Terry Eagleton – Tanrı’nın Ölümü ve Kültür (2014)

Seküler çağda Tanrı yok olmadı, farklı kılıklara büründü.

Eagleton Tanrı’dan ziyade, onun gözden kayboluşunun yol açtığı krizle ve kültürün, Tanrı’nın yokluğundan kaynaklı boşluğu kapama vazifesi üstlenmesiyle ilgileniyor.

Düşünür bu tartışmasına da Aydınlanma ile başlayıp, radikal İslam’ın dinamikleri ve sözüm ona teröre karşı savaşın yükselişiyle çerçeveliyor.

  • Künye: Terry Eagleton – Tanrı’nın Ölümü ve Kültür, çeviren: Selin Dingiloğlu, Yordam Kitap, kültür, 272 sayfa

Mustafa Oral – Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e İktidar Odaklı Aydınlar (2017)

Meşrutiyet ve Cumhuriyet gibi Türkiye’nin siyaset, kültür ve düşünce tarihinde önemli dönüşümler yaratmış iki tarihsel dönemin ülkenin aydınları üzerindeki etkileri nasıl oldu?

Mustafa Oral’ın bu soru anlamında büyük önem arz eden elimizdeki çalışması,  bu dönemin aydınlarını en iyi temsil eden on iki ismin düşünce ve tutumlarını ayrıntılı bir bakışla irdeliyor.

Antonio Gramsci, “Bütün insanlar entelektüeldir, ama toplumda herkes entelektüel işlevi görmez.” demişti.

Bu toprakların aydınının neden sesinin hiç çıkmadığını, neden hayır diyemediğini ve neden uzun yıllardır süren bir inzivaya çekildiğini merak edenler bu kitabı kaçırmasın.

Kitapta portrelerine yer verilen isimler ise şöyle:

Ziya Gökalp, M. Fuad Köprülü, Zeki Velidi Togan, Tuncer Baykara, Mükrimin Halil Yinanç, Ahmet Hamdi Tanpınar, Oğuz Tansel, Falih Rıfkı Atay, Halide Edip Adıvar, İsmail Habip Sevük ve Faruk Nafiz Çamlıbel.

  • Künye: Mustafa Oral – Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e İktidar Odaklı Aydınlar, Yeni İnsan Yayınevi, tarih,

Mahmut Makal – Memleketin Sahipleri (2008)

Mahmut Makal’ın ‘Memleketin Sahibi’, yazarın köy yaşamı ve köylünün inançları konusundaki gözlemlerini barındırıyor.

“Kayalık, dere olan, ören denilen eski viranelerin bulunduğu yerler hakkında öyle söylentiler ve inanışlar vardır ki, bunları duyup dinleyenin bu köyden kaçası gelir.” diyen Makal, Anadolu köylüsünün cinlere, şeytanlara, yatırlara ya da ölümsüzlüğün sırrına eren dedelere dair inanışlarını anlatıyor.

Makal ustanın çalışması, bir mizah eseri, folklorik bir çalışma veya lezzetli bir edebi metin olarak okunabilir.

Kitap, Anadolu köylüsünün ilginç inanışlarını gözlemlemesi ve köylünün yenileşmeye bakışını can alıcı noktalar üzerinden yakalamasıyla dikkat çekiyor.

  • Künye: Mahmut Makal – Memleketin Sahipleri, Literatür Yayıncılık, anlatı, 164 sayfa

Dominic Pettman – Sonsuz Dikkat Dağınıklığı: Gündelik Yaşamda Sosyal Medyaya Odaklanmak (2017)

Kültür, eleştiri ve medya teorisinde uzmanlaşmış bir araştırmacı ve akademisyen olan Dominic Pettman elimizdeki çalışmasında, internet ve sosyal medyanın insan ilişkilerinde yarattığı muazzam dönüşümü kayda alıyor.

İnternet ve sosyal ağlarla teknolojik, kültürel, toplumsal ve politik ilişkilerimizin geldiği yeni boyutu, “dikkat dağılmasının dijitalleşmesi” olarak tanımlayan Pettman, teknolojik vaatlere ve pratiklere kuşkuyla yaklaşmamız ve tetikte olmamız çağrısında bulunuyor.

Dünyanın nasıl işlediğini ne kadar derinden fark edersek, elimizi kolumuzu bağlayan bir öfke, hınç, bunalım, utanç ve acizlik sarmalına kapılmamızın da o kadar kolay olduğunu belirten Pettman’a göre, sosyal medyanın bu kadar bağımlılık yaratmasının başlıca nedenlerinden biri de, kitlelerin yeni afyonu olması.

Bugünün gelip dayandığı yeni sosyallik ve toplumsallaşma biçimleri hakkında aydınlanmak açısından çok iyi bir çalışma.

  • Künye: Dominic Pettman – Sonsuz Dikkat Dağınıklığı: Gündelik Yaşamda Sosyal Medyaya Odaklanmak, çeviren: Yunus Çetin, Sel Yayıncılık, medya çalışmaları, 126 sayfa

Kolektif – Zonguldak (2017)

Genel olarak Karadeniz bölgesi üzerine yapılmış muhtelif çalışmalar bulunuyor bulunmasına, ama doğrudan Zonguldak’ı ele alan çalışmalar çok az.

