Gilles Deleuze, modern felsefenin sınırlarını zorlayan düşünürlerden biri olarak özgün bir kavramsal evren kuruyor. Deleuze’ün felsefesine giriş niteliğinde olan bu kitabında Reidar Due, Deleuze’ün düşünce sistemini derinlemesine inceliyor ve onun felsefi yeniliklerini açıklıyor. Deleuze’ün temel motivasyonu, sabit özlere dayalı düşünceyi reddedip farklılık ve oluş kavramları üzerinden yeni bir ontoloji geliştirmek oluyor. Felsefesi, Aristotelesçi hiyerarşilerden ve Kartezyen öznelikten uzak durarak çokluk, akış ve süreç odaklı bir yaklaşım ortaya koyuyor.
Due, kitabın başında Deleuze’ün Spinoza, Nietzsche ve Bergson gibi düşünürlerden nasıl ilham aldığını gösteriyor. Spinoza’dan monizmi, Nietzsche’den güç istencini ve Bergson’dan süre anlayışını devralan Deleuze, bu öğeleri yeniden yorumlayarak farklılık felsefesini kuruyor. Kavram üretimi onun için statik değil, sürekli bir yaratım süreci anlamına geliyor. Bu bakış, temsilin sınırlarını aşan bir düşünme biçimi sunuyor.
Eserin önemli bir bölümü Deleuze’ün bilim, sanat ve sinema ile ilişkisine ayrılıyor. Ona göre felsefe yalnızca soyut kavramlarla değil, yaşamın tüm yaratıcı alanlarıyla bağlantılı olmalı. Sinema üzerine yazdığı çalışmalar, zaman ve hareket kavramlarını yeniden düşünmesine imkân veriyor. Due, bu fikirlerin çağdaş düşünceye nasıl katkı sağladığını ayrıntılı bir şekilde açıklıyor. Kitap, Deleuze’ün karmaşık felsefesini anlaşılır kılan ve onun modern düşünceye getirdiği radikal perspektifi ortaya koyan bir rehber işlevi görüyor.
- Künye: Reidar Due – Deleuze, çeviren: Abdurrahman Aydın, Sel Yayıncılık, felsefe, 224 sayfa, 2025






