Hakan Kaynar’ın ‘Ankara’nın Duygusal Tarihi’ adlı kitabı, kenti yalnızca yapılar, yollar ve kurumlar üzerinden değil, hislerin, hatıraların ve edebiyatın izleriyle okuyor. Yazar, Ankara’nın tarihini resmi belgelerden çok, insanların duygusal tecrübelerinde ve metinlerde arıyor. Ona göre şehir, sadece coğrafi bir mekân değil; anlamı, içinde yaşayanların, yazanların ve hayal edenlerin duygularıyla biçimlenen canlı bir organizma. Bu nedenle Kaynar’ın yaklaşımı, şehir tarihçiliğini klasik sınırlarının ötesine taşıyor ve edebiyatı tarihin asli tanığı haline getiriyor.
Kitap, Yakup Kadri’nin modernleşme sancılarını, Aka Gündüz’ün milliyetçi duygularını, Adalet Ağaoğlu’nun kuşak çatışmalarını, Sevgi Soysal’ın özgürlük arayışını ve Barış Bıçakçı’nın kayıtsızlığını bir bütünün parçaları gibi ele alıyor. Bu yazarlar aracılığıyla Ankara, hem bir ideali hem de bir hayal kırıklığını temsil ediyor. Kaynar, kentin soğuk bürokratik imajını aşarak, insanın iç dünyasında bıraktığı yankılara odaklanıyor; şehirdeki yalnızlığı, umudu ve tedirginliği satır aralarından topluyor.
Sonuçta ‘Ankara’nın Duygusal Tarihi’, bir “şehir rehberi” değil, duyguların da tarihe dâhil olduğunu hatırlatan özgün bir okuma biçimi sunuyor. Ankara burada ne sadece bir başkent ne de bir sembol; aynı zamanda yitirilmiş ideallerin, içe kapanmış hayatların ve yeniden anlam arayışlarının aynası. Kaynar’ın çalışması, mekânın da insan kadar duygusal bir varlık olabileceğini göstererek şehir tarihine edebi bir derinlik kazandırıyor.
- Künye: Hakan Kaynar – Ankara’nın Duygusal Tarihi, Sel Yayıncılık, şehir, 136 sayfa, 2025










