Rosa Luxemburg – Toplumsal Reform ya da Devrim & Kitle Grevi, Parti ve Sendikalar & Teori ve Pratik (2021)

Büyük devrimci Rosa Luxemburg’un kaleminden çıkan son sözcükler şunlardı: “Vardım, varım, var olacağım!”

Luxemburg’un üç siyasi yazısını bir araya getiren bu kitap ise, böylesine tarihsel bir figürün katkılarını soğurmak ve yeniden düşünmek için harika bir fırsat.

Kitabın ilk yazısı olan “Toplumsal Reform ya da Devrim”, İkinci Enternasyonal içindeki reformcu eğilimlere karşı bir manifesto niteliğinde.

Bu metin, “Teori ve Pratik” ile birlikte, kapitalizme ilişkin temel Marksist tezlerin geçerliliğini yitirdiğinden hareketle reformcu bir siyaset öneren anlayışa ve kapitalizmin görünürdeki istikrarının yarattığı illüzyona verilen en yaratıcı yanıttır.

“Kitle Grevi, Siyasal Parti ve Sendikalar” ise, Luxemburg’un devrimci mücadelede kendiliğindenlik, örgütlenme ve siyasal-toplumsal gelişmişlik sorunlarını derinlemesine çözümlediği bir çalışmadır.

Luxemburg’un üç önemli metninin daha, hem de yakın zamanda yine aynı yayınevi tarafından ‘Devrimin Güncelliği & Lenin’le Tartışmalar & Örgütlenme ve Demokrasi’ başlığıyla yayımlanacağını da belirtelim.

  • Künye: Rosa Luxemburg – Toplumsal Reform ya da Devrim & Kitle Grevi, Parti ve Sendikalar & Teori ve Pratik, çeviren: Tunç Tayanç, Dipnot Yayınları, siyaset, 264 sayfa, 2021

Kolektif – Marksizm Kılavuzu (2021)

Bu özgün çalışma, Marx’ın çalışmalarında kıyıda köşede kalmış yahut kendine yer bulamamış pek çok kavramı Marksizm bağlamında yeniden yorumluyor.

Burada ahlaki çoğulculuktan biyo-kapitalizme, büyük veriden kapitalizmi queerleştirmeye, kültürel Marksizmden madun çalışmalarına, prekaryadan postkolonyalizmin Marksist eleştirisine pek çok konu tartışılıyor.

Kitapta yer alan kısa makaleler, bunun gibi pek çok konuyu irdelediği gibi, değişen toplumsal ve politik dünyamız ışığında Marx’ın temel varsayımlarını sorgulama ve geliştirme çabasına da girişiyorlar.

  • Künye: Kolektif – Marksizm Kılavuzu: Kıyıdan Köşeden, derleyen: Krisis | Journal for Contemporary Philosophy Yayın Kurulu, çeviren: A. Kadir Gülen, Dipnot Yayınları, rehber, 368 sayfa, 2021

Jane Gallop – Cinsel Tacizle Suçlanan Feminist (2020)

Son zamanlarda yaşanan ifşalarla Türkiye’de de yoğun şekilde tartışılan cinsel tacizle nasıl mücadele edebiliriz?

Jane Gallop’un yayımlandığında Amerika’da feminist çevrelerde büyük yankı uyandıran bu ufuk açıcı kitabı, cinsel taciz politikalarının nasıl ele alınması gerektiğini tartışıyor.

Gallop, geleneksel ahlakçı kaygıların cinsel tacize dair feminist tavrı geri plana atması tehlikesinin, kadınların ahlakçı şekilde korundukları geleneksel görüşle değil, kadının özgürleşmesine dair feminist hedefle uyumlu olacak biçimde gelişmesiyle aşılabileceğini belirtiyor.

Yazar bu çalışmasını da, kadınların saflığını korumaya yönelik söz konusu gelenekçi görüşe, başka bir deyişle kadınların kamusal alana katılımını daima tehdit etmiş olan bildik kollamacı tutuma karşı direnmek amacıyla yazmış.

Kitap bu yönüyle, Türkiye’de sadece cinsel tacize karşı değil, aynı zamanda ahlakçılığa, muhafazakârlığa ve gericiliğe karşı yürütülen feminist mücadeleye büyük katkı yapacak türden.

