Beliz Güçbilmez – Anne Ben Düştüm mü? (2023)

Gerçek olmadıklarını, üstelik er ya da geç hikâyelerini unutacağımızı bildiğimiz halde filmlerden, romanlardan neden vazgeçemiyoruz?

Karşıladıkları ihtiyaç tanımlanabilir mi?

Kurmacalara neden muhtacız?

Beliz Güçbilmez kurmaca-gerçek ilişkisini, ilk bakışta göze çarpan benzerlikleriyle değil de benzerliğin bağrındaki farkla düşünmeyi öneriyor.

Kurmaca evreninin kişisel deneyim arşivimize ve duygusal repertuvarımıza katkısını da ürettiği hakikati de ancak o farkı koruyarak tecrübe edebileceğimizi anlatıyor.

‘Anne Ben Düştüm mü?’ kurmacaların içinden hayata yönelttiği sorularla, mevcut koşullarda varoluşumuzu daha anlamlı kılmanın güvenli yollarını seriyor önümüze.

Kitaptan bir alıntı:

“Hayat çoğu zaman ‘Neden?’ sorumuza sağır, olup biteni bir mantığa oturtma çabamıza kayıtsızdır. Nedenleri görememenin yol açtığı keyfilik izlenimi, zihnimizi işlevsiz bırakıp bizi gafil avlar, güvenimizi sarsar, kaygılarımızı artırır. Oysa kurmaca, tekil bir yazarın zihinsel tasarımı olduğundan bizi düzenli, kavranabilir, rasyonel bir evrenle buluşturur. Bir romanın, bir filmin karşısında, hayatın ıskartaya çıkardığı anlama hünerimize kavuşuruz. Kurmacanın derli toplu zihni, bizimkine model olur. Öyleyse belki de kurmacalara yönelirken niyetim kafamı dağıtmak değildir de, gündelik hayatın darmadağın ettiği zihnimi toplamaktır. Neden-sonuç miyopisinden kaynaklanan yarın endişesinin pansumanıdır kurmacalar. Anlam veremediğim gündeliğin zihnimde açtığı yaralar, kurmaca karşısında tatlı tatlı kaşınarak iyileşir. Ertesi sabah yataktan kalkıp aynı keşmekeşin içine girebilecek gücü bulabiliyorsam, uzun günün sonunda beni şefkatle beklediğini bildiğim kurmacalar sayesindedir.”

  • Künye: Beliz Güçbilmez – Anne Ben Düştüm mü?: Kurmacalara Neden Muhtacız?, Kolektif Kitap, inceleme, 256 sayfa, 2023

Beliz Güçbilmez – Zaman / Zemin / Zuhur (2023)

 

Geçmiş’in izleri, şimdi’nin hızla akan zamansallığı ve geleceği tahayyül biçimleri sanatta, özellikle de tiyatro sanatında yapıta nasıl ve ne ölçüde yansıyor?

Unutmaya ve hatırlamaya dair pratikler bizde ve Batı’da nasıl farklılaşıyor?

“Unutuşun kolay ülkesinde” yaşayan bizler, geçmişi yok saymaya meylettikçe icra ettiğimiz herhangi bir sanat dalında sadece bugüne çağırabildiğimiz geçmiş temsillerine tutunuyor, hafıza kırıntılarımızla ona yepyeni bir beden şekillendiriyoruz.

İşte bu yeni bedeni, zaten bir tür temsil yoluyla işleyen tiyatro sahnesine çıkardığımızda, hakikatten fazlasıyla uzak bir geçmiş imgesiyle kendimizi yanıltıyor olabilir miyiz?

‘Zaman / Zemin / Zuhur’da Beliz Güçbilmez işte tam da böyle bir merakla, Osmanlı’dan köklenen, Tanzimat’la birlikte geçmişinden kopmaya niyetli üstelik Batı tiyatrosuna öykünen gerçekçiliğiyle, yeni kurulan cumhuriyetin gölgesinde filizlenen Türk tiyatrosunun bebek adımlarının peşine düşüyor.

Güçbilmez kitabında Antik Yunan’dan beri süregelen Batılı tiyatro geleneğine özenen Türk tiyatrosunun çocukluğunu ve bir nevi ergenlik sancılarını dışarıdan, son derece detaycı ama bir o kadar da anlayışlı bir bakış açısıyla analiz ediyor.

