Benjamin J. Cohen – Paranın Gücü (2020)

Kimilerine göre ABD doları eski görkemli günlerini geride bıraktı.

Uluslararası para ilişkileri politikası alanında uzman isimlerden olan Benjamin Cohen ise, küresel para rekabetinin halen ABD dolarının lehinde olduğunu savunarak bunun tam aksini iddia ediyor.

Kitabına, uluslararası para biriminin ortaya çıkışı ve yükselişini açıklayarak başlayan Cohen, ardından da uluslararası parasal gücün dinamiklerini, kaynaklarını, kullanımlarını ve sınırlarını irdeleyerek devam ediyor.

Dünya ülkelerinin karşılıklı bağımlılıklarının parasal güç üzerindeki etkileri, günümüzde para birimlerinin rekabeti, değer saklama aracı olarak uluslararası paraların rolleri, ekonomi, finans ve jeopolitik alanlarında yaşanan gelişmelerin para üzerinde uzun ve kısa vadedeki etkileri, Cohen’in burada ele aldığı diğer konular.

Kitabın en önemli katkılarından biri de, Avro ve Yuan gibi, küresel güç dengesinin odağında yer alan diğer para birimlerinin dolar karşısındaki avantaj ve dezavantajlarını derinlemesine işlemesi.

  • Künye: Benjamin J. Cohen – Paranın Gücü: Parasal Rekabeti Anlama, çeviren: Tuncel Öncel, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, iktisat, 290 sayfa, 2020

Kolektif – Yunan Diyarında Kurban Mutfağı (2020)

Yunanlıların kurban ritüelleri üzerine çok önemli bir inceleme.

Kitaba katkıda bulunan yazarlardan her biri, şimdiye kadar filozofları ve anıtsal yapılarıyla anlatılagelen, çokça idealleştirilmiş Antik Yunan’ı bu sefer gündelik hayatı ve mutfak kültürü içinde ele alıyor.

Kitapta,

  • Eski Yunan’da mutfak pratikleri ve kurban sunma ritüellerini,
  • Hesiodos’un kurucu kurban mitini,
  • Yunan hayvanları bağlamında yenilebilir bedenlerin topolojisini,
  • Antik Yunan kurban ritüellerinde tören, mekân ve imgenin yerini,
  • Modern Yunanistan’da kutsanmış kurban olgusunu,
  • Ve Yunan kurban mutfağında etin paylaşım kuralları gibi pek çok ilgi çekici konuyu ele alıyor.

Yunan kurban kültü hakkında bir bibliyografyayla da zenginleşen kitaba makaleleriyle katkıda bulunan isimler de şöyle: Jean-Louis Durand, Marcel Detienne, Jean-Pierre Vernant, Stella Georgoudi, François Hartog ve Jesper Svenbro.

  • Künye: Kolektif – Yunan Diyarında Kurban Mutfağı, editör: Marcel Detienne ve Jean-Pierre Vernant, çeviren: Özgüç Orhan, Dergah Yayınları, tarih, 363 sayfa, 2020

Tarkan Okçuoğlu – Hayal ve Gerçek Arasında (2020)

Osmanlı resminde kadim kent İstanbul nasıl resmedildi?

Tarkan Okçuoğlu 18. ve 19. yüzyıllarda Osmanlı’nın duvar resimlerinde İstanbul’un nasıl betimlendiğini inceliyor.

Bu betimlemede şehrin hangi üslup özelliklerine, ne tür söylemlere ve biçim çeşitliliğine göre resmedildiğini izleyen çalışma, bir anlamda Osmanlı modernleşme sürecinin resim sanatına nasıl yansıdığını da ortaya koyuyor.

Okçuoğlu, sadece İstanbul’da değil, Anadolu, Balkanlar ve Ortadoğu gibi çok geniş bir coğrafyada izini sürebildiğimiz İstanbul imgesinin, figür yasağının olduğu bir coğrafyada, bir anlamda “portre”nin yerine geçtiğini ve bu “kent portreleri”yle Osmanlı’nın siyasi gücünün de simgelendiğini ve somutlaştırıldığını belirtiyor.

Tasvir edilen resimlerin hangi bağlamlar çerçevesinde görselleştirildiğini zengin örnekler eşliğinde anlatan Okçuoğlu, bununla da yetinmeyerek, düşünsel ve kültürel iklime göre değişen ifade dilinin çözümlemelerini de yapıyor.

Çalışma, geleneksel minyatür sanatının sonundan güzel sanatlar disiplininin kurumsallaştığı döneme dek geniş bir zaman aralığını kapsamasıyla konu hakkında bir başvuru kaynağı niteliğinde.

  • Künye: Tarkan Okçuoğlu – Hayal ve Gerçek Arasında: Osmanlı Resminde İstanbul İmgesi, 18. ve 19. Yüzyıllar, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları, sanat, 250 sayfa, 2020

Kolektif – Bedenin Sosyolojisi (2020)

Beden, kılıfımız olmaktan öte; toplumun, sınıfın ve tarihsel dönemin biçimlendirdiği, denetlediği, düzenlediği bir toplumsal mekândır.