İşte bu zengin derleme de, Zonguldak’ı bir işçi sınıfı, madencilik, toplumsal cinsiyet, sanat, edebiyat ve farklı toplumsallıkların yaşandığı bir mekân olarak bir uçtan diğer uca irdelemesiyle önemli bir işlev üstleniyor.

Kitapta,

  • Devletin Zonguldak kömür havzasındaki işçi sınıfı kimliği üzerindeki etkileri,
  • Son büyük yürüyüşün ardından Zonguldak kömür madeni işçilerinde direniş ve dayanışma,
  • Zonguldak’ta termik santral karşıtı mücadeleler,
  • Zonguldak’da feminist kadınların örgütlenme girişimleri,
  • Türk sinemasında Zonguldak,
  • Zonguldak’ta tiyatro,
  • Zonguldak’taki madenci ve çöpçü katırlar,
  • Zonguldak Kömürspor,
  • Çocuk cinsel istismarı ve Zonguldak,
  • Ve bunun gibi, ilgi çekici konular yer alıyor.

Kitaba katkıda bulunan yazarlar ise şöyle: E. Attila Aytekin, H. Tarık Şengül, Ayça Erinç Yıldırım, Akın Bakioğlu, Evrim Yılmaz, Hanen Çiftdoğan, Naz Hıdır, Atilla Barutçu, Güzin Yamaner, Hasan Anıl Sepetci, Şeyma Balcı, Mete Arif Tokmak, Figen Uzar Özdemir, Caner Özdemir, Fahri Bozbaş ve Ayça Demir.

  • Künye: Kolektif – Zonguldak, derleyen: Atilla Barutçu ve Figen Uzar Özdemir, İletişim Yayınları, şehir, 349 sayfa

Mirgün Cabas – 2001: Eski Türkiye’nin Son Yılı (2017)

2001, Türkiye’nin hem siyasi hem ekonomik hem de toplumsal olarak büyük kırılmalar yaşadığı ve bizi bugünlere getiren süreçlerin adım adım ortaya çıktığı simge yıllardan biri.

İşte deneyimli gazeteci Mirgün Cabas da, bu yıl içinde yaşanmış her biri diğerinden önemli tam otuz olayı kayda alarak hem aydınlatıcı hem de tebessüm ettiren bir belgesel ortaya koymuş.

Dile kolay, tamı tamına on altı yıl geçmiş aradan.

Kitapta AKP’nin kuruluşundan MGK krizine, ekonomik krizin ortaya çıkışından krizin sebep olduğu protestolara, Kemal Derviş’in gelişinden Bülent Ecevit’in iktidardan düşürülme sürecine, 11 Eylül saldırılarından “Hayata Dönüş” operasyonunun yarattığı büyük yıkıma ve Abdullah Öcalan’ı İmralı’dan kaçırma teklifini reddeden PKK sorumlularına kadar pek çok önemli konu anlatılıyor.

Cabas, 2001’in yalnızca siyasi ve ekonomik gelişmelerini anlatmakla yetinmiyor.

Reha Muhtar’ın sıra dışı haberciliği, UFO’ya taş atan köylü, kendisini kapkaç profesörü olarak tanımlayan kişi de bu anlamda okuyacağımız keyifli konular.

Kitabı nitelikli kılan bir husus da, bu dönemi yaşamış kimi aktörlerle yapılmış söyleşilere yer vermesi.

Cabas’ın röportaj yaptığı Mesut Yılmaz, Dinç Bilgin, Mehmet Bekaroğlu, Murat Yetkin ve Mehmet Demirkol’un da içinde bulunduğu on beş isim, 2001 yılında aktörü, tarafı veya tanığı oldukları gelişmeleri analiz ediyor.

Mirgün Cabas’ın iyi bir gazetecilik çalışması olan kitabı, Türkiye’nin bugününü daha iyi kavramak için iyi bir fırsat.

  • Künye: Mirgün Cabas – 2001: Eski Türkiye’nin Son Yılı, Can Yayınları, tarih, 544 sayfa

Recep S. Tatar (haz.) – Bu Toprağın Çocuk İsimleri Sözlüğü (2008)

Recep S. Tatar’ın hazırladığı ‘Bu Toprağın Çocuk İsimleri Sözlüğü’, yüzyıllardır birlikte yaşayan halkların çocuk isimlerini barındırıyor.

Lazca, Türkçe, Kürtçe, Ermenice, Gürcüce, Farsça, Çerkezce ve Süryanice gibi dillere ait çok sayıda isim barındıran sözlük, isimlerin Türkçe anlamlarına yer veriyor.

Anadolu topraklarında, birbirinden farklı toplulukların bulunması, coğrafyamızın çok kültürlülüğünü oluşturan başlıca unsur.

Fakat farklılıklar, çoğunlukla baskıya uğradı veya en iyi ihtimalle görmezden gelindi.