Kitaptan bir alıntı:

“Geçmişinden kaçan toplum, o geçmişi yok saymanın yolunu bulmuş, tiyatrosunda, üstelik de gerçeği temsil etmeyi vaat eden “gerçekçi” tiyatrosunda geçmişle hiç ilgilenmemiş, yekpare bir an’da, dondurulmuş bir zaman’da ve salt bir “satıh”a dönüşmüş zemininde, kendini, ansızın zuhur eden hikâyelere tutturmuştur. Öyleyse gerçekçi Türk tiyatrosu kendini derinliksiz, iki boyutlu bir satıh olarak kurdukça, anlattığı hikâyeyi ona yaklaşmadan, kişilerini canlandırmadan dışardan anlattıkça, sadece görünümü, sathı ya da dışıyla ilgilenen bir zâhirperest’e dönüşmüş; ‘Araba Sevdası’nın züppesi Bihruz’un ruhunu hiç durmadan şâd etmiştir.”

  • Künye: Beliz Güçbilmez – Zaman / Zemin / Zuhur: Geçmişin Tiyatral Temsili (Doğrudan Perspektifli Resimden Minyatüre), Kolektif Kitap, tiyatro, 264 sayfa, 2023

Kolektif – Ulus Baker’i Okumak (2021)

Ulus Baker’in yazılarını estetikten tarihe, felsefeden sosyolojiye, farklı ilgi ve bilgi alanlarıyla etkileşime açan usta işi bir derleme.

Ulus Baker’in yazdıkları, kalıcı izler bıraktı.

2015’ten beri “Ulus Baker Okumaları” adıyla onun metinlerinden biri etrafında hazırlanan sunuşlar ve yürütülen tartışmalar, bu kitapta bir araya getirilmiş.

Çalışma bu yönüyle, Baker’in “derinlere daldıran, uzaklara götüren” yazılarının hakkını veren bir seçki niteliğinde.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Şükrü Argın, Ali Artun, Mustafa Çağlar Atmaca, Eylem Canaslan, Özge Çelikaslan ve Alper Şen, Gülsüm Depeli, Toros Güneş Esgün, Beliz Güçbilmez, Can Gündüz, Ahmet Gürata, Fulden İbrahimhakkıoğlu, Emre Koyuncu, Barış Mücen, Oktay Özel, Mehmet Şiray, Özgür Taburoğlu, Latif Yılmaz ve Hakan Yücefer.

  • Künye: Kolektif – Ulus Baker’i Okumak (2015-2019), derleyen: Onur Eylül Kara, İletişim Yayınları, sosyoloji, 352 sayfa, 2021

Kolektif – Efendime Söyleyeyim: Hasan Ali Toptaş Kitabı (2010)

Uzun soluklu bir çalışmanın ürünü olan ‘Efendime Söyleyeyim’, Türkiye edebiyatının önde gelen simalarından Hasan Ali Toptaş’ın hayatına ve edebiyatına odaklanan metinlerden oluşuyor.

Toptaş’ın hem eserlerinin hem de kendisinin bugünden görülen bir profili olarak kurgulanan kitapta, hayatı ve edebiyata yaklaşımı üzerine ayrıntılı bir söyleşi, eserlerini çevirenlerin ve tiyatro ile sinemaya uyarlayanların deneyimleri, şimdiye kadarki bütün eserleri üzerine yazılan inceleme yazıları, edebiyat dostlarının anıları, okurlarından mektuplar, kendi metinlerinden ve nihayet, Toptaş üzerine yazılan yazılardan yapılmış alıntılar yer alıyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle:

Mesut Varlık, Süha Oğuzertem, Stefan Weidner, Gerhart Meier, Tuula Kojo, Victor Bottenbley, Celil Toksöz, Mahir Günşıray, Kamucan Yalçın, Hakan Karahan, Ümit Ünal, Altan Erkekli, Eda Çaça, Asaf Koçak, Alper Akçam, Çimen Günay-Erkol, Beliz Güçbilmez, Şâmil Yılmaz, Ebru Ağca, Ersin Altay, Ayşe (Eziler) Kıran, Meral Oraliş, Mavisel Yener, Feridun Andaç, Zeynep Erk Emeksiz, Elif Türker, Yıldız Ecevit, Bülent Yıldız, Mahmut Temizyürek, Sibel Ercan, Aydan Çelik, Haydar Ergülen, Semih Gümüş, Handan İnci, Faruk Duman, Tacettin Kandemir, Necmiye Alpay, İshak Reyna, Cemil Kavukçu, Akif Kurtuluş, Ethem Baran, Abdullah Ataşçı ve Şükrü Erbaş.

  • Künye: Kolektif – Efendime Söyleyeyim: Hasan Ali Toptaş Kitabı, hazırlayan: Mesut Varlık, İletişim Yayınları, armağan, 528 sayfa