  • Künye: Jane Gallop – Cinsel Tacizle Suçlanan Feminist, çeviren: Alev Özkazanç, Dipnot Yayınları, kadın, 112 sayfa, 2020

Kolektif – Maraş Katliamı (2020)

Maraş’ta yaşananlar, korkunç bir katliamın çok ötesindeydi: yapılan, tam anlamıyla “pogrom” niteliğinde bir hunharlıktı.

Bu derleme de, Maraş Katliamı’nı farklı yönleriyle irdeliyor ve bu vahşeti hafızalardan sildirmeye yönelik girişimlere meydan okuyor.

Maraş Katliamı’yla gerçek anlamda bir yüzleşmeye çağıran kitabın çerçevesi, bu süreçte rol almış “namlı katiller”in çok ötesine uzanıyor.

Bir anlamda bu katliama zemin hazırlayan politik anlayışla hesaplaşmasıyla da dikkat çeken çalışma, katliamda doğrudan veya dolaylı payı bulunan “Cumhuriyetçi seçkinler”, “milliyetçi baronlar” ve “İslamcı müteşebbisler”e yönelik derinlemesine bir sorgulama yürütüyor.

Bilindiği gibi Maraş’ın “masum halkı”nın bir kesimi de, o süreçte komşusunun canına kastedip evini yağmalamıştı.

Kitap, söz konusu halkı da sorgulamaya dâhil ederek bir toplumsal sorumluluk çağrısı içeriyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Orhan Gazi Ertekin, Hamit Kapan, Derviş Koç, Saim Sağnak, Birgül Metin Sarıkaya, Seyit Sönmez, Halil Bozdoğan, Fevzi Saygılı, Mustafa Ertekin, Aydın Çubukçu, Hasan Şükrü Dal, Erhan Buldanlıoğlu, Tahsin Kozanoğlu ve İsmet Yüce.

  • Künye: Kolektif – Maraş Katliamı: Vahşet, Direniş ve İşkence, derleyen: Orhan Gazi Ertekin, Dipnot Yayınları, siyaset, 320 sayfa, 2020

Kolektif – Aleviler ve Sosyalistler, Sosyalistler ve Aleviler (2020)

Sosyalistler ile Aleviler arasındaki ilişkiyi geçmişten bugüne izleyen çok önemli bir derleme.

Alevi topluluklarının tarihlerinin önemli bir parçası olan sosyalist hareket, bugünlerde yeniden tartışılıyor, hatta eleştiriliyor.

Gerici, yobaz kesimler tarafından yürütülen tartışma ise, esasında Aleviliği sosyalist hareketten uzaklaştırıp onun yerine milliyetçi, ırkçı, faşist veya devlet tapıncıyla müteşekkil bir yapıyı geçirmeyi amaçlıyor.

İşte bu kitap da, sosyalistler ile Aleviler arasında gelişen ilişkileri çok yönlü bir bakışla ele aldığı gibi, aynı zamanda buna yönelik söz konusu eleştirilere yanıt veriyor.

Geçmişten bugüne sosyalistler ile Aleviler arasında gelişen iç içeliklerin ve karşılaşmaların mekanda, zamanda ve çeşitli örgütsel formlardaki izlerini takip eden çalışmaya yazılarıyla katkıda bulunan isimler ise şöyle: Şükrü Aslan, Seçil Aslan Çoşkuner, Murat Coşkuner, Dilek Kızıldağ Soileau, Mehmet Ertan, İbrahim Bahadır, Hüseyin Aygün, Cemal Salman, Ali Duran Topuz, Kelime Ata, Yelda Yürekli, Fikriye Yücesoy, Ayhan Yalçınkaya, Menekşe Aykan, Erdoğan Aydın, Demir Küçükaydın, Sefa Feza Arslan ve İsmail Beşikçi.

  • Künye: Kolektif – Aleviler ve Sosyalistler, Sosyalistler ve Aleviler: Bir Karşılaşmanın Kenar Notları, derleyen: Ayhan Yalçınkaya ve Halil Karaçalı, Dipnot Yayınları, siyaset, 376 sayfa, 2020

Mehmet Ali Ağaoğulları – Fransız Devrimi’nde Siyasal Düşünceler ve Mücadeleler (2020)

Fransız Devrimi’nde öne çıkan siyasal düşünce ve mücadeleler üzerine çok iyi bir çalışma.

