John Freely – At Üstünde Fırtına (2012)

John Freely ‘At Üstünde Fırtına’da, Anadolu Selçuklularının hikâyesini anlatıyor.

Freely, kitabının ilk kısmında, Selçukluların ve onların doğrudan halefi olan Türkmen beyliklerinin tarihini, bunların birbirleriyle ve Bizans İmparatorluğu’nda yaşayan Rumlar, Batı Avrupalı Haçlılar, Venedikliler, Orta Asya Moğolları, Mısır Memlukları, Doğu Anadolu ve çevresinde yaşayan Ermeniler, Kürtler, Türkmen aşiretleri ve Araplarla savaşlarını anlatıyor.

Türkiye’deki Selçuklu mirasına ilişkin bir gezi rehberi niteliğindeki kitabın ikinci kısmı da, gezgini İstanbul’dan Doğu Anadolu’ya götüren bir dizi güzergâh şeklinde tasarlanmış.

  • Künye: John Freely – At Üstünde Fırtına: Anadolu Selçukluları, çeviren: Neşenur Domaniç, Doğan Kitap, tarih, 244 sayfa

Lucia Puenzo – Balık Çocuk (2012)

  • BALIK ÇOCUK, Lucia Puenzo, çeviren: Seda Ersavcı, Doğan Kitap, roman, 149 sayfa

 

Lucia Puenzo’nun burjuva yaşamı hedef tahtasına koyduğu ilk romanı ‘Balık Çocuk’, bir adaletsizlik hikâyesi olarak da okunabilir. Roman, zengin bir ailenin genç kızı Lala ile on yedi yaşındaki Paraguaylı hizmetçileri Guayi’nin aşkını hikâye ediyor. Romanın anlatıcısı da, zeki bir köpek olan Serafim’dir. Serafim, iki genç kız arasında yaşanan aşkın ve âşıkların evdeki eşyaları satarak biriktirdikleri parayla Paraguay’a gidip, içinde bir balık çocuğun yaşadığı göl kıyısında bir ev yaptırma planlarından haberdardır. Fakat Serafim’in de tanık olacağı gibi iki âşık, büyük adaletsizliklerle trajik bir şekilde yüzleşecektir.

Eric-Emmanuel Schmitt – Şişmanlayamayan Sumocu (2012)

  • ŞİŞMANLAYAMAYAN SUMOCU, Eric-Emmanuel Schmitt, çeviren: Bahadırhan Bozkurt, Doğan Kitap, roman, 64 sayfa

Eric-Emmanuel Schmitt’in günümüzde dinleri ele aldığı beş romanlık dizisinin sonuncusu olan ‘Şişmanlayamayan Sumocu’, Zen Budizm aracılığıyla sevgiyi keşfeden Tokyolu Cun’un hikâyesini anlatıyor. Gençliğini Tokyo caddelerinde dolanıp ıvır zıvır satarak tüketmekte olan Cun’un yolu, günün birinde sumo güreşi hocalarından Şomintsu ile kesişecektir. Hoca’nın düşüncesine göre Cun, çok iyi bir Sumo güreşçisi olabilir. Fakat ortada bir sorun vardır: Cun, çokça uğraşsa dahi şişmanlayamamaktadır. Cun, şişmanlamak için canla başla çaladursun, bu süreçte tanıştığı Zen Budizm aracılığıyla ailesini, sevgiyi ve aşkı keşfeder.

Mehmet Ali Birand ve Reyhan Yıldız – Son Darbe: 28 Şubat (2012)

  • SON DARBE: 28 ŞUBAT, Mehmet Ali Birand ve Reyhan Yıldız, Doğan Kitap, siyaset, 374 sayfa

 

28 Şubat 1997’de yaşananlar, kimileri tarafından “balans ayarı” şeklinde, kimileri tarafından da “post-modern darbe” olarak tanımlanmıştı. Ülkenin geleceğini yeni baştan düzenleyen bu darbe, Türkiye demokrasi tarihinde kara bir leke olarak yerini almış bulunmakta. Elimizdeki kitap ise, Mehmet ali Birand ve Reyhan Yıldız’ın 28 Şubat’la ilgili yaptıkları dikkat çekici belgeseli kayda geçiriyor. Belgeselde, darbe mağdurları, demokrasi taraftarları, tanıklarla yapılmış görüşmelere yer veriliyor. Kitabın ayrıca, sürenin kısıtlılığı nedeniyle belgesele alınmayan bazı bilgi ve röportajlara yer verdiğini de belirtelim.

Kim John Payne ve Lisa M. Ross – Daha Sade Bir Hayat (2012)

 

  • DAHA SADE BİR HAYAT, Kim John Payne ve Lisa M. Ross, çeviren: Arzu Birkan, Doğan Kitap, çocuk, 285 sayfa

‘Daha Sade Bir Hayat’, ebeveyn-çocuk ilişkisinde sadeleşmenin nasıl dingin anlar yarattığını ve nitelikli ilişkilerin tam da bu noktada kurulabildiğini ortaya koyuyor. Stres, koşuşturmaca, teknoloji bombardımanı ve alışveriş çılgınlığı, günümüz ilişkilerini çıkmaza sokan başlıca tehditler. Çocuklar, bu durumdan en çok etkilenenlerin başında geliyor. Çünkü şimdi, çocuklarla ilişki neredeyse kaybedilmiştir. İşte “Hiperaktivite, dikkat bozukluğu, travma sonrası stres belirtilerinden iyileşmenin yolu ilaçlardan değil sadeleşmeden geçiyor” diyen yazarlar da burada, doğal ilişkinin mucizevi etkisini gözler önüne seriyor.