Bu önemli derleme, dijital gözetim, sanat, spor, felsefe, toplumsal cinsiyet, eğitim, sağlık alanları ve mekân, kimlik, benlik kavramları kapsamında bedene odaklanan metinleri bir araya getiriyor.

Kitapta tartışılan kimi konular şöyle:

  • Bir cezalandırma yöntemi olarak elektronik izleme,
  • Çin’de çevrimiçi yönetim ve mobil platformlar üzerinden kurulan bioiktidar,
  • Duyguların tıbbileştirilmesi,
  • Salgının ürettiği beden politikaları ve yeni toplumsallıklar,
  • Yoganın toplumsal ve bireysel görünümleri,
  • Bir yönetme sanatı olarak tıbbileştirme,
  • Bedensel sermaye ve toplumsal eşitsizliklerin üretilmesi,
  • Bedenin eril tarihi,
  • Gıda, beslenme, yemek ve beden sosyolojisi arasındaki ilişki,
  • Sanatta bedenin görünümü…

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Gönül Demez, Meral Timurturkan, Bahar Özkan, Tuğçe Tunca, Sevda Ünal, Mutlu Binark, İnci User, Mehmet Cem Kamözüt, David le Breton, Cihat Ertan, Metin Cevizci, Chris Shilling, Nihan Bozok, Kadir Berk, Cihan Akkaya, Erhan Akarçay ve Ebru Nalan Sülün.

  • Künye: Kolektif – Bedenin Sosyolojisi: Gündelik Hayatın Cisimleşme Deneyimleri, Tıbbileştirme ve Dijital Gözetim, yayına hazırlayan: Gönül Demez, Meral Timurturkan ve Cihan Ertan, Bağlam Yayınları, sosyoloji, 320 sayfa, 2020

Brian Massumi – Hayvanların Politika Hakkında Bize Öğrettikleri (2020)

İnsan kendisini dünyadaki en üstün varlık olarak görse de, doğal yetilerimize yabancılaştığımız için hayvanlardan öğreneceğimiz çok şey var.

Brian Massumi de, hayvanlardan ve bitkilerden politika hakkında neler öğrenebileceğimizi tartışıyor.

Yazar, insanın akıl yürütme, yaratıcılık ve özellikle hayal gücü gibi gelişmiş yetilerini dünyaya hükmetme araçlarına dönüştürerek körelttiğini, bunun sonucu olarak da dünyadaki doğal yerini yitirdiğini söylüyor.

Massumi’ye göre, o artık etkin değil tepkiseldir ve karşıtlıklar üretmeden kendi gücünü (aslında güçsüzlüğünü) hissedemez.

Yine yazara göre, bu durum yalnızca doğanın ahengini bozmakla sonuçlanmamış, aynı zamanda bireysel özgürlüklerin hiçe sayılmasını, toplumsal bölüşümün sakatlanmasını da beraberinde getirmiştir.

Massumi, kendimizi nasıl geri kazanacağımızı ve bunun için de hayvanlardan neler öğrenebileceğimizi tartışıyor.

  • Künye: Brian Massumi – Hayvanların Politika Hakkında Bize Öğrettikleri, çeviren: Emre Sünter, Norgunk Yayıncılık, siyaset, 190 sayfa, 2020

Zygmunt Bauman ve Thomas Leoncini – Akışkan Doğanlar (2020)

‘Akışkan Doğanlar’, Zygmunt Bauman’ın son kitabı.

Özellikle ‘Akışkan Modernite’ kuramıyla ortaya koyduğu özgün ve sarsıcı görüşleriyle bildiğimiz Bauman, bu kitabında da, söz konusu kuramını daha da geliştirerek çağımızın öne çıkan sorunları üzerine derinlemesine düşünüyor..

Bauman’ın İtalyan gazeteci Thomas Leoncini ile yaptığı söyleşilerle ortaya çıkan bu küçük ama etkileyici çalışma, günümüz dünyasında öne çıkan gündem konuları olan saldırganlık, zorbalık, İnternet, estetik, çevrimiçi buluşma ve değişen cinsel kimlikler hakkında dikkat çekici saptamalar barındırıyor.

  • Künye: Zygmunt Bauman ve Thomas Leoncini – Akışkan Doğanlar, çeviren: Elçin Balçık, Sander Yayınları, siyaset, 80 sayfa, 2020

Taner Akpınar – Sermayenin Yeni Hafif Piyadeleri (2020)

Devletin işi, işverenlerin kullanımına hazır bir göçmen işçi ordusu oluşturmaktır.

Örneğin Suriyeli göçmenlerin Türkiye’ye kaçmasından sonra, işverenler hayal bile edemeyecekleri “ucuz” işgücüne kavuştular ve böylece karın tokluğuna Suriyeli göçmen “istihdam” etmeye başladılar.

Taner Akpınar’ın göç ve göçmen işçilik olgusuna çok farklı bir gözle bakmamıza olanak sağlayacak bu çalışması, sermaye ile göçmen emeği arasındaki ilişkiyi görünür kılıyor.

