRETİSİ (TAO TE CHİNG), Lao Tzu, çeviren ve yorumlayan: Doğan Kuban, Yapı Endüstri Merkezi (YEM) Yayınları, Çin bilgeliği, 160 sayfa

 TAO

‘Tao Te Ching’ (Tao Yolu Öğretisi), Çinli filozof Lao Tzu’nun milattan önce 6. yüzyılda yazdığı düşünülen bir eser. Tzu burada, insanın doğayla uyum içinde yaşamasının gerekliliğini; doğanın verdiği ilhamı; iyi-kötü, güzel-çirkin gibi karşıtlıkların neden birbirini tamamladığını; duyguların aldatıcılığını; bilmenin sınırları ve tehlikelerini anlatıyor. Bu çeviriyi ilgi çekici kılan bir yön de, Doğan Kuban’ın metne getirdiği yorumlar. Kuban, eseri çevirdiği ve Tao öğretisine dair kapsamlı bir giriş yazısı kaleme aldığı gibi, bu alandaki deneyiminden yola çıkarak Lao Tzu’nun kitaptaki sözlerini de, kendi cephesinden yorumluyor.

Haydar Ergülen – Derdini Anlatamayanlar İçin Ansiklopedi (2012)

  • DERDİNİ ANLATAMAYANLAR İÇİN ANSİKLOPEDİ, Haydar Ergülen, Kırmızı Kedi Yayınları, anlatı, 263 sayfa

 DERDINI

Haydar Ergülen’in ansiklopedisi, uzun yıllara yayılan bir yazılma, bekleme ve yayınlanma sürecinden geçmiş. Derdini anlatanların da derman bulamayacağını söyleyen Ergülen, bencillikten birbirini üretmeye, cinsi münasebetten cinsel görgüsüzlüğe, çocukluğun bilgeliğinden dokunmanın kutsallığına, güzel şanssızlıklardan tutunamama tutkusuna kadar pek çok maddeyi irdelediği gibi, okur tarafından yazılmayı, tamamlanmayı bekleyen çok sayıda kavram da öneriyor.

Şadiye Dönümcü – Dokunsan Kırılan Dokunmasan Kuruyan İnsanlar (2012)

  • DOKUNSAN KIRILAN DOKUNMASAN KURUYAN İNSANLAR, Şadiye Dönümcü, Dipnot Yayınları, anlatı, 197 sayfa

 

Yaşlılık, insan algısında kendine rahatlıkla yer bulamayan bir konu. Sürekli ötelenmesi, “dinç dünyanın” uzağına sürüklenerek görmezden gelinmeye çalışılması bu yüzden. Şadiye Dönümcü de elimizdeki kitabında, büyük çabalarla toplumsal alandan dışlanan yaşlılar ve yaşlanmak gerçeğini önümüze koyuyor. Huzurevinde yaşayan beş kadın ile beş erkeğin, kimi zaman hüzünlü kimi zaman trajikomik hikâyeleri ekseninde gün geçtikçe daha büyük bir sosyal sorun haline gelen yaşlılık sürecini irdeleyen Dönümcü’nün çalışması, bilhassa yaşlılar ve yaşlılıkla ilgili algıları sorgulamasıyla önemli bir boşluğu dolduruyor diyebiliriz.