Mehmet Ali Ağaoğulları, ‘Fransız Devrimi’nde Siyasal Düşünceler ve Mücadeleler’ adlı çalışmasının ilk cildi olan bu kitabında, bu düşünceleri, Robespierre’den Marat’ya ve Mirabeau Kontu’na, dönemin önde gelen aktörlerinin fikir ve yorumlarını merkeze alarak irdeliyor.

Kitapta, halk egemenliği, insan hakları, düşünce özgürlüğü, kadınların durumu, kölecilik, dinsel yapı, cumhuriyet, savaş, feodalizme son verilmesi, XVI. Louis’nin kaçışı ve yakalanması, krallığın düşüşü, Jakoben iktidarın yapılanması, bu iktidara karşı çeşitli muhalefet hareketlerinin biçimlenmesi ve Devrimci Yönetim ile terörün uygulanması gibi konular derinlemesine ele alınıyor.

Ağaoğlu, bu tema ve olayları, sınıfsal ilişkileri de göz ardı etmeden aydınlatıyor.

Kitaptan birkaç alıntı:

“Basın özgürlüğü ya bütüncül ve tanımlanmaz olmalıdır ya da yoktur… Kısacası, ya sınırsız basın özgürlüğünü kabul etmek ya da tüm özgürlüklerden vazgeçmek gerekir.” -Maximilien Robespierre

“Hiç kimse, en radikal düşünceleri için bile rahatsız edilmemelidir. Kadının darağacına çıkma hakkı vardır; aynı şekilde, yasayla kurulmuş kamusal düzene eylemleriyle zarar vermediği sürece Meclis kürsüsüne de çıkma hakkı olmalıdır.” -Olympe de Gouges

“Hoşgörüyü salık vermeye gelmiyorum. En sınırsız din özgürlüğü benim gözümde öylesine kutsal bir haktır ki, hoşgörü sözcüğü, kim tarafından dile getirilirse getirilsin, bana bir bakıma despotik olarak görünür; çünkü hoşgörü yetkisi olan bir otorite düşünce özgürlüğünü ihlal edebilir; hoşgörü gösterebileceği gibi göstermeyebilir de.” -Mirabeau Kontu

“Düşüncelerin iletişimini köstekleyerek engellemek, insanların insan olmalarını önlemek ve onları ilkel yaratıklar sınıfı içine hapsetmektir. Böyle bir davranışı uygulayanlar sadece tiranlardır.” -Jean-Paul Marat

“Bir insanı bir tür tanrı haline getiren ve yasaların güçlü olmasını onun varlığına bağlayan şu saçma sapan hurafeye körü körüne inanıldığı o eski zamanlarda yaşamıyoruz artık.” -Condorcet Markisi

  • Künye: Mehmet Ali Ağaoğulları – Fransız Devrimi’nde Siyasal Düşünceler ve Mücadeleler 1789-1794, Cilt 1: Özgürlüğün İcadı, Dipnot Yayınları, tarih, 344 sayfa, 2020

Peter Hudis – Fanon: Barikatların Filozofu (2020)

“Biz… artık nefes alamadığımız için de isyan ediyoruz.”

Frantz Fanon bu sözü, Amerika’da siyahilere yönelik uygulanagelen protestolarda gündeme gelen bir slogan olmasından çok önce, 1960’ların başında söylemişti.

Peter Hudis’in eldeki kitabı da, Fanon’un hayatı ve mücadelesi üzerine dört dörtlük bir çalışma.

Hudis, Fanon’un hayatını ve çalışmalarını eleştirel bir bakışla izlemekle kalmıyor, aynı zamanda Fanon’un yazdıklarının günümüzde ırkçılık ve onun doğurduğu yabancılaşmaya nasıl güçlü yanıtlar verdiğini de gözler önüne seriyor.

Fanon, kendi döneminin toplumsal mücadeleleri içerisinde yeni bir insanlık uğruna bıkmadan usanmadan çabaladığı için yirminci yüzyılın önde gelen düşünürlerinden biriydi.

