Doğan Hasol – Mimarlık Cep Sözlüğü (2009)

Mimarlık yazınının önde gelen isimlerinden Doğan Hasol’un, çok sayıda maddeyi kapsayan ‘Mimarlık Cep Sözlüğü’, hem mimarlığa ilgi duyanlar, hem de mimarlar için, cep boyutu ve yetkin içeriğiyle, kullanılması kolay bir kaynak niteliğinde.

Hasol’un ‘Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü’nün ilk baskısı 1976 yılında yapıldı.

Bu eser, bilindiği gibi kırk aşkın yıldan bu yana mimarlar ve yakın meslek dalları için bir başvuru kaynağı olageldi.

‘Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü’nden damıtılmış bir öz niteliğindeki elimizdeki sözlük, böylece kırk yıllık bir deneyimi de arkasına almış oluyor.

Sözlüğe alınan maddelerin, çizimlerle zenginleştirildiğini de ayrıca belirtelim.

  • Künye: Doğan Hasol – Mimarlık Cep Sözlüğü, YEM Yayın, sözlük, 220 sayfa

Murat Belge – İstanbul’un Sayfaları (2009)

Yazar, tarihçi, profesör ve edebiyat eleştirmeni Murat Belge’nin, İstanbul konulu daha önce yayımlanmış kitapları ilgi çekmişti.

Belge, elimizdeki eseri ‘İstanbul’un Sayfaları’nda da, okurlarını yeniden, İstanbul’da binyılları kapsayan bir kültür yolculuğuna çıkarıyor.

Belge, tarihin seyrinde İstanbul’a ev sahipliği yapmış başlıca medeniyetleri, onların belli başlı eserleri çerçevesinden anlatıyor.

Doğu ile Batı’yı birbirine bağlayan şehrin olağanüstü konumu; Roma, Bizans ve Osmanlı imparatorlukları döneminde İstanbul; Cumhuriyet’in modernleşme sürecinin şehre yansımaları; kozmopolit yönleri baskın Beyoğlu; Galata ve çevresinin binyılları bulan geçmişi; özgün mimarisi, renkleri ve yalılarıyla Boğaziçi, Belge’nin yorumlarıyla karşımıza çıkan konulardan birkaçı.

Belge’nin yetkin anlatımı, Reha Arcan’ın üç yüz elliyi aşkın renkli fotoğrafıyla da zenginleştirilmiş.

  • Künye: Murat Belge – İstanbul’un Sayfaları, Doğan Kitap, şehir, 173 sayfa

Stefan Zweig – Kitapçı Mendel (2009)

Yirminci yüzyılın önde gelen edebiyatçılarından Stefan Zweig, şiir, deneme, oyun, öykü gibi türlerde verdiği ürünlerin yanı sıra, özellikle düşsel ve tarihi karakterleri konu ettiği eserleriyle bilinir.

‘Kitapçı Mendel’ başlıklı elimizdeki eser, Zweig’ın öykülerinden yapılan bir seçki.

Özenli çevirileriyle de dikkat çeken kitap, Zweig’ın okurun ruhunu derinden etkileyen, insanın karanlık dünyasına inen, savaşın ve acıların bireyin ruhunda yarattığı telafi edilemez yıkımı tasvir eden, aşkın olağanüstülüğünü ve kırılganlığını anlatan on öyküsünden oluşuyor.

Seçkide, yazarın ‘Kitapçı Mendel’ ve ‘Geçmişe Yolculuk’ uzun öyküleri ile ‘Karlarda’, ‘Unutulmayacak Bir İnsan’, ‘Acaba O muydu?’, ‘Alacakaranlıkta Bir Öykü’, ‘Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu’, ‘Bir Yaz Öyküsü’ ve ‘Yalnız İki İnsan’ isimli öyküleri yer alıyor.

Kitap bizi, Zweig’ın zengin öykü evrenine davet ediyor.