Tatar’ın uzun soluklu çalışmasının ürünü olan sözlük, Anadolu topraklarındaki büyük zenginliği göstermesiyle ilgi çekiyor.

  • Künye: Recep S. Tatar (haz.) – Bu Toprağın Çocuk İsimleri Sözlüğü, Su Yayınevi, sözlük, 183 sayfa

Kolektif – Dört Ayaklı Belediye: İstanbul’un Sokak Köpekleri (2016)

 

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün ‘Dört Ayaklı Belediye’ adlı sergisi, İstanbul’un gündelik ve tarihsel serüveninde önemli yer tutan köpekleri çok yönlü bir bakışla anlatmıştı.

Sergi, İstanbul’un fethinden Tanzimat’a uzanan yaklaşık dört yüz yıllık süreçte, şehri sakinleriyle paylaşan ve aynı zamanda şehrin yaşadığı dönüşümlerden de bizzat etkilenen bu dört ayaklı dostlarımızı daha görünür kılmasıyla dikkat çekiyordu.

Elimizdeki çalışma da, sokak köpeklerinin geç Osmanlı dönemi gündelik yaşamdaki serüvenlerinden 1910 yılında Hayırsızada’ya (Sivriada) sürgünlerine uzanan tarihlerini gözler önüne sermiş bu serginin kataloğu.

Çalışma, Ekrem Işın ve serginin danışmanı Catherine Pinguet’nin konuya odaklanan çerçeve yazılarıyla açılıyor.

Devamında ise, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu, Pierre de Gigord Koleksiyonu ve Galeri Alfa Koleksiyonu’ndan seçilen, köpekleri konu eden fotoğraf, gravür, kitap ve dergiler sunuluyor.

  • Künye: Kolektif – Dört Ayaklı Belediye: İstanbul’un Sokak Köpekleri, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları, sergi katalogu, 210 sayfa

İsolde – Ben Türk Kızı Nasılım (2014)

İsolde, bilhassa son yıllarda dillere pelesenk olmuş “Kezban” konusunu ele alıyor.

Kitap, kendince mizahi bir üslupla, “Kezban nedir?”, “Bir insandan Kezban yaratan o meşum süreç nasıl işler?” gibi soruların yanıtını arıyor ve şu konuları işliyor:

  • Düğünlere giderken yapılan aşırı makyaj,
  • Kadınların futbolsever taklidi yapmaları,
  • Plaza kadınının hususiyetleri,
  • Fondöten, fön, korseli çorap gibi kimi kadın bakımı aksesuarları…

Bizde “Kezban” konusu biraz netameli. Çünkü bu kavram genellenebilir, sosyolojik karşılığı olan bir kavram değil ve daha çok kadınları küçümseyenlerce kullanılır.

Biz yine de, kitabın yazarı İsolde’nin bu kavramı kadınları küçümsemek amacıyla değil, kimi kadınlık hallerine alaycı bir şekilde yaklaşmak niyetiyle kullandığına inanmak istiyoruz.

  • Künye: İsolde – Ben Türk Kızı Nasılım, İsolde, Alakarga Yayınları, anlatı, 278 sayfa

 

Hale Bolak Boratav, Güler Okman Fişek ve Hande Eslen Ziya – Erkekliğin Türkiye Halleri (2017)

Şimdinin Türkiye erkeği, geleneksel kalıpların dayatmalarıyla sosyal değişmelerin beraberinde getirdiklerinin arasına sıkışmış durumda.

İşte elimizdeki bu nitelikli çalışma, Türkiye’de aile dinamiğini derinlemesine irdeliyor ve oğul olmanın, baba olmanın, eş olmanın bu topraklardaki seyrinin nitelikli bir fotoğrafını çekiyor.

Baba-çocuk ilişkisinden geleneksel ve modern babalık modellerine, bu alanda yapılmış literatürün geniş bir incelemesini yaparak başlayan kitap,

  • Babayla ilişkide hiyerarşik boyut,
  • Erkekliğe ilişkin algı, söylem ve deneyimler,
  • Taşralı, yoksul, bireyselleşme arayışında ve geleneksel erkek tipleri,
  • Evli erkeklerin kendi ebeveynleriyle ve kendi çocuklarıyla ilişkileri,
  • Eşle ilişkide hiyerarşi ve kadın-erkek eşitliği,
  • Erkeklik tanımları,
  • Ve toplumda erkekliğe ilişkin tutumları gibi birçok ilgi çekici konu irdeleniyor.

Bugünün Türkiye erkeklerini, onların ailesiyle ilişkilerini ve bu ilişkinin çevrelerini nasıl etkilediğini daha iyi kavramak için çok iyi bir kaynak.

Bu topraklarda her ne kadar sarsılmaz gibi görünen bir erkek algısı halen egemen olsa da, kitap, farklı kesimlerden gelen erkeklerin hayat öykülerinin nasıl farklı seyirler izleyebileceğini de gözler önüne sermekte.

  • Künye: Hale Bolak Boratav, Güler Okman Fişek ve Hande Eslen Ziya – Erkekliğin Türkiye Halleri, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, sosyoloji, 477 sayfa