Meri İstiroti – Otuz Yaşa Mektuplar (2012)

 

  • OTUZ YAŞA MEKTUPLAR, Meri İstiroti, Doğan Kitap, mektup, 373 sayfa

Meri İstiroti ‘Otuz Yaşa Mektuplar’ için, hayatlarını ve bulundukları mevkilere nasıl geldiklerini merak ettiği birçok kişiyle görüşmüş. Kitapta, ticaret, bilim ve kültür-sanat gibi farklı alanlarda ün yapmış isimlerin, otuz yaşlarına hitaben kaleme aldıkları mektuplar yer alıyor. Birçok insan geçmişini düşünürken, “bugünkü aklım olsaydı çok daha farklı davranırdım” demekten kendini alamaz. Burada yer alan mektupları en iyi özetleyen cümle de, herhalde bu olur. Kitaba katılan isimler, hayatlarının bir muhasebesini çıkardıkları gibi, kendi gençliklerine dair deneyimlerini, şimdinin gençleriyle paylaşıyorlar.

Saygı Öztürk ve Kemal Yurteri – MGK (2011)

  • MGK, Saygı Öztürk ve Kemal Yurteri, Doğan Kitap, inceleme, 258 sayfa

 

Saygı Öztürk ve Kemal Yurteri ‘MGK’da, yıllardır kapalı kapılar ardında kararların alındığı Milli Güvenlik Kurulu’nun dünü ve bugününü inceliyor. Kitapta, MGK’nın nasıl çalıştığı, denetimleri nasıl yaptığı, kurulda kimin hangi görevi üstlendiği, MGK’ya sunulan irticai örgütler raporunun başına nelerin geldiği, 28 Şubat toplantısında MGK’da yaşananlar, MGK’daki “Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki köstebek” tartışması, kurulun en tartışmalı toplantıları, gizli yazışmaları, kurulda alınıp da asla uygulanamayan kararlar ve 12 Eylül darbesinden sonra Terörle Mücadele Tasarısı için MGK’da kurulan komisyon gibi ilginç konular yer alıyor.

Ender Saraç, Betül Ay ve Ayvaz Akbacak – İlaç Gibi Yemekler (2011)

  • İLAÇ GİBİ YEMEKLER, Ender Saraç, Betül Ay ve Ayvaz Akbacak, Doğan Kitap, sağlık, 195 sayfa

 

Bir uzman doktor, bir diyetisyen ve deneyimli bir şef tarafından yazılan elimizdeki kitap, sağlıklı beslenme konusunda öneriler veriyor ve  çok sayıda lezzetli diyet yemeği tarifi sunuyor. Diyet yemekleri denince, insanların aklına haşlanmış kabak, brokoli salatası gibi yiyecekler gelir. Fakat, dengeli bir şekilde protein, kompleks karbonat ve sağlıklı yağlar barındıran tariflere yer veren bu kitap, bu tür yemeklerden öte, diyet kebabı, diyet pizza ve lahmacunu, fırında sağlıklı karnıyarık, ıspanaklı börek gibi lezzetli ve sağlıklı tariflere yer veriyor. Kitap, sağlığından da tat duyusundan da taviz vermek istemeyenler için birebir.

David Mitchell – Bulut Atlası (2011)

  • BULUT ATLASI, David Mitchell, çeviren: Bilge Gündüz, Doğan Kitap, roman, 639 sayfa

 

David Mitchell ‘Bulut Atlası’ ile, farklı karakterlerinin hikâyelerini geniş bir zaman dilimine yaydığı bir kurguyla karşımıza çıkıyor. Bir kıyamet anlatısı olarak düşünülebilecek roman, 1850’den başlayarak, bilimin ve uygarlığın çöktüğü bilinmeyen bir geleceğe uzanıyor. Roman, her biri farklı dönemlerde yaşamış noter Adam Ewing, besteci Robert Frobisher, gazeteci Luisa Rey, yayıncı Timoty Cavendish, garson kız Somni ve genç yerli Zachry’den oluşan karakterlerinin yaşadıklarını, farklı bir dil, üslup ve teknikle anlatırken, bu karakterleri ortak bir olayda buluşturuyor. Romanın, İngiltere’de iki prestijli ödül kazandığını da belirtelim.

Hakan Yaman – İsrafil’in Kanatları (2007)

  • İSRAFİL’İN KANATLARI, Hakan Yaman, Doğan Kitap, roman, 359 sayfa

 

‘İsrafil’in Kanatları’, Hakan Yaman’ın ilk romanı. Yaman’ın romanı, mekân olarak, 1950’lerin Kuzguncuk’unda geçiyor. Dinlerin, dillerin ve insanların bir arada yaşadığı bu dönemde, Raffi, David, Teodor ve Ömer, bütün sırların gizlenmiş olduğu kayıp bir kitabın izini sürer. Bu, Tanrı’nın kâinatı yaratmadan önce, insanların yolunu aydınlatsın diye göndermiş olduğu ve en eski dille yazılmış bir kitaptır. Kahramanlarımızın bu arayışta, uzun geceler boyunca, ucuz şarap eşliğinde yaptıkları felsefe sohbetleri, kurgunun asıl ilgi çeken yönü. Yaman’ın bu çerçeve içine yerleştirdiği, Sırp köle Miloş’un Osmanlı’ya vezir olduğu günler ise, romanın tarihsel özelliklerini zenginleştiriyor.