  • Künye: Stefan Zweig – Kitapçı Mendel, çeviren: Burhan Arpad ve Ahmet Arpad, Yordam Kitap, öykü, 223 sayfa

Devrim Sevimay – Süreç (2009)

Gazeteci Devrim Sevimay, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın 29 Temmuz tarihli “İnşallah Çözüm konusunda dünyaya örnek olacak bir Türkiye modeli oluştururuz. Gelin, bu sürece herkes katılsın” çağrısından sonra, Milliyet’te ‘Türkiye Kendi Modelini Arıyor’ adlı bir yazı dizisine başlamıştı.

Sevimay’ın on bir gün boyunca süren yazı dizisi, daha çok Hülya Avşar’ın söyledikleriyle dikkat çekmesine rağmen, Kürt sorununun çözümü konusunda birçok farklı fikri tartışmaya açmasıyla yankı uyandırmıştı.

İşte, söz konusu yazı dizisi, elimizdeki kitapta bir araya getirilmiş. 27 köşe yazarının dizideki yorumlara atfen kaleme aldıkları yazıları da, fotoğrafın tamamlanması için kitabın ikinci bölümüne alınmış.

Kitabın son bölümünde ise, Atalay’ın 29 Temmuz’da yaptığı ve gazetelerde ancak bir bölümü yayımlanan tarihi açıklamanın tam metni yer alıyor.

Yazı dizisinin tümünü bir arada görmek isteyenler için iyi bir fırsat.

  • Künye: Devrim Sevimay – Süreç, Özgür Yayınları, siyaset, 303 sayfa

Münir Göle – Yol Durumu (2009)

‘Yol Durumu’, Münir Göle’nin dünyanın çeşitli yörelerine yaptığı seyahatlere dair denemelerinden oluşuyor.

Denemeler, okuru bir yandan farklı coğrafyalara, farklı tarihlere götürürken, aynı zamanda onun iç dünyasına da sesleniyor.

Yolcunun, gittiği yerlere kendini götürdüğünü söyleyen Göle, böylece onun, korkularıyla yüzleşebildiğini, varlığının keyfine vardığını ve hayal ettiği şekilde yaratabildiğini söylüyor.

Felsefi vurgularıyla da dikkat çeken denemeler, farklı coğrafyalara uzanan gezilere dair izlenimler kadar, insanın varoluşsal deneyimlerini de barındırıyor.

Anlatımın edebiyat, tarih ve sanatla harmanlandığı ‘Yol Durumu’, Göle’nin çektiği fotoğraflar da zenginleştirilmiş.

  • Künye: Münir Göle – Yol Durumu, Yapı Kredi Yayınları, deneme, 119 sayfa

Recep Genel – Tanrının Çorbasını İçmiştik (2009)

‘Bilmiyorumkadın’, Recep Genel’in yayımlanan ilk romanıydı.

Genel, 1990’lı yılların politik karmaşasında geçen romanında, konumlandıkları dünyaya uyum sağlamaya çalışırken acılar çeken, fakat her şeye rağmen insani duygularını yitirmemek için mücadele eden bireylerin trajik hikâyesini anlatmıştı.

Yazar elimizdeki romanında ise, 1930’lu yıllarda Uzunyayla’da başlayıp İstanbul’a uzanan bir öykü ekseninde, farklı etnik gruplara ait Türkiyelilerin gözünden Cumhuriyet’in ilk yıllarını resmediyor.

Karakterlerin yaşadığı acı dolu hatıralar ve var olma mücadeleleri, kurgunun çerçevesini oluşturuyor.

Genel, yakın dönemi kurguladığı romanında, doğduğu toprakların öyküsünü anlatıyor.

  • Künye: Recep Genel – Tanrının Çorbasını İçmiştik, İthaki Yayınları, roman, 229 sayfa

Artun Ünsal – Bezgin Martı ve Çılgın Kelebek (2009)

‘Bezgin Martı ve Çılgın Kelebek’, Prof. Dr. Artun Ünsal’ın gazete ve dergi yazılarını okurlara sunuyor.

Yaşama dair ayrıntılar, İstanbul’dan insan manzaraları, Türkiye insanı, yemek kültürü, portreler ve Türkiye’nin muhtelif mekânlarına dair izlenimler, buradaki yazıların çerçevesini oluşturuyor.