Hudis’in çalışması ise, Fanon’un mevcut momente özgürleştirici bir alternatif geliştirme çabasının yeniden canlanmasına yardımcı olup olamayacağını tartışmasıyla özellikle dikkat çekiyor.

  • Künye: Peter Hudis – Fanon: Barikatların Filozofu, çeviren: İbrahim Yıldız, Dipnot Yayınları, biyografi, 216 sayfa, 2020

Kolektif – Kolektif Hafıza Kitabı (2020)

Kolektif hafıza son yıllarda en çok gündeme gelen kavramlardan.

Peki, kolektif hafıza tam olarak ne anlama geliyor.

İşte bu usta işi derleme de, kavramın anlamını ve kökenini çok yönlü bir bakışla ortaya koymasıyla büyük bir boşluğu dolduruyor.

Kitaba katkıda bulunan yazarlar, öncüler ve klasiklerden çağdaş çalışmalara, kolektif hafızayı konu edinen eski ve yeni çalışmaları çok yönlü bir bakışla irdeliyor.

Alana giriş yapmak isteyen her okurun muhakkak edinmesi gereken bir eser.

  • Künye: Kolektif – Kolektif Hafıza Kitabı, derleyen: Jeffrey K. Olick, Vered Vinitzky-Seroussi ve Daniel Levy, çeviren: Zehra Can, Ümit Keskin ve Tarık Özbek, Dipnot Yayınları, sosyoloji, 363 sayfa, 2020

Gayatri Chakravorty Spivak – Madun Konuşabilir mi? (2020)

Madun ne zaman konuşabilir, kendini ne zaman ifade edebilir?

Gayatri Chakravorty Spivak, çağdaş siyaset kuramında bugün klasik haline gelmiş bu makalesinde, bu sorunun yanıtını arıyor.

Bu metninde, madunların konuşabilmelerinin önündeki çeşitli engelleri ifşa eden Spivak’a göre direniş için, konuşabilmek için belli bir kuramsal arka plan yahut geçerlileştirme mekanizmaları gereklidir.

Zira düşünüre göre, bu mekanizmaların yokluğunda madunun sesi indirgenmiş, asimile edilmiştir olarak kalacaktır.

Kitabın bir özgünlüğü de, Spivak’ın kitaba adını veren makalesini yıllar sonra yeniden gözden geçirdiği başka bir yazısına da yer vermesi.

Spivak bu ikinci metninde ise, ‘Madun Konuşabilir mi?’ makalesine yönelik eleştirilere yanıt veriyor, aynı zamanda söz konusu makaledeki kimi tezlerini de güncelliyor.

  • Künye: Gayatri Chakravorty Spivak – Madun Konuşabilir mi?, çeviren: Emre Koyuncu, Dipnot Yayınları, siyaset, 130 sayfa, 2020

Ayhan Yalçınkaya – Aleviler de Bildiri-r (2020)

Alevi aktör ve kurumlarının yayımladığı bildirilerden yola çıkarak Alevilerdeki devlet tahayyülünü eleştirel bir gözle irdeleyen, özgün bir çalışma.

Kitabın yazarı Ayhan Yalçınkaya, Alevi aktörlerin devletle ilişkilerini yakın tarih bağlamında araştırdığı kitabında, bildiri yayınlayan Alevi aktörlerin devletin büyüklüğü ve yüceliğini baştan veri olarak saydıklarını, bunun nedeninin de kendi siyasallıklarından vazgeçmeleri olduğunu söylüyor.

Bunu yaparken 1963 tarihli İstanbul ve Ankara Üniversiteli Alevi gençlerin bildirgesinden 2004 tarihli ABF basın açıklamasına pek çok bildiriyi ele alan Yalçınkaya, Alevilerin devlet tahayyüllerinin ne olduğunu ve bu tahayyüllerdeki yanılsamaları tartışmaya açıyor.

  • Künye: Ayhan Yalçınkaya – Aleviler de Bildiri-r: Alevi Bildirilerinde Devlete Kaçış, Dipnot Yayınları, siyaset, 384 sayfa, 2020