Henry Thorau – Görünmez Tiyatro (2017)

  • GÖRÜNMEZ TİYATRO, Henry Thorau, çeviren: Hülya Karcı, Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, tiyatro, 199 sayfa

Augusto Boal, Paulo Freire’nin ‘Ezilenlerin Pedagojisi kuramından hareketle ‘Ezilenlerin Tiyatro’ kuramını geliştirmişti. Görünmez Tiyatro ise, ‘Gazete Tiyatrosu’, ‘İmge Tiyatrosu’, ‘Forum Tiyatrosu’ ve ‘Yasama Tiyatrosu’ gibi Boal’in geliştirdiği ‘Ezilenlerin Tiyatrosu’ yöntemlerinden biri. Görünmez Tiyatro, daha çok kamusal alanda gerçekleştirilen, oyuncuların seyircileri de oyuna dâhil ettiği, kışkırtıcı bir tiyatro pratiği. İşte, Boal’in hem çevirmeni hem de uzun yıllar dostu olmuş Thorau da bu çalışmasında, ‘Görünmez Tiyatro’ uygulamasını hem kuramsal hem de uygulamalı yönleriyle ele alıyor. Boal’in birkaç makale dışında ‘Görünmez Tiyatro’ üzerine detaylı bir şekilde duramadığı gerçeği düşünüldüğünde, bu kitap alan için daha da önem kazanıyor diyebiliriz. Tiyatrocular, tiyatro eğitmenleri ve tiyatroya gönül vermiş herkes için nitelikli bir kaynak.

Müjdat Gezen – Yababilirsin (2014)

  • YAPABİLİRSİN, Müjdat Gezen, Elma Yayınları, kişisel gelişim, 139 sayfa

Usta tiyatrocu Müjdat Gezen ‘Yapabilirsin’de, kendi deneyimlerinden de yola çıkarak, başarılı olmak konusunda ipuçları sunuyor. Gezen, tiyatro sanatını icra ederken yaşadığı zorlukları ve bunları hangi motivasyonlarla aştığını; gündelik hayatın her alanında karşılaşılan başarı ve başarısızlığa dair durumları; öfkenin ve başarısızlık duygusunun nasıl aşılabileceğini Nelson Mandela, Aziz Nesin ve Nâzım Hikmet gibi isimlerin azim öyküleriyle harmanlayarak anlatıyor.

Çiğdem Kılıç – Geleneksel Türk Tiyatrosunda Zenneler (2008)

  • GELENEKSEL TÜRK TİYATROSUNDA ZENNELER, Çiğdem Kılıç, Kitap Yayınevi, inceleme, 198 sayfa

Çiğdem Kılıç’ın ‘Geleneksel Türk Tiyatrosunda Zenneler’i, Türkiye’de kadının tiyatro alanındaki görünümü konusunda ilginç bir inceleme. Kitabın giriş bölümü, geleneksel Türk tiyatrosunu biçimlendiren temel koşulların zenne tipinin oluşmasındaki etkilerini değerlendiriyor. Birinci bölüm, erkek oyuncuların kadın rollerine çıkmalarını oluşturan koşulları irdelerken, ikinci bölüm de, zenne tipinin özellikleri ile ortaoyunu dışındaki türlerde nasıl görüldüğüne ve algılandığına odaklanıyor. Kitabın son bölümünde ise, ortaoyunundaki zenne tipleri kendi içlerinde sınıflandırılarak ve basılı ortaoyunu metinlerinden örneklemeler yapılarak inceleniyor.

Selen Korad Birkiye – Çağdaş Tiyatroda Kültürlerarası Eğilim (2007)

  • ÇAĞDAŞ TİYATRODA KÜLTÜRLERARASI EĞİLİM, Selen Korad Birkiye, De Ki Yayınları, tiyatro, 344 sayfa

cagdas-tiyatroda

Selen Korad Birkiye’nin ‘Çağdaş Tiyatroda Kültürlerarası Eğilim’ adlı bu çalışması, Peter Brook, Eugenio Barba ve Robert Wilson gibi, 20. yüzyıl tiyatrosunun mihenk taşı üç yönetmenin kültürlerarası çalışmalarını inceleyerek kavramı yerli yerine oturtmayı amaçlıyor. Birkiye bu isimler üzerinden, kültürlerarası tiyatro anlayışının “ölümcül” tiyatro tarzına nasıl bir alternatif getirdiğine, kalıpları kırma konusunda Batılı tiyatro formlarının kullanımının ne gibi imkânlar sunduğuna, bu yaklaşımın makul tiyatroya ulaşmada bir adım olarak düşünülüp düşünülemeyeceğine ve nihayet, tiyatroda evrensel bir dil arayışının ne derece gerçekçi olduğuna odaklanıyor.

Ahmet Beşe – Amerikan Tiyatrosunda Aile ve Başarı Düşü (2007)

  • AMERİKAN TİYATROSUNDA AİLE VE BAŞARI DÜŞÜ, Ahmet Beşe, De Ki Yayınları, tiyatro, 159 sayfa

amerikan-tiyatrosunda

Ahmet Beşe imzalı bu çalışma, Amerikan tiyatrosunda aile ve başarı kültünü, Amerikan ve dünya tiyatro yazınının iki önemli ismi olan Arthur Miller ve Edward Albee üzerinden izliyor. Beşe, Arthur Miller ve Edward Albee’nin oyunlarında yansıttıkları Amerikan toplumunun yapısını, ailesel ilişkileri ve “başarı düşü” olgusunu tanımlayarak, endüstrileşme, kentleşme ve ekonomik sistemin etkisiyle insan ilişkilerinde yaşanan toplumsal değişimleri ve bu değişimlere bağlı olarak aile-toplum etkileşimini ele alıyor. Beşe, yazarların yapıtlarındaki aile modelini irdelerken, 21. yüzyılda, aile yaşamını etkileyen endüstrileşmenin sonuçlarına da odaklanıyor.