“Türkiye son yıllarda çok değişti. Ne var ki kimi gözlem ve izlenimlerimin bugün de bir ölçüde geçerli olduğunu sanıyorum. Çünkü her toplumda olduğu gibi bizim toplumumuzda da alışkanlık ve davranışlar moda deyimiyle ezberler kolay değişmiyor. Gene de gelecek konusunda iyimserliğimi hiç yitirmedim.” diyen Ünsal, okuru, Türkiye’de nelerin değişip, nelerin aynı kaldığını gözlemlemeye davet ediyor.

  • Künye: Artun Ünsal – Bezgin Martı ve Çılgın Kelebek, Yapı Kredi Yayınları, deneme, 317 sayfa

Jodi Picoult – Taş, Kâğıt, Makas (2009)

Jodi Picoult ‘Taş, Kâğıt, Makas’ta, diğer romanlarında olduğu gibi, insanoğlunun temel duygularının ve açmazlarının izini sürüyor.

Romanın başkahramanı June Nealon, New Hampshire’da, iki kızı ve kocasıyla mutlu bir hayat yaşar.

Fakat ailenin hayatı, baba ile kızlardan birinin acımasız bir cinayete kurban gitmesiyle alt üst olur.

Nealon, kalp nakli bekleyen diğer kızıyla bu acıların üstesinden gelmeye çalışır.

Cinayeti işleyen Shay Bourne ise, kısa bir süre sonra idam cezasına çarptırılır.

Fakat Bourne’un idam edilmeden önceki son isteği, ailenin büyük bir kararsızlık yaşamasına neden olur.

Zira Bourne, Nealon’un hasta kızına kalbini vermek istemektedir.

  • Künye: Jodi Picoult – Taş, Kâğıt, Makas, çeviren: Serkan Göktaş, APRIL Yayıncılık, roman, 447 sayfa

Kolektif – Dünya Tarihi (2009)

Birçok yazarın katkıda bulunduğu ve sadece tarihçilere değil herkese hitap etmeyi amaçlayan ‘Dünya Tarihi’, uygarlığın doğuşundan günümüze, tarihin en önemli olaylarını ve kişiliklerini anlatıyor.

Başvuru kitabı niteliğindeki eser özellikle, sade ve kolay anlaşılabilir anlatımı ve zengin görselliğiyle dikkat çekiyor.

Kitap, tarihöncesinden başlayarak, ilk imparatorlukları, antik dünyayı, ortaçağı, erken modern çağı, modern tarihi, dünya savaşlarını, savaş arası dönemi ve günümüz tarihini anlatıyor.

Kitabın ayrıca, zaman çizelgeleri ve barındırdığı çok sayıda resimle, okura keyifli bir okuma sunduğunu da belirtelim.

  • Künye: Kolektif – Dünya Tarihi, yayına hazırlayan: Emre Ergüven, çeviren: Aysun Yavuz, NTV Yayınları, tarih, 544 sayfa

Lewis Grassic Gibbon – Spartaküs (2009)

İskoç yazar Lewis Grassic Gibbon ‘Spartaküs’te, İ.Ö. 73’te gladyatör Spartaküs önderliğindeki köle ayaklanmasını anlatıyor.

Roman, gladyatörken Roma ordusundan kaçan ve ardından yakalanıp köle olarak satılan Spartaküs’ün, kendisi gibi kölelerle, egemenlere karşı verdiği savaşın hikâyesini sunuyor.

Zengin bir tarihi arka plan eşliğinde kurgusunu kaleme alan Gibbon, Spartaküs’ün kendisiyle birlikte Roma ordusundan kaçan arkadaşlarıyla savaşma kararı alışının; amansız bir çatışma sonucu Publies Varinus’u yenişinin; tüm başarılarına rağmen Marcus Crassus tarafından yenilgiye uğratılmalarının ve kölelerin acımasız bir şekilde çarmıha gerilişinin hikâyesini anlatıyor.

  • Künye: Lewis Grassic Gibbon – Spartaküs, çeviren: Sermet Yalçın, Yordam Kitap, roman, 288 sayfa