Bizde göç yazını çoğunlukla, göç olgusunu tartışırken çatışma ve gerilim noktalarını gizlemeyi tercih etme yolunu seçer.

Akpınar’ın çalışması ise bunun yerine, tam da sınıflar arasındaki çıkar farklılıkları ve çatışma noktalarını görünürleştirmesi, bunları merkeze almasıyla büyük öneme haiz.

Türkiye göç literatürüne büyük katkı sağlayacak çalışma, sermaye ve göçmen emeği arasındaki ilişkiyi çarpıcı bir şekilde resmediyor.

  • Künye: Taner Akpınar – Sermayenin Yeni Hafif Piyadeleri: ‘Kaçak’ Göçmen İşçiler, Kor Kitap, inceleme, 148 sayfa, 2020

Hans Kloft – Antik Çağ’ın Gizem Kültleri (2020)

Antik Çağ’ın gizem kültlerinin ritüelleri neydi, tanrıları kimdi?

Daha da önemlisi, bu kültler tek tanrılı dinlerde varlıklarını nasıl muhafaza etti?

Hans Kloft, İran’dan Mısır’a, Küçük Asya’dan Avrupa’ya geniş bir coğrafyada gezinerek bu kültlerin izini sürüyor, gizemlerini araştırıyor.

Kloft bunun yanı sıra, söz konusu kültlerin kurumsallaşmış dinlerin içinde varlıklarını nasıl muhafaza ettiklerini açıklıyor ve Roma İmparatorluğu’yla beraber hızlı bir şekilde yayılan Hristiyanlığın içinde de izleri görülen bu gizem kültlerinin ritüelleri ile tanrılarını, başka coğrafyalardaki benzerleriyle karşılaştırıyor.

Kitap, insanoğlunun tarihin bilinen en eski zamanlarından itibaren yaşam biçimine göre değişiklik gösteren çeşitli kültlere tapınmasını ve bu amaçla farklı boyutlarda dini tapınaklar inşa edişini zengin bir bakışla izleyen iyi bir dinler tarihi çalışması.

  • Künye: Hans Kloft – Antik Çağ’ın Gizem Kültleri: Tanrılar, İnsanlar ve Ritüller, çeviren: Tuna Akçay, Runik Kitap, din, 112 sayfa, 2020

Angeliki E. Laiou ve Cécile Morrisson – Bizans Ekonomisi (2020)

Bizans İmparatorluğu’nun iktisadi faaliyetleri ve imparatorluğun ekonomisindeki etkin gruplar üzerine usta işi bir çalışma.

İki önde gelen Bizans tarihi araştırmacısı, Angeliki Laiou ve Cécile Morrisson, demografi, tarım, imalat ve şehir ekonomisi, ticaret, parasal gelişmeler, devletin rolü ve ideoloji gibi konular bağlamında, Bizans ekonomisini dördüncü yüzyıldan İstanbul’un fethedildiği 1453 yılına kadar inceliyor.

Devletin iktisadi faaliyetleri kadar şehirlerin üretici rolü ve toprak sahipleri, zanaatkârlar, sarraflar gibi imparatorluk ekonomisindeki etkin grupları odağına alan çalışma, aynı zamanda Bizans ekonomisiyle Batı Avrupa ekonomisini kıyaslıyor ve sanayi öncesi dünyada, karma ekonominin en başarılı örneklerinden birinin neden Bizans ekonomisi olduğunu tartışmaya açıyor.

Bilhassa iktisat tarihi, Bizans tarihi ve genel olarak da Avrupa Orta Çağ tarihi çalışanların muhakkak edinmeleri gereken bir kitap.

  • Künye: Angeliki E. Laiou ve Cécile Morrisson – Bizans Ekonomisi, çeviren: Bahattin Bayram, Runik Kitap, tarih, 295 sayfa, 2020

Jürgen Trabant – Dil (2020)

Okumak olağanüstüdür, fakat asıl mucize okumayı da olanaklı kılan dildir.

Romen dilleri profesörü Jürgen Trabant, gündelik hayatta üzerine pek düşünmediğimiz dili ve dilin tarihsel gelişimini anlatıyor.

Kitapta, şu önemli soruların yanıtları veriliyor:

  • Neden farklı diller mevcut ve bu diller hangi yönlerden birbirlerinden ayrılırlar?
  • Dünyanın ortak bir dile gereksinimi var mı?
  • Dil farklılıklarından doğan engeller hangi yöntemlerle aşılabilir?
  • Dilin, konuşma ve yazmanın, onları çevreleyen dünyayla ilişkisi nedir?
  • İnsanlar neden dillerini severler?
  • Sosyal, bölgesel, cinsel unsurların dil üzerindeki etkileri nedir?

Dil üzerine düşünen, dilleri seven ve dilbilim çalışan her okurun kitaplığında muhakkak bulunması gereken bir eser.

  • Künye: Jürgen Trabant – Dil: Söz ve Yazının Gelişimi, çeviren: Rahman Akalın, Runik Kitap, dil, 120 sayfa, 2020