Sevda Şener – Oyunlar ve Gerçekler (2007)

  • OYUNLAR VE GERÇEKLER, Sevda Şener, Dost Kitabevi, tiyatro, 189 sayfa

oyunlar-ve-gercekler

Sevda Şener’in ‘Oyunlar ve Gerçekler’i iki ana bölümden oluşuyor. Birinci bölüm, Cumhuriyet’ten bu yana yazılan oyunlarda üzerinde durulmuş olan toplumsal gerçekleri ve sorunları göstermeyi ve farklı dönemlerde ileri sürülmüş görüşleri açıklamayı amaçlıyor. Burada oyun yazarlarının gerçeklere karşı duyarlılığı, toplumsal sorumluluk duygusunu kanıtlayan örneklerle veriliyor. Kitabın ikinci bölümünde ise, Şener’in başyapıt olarak kabul ettiği yerli oyunlardan bir demet sunularak, Türkiye tiyatro yazınının nasıl bir gelişim çizgisi izlediği ve ne gibi başarılar gösterdiği irdeleniyor.

Seneca – Phaedra (2007)

  • PHAEDRA, Seneca, çeviren: Çiğdem Dürüşken, İş Kültür Yayınları, oyun, 72 sayfa

phaedra

‘Phaedra’, Roma uygarlığının söylev ustası Seneca’nın ‘Medea’dan sonraki şaheseri. Seneca’nın önemi, kuşkusuz, Antik Yunan tiyatrosunun öncü temalarına kendi damgasını vurarak, bunları kendinden sonra gelen Shakespeare’e kadar ulaştırmasıdır. Yazarın en önemli oyunlarından ‘Phaedra’, tutku ve ümitsizlik arasında sıkışan bir ruhu hikâye ediyor. Vahşi doğa ile insan doğasının karşıt tutkuları bu oyunda kıyasıya savaşır, aşk ve nefret birbirinin içine geçmiş halde verilir. Fakat tüm bunların ötesinde, Seneca’nın insana yaklaşımı her zaman olduğu gibi iyimserdir. Çünkü oyunun temel aldığı aşk, her türlü toplumsal ilke ve yasaya karşı çıkarak, insani yaratının en mükemmel hali olacaktır.

Robert Musil – Hayalperestler (2013)

  • HAYALPERESTLER, Robert Musil, çeviren: Cüneyt Aslan, Aylak Adam Yayınları, oyun, 157 sayfa

HAYALPERESTLER

Robert Musil 1921 yılında yazdığı ‘Hayalperestler’de, büyük çelişkilerle boğuşan, fakat bu kısır döngüden bir türlü kurtulamayan bireylerin idealleri, geçmişleri ve bugünleriyle trajik ilişkisini hikâye ediyor. Thomas, karısı Maria, kız kardeşi Regine, Anselm, Josef ve Stader gibi karakterlerin etrafında dönen oyun, insanın gündelik hayatı içinde görünmez hale gelmiş çelişkileri ve bireyin bunların aşılması karşısındaki çaresizliğini merkeze alıyor. Yüzyıl içinde yaşanan bilimsel devrimlerin insan hayatında ve bireyin dünyaya dair algılarında ne gibi değişimler yarattığını irdeleyen Musil, modern dil oyunlarına da başvuruyor.

Anton Çehov – Ayı (2012)

  • AYI, Anton Çehov, çeviren: Tansu Akgün, İş Kültür Yayınları, tiyatro, 212 sayfa

 AYI

Elimizdeki kitapta, Anton Çehov’un ‘Şehir Yolunda’, ‘Ayı’, ‘Tütünün Zararları’, ‘Kuğunun Şarkısı’, ‘Evlenme Teklifi’, ‘Düğün’, ‘Tatyana Repina’, ‘Zoraki Trajedi Aktörü’ ve ‘Yıldönümü’ gibi, komedi ve dram türünde yazdığı dokuz klasik oyunu yer alıyor. Çehov bu oyunlarından ‘Evlenme Teklifi’nde, komşusu Stepan Stepanoviç Çubukov’un kızı Natalia’ya evlenme teklif etmeyi düşünen İvan Vasilyeviç Lomov’un başından geçen gülünç olayları anlatıyor. Hastalık hastası İvan için, evlenme teklifinde bulunmak başlıbaşına zorken, üç kişi arasında yaşanan karşılıklı yanlış anlamalar, bir yerden sonra asıl sorun haline gelecektir.

Aleksandr Sergeyeviç Griboyedov – Akıldan Bela (2011)

  • AKILDAN BELA, Aleksandr Sergeyeviç Griboyedov, çeviren: Cenk Gündoğdu ve Engin Toprak, İkaros Yayınları, oyun, 204 sayfa

Modern Rus şiirinin önemli isimlerinden Aleksandr Sergeyeviç Griboyedov ‘Akıldan Bela’ adlı oyununda, soylu sınıf aydınının kendi sınıfına karşı verdiği savaşı hikâye ediyor. Oyunun baş kahramanı, soylu sınıftan gelen bir aydın olan Çatski’dir. Griboyedov, soylu sınıfın adetleri ve alışkanlıklarını, kendi içlerinden gelen Çatski’nin sert bir dille alaya alarak eleştirmesine dayanır. Oyun, Çatski’nin ikiyüzlülüklerin egemen olduğu bu dünyaya daha fazla dayanamayarak çekip gitmesiyle sonlanır. İlk gerçekçi yapıtlardan biri olarak kabul edilen oyun, yayımlandığı dönemde asilzadelerin, yüksek memurların ve sosyetenin huzurunu kaçırmıştı.